Esrarengiz bir timsah türünün inek gibi "möö"lediği keşfedildi

Keşif, kaçak avcılıkla mücadelede umut ışığı oldu

Cüce timsahların ortalama uzunluğu 1,5 metreyi bulabiliyor (Wikimedia Commons)
Cüce timsahların ortalama uzunluğu 1,5 metreyi bulabiliyor (Wikimedia Commons)
TT

Esrarengiz bir timsah türünün inek gibi "möö"lediği keşfedildi

Cüce timsahların ortalama uzunluğu 1,5 metreyi bulabiliyor (Wikimedia Commons)
Cüce timsahların ortalama uzunluğu 1,5 metreyi bulabiliyor (Wikimedia Commons)

Bilim insanları Afrika'da yaşayan küçük bir timsah türünün ineklerin "möö" sesine benzer sesler çıkardığını keşfetti.

Bu keşif, takip edilmesi zor olan timsah türlerini izlemek ve korumak için bilim insanlarına eşsiz bir fırsat sunabilir.

Araştırmaya konu edilen iri gözlü, minik gövdeli Afrika cüce timsahı, Batı Afrika'nın yoğun ormanlarında ve dar derelerinde yaşıyor.

Latince adı Osteolaemus tetraspis olan bu timsahın görüntülenmesi ve nüfusunun sayılması son derece zor.

Polonya'daki Adam Mickiewicz Üniversitesi'nden Agata Staniewicz ve meslektaşları, bu yüzden söz konusu canlıları seslerinen takip etmenin mümkün olup olmayacağını öğrenmek istedi.

https://soundcloud.com/user-498943244/african-dwarf-crocodile-makes-a-sound-like-a-cows-moo

Ekip, Birleşik Krallık'taki Bristol Hayvanat Bahçeleri'nde tutulan bir çift O. tetraspis timsahından 97 ses sinyali kaydetti.

Daha sonra bu ses kayıtları, yaban hayatında kaydedilmiş ve O. tetraspis'e ait olduğu tahmin edilen 200'den fazla kayıtla karşılaştırıldı.

Kayıtlar incelendiğinde türün, diğer timsahgillerin ürettiği hiçbir sese benzemeyen "rüzgar", "gümbürtü" ve "davul" sesleri çıkardığı görüldü.

Ancak araştırmacıları asıl şaşırtan, timsahların çıkardığı "möö" sesi oldu. 

Kaydedilen sesler arasında rüzgar, gümbürtü ve davul seslerine benzeyenler çok düşük frekanslı olduğu için bunları doğada tespit etmek de son derece zor olabilir.

Ancak araştırma ekibine göre möö sesleri çok daha belirgin çıkıyor.

Hakemli bilimsel dergi African Journal of Herpetology'de yayımlanan araştırma, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği'nin Kırmızı Liste'sinde savunmasız diye sınıflandırılan bu küçük timsah türünün korunması için umut ışığı oldu.

Araştırma makalesinde konuyla ilgili şu ifadelere yer verildi:

Veriler, arazi çapındaki biyolojik çeşitliliğin izlenmesine ve kaçak avcılıkla mücadele faaliyetlerine katkıda bulunabilir. Ayrıca timsah ekolojisi ve davranışına ilişkin anlayışımızı geliştirebilir.

Independent Türkçe



Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
TT

Bebeğin cinsiyetini belirleyen faktörler tespit edildi

Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)
Cuma günü yayınlanan bir araştırma, ailelerin kız ya da erkek çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğunu buldu (Unsplash)

Rachel Dobkin 

Cinsiyet açıklama partileri, yeni çocuklarının kız mı erkek mi olacağını merakla bekleyen aileler arasında giderek daha popüler hale geliyor. Ancak popüler inanışlara karşı çıkan yeni bir araştırmaya göre, bebeklerin cinsiyeti yazı tura sonucu gibi şansla belirlenmiyor.

Hakemli dergi Science Advances'ta cuma günü yayımlanan bir çalışma, ailelerin erkek ya da kız çocuk sahibi olma konusunda "tekil bir olasılığa" sahip olduğınu ve bazı faktörlerin bu ihtimali etkilediğini tespit etti.

1956-2015'te iki ya da daha fazla sefer birer bebek doğuran en az 58 bin kadını analiz eden araştırmacılar, aynı cinsiyetten en az üç çocuk yapan annelerin, sonraki bebeklerinin yine aynı cinsiyetten olma ihtimalinin daha yüksek olduğunu saptadı.

Kız ya da erkek çocuk sahibi olma ihtimali bu kişilerde yüzde 50-50 değil: Üç kız çocuk sahibi ailelerin başka bir kız çocuğu olma ihtimali yüzde 58, üç erkek çocuğu olan ailelerin bir erkek çocuk daha dünyaya getirme ihtimaliyse yüzde 61.

Peki neden böyle oluyor?

Araştırmacılar, annenin doğum yaptığı yaşa ve genetiğe işaret ediyor.

Çocuk doğurmaya 28 yaşından sonra başlayan kadınların aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma ihtimali biraz daha yüksek çıktı. Çalışmada sadece erkek ya da sadece kız çocuk doğurmakla ilişkili iki gen de tespit edildi.

Harvard T.H. Chan Halk Sağlığı Okulu'nda beslenme ve epidemiyoloji alanında öğretim üyesi olan Jorge Chavarro, kıdemli yazarı olduğu çalışma hakında Washington Post'a "Bu genlerin neden doğumda cinsiyetle ilişkili olduğunu bilmiyoruz ancak öyleler ve bu da yeni sorular doğuruyor" dedi.

Çalışmanın, babalarla ilgili veri bulunmaması gibi bazı sınırlılıkları var.

Ayrıca çalışmada yer almayan bir uzman, araştırmanın genetik analizi hakkında uyarılarda bulunuyor.

Pennsylvania Üniversitesi Perelman Tıp Fakültesi'nde genetik alanında öğretim üyesi olan Iain Mathieson, Washington Post'a yaptığı açıklamada analizin nispeten küçük bir örnekleme dayandığını ve diğer faktörlerden etkilenebileceğini söyledi.

Çalışmadaki araştırmacılar sözkonusu faktörlerin, bazı ailelerin aynı cinsiyetten çocuk sahibi olma olasılığının neden daha yüksek olduğunu ne ölçüde açıkladığını incelemek üzere daha fazla araştırmaya ihtiyaç duyulduğu sonucuna vardı.

Yazarlar şu ifadeleri kullanıyor: 

O zamana kadar, aynı cinsiyetten iki ya da üç çocuğu olan ve farklı cinsiyetlerden çocuk sahibi olmak isteyen aileler, bir sonraki çocuklarını yaparken muhtemelen iki yüzü aynı bir madeni parayla yazı tura attıklarının farkında olmalı.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news