Dilin algılayabildiği yeni bir tat tespit edildi

"Eğer bir İskandinav ülkesinde yaşıyorsanız, bu tada aşina olabilirsiniz ve hoşunuza gidebilir"

(Unsplash)
(Unsplash)
TT

Dilin algılayabildiği yeni bir tat tespit edildi

(Unsplash)
(Unsplash)

Bilim insanları dilin tatlı, ekşi, tuzlu, acı ve umami tatlarını tespit etmenin yanı sıra 6. temel tat olarak amonyum klorüre de tepki verdiğini keşfetti.

Perşembe günü Nature Communications adlı bilimsel dergide yayımlanan araştırmada ekşi tadı tespit etmeyi sağlayan dildeki protein reseptörlerinin, bazı İskandinav şekerlerinin popüler bileşeni amonyum klorüre de tepki verdiği öne sürülüyor.

Güney Kaliforniya Üniversitesi'nden nörobilimci ve çalışmanın ortak yazarı Emily Liman, "Bir İskandinav ülkesinde yaşıyorsanız, bu tada aşina olabilirsiniz ve hoşunuza gidebilir" diyor.

En azından 20. yüzyılın başlarından bu yana bazı Kuzey Avrupa ülkelerinde popüler bir şekerleme olan tuzlu meyan kökünün içeriğinde salmiak tuzu yani amonyum klorür var.

Bilim insanları dilin amonyum klorüre bazı şekillerde tepki verdiğini bilse de dil üzerinde bu maddeye tepki veren spesifik protein reseptörleri, onlarca yıldır yapılan kapsamlı araştırmalara rağmen belirsizliğini koruyordu.

Son araştırmalar, dildeki OTOP1 adı verilen protein reseptörü aracılığıyla ekşi tadı tespit etmekten sorumlu proteini ortaya çıkardığında süreç daha net hale geldi.

Dildeki hücrelerin zarlarında yer alan bu protein, asidik ekşi yiyeceklerin kilit bileşeni olan hidrojen iyonlarının hücre içine girmesi için bir kanal oluşturur.

OTOP1, sitrik ve askorbik asitler bakımından zengin olan limonata ve sirke gibi asidik gıdaların, dile değdiğinde keskin bir ekşilik hissi vermesinde anahtar bir rol oynar.

Amonyum klorür hücre içindeki hidrojen iyonlarının yoğunluğunu da etkilediğinden, araştırmacılar bunun OTOP1'i de tetikleyip tetikleyemeyeceğini merak etti.

Bilim insanlarının, bunu incelemek için OTOP1 reseptörünün temelindeki geni laboratuvarda yetiştirilen insan hücrelerine aktarmasıyla hücreler OTOP1 reseptörünü üretti.

Araştırmacılar daha sonra bu hücreleri aside veya amonyum klorüre maruz bırakarak verdikleri tepkiyi ölçtü.

 Dr. Liman şöyle diyor:

Amonyum klorürün OTOP1 kanalını gerçekten güçlü bir şekilde aktive ettiğini gördük. Asitler kadar iyi ya da onlardan daha iyi aktive ediyor.

Amonyum klorürden elde edilen az miktarda amonyağın hücre içinde hareket ettiği saptandı.

Amonyak alkali olduğundan, pH değerini yükselterek daha az hidrojen iyonunun oluşmasına yol açar.

Bilim insanları bu pH farkının, OTOP1'den yoğun bir hidrojen iyonu akışına yol açtığını ve bunun kanal boyunca elektriksel iletkenlikteki değişiklikleri ölçerek tespit edilebildiğini söylüyor.

Bilim insanları bunu ölçmek için normal farelerden ve genetik yapısı değiştirilmiş, OTOP1 üretmeyen farelerden alınan tat tomurcuğu hücrelerini kullandı.

Araştırmacılar amonyum klorür verildiğinde tat alma hücrelerinin elektriksel tepkileri ne kadar iyi ürettiğini ölçtü.

Normal farelerden alınan tat tomurcuğu hücreleri, amonyum klorür eklendikten sonra aksiyon potansiyellerinde keskin bir artış gösterirken, OTOP1'den yoksun farelerden alınan hücreler tuza tepki veremedi.

Bu, OTOP1'in amonyum klorüre tepki verdiğini doğruladı.

Bilim insanları, işlevsel bir OTOP1 proteinine sahip farelerin amonyum klorürün tadından hoşlanmadığını ve tuzla karıştırılmış suyu içmediğini, proteinden yoksun olanlarınsa çok yüksek yoğunluklardaki çözeltilerden bile rahatsız olmadğını da tespit etti.

Dr. Liman şöyle diyor:

Bu gerçekten son noktayı koydu. Bu, amonyuma davranışsal tepki vermek için OTOP1 kanalının vazgeçilmez olduğunu gösteriyor.

Araştırmacılar OTOP1 kanalının amonyum klorüre karşı bazı türlerde diğerlerine göre daha hassas olduğunu da tespit etti.

Bilim insanları amonyum klorürü tatma becerisinin, organizmaların yüksek yoğunluklarda amonyum içeren zararlı biyolojik maddeleri yemekten kaçınmasını sağlayan bir adaptasyon olabileceğinden şüpheleniyor.

"Amonyum atık ürünlerde bulunur (örneğin gübre) ve biraz zehirlidir, bu nedenle bunu tespit eden tat alma mekanizmaları geliştirmemiz mantıklı" diyen Dr. Liman, öte yandan türler arasındaki farklılıkları anlamak için daha fazla çalışmaya ihtiyaç duyulduğunu da sözlerine ekledi.

Independent Türkçe



Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
TT

Batılı teknoloji devleri, Çin üretimi yapay zekaya yöneliyor

Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)
Çin'de geliştirilen DeepSeek, Batı'da "veri casusluğu" endişesi yaratmıştı (Reuters)

Batılı ülkelerdeki büyük firmalar, Çin üretimi yapay zeka modellerini kullanmaya yöneliyor.

Wall Street Journal’ın (WSJ) analizinde, Amazon Web Services, Microsoft ve Google gibi Amerikan devlerinin, müşterilerine DeepSeek’i bir seçenek olarak sunmaya başladığını yazıyor.

Bu durumun, ABD hükümetinin veri güvenliği nedeniyle Çinli DeepSeek firmasının bazı uygulamalarını devlet cihazlarında yasaklamasına rağmen gerçekleştiğine işaret ediliyor.

Analiz firması Sensor Tower’ın verilerine göre, ABD’li OpenAI firmasının ürettiği ChatGPT en popüler yapay zeka destekli sohbet botu olma özelliğini koruyor. Küresel çapta uygulamanın 910 milyon kez indirildiği belirtiliyor. Çinli mühendislerin tasarladığı DeepSeek ise 125 milyon kez indirildi.

Harvard Üniversitesi’nin haziranda yayımladığı bir çalışmada, Çin’in yapay zekada öne çıkmasını sağlayan iki temel unsurun veri zenginliği ve insan sermayesi olduğu belirtilmişti.

WSJ’nin analizine göre de Amerikan şirketleri daha çok “yapay genel zeka” (AGI) gibi devrimsel ilerlemelere yoğunlaşırken, Çinli firmalar pratik uygulamalarla günlük sorunları çözmeye odaklanıyor. Çinli şirketler aynı zamanda modellerini açık kaynak olarak sunuyor. Bu sayede kullanıcılar modelleri kendi ihtiyaçlarına göre uyarlayabiliyor.

Alibaba’nın “Qwen” adlı açık kaynak modelinin dünya genelinde 100 binden fazla türevi geliştirildi. Haberde, Japonya Ekonomi Bakanlığı için özel yazılımlar geliştiren Tokyo merkezli Abeja şirketinin Google ve Meta yerine Qwen’i tercih ettiğine dikkat çekiliyor.

DeepSeek, diğer yapay zeka şirketlerine kıyasla düşük maliyetle ve az sayıda çip kullanarak geliştirdiği açık kaynaklı yeni modeli DeepSeek-R1'i, 20 Ocak'ta piyasaya sürmüştü. ABD’li şirketlerle yarışan modelleri daha ucuza geliştirip sattığını öne süren DeepSeek, Nvidia'dan Microsoft'a kadar teknoloji devlerinin yüzlerce milyar dolar değer kaybetmesine neden olmuştu.

Batılı ülkeler, DeepSeek’in siber güvenliği ihlal ettiğini ve verilerin Pekin yönetimiyle paylaşılmasını sağladığını öne sürmüş, firmaysa iddiaları yalanlamıştı.

Güney Afrika’daki Witwatersrand Üniversitesi, DeepSeek’in diğer yapay zeka modellerine göre daha iyi veri güvenliği sağladığını savunuyor. Üniversite yetkililerinden Tarık Surtee, “Açık kaynaklı olması ve çevrimdışı kullanılabilmesi, verilerimizi koruyor” diyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, RT