Japon girişim, uzay keşfinde kullanılabilecek 4,5 metrelik robot kıyafeti tanıttı

3 milyon dolara mal olan "Mobile Suit Gundam" afet yardımı için de kullanılabilir

4,5 metre boyundaki robot, "Mobile Suit Gundam" animasyon dizisindeki karakteri andırıyor (Reuters/Ekran Görüntüsü)
4,5 metre boyundaki robot, "Mobile Suit Gundam" animasyon dizisindeki karakteri andırıyor (Reuters/Ekran Görüntüsü)
TT

Japon girişim, uzay keşfinde kullanılabilecek 4,5 metrelik robot kıyafeti tanıttı

4,5 metre boyundaki robot, "Mobile Suit Gundam" animasyon dizisindeki karakteri andırıyor (Reuters/Ekran Görüntüsü)
4,5 metre boyundaki robot, "Mobile Suit Gundam" animasyon dizisindeki karakteri andırıyor (Reuters/Ekran Görüntüsü)

Japonya'da mühendisler, uzayın keşfinde ve acil durumlarda kullanmayı umdukları, son derece popüler bir animasyon dizisindeki bir karaktere benzeyen 3,5 tonluk bir robot kıyafet üretti.

1970'lerde yayımlanan aynı adlı Japon dizisindeki "Mobile Suit Gundam"a benzeyen, 4,5 metre boyunda, 4 tekerlekli Archax robotunu Tokyo merkezli Tsubame Industries girişimi geliştirdi.

Adını kanatlı dinozor archaeopteryx'ten alan 3 milyon dolarlık robotun dış kısmına bağlanan kameralardan görüntü alan kokpit monitörleri bulunuyor. Böylece pilot, robotun gövdesinin içinden joysticklerle kolları ve elleri yönlendirebiliyor.

Bu ay Japonya Mobilite Fuarı'nda tanıtılacak robotun iki modu var: Dik duran "robot modu" ve saatte 10 km'ye kadar yol alabildiği bir "araç modu".

Tsubame Industries'in 25 yaşındaki CEO'su Ryo Yoşida, "Japonya animasyon, oyunlar, robotlar ve otomobillerde çok iyi, bu yüzden tüm bu unsurları bir araya getiren bir ürün yaratmanın harika olacağını düşündüm" dedi.

'Burası Japonya' diyen bir şey yaratmak istedim.

Yoşida, varlıklı robot hayranları için bu makinelerden 5 adet üretip satmayı planlıyor ancak robotun bir gün afet yardımı için ya da uzay endüstrisinde kullanılabileceğini umuyor.

Yoşida imalatla küçük yaşta ilgilenmeye başlamış, büyükbabasının demirhanesinde nasıl kaynak yapılacağını öğrenmiş ve ardından miyoelektrikli protez eller üreten bir şirket kurmuş. Yoşida, Japonya'nın imalat alanındaki rekabet gücünü canlı tutmaya hevesli olduğunu söyledi.

Önceki nesillerden bir şeyler öğrenip geleneği sürdürmeyi umuyorum.

Tsubame Industries, ağır yük taşıyan dağıtım işçilerine yardımcı olmaktan askeri "süper asker" kıyafetlerine kadar çeşitli uygulamalara sahip robotik dış iskeletler üzerinde çalışan birkaç girişimden biri.

ABD ordusu halihazırda birkaç dış iskelet prototipini tanıttı. Bu araçlardan birinin deniz piyadelerine 10 kata kadar güç ve kabiliyet sunacağı öne sürülüyor.

Bu projenin arkasındaki şirket Sarcos Robotics, 2020'de şu açıklamayı yapmıştı:

Nihai amacımız becerilerini artırarak askerlere avantaj sağlamak ve çeşitli lojistik uygulamalarında güvenlik ve üretkenliği çarpıcı biçimde yükseltmek.

Ajanslardan da yararlanılmıştır.

Independent Türkçe



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy