NASA, halkalı Güneş tutulması sırasında, Güneş ve Dünya atmosferini yakından inceleyecek

Amerika semalarında 14 Ekim'de görülecek "ateş çemberi" olarak da anılan halkalı Güneş tutulması, bilim insanlarına Güneş'i ve Dünya atmosferini daha yakından inceleme fırsatı sunacak

(AA)
(AA)
TT

NASA, halkalı Güneş tutulması sırasında, Güneş ve Dünya atmosferini yakından inceleyecek

(AA)
(AA)

ABD Ulusal Havacılık ve Uzay Ajansının (NASA) resmi internet sitesinden yayımlanan haberde, tutulma sırasında Güneş ışığındaki azalmanın Dünya'nın "iyonosfer" adı verilen atmosfer tabakasını nasıl etkilediğini incelemek için üç sondaj roketi fırlatılacağı belirtildi.

Haberde, Güneş tutulmalarının, bilim insanlarına Güneş'i ve onun Dünya ile benzersiz yollarla nasıl etkileşime girdiğini inceleme fırsatı verdiği vurgulandı.

Bir sonraki halkalı Güneş tutulması 2046’da gerçekleşecek

NASA yetkilisi Kelly Korreck, CNN'e yaptığı açıklamada, NASA'nın, tutulma günü yerel saatle 11.30'dan itibaren Albuquerque, New Mexico, Kirbyville, Texas ve White Sands, New Mexico'dan görüntüleri canlı paylaşacağını belirtti.

Korreck, ülkenin söz konusu eyaletlerinde görülecek bir sonraki halkalı Güneş tutulmasının 2046'da olacağını belirtti.

"Bu fenomeni tekrar görmemiz uzun zaman alacak." diyen Korreck, ABD vatandaşlarını Güneş tutulmasının tam olarak görülebileceği yerlere gitmeye çağırdı.

NASA Heliofizik Dairesi Direktörü Peg Luce, göz kamaştırıcı gök olayının milyonlarca kişi tarafından izlenebileceğini söyledi.

Ay'ın yörüngesi içinde Dünya’dan en uzak noktada bulunduğu esnada gerçekleşecek tutulmanın "ateş çemberi" olarak isimlendirilmesi, Güneş'i tamamıyla kapatamamasıyla oluşan halkalı görünümden geliyor.

Halkalı tutulma, ABD'nin batı eyaletlerinde görülebilecek

ABD’de, Pasifik zaman dilimiyle saat 09.13'te başlayacak tutulma Oregon, Nevada, Utah, New Mexico ve Texas eyaletlerinden izlenebilecek. Tutulma, California, Idaho, Colorado ve Arizona'nın belirli bölgelerinden de görülebilecek.

ABD'de gözlemlendikten sonra tutulma, Meksika, Belize, Honduras, Panama ve Kolombiya'dan da izlenecek ve son olarak Brezilya’nın Atlantik kıyısındaki Natal kentinde sona erecek.

Halkalı Güneş tutulması çeşitli aşamalarla gerçekleşirken, ilk olarak Ay, Güneş'in önünden geçmeye başladığında hilal şeklinde bir parçalı tutulma yaşanacağı aktarıldı.

Kısmi tutulmanın başlamasından 1 saat 20 dakika sonra Ay, doğrudan Güneş'in önüne geçerek "ateş çemberi"ni oluşturacak.

Ay, Güneş'in karşısındaki yolculuğunu sona erdirip, gözden kaybolmadan önce bir diğer kısmi tutulmanın meydana geleceği belirtildi.

 



DNA analizi, Pompeii kurbanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)
"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)
TT

DNA analizi, Pompeii kurbanları hakkında bilinenleri baştan yazdı

"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)
"Altın Bilezik Evi" denen yerdeki 4 kişinin aile olmadığı tespit edildi (Pompeii Arkeoloji Parkı)

Pompeii felaketinde ölen kişilerin DNA analizi, kimlikleri hakkında bilinenlerin yanlış olduğunu ortaya koydu. Bulgular, Roma İmparatorluğu'nun kozmopolit yapısını da gözler önüne seriyor.

MS 79'da Vezüv Yanardağı'nın patlamasıyla Antik Roma kenti Pompeii yerle bir olmuş ve binlerce kişi hayatını kaybetmişti. Facianın getirdiği kalın bir kül tabakası, pek çok kişinin öldüğü sıradaki halinin yüzlerce yıl boyunca korunmasını sağlamıştı. 

Yumuşak dokuları zaman içinde çürümüş ancak kül tabakasının altında vücut şeklinde oyuklar kalmıştı. Bilim insanları 1863'ten beri bu oyuklara alçı dökerek 104 Pompeii kurbanının kalıbını yaptı. 

Current Biology adlı hakemli hakemli dergide dün (7 Kasım) yayımlanan bir çalışmada araştırmacılar, bu kalıplardaki iskelet parçalarını inceledi.

14 kişinin DNA analizini yapmayı başaran ekip, bazı Pompeii kurbanlarıyla ilgili varsayımların hatalı olduğunu ortaya çıkardı. 

Örneğin bir evde altın bir bilezik takan bir kişinin kucağında bir çocuk olması, ikilinin anne-çocuk olduğu iddiasına yol açmıştı. Toplam 4 kişinin kalıntılarını içeren evin iki çocuklu bir aileye mezar olduğu öne sürülüyordu.

Ancak yeni çalışma 4 kişinin birbiriyle akrabalık bağı bulunmayan erkekler olduğunu gösterdi. 

Kentin başka bir yerinde sarılarak ölen iki kişinin de kız kardeşler veya anne-kız olduğu düşüncesi kabul görüyordu fakat bunlardan en az birinin erkek olduğu ortaya kondu. Ayrıca bu kişilerin anne tarafından da akraba olmadığı tespit edildi.

Bulgular, geleneksel varsayımlardan yola çıkarak geçmiş hakkında yargılarda bulunmanın yanlış sonuçlar verebileceğini gösteriyor.
Görsel kaldırıldı.Araştırmacılar sarılarak ölen iki kişinin sevgili veya üvey kardeş olabileceğini düşünüyor (Pompeii Arkeoloji Parkı)


Daha önce Pompeii kurbanları üzerine yapılan bir çalışmada yaşlı bir dilencinin aslında ergen bir çocuk olduğu, hamile olduğu düşünülen bir kadının da şişkinliğinin kıyafetlerden kaynaklandığı saptanmış ve bu kişinin cinsiyeti tespit edilememişti.

Bu çalışmada yer alan arkeolog Estelle Lazer, Washington Post'a yaptığı açıklamada "Önceki çalışmalar, ikinci derece kanıtlara ve yüzeysel incelemelere dayanarak kurbanlar hakkında gerçek yaşamları ve ölümleriyle çok az benzerlik taşıyan hikayeler geliştirmişti" diyerek ekliyor:

Bilim, kurbanların gerçek yaşamlarını ortaya çıkarmamıza olanak tanıyor; bu da onları hikaye anlatmak için sahne malzemesi olarak kullanmaktan çok daha saygılı bir yaklaşım.

Yeni çalışmanın ortak yazarı David Caramelli ise IFL Science'a "Geçmişte yaşamış kişileri analiz ettiğimizde sık sık 'utanç verici' durumlar keşfediyoruz" diyor. 

Caramelli yine de evdeki 4 kişinin aile olmamasına şaşırdığını ekliyor. 

Makalenin bir diğer yazarı Alissa Mittnik de en çok şaşırdığı bulgulardan birinin Pompeii halkının genetik çeşitliliği olduğunu ifade ediyor.

Mittnik, "Genom düzeyinde veri elde edebildiğimiz bazı kişiler, örneğin Ege veya Levant'tan gelen popülasyonlarla eşleşebilecek, Doğu Akdeniz benzeri bir genetik soya sahip" diyerek ekliyor: 

Dolayısıyla ya yeni göçmenler ya da bu bölgelerden gelen göçmenlerin torunları olabilirler.

Araştırmacı bu göçleri, kölelik ve ticaret ağlarına bağlıyor. İspanya'daki Valensiya Üniversitesi'nden, çalışmada yer almayan Gianni Gallello da incelenen kişiler arasında akrabalık bağı bulunmamasının, köle olmalarından kaynaklanabileceğini düşünüyor.


Independent Türkçe, IFL Science, New York Times, Washington Post, Current Biology