Hint-Avrupa dillerinin kökeninin 8 bin yıl önceye dayandığı bulundu

Araştırma, Hint-Avrupa dillerinin kökenine ilişkin iki karşıt teorinin bir karışımını sunuyor

Pāṇini'nin Dhātupāṭha eserinin 18. yüzyıla ait bir kopyasından bir sayfa (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)
Pāṇini'nin Dhātupāṭha eserinin 18. yüzyıla ait bir kopyasından bir sayfa (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)
TT

Hint-Avrupa dillerinin kökeninin 8 bin yıl önceye dayandığı bulundu

Pāṇini'nin Dhātupāṭha eserinin 18. yüzyıla ait bir kopyasından bir sayfa (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)
Pāṇini'nin Dhātupāṭha eserinin 18. yüzyıla ait bir kopyasından bir sayfa (Cambridge Üniversitesi Kütüphanesi)

İngilizce ve Sanskritçe de dahil Hint-Avrupa dillerinin muhtemel ortak atasının yaklaşık 8 bin 100 yıl önce konuşulmuş olabileceği yeni bir analizde öne sürülüyor.

Almanya'daki Max Planck Evrimsel Antropoloji Enstitüsü'nden isimlerin de aralarında bulunduğu bilim insanlarına göre bu araştırma, Hint-Avrupa dillerinin yaklaşık 200 yıldır tartışılan kökenine dair anlayışımızda "önemli bir atılımı" temsil ediyor.

Bugüne kadar, şu anda dünya nüfusunun neredeyse yarısı tarafından konuşulan bu dil ailesinin kökenini iki ana teori açıklamaya çalıştı.

Bunlardan biri, bu dil ailesinin kökeninin yaklaşık 6 bin yıl önce Pontus-Hazar Bozkırı'nda olduğunu ileri süren Bozkır hipotezi.

Diğeriyse yaklaşık 9 bin yıl önce erken tarıma bağlı daha eski bir kökene işaret eden "Anadolu" veya "tarım" hipotezi.

Ancak Hint-Avrupa dilleri üzerine yapılan önceki analizler, kısmen kullanılan veri setlerindeki bazı yanlışlıklar ve tutarsızlıklar nedeniyle bu dil ailesinin yaşına ilişkin çelişkili sonuçlara varmıştı.

Bu sıkıntıların üstesinden gelmek için, 80'den fazla dil uzmanından oluşan uluslararası bir ekip, 52 antik veya tarihi dil de dahil 161 Hint-Avrupa dilinin temel kelime dağarcığından oluşan yeni bir veri seti oluşturdu.

Science bilim dergisinde yayımlanan yeni çalışmada, Klasik Latince ve Vedik Sanskritçe gibi eski yazılı dillerin, sırasıyla modern Romen ve Hint dillerinin doğrudan ataları olup olmadığı değerlendirildi.

Bilim insanları, 100 modern ve 51 modern olmayan dilin temel kelime dağarcıklarındaki ortak kelimelerin kökenini analiz etti.

Bu dil ailesi yaklaşık 8 bin 100 yıl önce Kafkasya'nın hemen güneyindeki bir anavatandan ayrışmaya başlamıştı (P. Heggarty ve diğerleri, Science)
Bu dil ailesi yaklaşık 8 bin 100 yıl önce Kafkasya'nın hemen güneyindeki bir anavatandan ayrışmaya başlamıştı (P. Heggarty ve diğerleri, Science)

Araştırma, Hint-Avrupa dil ailesinin yaklaşık 8 bin 100 yaşında olduğunu ve 5 ana kolunun yaklaşık 7 bin yıl önce çoktan ayrıldığını gösteriyor.

Çalışmanın ortak yazarı Russell Gray, "Kronolojimiz çok çeşitli alternatif filogenetik modeller ve duyarlılık analizleri karşısında sağlam" dedi.

Dr. Gray, "Dolayısıyla antik DNA ve dil filogenetiği, 200 yıllık Hint-Avrupa muammasının çözümünün tarım ve bozkır hipotezlerinin bir karışımında yattığını düşündürüyor" dedi.

Bu son araştırma, Hint-Avrupa dillerinin kökeni için yeni bir melez hipoteze işaret ediyor: Kafkasların güneyinde bir anavatan ve daha sonra Yamnaya ve İp Baskılı Seramik kültürleriyle ilişkili genişlemelerle Avrupa'ya giren Hint-Avrupa'nın bazı kolları için ikincil bir anavatan olarak kuzeye, Bozkır'a doğru bir kol.

Araştırmanın bir diğer yazarı Paul Heggarty, "Son antik DNA verileri, Hint-Avrupa'nın Anadolu kolunun Bozkır'dan değil, Hint-Avrupa ailesinin en erken kaynağı olarak daha güneyden, Bereketli Hilal'in kuzey yayında veya yakınında ortaya çıktığını gösteriyor" dedi.

Dil aile ağacı topolojimiz ve soy ayrımı tarihlerimiz, Bozkır üzerinden değil, doğrudan oradan yayılmış olabilecek diğer erken kollara işaret ediyor.

Independent Türkçe



Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)
TT

Bataryalar için yeni bir malzeme geliştiren bilim insanlarından dünya rekoru

(Reuters)
(Reuters)

Andrew Griffin 

Bu çığır açıcı gelişme, sonunda katı hal bataryalarının üretimine ve yaygın kullanımına olanak sağlayabilir. Bunlar, alev alabilen mevcut lityum iyon bataryalardan daha fazla kapasiteye sahip olduğundan geleceğin kilit teknolojisi olarak görülüyor ve bir gün elektrikli arabalara ve diğer teknolojilere güç sağlamak için kullanılabilir.

Ancak katı hal bataryaları, imalat ve kullanım aşamasındaki çeşitli zorluklar nedeniyle henüz yaygın bir şekilde benimsenip üretilemiyor.

Araştırmacılar yeni bir malzemenin, artık bu sorunların bazılarını çözmeyi sağlayarak bu bataryaları gerçekten piyasaya sürmeye yönelik bir adım olabileceğini söylüyor.

Araştırmacılar lityumdan, daha önce bilinen tüm maddelerden yüzde 30 daha hızlı yeni bir malzeme üretti. Lityum, antimon ve skandiyumdan oluşan malzeme sadece rekor kırmakla kalmayıp başka pratik uygulamaların geliştirilmesinin de önünü açabilir.

Bulguları açıklayan makalenin yazarlarından Jingwen Jiang, "Keşfimizin geniş bir yelpazedeki diğer malzemelerde iletkenliği artırma yönünde daha geniş etkileri olabileceğine inanıyoruz" diyor. Araştırmacılar, yeni bataryaların geliştirilmesine yol açan aynı ilkelerin başka atılımlara da uygulanabileceğini öne sürüyor.

Münih Teknik Üniversitesi'nden Hubert Gasteiger, "Az miktarda skandiyum ekleyerek diğer element kombinasyonlarına model olabilecek yeni bir ilkeyi ortaya çıkardık" ifadelerini kullanıyor. 

Malzemenin batarya hücrelerinde kullanılabilmesi için hâlâ birçok test yapılması gerekse de iyimseriz.

Çığır açıcı adım, hakemli dergi Advanced Energy Materials'ta yayımlanan "Scandium Induced Structural Disorder and Vacancy Engineering in Li3Sb – Superior Ionic Conductivity in Li3−3xScxSbv" (Li3Sb'de Skandiyum Kaynaklı Yapısal Bozukluk ve Boşluk Tasarımı: Li3-3xScxSbv'de Üstün İyonik İletkenlik) başlıklı yeni bir makalede aktarılıyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech