Google robotları yapay zeka dil modelleri ile destekleniyor

Google robotları yapay zeka desteği ile mantık ve doğaçlama konusunda yeni beceriler kazanıyor

Robot RT-2
Robot RT-2
TT

Google robotları yapay zeka dil modelleri ile destekleniyor

Robot RT-2
Robot RT-2

Aslan, balina ve dinozor olmak üzere üç plastik figürün bulunduğu masanın önünde tek kollu bir robot duruyordu. Bir mühendis robota “Soyu tükenmiş hayvanı al” komutunu verdi. Robot bir anlığına vızlama sesi çıkardı sonra uzanıp pençesiyle dinozoru aldı.

Daha akıllı robotlar

Geçtiğimiz hafta Kaliforniya eyaletinin Mountain View bölgesinde Google’ın robotik bölümünde podcast’im için yaptığım bir röportaj sırasında katıldığım bu gösteri, yakın zamana kadar imkânsızdı. Robotlar daha önce hiç görmedikleri nesneleri doğru bir şekilde ayırt edemiyorlardı ve ‘soyu tükenmiş hayvan’dan ‘plastik dinozor’a mantıksal bir geçişi nasıl yapacakları konusunda hiçbir yeteneğe sahip değillerdi.

Robotikte, ChatGPT, Bard ve diğer sohbet robotlarına güç veren yapay zeka sisteminin aynısı olan, ‘büyük dil modelleri’ olarak adlandırılan son gelişmeler kullanılarak ilerletilen sessiz bir devrim giderek yaklaşıyor.

Google yakın zamanda robotlarına en son teknolojiye sahip dil ​​modellerini yüklemeye başladı ve onlara yapay zekaların eşdeğer sistemlerini kazandırdı. Bu gizli proje, robotları çok daha akıllı hale getirdi ve onlara yeni anlama ve problem çözme güçleri kazandırdı.

Google’ın RT-2 adı verilen en yeni robot modelinin özel gösterimi sırasında bu ilerlemeye bir göz attım. Cuma günü tanıtılan model, Google yöneticilerinin robotların yapım ve programlanma biçiminde büyük bir sıçrama olarak tanımladığı geleceğe doğru ilk adımı teşkil ediyor.

Google’a bağlı DeepMind’ın robotik başkanı Vincent Vanhoucke, “Bu değişikliğin bir sonucu olarak tüm araştırma programımızı yeniden düşünmek zorunda kaldık. Zira daha önce üzerinde çalıştığımız pek çok şey tamamen geçersiz kılındı” diye anlattı.

Umut verici atılım

Kaliforniya Üniversitesi’nden robotik profesörü Ken Goldberg, robotların hala insan düzeyindeki el becerisi konusunda yetersiz kaldığını ve bazı temel görevlerde başarısız olduğunu, ancak Google’ın robotlara yeni akıl yürütme ve doğaçlama becerileri kazandırmak için yapay zeka dil modellerini kullanmasının umut verici bir atılımı temsil ettiğini söyledi.

Goldberg “Çok etkileyici olan, anlambiliminin robotlarla nasıl ilişkilendirdiğidir. Bu robotik için çok heyecan verici” ifadelerini sözlerine ekledi. Bunun büyüklüğünü anlamak için robotların geleneksel olarak nasıl oluşturulduğu hakkında biraz bilgi sahibi olmak faydalı olacaktır.

Yıllar boyunca, Google ve diğer şirketlerdeki mühendislerin robotları mekanik bir görevi (örneğin hamburger çevirmek) yapması için eğitme yöntemi, onları belirli bir komut listesiyle programlamaya dayanıyordu. Daha sonra mühendisler doğru sonuca ulaşıncaya kadar her seferinde komut ayarlamaları yaparak robota bu görevi tekrar ettiriyordu.

Bu yaklaşım bazı sınırlı kullanımlarda işe yaradı, ancak robotları bu şekilde eğitmek yavaştır ve yoğun emek gerektirir zira gerçek dünya testlerinden çok sayıda veri toplanmasını gerektirdi. Eğer bir robota yeni bir şey yapmayı (mesela hamburger yerine krep çevirmeyi) öğretmek istiyorsanız onu genellikle sıfırdan programlamanız gerekirdi.

Kısmen bu sınırlamalardan dolayı robotik yapılara dayalı robotlar, yazılım tabanlı olanlara göre daha yavaş gelişti. ChatGPT’nin yapımcısı OpenAI, yavaş ilerleme ve yüksek kaliteli eğitim verilerinin eksikliği nedeniyle robot ekibini 2021’de dağıttı. 2017 yılında Google’ın ana şirketi Alphabet, Boston Dynamics robotik yan kuruluşunu sattı.

Ancak son yıllarda Google mühendislerinin aklına ‘Robotları tek seferde tek bir görevi yapacak şekilde programlamak yerine, geniş bir yelpazedeki internet komut dosyaları üzerinde eğitilmiş yapay zeka dil modellerini kullanarak yeni beceriler edinmeye teşvik edersek ne olur?’ fikri geldi.

‘Vizyon ve Eylem’

Şarku’l Avsat’ın The New York Times’tan aktardığına göre Google çalışanı Araştırma Bilimci Karol Hausman, "Bu dil modellerini iki yıl önce keşfetmeye başladılar ve ardından onlarla robotlar arasında bir bağlantı kurmaya başladılar” dedi.

Google, geçtiğimiz yıl duyurduğu PaLM-SayCan projesiyle robotik ve dil modellerini birleştirme çalışmalarına başladı. Proje belli bir seviyede ilgi gördü ancak robotların görüntüleri analiz etme yeteneğinden yoksun olması nedeniyle etkinliği sınırlıydı ve bu, eğer dünyayı dolaşacaklarsa sahip olmaları gereken bir beceriydi. Bu robotlar çeşitli görevleri yerine getirmek için ayrıntılı ve yapılandırılmış komutlar geliştirmeyi başardılar ancak bu komutları eyleme dönüştüremediler.

Yeni Google robotu RT-2 ise bunu yapabiliyor. Bu nedenle şirket bu robota ‘vizyon-dil-eylem’ modeli veya ‘yalnızca etrafındaki dünyayı görüp analiz etmekle kalmayıp aynı zamanda bir robota nasıl hareket edeceğini öğretebilen bir yapay zeka sistemi’ adını veriyor.

Model bunu, robotun hareketlerini bir sayı dizisine (kodlama adı verilen bir süreç) dönüştürerek ve bu kodları dil modelinde kullanılan aynı eğitim verilerine dahil ederek yapıyor. Sonuç olarak, tıpkı Bard’ın bir şiirdeki veya tarihi konudaki kelimeleri öğrenmesi veya ChatGPT’nin tahmin etmesi gibi, RT-2 de bir robot kolunun bir topu yakalamak veya bir paketi çöpe atmak için nasıl hareket etmesi gerektiğini tahmin edebiliyor.

Hausman “Başka bir deyişle, bu model robotların dilini konuşmayı öğrenebilir” diyor.

Bir saat süren gösteride blog ortağım ve ben RT-2’nin bir dizi etkileyici görevi yerine getirmesini izledik. Başarılı görevlerde karmaşık komutlar yerine getirildi. Bunlardan birinde robot, bir Volkswagen otobüsünün modelini bulup birkaç metre ötedeki minyatür bir Alman bayrağına götürerek ‘Volkswagen’i Alman Bayrağı’na Taşı’ işlemini başardı.

Robot ayrıca İngilizce dışındaki dillerdeki talimatları takip etme ve hatta ilgili ilkeler arasındaki teorik ilişkileri bulma yeteneğini de gösterdi. RT-2’nin topu yakalamasını istediğimde kendisine ‘Lionel Messi’yi yakala’ dedim ve o da ilk denemede bu görevi yerine getirmeyi başardı.

Ancak robot mükemmel değildi ve önündeki masanın üzerine konulan meşrubatın aromasını yanlış tanımladı. (Şişe limonla tatlandırılmıştı ama robot portakalı olduğunu belirtti) Başka bir denemede, masada ne tür bir meyve olduğu sorulduğunda robot ‘beyaz’ yanıtı verdi ancak cevap muzdu. Bir Google sözcüsü, robotun Wi-Fi bağlantısı bir süredir kesik olduğu için önceki test sorusuna verilen yanıtı kullandığını söyleyerek hatanın nedenini açıkladı.

Google şu anda RT-2’yi daha büyük ölçekte satmayı veya kullanıma sunmayı planlamıyor. Ancak araştırmacılar, dil modelleriyle donatılmış bu yeni makinelerin, nihayet eğlenceli numaraların ötesine geçen görevleri yerine getirmede son derece etkili olacağına inanıyor. Bu robotlar, örneğin depolarda, tıp alanında, hatta çamaşır katlama, bulaşık makinesini boşaltma veya evi toplama gibi ev işlerinde yardımcı olarak çalışabilirler.

Vincent Vanhoucke “Bu gelişme, robotların ofis, ev gibi insanın var olduğu ortamlarda ve fiziksel görev gerektirebilecek her yerde kullanılmasının kapısını aralıyor” ifadeleri ile sözlerini sonlandırdı.



Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters
TT

Eski Twitter çalışanı platformu geri getirmek için kolları sıvadı

Fotoğraf: Reuters
Fotoğraf: Reuters

ABD merkezli bir girişim, Elon Musk devralmadan önceki Twitter'ın orijinal işlevlerini ve markasını hayata döndüren yeni bir sosyal ağ kurmaya çalışıyor.

Operation Bluebird adlı Virginia merkezli girişim, "terk edilmiş" Twitter ticari markalarını geri almasına izin verilmesi için ABD Patent ve Ticari Marka Ofisi'ne (USPTO) çoktan dilekçe sundu.

Musk'ın platformu 44 milyar dolarlık bir anlaşmayla devralmasından 9 ay sonra, Temmuz 2023'te Twitter'ın adı X olarak değiştirilmişti.

Şirket, X.com'a yönlendiren Twitter.com internet sitesinin hâlâ sahibi ancak eski kuruluşa ait tüm logoları veya referansları çevrimiçi ortamdan kaldırdı.

X ayrıca kuş odaklı terminolojiye gönderme yapan özellikleri de yeniden adlandırdı; örneğin "Birdwatch" (kuş gözlemi) adlı doğrulama programı artık "Topluluk Notları" diye biliniyor.

Operation Bluebird'ün twitter.new alan adına halihazırda sahip olması, ilgili kişilerin platformun muhtemel açılışından önce kullanıcı adı ayırtmasına olanak tanıyor.

İki tescilli marka avukatı Michael Peroff ve Stephen Coates bu girişimi yönetiyor. Coates daha önce 2014-2016'da Twitter'ın ticari marka, alan adı ve pazarlama müdür yardımcısı olarak görev yapmıştı.

Operation Bluebird'ün USPTO'ya yaptığı başvuruda "Twitter ve Tweet markaları, X Corp.'un ürünlerinden, hizmetlerinden ve pazarlamasından tamamen silindi, efsanevi kuş logosu fiilen terk edildi ve markayı kullanmaya devam etme niyeti sözkonusu değil" ifadeleri yer alıyor.

Bluebird işbu dilekçede, X Corp.'un Twitter markasındaki haklarından yasal olarak vazgeçtiği, tartışmalı markaların yeniden kullanılmasına dair hiçbir niyeti olmadığı, USPTO'ya yanlış beyan ve bildirimlerde bulunarak sahtekarlık yapmayı sürdürdüğü gerekçesiyle, tüm tartışmalı markaların iptalini talep etmektedir.

Dilekçede ayrıca şirketin isminin Twitter'dan X'e çevrilmesinden kısa süre önce Musk'ın yaptığı bir paylaşıma da değiniliyor.

Musk, 23 Temmuz 2023'te "Ve yakında Twitter markasına ve yavaş yavaş tüm kuşlara veda edeceğiz" diye yazmıştı.

Musk ve X'in USPTO dilekçesine yanıt vermek için şubata kadar vakti var. The Independent cevap hakkı için X'le temasa geçti.

Independent Türkçe


En zararlı" yapay zekalar listelendi

(Unsplash)
(Unsplash)
TT

En zararlı" yapay zekalar listelendi

(Unsplash)
(Unsplash)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

Yeni bir araştırmaya göre yapay zeka şirketlerinin büyük çoğunluğu, teknolojinin getirdiği felaket risklerini yönetmekte başarısız.

Kâr amacı gütmeyen Future of Life Institute'teki yapay zeka güvenliği uzmanlarının değerlendirmesi, önde gelen 8 yapay zeka şirketinin "bu kadar güçlü sistemlerin gerektirdiği somut güvenlik önlemlerinden, bağımsız denetimden ve güvenilir uzun vadeli risk yönetimi stratejilerinden yoksun olduğunu" ortaya koydu.

Yapay Zeka Güvenlik Endeksi'nde en iyi puanları ABD şirketleri alırken, Anthropic, ChatGPT'nin yaratıcısı OpenAI ve Google DeepMind'ı geride bıraktı. Çin şirketleriyse genel olarak en düşük notları alırken, Alibaba Cloud, DeepSeek'in hemen arkasında yer aldı.

Varoluşsal risk değerlendirmesinde hiçbir şirket D'nin üzerinde not almazken, Alibaba Cloud, DeepSeek, Meta, xAI ve Z.ai, F notu aldı.

Araştırmada, "Varoluşsal güvenlik, sektörün temel yapısal başarısızlığı olmaya devam ediyor ve hızlanan yapay genel zeka/süper zeka hedefleriyle güvenilir kontrol planlarının yokluğu arasındaki giderek genişleyen uçurum her gün daha endişe verici hale geliyor" dendi.

Şirketler yapay genel zeka ve süper zeka hedeflerini hızlandırırken, hiçbiri felaket niteliğindeki kötüye kullanımı veya kontrol kaybını önlemek için güvenilir bir plan ortaya koyamıyor.

Önde gelen yapay zeka şirketlerine temel güvenlik konularında verilen puanlar (Future of Life Institute)Önde gelen yapay zeka şirketlerine temel güvenlik konularında verilen puanlar (Future of Life Institute)

Raporun yazarları, yapay zeka şirketlerinin kendi güvenlik değerlendirmelerinde daha şeffaf olmaları ve yapay zeka psikozu gibi daha acil zararlardan kullanıcıları korumak için daha fazla çaba göstermeleri çağrısında bulundu.

UC Berkeley'den bilgisayar bilimleri profesörü Stuart Russell, "Yapay zeka CEO'ları insanüstü yapay zekanın nasıl inşa edileceğini bildiklerini öne sürüyor ancak hiçbiri kontrolü kaybetmemizi nasıl önleyeceklerini gösteremiyor. Bu gelişmeden sonra insanlığın hayatta kalması artık bizim elimizde değil" dedi.

Nükleer reaktör gereksinimlerine uygun olarak, yıllık kontrol kaybı riskini yüz milyonda bire indirebileceklerine dair kanıt arıyorum. Bunun yerine, riskin onda bir, beşte bir, hatta üçte bir olabileceğini kabul ediyorlar ve bu sayıları ne haklı çıkarabiliyorlar ne de iyileştirebiliyorlar.

OpenAI temsilcisi, şirketin "sistemlere güçlü güvenlik önlemleri eklemek ve modelleri titizlikle test etmek" için bağımsız uzmanlarla çalıştığını belirtti.

Google sözcüsüyse şunları söyledi:

Sınır Güvenlik Çerçevemiz, güçlü sınır yapay zeka modellerinden kaynaklanan ciddi riskleri ortaya çıkmadan önce belirlemek ve azaltmak için özel protokoller sunuyor.

Modellerimiz daha gelişmiş hale geldikçe, kabiliyetlerimizle aynı hızda güvenlik ve yönetim konusunda yenilik yapmaya devam ediyoruz.

Independent, yorum için Alibaba Cloud, Anthropic, DeepSeek, xAI ve Z.ai'yla iletişime geçti.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech


NASA ve ESA'dan yeni 3I/ATLAS görüntüleri: İki kuyruğu var

Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
TT

NASA ve ESA'dan yeni 3I/ATLAS görüntüleri: İki kuyruğu var

Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)
Hubble Uzay Teleskobu, yıldızlararası kuyrukluyıldız 3I/ATLAS'ı 30 Kasım'da ikinci kez gözlemledi (NASA)

3I/ATLAS'ın yeni yayımlanan görüntüleri, yıldızlararası cismin aktivitesinin arttığını ve iki kuyruğu olduğunu ortaya çıkardı.

Oumuamua ve Borisov'dan sonra Güneş Sistemi'nde görülen ilk yıldızlararası cisim olan 3I/ATLAS, son aylarını sistemin iç kısımlarında ilerleyerek geçirdi.

Kuyrukluyıldız, Mars'a ve Güneş'e en yakın konumuna ekimde ulaştı.

Gökbilimcilerin çeşitli teleskoplarla aylardır takip ettiği cisim Dünya'ya en yakın konumuna yaklaşırken, NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA) yeni görüntülerini paylaştı.

Görüntüler, 3I/ATLAS'ın Güneş'e yaklaştığında çok parlak ve aktif hale gelerek uzaya büyük miktarda süblimleşmiş gaz ve toz püskürttüğünü ortaya koydu.

NASA'nın Hubble Uzay Teleskobu, 3I/ATLAS'ı keşfinden kısa bir süre sonra temmuzda gözlemleyen ilk araçlardan biriydi. 

Bilim insanları emektar teleskobu bir kez daha kuyrukluyıldızın gizemlerini açığa çıkarmak için kullandı. 

30 Kasım'da Hubble, gökcismini Dünya'dan 286 milyon kilometre uzaktayken görüntülemeyi başardı. 

Fotoğrafın merkezindeki parlak beyaz nokta, kuyrukluyıldızın çekirdeğini (ana gövdesi) ve etrafını saran parlak gaz ve toz atmosferi olan komayı gösteriyor.

Kuyrukluyıldızlar genellikle Güneş'e yaklaştıkça içlerindeki buzun ısınıp süblimleşmesiyle parlaklaşıyor. Yıldızın enerjisi bu gazı Güneş'ten uzağa doğru uzanan bir kuyruk haline getiriyor. Cismin Güneş'e bakan en sıcak tarafındaysa, yıldıza doğru eğimli gaz ve toz püskürmeleri meydana gelebiliyor.

Hubble'ın yeni görüntüsünde bu olguların ikisi de belli belirsiz görülebiliyor.

zxscdfrg
Juice aracı, 3I/ATLAS'ın iki kuyruğunu gözler önüne serdi (ESA)

NASA'nın yanı sıra ESA da Jüpiter'e doğru yol alan Juice aracının çektiği 3I/ATLAS görüntüsünü yayımladı.

Nisan 2023'te fırlatılan Juice, Jüpiter'in en büyük üç uydusu Ganymede, Calliston ve Europa'da yaşam belirtileri arayacak. 

2031'de hedefine ulaşması beklenen araç 2 Kasım'da Hubble'a kıyasla daha yakın bir mesafeden 3I/ATLAS'ın görüntüsünü yakaladı. 

Aslında Juice'un, kuyrukluyıldızın 66 milyon kilometre uzağından edindiği veriler Şubat 2026'dan önce bilim insanlarının eline geçmeyecek.

Ancak araştırmacılar yıldızlararası cisim hakkında daha fazla bilgi edinmek için verinin bir kısmını indirdi.

Yeni yayımlanan görüntüde, kuyrukluyıldızı çevreleyen komanın yanı sıra iki kuyruk seçiliyor: plazma kuyruğu ve toz kuyruğu.

ESA'dan yapılan açıklamada "Kuyrukluyıldızın koma diye bilinen, parlayan gaz halesini açıkça görmekle kalmıyor, aynı zamanda iki kuyruğa dair işaretler de görüyoruz" ifadeleri kullanılıyor: 

Kuyrukluyıldızın elektrik yüklü gazdan oluşan 'plazma kuyruğu' karenin tepesine doğru uzanıyor. Ayrıca çerçevenin sol alt kısmına doğru uzanan, küçük katı parçacıklardan oluşan daha soluk bir 'toz kuyruğu'nu da görebiliyoruz.

Güneş Sistemi'nde ortaya çıkan kuyrukluyıldızlar genellikle komanın yanı sıra bu iki kuyruğa da sahip oluyor. 

Bilim insanları şubat sonlarında daha fazla verinin gelmesiyle 3I/ATLAS hakkında daha net bilgiler edinmeyi umuyor.

Ayrıca Dünya'ya yaklaşan cisim, pek çok aracın yanı sıra James Webb Uzay Teleskobu tarafından da görüntülenecek. 

3I/ATLAS'ın, 19 Aralık'ta 270 milyon kilometre uzaklığa gelerek Dünya'ya en yakın mesafesine ulaşması bekleniyor.

Independent Türkçe, Live Science, CNN, ESA