Şekerden üretilen batarya yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırabilir

Güneş ve rüzgar enerjisi üretimi düşük olduğunda şebeke ölçekli batarya sistemi büyük miktarda enerji depolayabilir

Akış pili araştırmacısı Ruozhu Feng, uzun ömürlü bir şebeke enerji bataryası için gereken malzemelerle poz veriyor (Andrea Starr/ Pasifik Kuzeybatı Ulusal Laboratuvarı)
Akış pili araştırmacısı Ruozhu Feng, uzun ömürlü bir şebeke enerji bataryası için gereken malzemelerle poz veriyor (Andrea Starr/ Pasifik Kuzeybatı Ulusal Laboratuvarı)
TT

Şekerden üretilen batarya yenilenebilir enerjiye geçişi hızlandırabilir

Akış pili araştırmacısı Ruozhu Feng, uzun ömürlü bir şebeke enerji bataryası için gereken malzemelerle poz veriyor (Andrea Starr/ Pasifik Kuzeybatı Ulusal Laboratuvarı)
Akış pili araştırmacısı Ruozhu Feng, uzun ömürlü bir şebeke enerji bataryası için gereken malzemelerle poz veriyor (Andrea Starr/ Pasifik Kuzeybatı Ulusal Laboratuvarı)

Bilim insanları, şebeke ölçeğinde enerjiyi bir yıldan uzun süre depolayabilen, rekor kıran bir batarya üretmek için şeker kullandı.

Bu atılım, güneş veya rüzgar enerjisi üretimi düşük olduğunda talebi karşılamak için fosil yakıtlara bel bağlamaktan kaçınmak adına muazzam miktarda batarya depolaması gerektiren yenilenebilir enerji kaynaklarına geçişi hızlandırabilir.

ABD Enerji Bakanlığı'nın Pasifik Kuzeybatı Ulusal Laboratuvarı'ndan (PNNL) bir ekip, enerjiyi depolamak ve serbest bırakmak amacıyla elektrokimyasal bir reaksiyon üretmek için iki sıvı dolu oda kullanan akış pillerini araştırırken en son keşfi yaptı.

Akış bataryaları futbol sahası büyüklüğünde üretilme potansiyeline sahip ve muazzam miktarlarda enerji depolayabilir. Fakat onları üretmek için kullanılan mevcut yöntemler elde edilmesi zor ve yüksek maliyetli maden minerallerine dayanıyor.

Yeni yöntem araştırmalarını yöneten batarya araştırmacısı Wei Wang, "Bu, akışkan pil elektroliti geliştirmeye yönelik yepyeni bir yaklaşım" dedi.

Enerji dönüşümünü hızlandırmak için tasarlanmış tamamen farklı bir katalizör türü kullanabileceğinizi gösterdik.

Araştırmacılar, akış pillerinin uzun ömürlülüğünü ve kapasitesini artırmak için nişastanın bir türevi olan β-siklodekstrin adlı çözünmüş basit bir şeker kullandı.

Sistem, mevcut yöntemlerden yüzde 60 daha fazla maksimum güç elde ederken, aynı zamanda enerjiyi bir yıldan uzun süre boyunca sürekli depolayıp serbest bırakabiliyor.

Araştırmacılara göre bu son gelişme, yeni nesil batarya tasarımını "ölçek büyütme adayı" haline getiriyor.

Enerji Bakanlığı'nın Elektrik Ofisi'nde enerji depolama araştırması direktörü Imre Gyuk, "Her zaman yeni malzemeler için dünyayı kazamayız" dedi.

Tıpkı ilaç ve gıda endüstrileri gibi, büyük miktarlarda sentezleyebileceğimiz kimyasallarla sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirmemiz gerekiyor.

Araştırmayı detaylandıran "Proton-regulated alcohol oxidation for high-capacity ketone-based flow battery anolyte" (Yüksek kapasiteli keton bazlı batarya anoliti için protonla düzenlenmiş alkol oksidasyonu) başlıklı bir çalışma Joule adlı bilimsel dergide yayımlandı.

Independent Türkçe



500 yıl yaşayan köpekbalığının DNA dizilimi çıkarıldı

Grönland köpekbalıkları yaklaşık 150 yaşında cinsel olgunluğa erişiyor (Reuters)
Grönland köpekbalıkları yaklaşık 150 yaşında cinsel olgunluğa erişiyor (Reuters)
TT

500 yıl yaşayan köpekbalığının DNA dizilimi çıkarıldı

Grönland köpekbalıkları yaklaşık 150 yaşında cinsel olgunluğa erişiyor (Reuters)
Grönland köpekbalıkları yaklaşık 150 yaşında cinsel olgunluğa erişiyor (Reuters)

Bilinen en uzun ömürlü omurgalı olan Grönland köpekbalığının nasıl hayatta kaldığına dair yeni bulgular edinildi. 

Bilim insanları, ortalama yaşam süresi 270'le 500 yıl arasında değişen bu köpekbalığının genomunu analiz ederek DNA onarım mekanizmalarını inceledi. 

Araştırmacıların, henüz hakem onayından geçmeyen makalesinde, Grönland köpekbalığının gen diziliminin yüzde 92'sinin çıkarıldığı belirtiliyor. 

Bilim insanları, balığın yaklaşık 6,5 milyar adet DNA yapı taşı barındırdığını ifade ediyor. Bu, şimdiye dek DNA dizilimi yapılan köpekbalıkları arasında görülen en yüksek rakam. Ayrıca insanlardakinin de yaklaşık iki katına denk geliyor. 

Almanya'daki Bochum Ruhr Üniversitesi'nden Arne Sahm, bunun hiç tahmin etmedikleri bir sonuç olduğunu söylüyor. 

Diğer yandan incelemelerde Grönland köpekbalığında çok sayıda "sıçrayan gen" olduğu da tespit edildi. Bunlar, diğer genlerin normal işleyişini bozarak gelişimsel rahatsızlıklara yol açabiliyor. 

Bilim insanları, zararlı genlere rağmen Grönland köpekbalığının bu kadar uzun süre yaşayabilmesinin şaşırtıcı olduğunu belirtiyor. 

Araştırmacılara göre köpekbalığı, sıçrayan genlerin zararlı etkilerini azaltmak için farklı bir DNA onarım mekanizması oluşturdu. 

İncelemelerde, sadece Grönland köpekbalığında bulunan ve DNA onarımında rol oynayan 81 gen tespit edildi. Bunların, sıçrayan genlerin çoğalmasını engellemek için onları taklit ederek kendilerini daha hızlı kopyalayabildiği belirtiliyor. 

Araştırmanın başyazarı Sahm şunları söylüyor: 

Sıçrayan genlerin zararlı etkisi ortadan kaldırıldığı gibi, belki de tersine çevriliyor.

Grönland köpekbalığındaki bu genlerin çoğalma yeteneğinin farklı evrimleştiğine, bu sayede balığın çok daha uzun yaşayabildiğine dikkat çekiliyor. Bilim insanları, araştırmayı geliştirerek ileride insan ömrünü uzatmak için yeni yöntemler bulmayı hedefliyor.

Independent Türkçe, CNN, New York Times