Güneş Sistemi'nde Dünya benzeri bir gezegenin saklandığı ileri sürüldü

9. gezegen gizemi giderek derinleşiyor

Gizemli 9. Gezegen'in, Güneş Sistemi'nin en uzak gezegeni Neptün'ün de çok ötesinde yer aldığı düşünülüyor (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
Gizemli 9. Gezegen'in, Güneş Sistemi'nin en uzak gezegeni Neptün'ün de çok ötesinde yer aldığı düşünülüyor (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
TT

Güneş Sistemi'nde Dünya benzeri bir gezegenin saklandığı ileri sürüldü

Gizemli 9. Gezegen'in, Güneş Sistemi'nin en uzak gezegeni Neptün'ün de çok ötesinde yer aldığı düşünülüyor (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)
Gizemli 9. Gezegen'in, Güneş Sistemi'nin en uzak gezegeni Neptün'ün de çok ötesinde yer aldığı düşünülüyor (Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü)

Japonya'da görev alan iki bilim insanı, Güneş Sistemi'nin uzak noktalarında Dünya benzeri bir gezegenin olabileceğini öne sürüyor.

Japonya Ulusal Astronomi Gözlemevi'nden Takashi Ito ve Kindai Üniversitesi'nden gezegen bilimci Patryk Sofia, bazı gökbilimcilerin uzun süredir var olduğunu öne sürdüğü 9. gezegene dair yeni bir teori ortaya attı.

İkiliye göre bu gizemli gezegen, Dünya'nın kütlesinin en fazla üç katına ulaşabilir. Aynı zamanda kayalık olduğu düşünülen bu cisim, gerçekten keşfedilirse Dünya benzeri gezegen sınıflandırmasına konabilir.

Hakemli bilimsel dergi The Astronomical Journal'da yayımlanan makalede söz konusu varsayımsal gezegenin Güneş'ten en fazla 500 astronomik birim uzaklığında olacağı ifade edildi.

Astronomik birim Dünya'nın Güneş'e uzaklığını gösteren bir uzunluk birimi. Bu da söz konusu gezegenin Güneş'e uzaklığının Dünya'nın yıldıza uzaklığından 500 kat fazla olduğu anlamına geliyor.

Şimdiye dek Güneş Sistemi'nde tespit edilmiş en ücra nesne, yıldızdan 132 astronomik birim uzaklıkta. Karşılaştırmak gerekirse Plüton'un Güneş'e ortalama uzaklığı 40 astronomik birim.

Yıldıza Neptün'den daha uzak olan bu tür nesnelere de Neptün ötesi cisimler deniyor.

Araştırma makalesinde konuyla ilgili şu ifadeler yer alıyor:

Dünya benzeri bir gezegenin ve dış Güneş Sistemi'nde tuhaf yörüngeler izleyen birkaç Neptün ötesi nesnenin varlığını tahmin ediyoruz.

Öte yandan Güneş'ten 30 astronomik birim uzaklığındaki Neptün'ün ötesinde çok sayıda buzlu kayaç ve cüce gezegen var. Bunların tamamına Kuiper Kuşağı adı veriliyor.

Son yıllarda daha hassas ölçümler yapabilen cihazlar sayesinde önceki zamanlara kıyasla çok daha fazla Kuiper nesnesi tanımlandı.

Bu da Güneş Sistemi'nin derinliklerindeki cisimlerin sıradışı biçimde kümelendiğinin fark edilmesini sağladı.

Buna göre bazı Neptün ötesi cisimler, eğimli yörüngelerde gruplar halinde hareket ediyor. Bu da şimdiye dek tespit edilen nesnelerden çok daha büyük bir cismin kütle çekim kuvvetinden etkilendiklerini düşündürüyor.

2016'da Kaliforniya Teknoloji Enstitüsü'nden Mike Brown ve Konstantin Batygin, bu tuhaf olayı açıklamak için 9. gezegenin var olması gerektiği hipotezini ortaya attı.

Lykawka ve Ito ise yeni araştırmada Kuiper Kuşağı'nın çeşitli özelliklerini açıklayabilecek bu gezegenin özelliklerini belirledi. 

Araştırma makalesinde, "Uzak ve eğimli bir yörüngede bulunan Dünya benzeri bir gezegenin, uzak Kuiper Kuşağı'nın üç temel özelliğini açıklayabildiğini belirledik" ifadeleri yer alıyor.

İkili, söz konusu temel özellikleri şöyle sıralıyor:

Neptün'ün kütleçekimsel etkisinin dışında kalan cisim gruplarının varlığı, çok sayıda yüksek eğimli nesnenin tespit edilmesi ve tuhaf yörüngeler izleyen ekstrem cisimlerin durumu.

Gezegenin ayrıca, Güneş Sistemi düzlemine göre 30 derecelik bir eğime sahip olduğuna inanılıyor. İkiliye göre onun varlığı, 45 dereceden daha büyük eğime sahip nesneleri ve son derece uzun yörüngelere dönen cisimlerin gizemini aydınlatabilir.

Yapılacak yeni gözlemler, ikilinin yeni iddialarının doğru olup olmadığını belirleyecek.

Independent Türkçe



Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
TT

Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)

Kurbanlarını "dehşet verici" bir yolla öldüren bir yaban arısı türü keşfedildi. Meyve sineklerinin içine bıraktıkları larvalar büyüyerek sineğin karnını patlatıyor. 

Parazitoid yaban arıları, genellikle yumurtalarını henüz gelişim aşamasındaki sineklere bırakıyor. Bu dönemde konakçıların daha savunmasız olması arıların işini kolaylaştırıyor. 

Yumurtadan çıkan arılar, gelişimi devam eden sineklerin içinde büyüyerek onları içeriden yiyor. Sinekler genellikle yetişkinliğe varmadan ölüyor.

Fakat araştırmacılar ilk defa yetişkin sinekleri hedef alan bir parazitoid yaban arısı türü tespit etti. 

Mississippi Eyalet Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Logan Moore, bahçesinden topladığı meyve sineklerinin karnında, bilinmeyen bir türde yaban arısı larvası olduğunu gördü. 

Moore ve ekip arkadaşları, Syntretus perlmani adı verdikleri türün gelişim süreçlerini laboratuvar ortamında inceledi. 

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da 11 Eylül'de yayımlayan ekip, arının iğnesiyle yetişkin meyve sineklerinin karnına yumurtasını bıraktığını kaydetti. 

Daha sonra yumurtanın larvaya dönüşerek sineğin karnında 18 gün kaldığı ve konakçısının karnını patlatarak onu terk ettiği gözlemlendi.

Ardından birkaç saat ortalıkta gezinen arı, koza evresine geçerek 23 günün ardından yetişkin olarak kozadan çıktı.

Moore, "Sineğin yan tarafından dışarı çıkıyor" diyerek ekliyor: 

Ve durumu daha dehşet verici kılan şey de sineğin genellikle bundan sonraki birkaç saat boyunca canlı kalması.

Yeni bulunan yaban arısının, dünyanın en yaygın sinek türlerinden meyve sineğini (Drosophila melanogaster) hedef alması bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Araştırmacılar, böyle bir keşfin nasıl şimdiye kadar yapılmadığını anlamaya çalışıyor. 

Moore, "Belki de bu kadar uzun süre keşfedilmemesinin nedeni, kimsenin bunu beklememesiydi" ifadelerini kullanıyor.

Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)
Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)

Bilim insanları laboratuvar testlerinde Syntretus perlmani'nin, Drosophila cinsindeki başka sinekleri de konakçı olarak seçtiğini gözlemledi.

Makalenin ortak yazarı Matthew Ballinger "Sinekleri hedef alan bilinen tüm parazitoid yaban arıları olgunlaşmamış yaşam evrelerindeki sineklere saldırır ve onun içinde gelişir" diyor: 

Drosophila ve diğer sinekleri hedef alan parazitoid yaban arıları hakkında 200 yıldır araştırmalar yürütülmesine rağmen, bugüne kadar yetişkinlere saldıran bir türe hiç rastlamamıştık.

Araştırmacılar Syntretus perlmani'nin, yetişkin sinekleri konakçı haline getirecek şekilde nasıl evrimleştiğini bulmayı amaçlıyor. 

Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)
Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)

Ballinger "Yeni tür hakkında daha fazla bilgi edinmek için sabırsızlanıyoruz" diyerek ekliyor: 

Umarız diğer araştırmacılar da önümüzdeki yıllarda kendi projelerine başlayarak bu türün enfeksiyon biyolojisini, ekolojisini ve evrimini daha iyi anlamaya çalışır.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Nature