Suudi Arabistan’dan Riyad merkezli bir yapay zeka merkezinin kurulmasına onay

Suudi Arabistan, yapay zeka araştırmaları için uluslararası bir merkez kurulduğunu duyurdu. (SPA)
Suudi Arabistan, yapay zeka araştırmaları için uluslararası bir merkez kurulduğunu duyurdu. (SPA)
TT

Suudi Arabistan’dan Riyad merkezli bir yapay zeka merkezinin kurulmasına onay

Suudi Arabistan, yapay zeka araştırmaları için uluslararası bir merkez kurulduğunu duyurdu. (SPA)
Suudi Arabistan, yapay zeka araştırmaları için uluslararası bir merkez kurulduğunu duyurdu. (SPA)

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulu, Veliaht Prens ve Konsey Başkanı Prens Muhammed bin Selman bin Abdülaziz başkanlığında salı günü gerçekleştirdiği oturumda, merkezi Riyad şehrinde olmak üzere Uluslararası Yapay Zeka Araştırma ve Etik Merkezi’nin kurulmasını onayladı. Merkez, yapay zekâ teknolojilerinin benimsenmesinde sağlam temelli uygulamaları teşvik etmeyi, ulusal ve uluslararası düzeyde araştırma, geliştirme ve inovasyon geliştirme girişimlerini desteklemeyi ve yapay zekânın etik ve sorumluluğa yönelik bir şekilde kullanılmasını sağlamayı amaçlıyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre merkezin kurulması, Suudi Arabistan'ın yapay zekâ ve dijital çözümlerin kullanımını teşvik etmek ve Suudi Arabistan'ı dijital hizmetler ve gelişmiş teknik seçenekler sunma konusunda etkili ve öncü ülkeler arasına yerleştirmek için attığı bir dizi adım ve mevzuat çerçevesinde gerçekleşti.

Suudi Veri ve Yapay Zekâ Kurumu (SADAIA) Başkanı Dr. Abdullah el-Gamidî, konuya dair şunları söyledi:

“Merkez, Krallığın bu alandaki bölgesel ve uluslararası rolünü geliştirecek, araştırma çabalarının teşvik edilmesini ve yapay zekâ uygulamalarının sorumlu bir şekilde kullanılmasını sağlayacak.”

Suudi Arabistan, Eylül 2022'de Sadaya tarafından hazırlanan yapay zekâ etiği ilkelerini yayınladı ve ilgili tüm tarafları etiğin pratikte uygulanmasını kolaylaştırmak için bunları incelemeye çağırdı.



Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
TT

Örümcekler okyanuslardan çıkmış olabilir

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)
Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

Erin Keller Son dakika haberleri ve gündem muhabiri 

Arizona Üniversitesi araştırmacıları, daha önce at nalı yengeçlerinin atası olduğuna inanılan ve soyu tükenmiş bir Kambriyen türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini inceledi (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)

500 milyon yıllık bir fosilin analizine dayanan yeni araştırma, örümcekler ve diğer araknidlerin denizden gelmiş olabileceğini öne sürüyor.

Bilim dergisi Current Biology'de salı günü yayımlanan araştırmaya göre, "mükemmel şekilde korunmuş" örnek, bu canlıların kara hayatına uyum sağlamadan önce yüzdüğü fikrini destekliyor.

Arizona Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, bir zamanlar at nalı yengeçlerinin atası olduğu düşünülen ve nesli tükenmiş bir Kambriyen dönemi türü olan Mollisonia symmetrica'nın fosilleşmiş beynini analiz etti. Bununla birlikte çalışma, bu canlının sinir yapısının modern örümcekler ve akrabalarına daha çok benzediğini ortaya koydu ki bu da araknidlerle daha önce düşünülenden daha yakın bir evrimsel bağa sahip olduğunu işaret ediyor.

Mollisonia'nın vücudunun prosoma adı verilen ön kısmı, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri örüntüsüne sahip. İlaveten örümceklerde ve diğer araknidlerde bulunan dişlere benzeyen bir çift kıskaç benzeri "pençelere", bölünmemiş beyninden kısa sinirler uzanır.

Araştırmacılar, fosilin bir ilk araknid olarak tanımlanmasını sağlayan en önemli özelliğin, beyninin benzersiz organizasyonu olduğunu söyledi: Modern kabuklular, böcekler, çıyanlar ve at nalı yengeçlerinde görülen önden arkaya düzenlemenin tersi, bu fosilin beyninde var.  

Arizona Üniversitesi'nde ders veren Nick Strausfeld başyazarı olduğu araştırma hakkında yaptığı açıklamada, fosilin beyninin modern örümceklere benzer şekilde "geriye doğru çevrilmiş" gibi göründüğünü söyledi.

Bu arkadan öne beyin düzenlemesi, hareket kontrolünü artıran sinir kısayolları sağlayan, çok önemli bir evrimsel adaptasyon olabilir.

Araştırmaya göre bu keşif, çeşitlenmenin yalnızca ortak bir atanın karaya geçişinden sonra gerçekleştiğine dair yaygın inancı sorgulanmasına neden oluyor. Daha önceki fosil kanıtları, araknidlerin yalnızca karada yaşayıp evrimleştiğini öne sürüyordu.

Görsel kaldırıldı.Mollisonia'nın vücudunun ön kısmı ya da prosoma, beş çift uzantıyı kontrol etmek üzere yayılan bir sinir demetleri düzenine sahip (Nick Strausfeld/Arizona Üniversitesi Sinirbilim Bölümü)


Strausfeld, "Araknidlerin ilk ne zaman ve nerede ortaya çıktığı, atalarının ne tür keliserliler olduğu ve bunların at nalı yengeçleri gibi deniz türü veya yarı sucul olup olmadığı hala şiddetle tartışılıyor" dedi.

Mollisonia benzeri araknidler karadaki yaşama adapte olurken, muhtemelen ilk böcekler ve kırkayaklarla beslendi. Bu ilk araknidler, önemli bir savunma mekanizması olan böcek kanatlarının evrimini de etkilemiş olabilir.

Araştırmacılar, Mollisonia'nın soyunun muhtemelen örümceklere, akreplere, böğlere, kırbaç akreplerine ve kamçılı akreplere yol açtığını söylüyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news