Soyuz MS-24 ile iki Rus ve bir Amerikalı uzaya gönderildi

Ekipteki Nikolay Çub ile Loral O’Hara ilk kez uzay uçuşu gerçekleştirirken, Rus kozmonot Oleg Kononenko'nun ise bu seferiyle uzayda bin günden fazla kalan dünyadaki ilk insan olarak kayıtlara geçmesi bekleniyor

Amerikalı astronot Loral O'Hara, Rus astronotlar Oleg Kononenko ve Neolay Chub ile birlikte (AP)
Amerikalı astronot Loral O'Hara, Rus astronotlar Oleg Kononenko ve Neolay Chub ile birlikte (AP)
TT

Soyuz MS-24 ile iki Rus ve bir Amerikalı uzaya gönderildi

Amerikalı astronot Loral O'Hara, Rus astronotlar Oleg Kononenko ve Neolay Chub ile birlikte (AP)
Amerikalı astronot Loral O'Hara, Rus astronotlar Oleg Kononenko ve Neolay Chub ile birlikte (AP)

Rus kozmonotlar Oleg Kononenko ile Nikolay Çub ve Amerikan astronotu Loral O’Hara’yı taşıyan Rus uzay aracı Soyuz MS-24, Kazakistan’daki Baykonur Uzay Üssü’nden uzaya fırlatıldı.

Uzay aracını fırlatma anı, Rusya Federal Uzay Ajansı Roscosmos’un internet sayfasından canlı yayınlandı.

Roscosmos kozmonotları Oleg Kononenko ile Nikolay Çub ve ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA) astronotu Loral O’Hara’yı taşıyan Rus uzay aracı Soyuz MS-24, TSİ ile 18.44’te Kazakistan’ın güneyindeki Baykonur Uzay Üssü’nden başarıyla uzaya fırlatıldı.

Yaklaşık 3 saat sürecek uzay yolculuğu sonrası ekibin TSİ ile 21.44’te Rusya’nın Uluslararası Uzay İstasyonu’ndaki (UUI) araştırma modülü Rassvet’e kenetlenmesi bekleniyor.

Ekipteki Nikolay Çub ile Loral O’Hara ilk kez uzay uçuşu gerçekleştirirken, diğer Rus kozmonot Oleg Kononenko’nun bu seferiyle uzayda bin günden fazla kalan dünyadaki ilk insan olarak kayıtlara geçmesi bekleniyor.

UUI’de yaklaşık bir yıl kalacak uzay ekibi bu sürede 4 kere uzay yürüyüşüne çıkacak. Amerikan astronotu O’Hara ise Mart 2024’te dünyaya dönüş yapacak.

Soyuz MS-24 uzay aracı, ekibin yanı sıra uzaya fotoğraf ve video ekipmanı, belgeler, gıda, taze yiyecek, ekibin özel eşyaları, bilimsel deneylere gerekli ekipmanlar olmak üzere toplam 120 kilogram yük götürüyor.



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news