Bilinen evrendeki her şeyin grafiği çıkarıldı: Bir kara deliğin içinde mi yaşıyoruz?

"Tüm nesnelerin nereden geldiğini anlama amacıyla yola çıktık"

Çalışma, evrenle ilgili imkansız gibi görünen, önemli soruları gündeme getirdi (NASA)
Çalışma, evrenle ilgili imkansız gibi görünen, önemli soruları gündeme getirdi (NASA)
TT

Bilinen evrendeki her şeyin grafiği çıkarıldı: Bir kara deliğin içinde mi yaşıyoruz?

Çalışma, evrenle ilgili imkansız gibi görünen, önemli soruları gündeme getirdi (NASA)
Çalışma, evrenle ilgili imkansız gibi görünen, önemli soruları gündeme getirdi (NASA)

Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden astrofizikçiler, evrenin geçmişine ve evren genişleyerek soğudukça arka planda yoğunlaşan nesnelere (örneğin protonlar, gezegenler ve galaksiler) genel bir bakış açısı sunan grafikler hazırladı.

"Tüm nesnelerin grafikleri" diye nitelenen bu çalışma, aynı zamanda Güneş Sistemi ve dolayısıyla Dünya'nın da içinde yer aldığı bilinen evrenin bir kara delik olabileceği fikrini akla getiriyor.

Hakemli bilimsel dergi American Journal of Physics'te yayımlanan çalışmanın başyazarı Dr. Charley Lineweaver, "Evrendeki tüm nesnelerin nereden geldiğini anlama amacıyla yola çıktık" dedi.

13,8 milyar yıl önce evreni var ettiği varsayılan Büyük Patlama sırasında protonlar, atomlar, yıldızlar, galaksiler, gezegenler ve dolayısıyla insanlar yoktu. Ancak Lineweaver artık evrenin bu türden nesnelerde dolu olduğunu belirtiyor.

Bilim insanı, "Nereden geldiklerine dair nispeten basit bir cevap var: Evren soğudukça tüm bu nesneler, sıcak bir arka plan üzerinde yoğunlaştı" diye ekledi.

Lineweaver ve ekibi bu yoğunlaşma sürecini mümkün olan en basit şekilde açıklamak için iki grafik hazırladı.

İlki evrenin genişledikçe ve soğudukça ısısının ve yoğunluğunun ne hale geldiğini gösteriyor. İkincisiyse evrendeki tüm nesnelerin kütlesini ve boyutunu içeriyor.

Ekibe göre bu grafikler, gözlemlenebilir evrendeki tüm nesnelerin şimdiye kadar oluşturulmuş en kapsamlı tablosu.

Ekip aynı zamanda, bir kara deliğin kütlesi ne kadar büyükse yoğunluğunun da o kadar düşük olacağını vurguluyor.

Üstelik bu grafiklerden yola çıkarak yapılan hesaplamalara göre bir kara delik, bilinen evren kadar büyük olsaydı, evrenle aynı yoğunluğa sahip olurdu.

Bu da aslında içinde yaşadığımız bilinen evrenin bir kara delik olmasının teoride mümkün olabileceği düşüncesini doğuruyor.

Bilim insanı tüm evrenin bir kara delik olup olamayacağını sorusunu irdeleyen ilk kişiler olmadıklarını da vurguladı. Ona göre daha önce birçok bilim insanı farklı yollardan bu fikre ulaşmıştı.

Lineweaver, tıpkı bir kara deliğin çevresinde olduğu gibi, gözlemlenebilir evrenin çevresinde de bir tür olay ufkunun yer aldığını ve bunun aralarındaki paralelliklerden yalnızca biri olduğunu savundu.

Genel görelilikte olay ufku, kara deliğin sınırında ışık ve maddenin kütleçekim kuvvetinden artık kaçamayacağı bölgeyi sınırlayan kuşağa deniyor.

Öte yandan bu teorinin doğru olup olmadığını sınamayı engelleyen önemli bir faktör var: Bilim insanları bir kara deliğin içinde ne olduğunu bilmiyor.

Bu fikrin en azından şimdilik imkansız göründüğünün de altını çizen bilim insanı, "Kara deliğin merkezinin kara deliğin kendisinden daha yoğun olması muhtemel değil mi? Yine de merkez hakkında hiçbir şey bilmiyoruz" diyor:

Geniş açıdan bakalım: Eğer gözlemlenebilir evrenin ötesinde hiçbir şey olmasaydı, evrenimiz düşük yoğunluklu büyük bir kara delik olurdu. Bu fikir biraz korkutucu ama durumun böyle olmadığına inanmak için iyi nedenlerimiz var.

Independent Türkçe



NASA, "tuhaf yörüngeli" bir ötegezegen keşfetti

TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)
TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)
TT

NASA, "tuhaf yörüngeli" bir ötegezegen keşfetti

TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)
TOI-1408 c, kendisinden daha büyük komşusunun yörüngesini etkiliyor (NASA)

Bilim insanları, beklenmedik hareketler sergileyen bir ötegezegenin, gezegen sistemlerine dair bilinenlere meydan okuduğunu söylüyor. 

Dünya'dan yaklaşık 455 ışık yılı uzaktaki bir yıldızın etrafında dönen TOI-1408 b adlı bir sıcak Jüpiter geçen yıl keşfedilmişti. 

Sıcak Jüpiter, Güneş Sistemi'ndeki Jüpiter'e benzese de yıldızına çok yakın yörüngelerle dönen gaz devlerini ifade ediyor.

NASA'nın Geçiş Halindeki Ötegezegen Araştırma Uydusu'nun (Transiting Exoplanet Survey Satellite / TESS) saptadığı gezegen, Jüpiter'in iki katı genişliğe ve kütleye sahipti. 

Gezegenin, TOI-1408 adlı yıldızına çok yakın dönmesi bilim insanlarını hayrete düşürmüştü. Ancak bu yıl yapılan başka bir keşif, şaşkınlıklarını daha da artırdı.

Lund Üniversitesi'nden araştırmacılar yine TESS'in yardımıyla, sistemde yıldıza daha yakın ve daha küçük başka bir gezegen tespit etti. 

Bulgularını The Astrophysical Journal Letters adlı hakemli dergide aktaran ekip, TOI-1408 c adlı küçük gezegenin aynı zamanda tuhaf bir yörüngeye de sahip olduğunu gözlemledi. 

Dünya'nın iki katı genişliğe ve 8 katı kütleye sahip ötegezegenin, gaz ve kaya karışımından oluştuğu tahmin ediliyor. Ötegezegen, Güneş Sistemi dışındaki gezegen anlamına geliyor. 

Araştırmacılar, TOI-1408 c'nin yıldızı etrafında dönme hızının beklenmedik şekilde değiştiğini gördü. 

Makalenin başyazarı Dr. Judith Korth, 5 Eylül Perşembe günü yaptığı açıklamada "Küçük gezegen çok sıradışı bir yörünge davranışı sergiliyor ve yıldızının önünden geçtiği zamanla ilgili ciddi farklılıklar sergiliyor; bu da genellikle görmediğimiz bir şey" diyerek ekliyor:

Küçük gezegenin varlığı, gezegen sistemlerinin oluşumu ve istikrarı hakkındaki mevcut teorilere meydan okuyor.

Bilim insanları alışılmadık bu yörünge hareketinden ve yıldızlarına yakınlıklarından dolayı sistemdeki iki gezegenin yörünge hareketlerini inceledi. 

Analizlerin ardından büyük gezegenin yıldız etrafında attığı her tura karşılık, küçük yoldaşının iki tur attığı sonucuna varıldı. 

Araştırmacılar, yıldızın etrafında "ritmik bir dans" içinde döndüğünü söyledikleri gezegenlerin bu sayede yakın yörüngelerde varlıklarını sürdürebildiğini buldu. 

Dr. Korth, Space.com'a yaptığı açıklamada "Hem TOI-1408 b hem de TOI-1408 c, Güneş Sistemi'ndeki gezegenlere kıyasla yıldızlarına inanılmaz derecede yakın. Jüpiter'in neredeyse her 4 günde bir (Merkür'ün periyodunun 20'de biri) Güneş'e çok yakın bir yörüngede döndüğünü düşünün" diyerek ekliyor:

Bu zaten yıldıza çok yakın bir yörünge ve yıldıza daha da yakın başka bir gezegen tespit ettik. Bu gezegen, büyük komşusuyla güçlü bir etkileşime girerek yörüngelerinin daha önce hiç görmediğimiz şekillerde sallanmasına neden oluyor.

Araştırmacılar ayrıca sistemde henüz keşfedilmemiş üçüncü bir gezegen de olabileceğini düşünüyor. Gözlemlenen tuhaf yörünge hareketlerinin bir açıklaması da bu gökcismi olabilir. 

Ekip, keşfettikleri nadir sistemin, gezegen sistemine dair çalışmalara katkı sunacağını umuyor. 

Dr. Korth "Elde ettiğimiz sonuçlar, gezegenlerin nasıl oluştuğu ve özellikle dev gezegenlerin bulunduğu sistemlerde birbirlerine çok yakın olduklarında nasıl davrandıkları hakkında daha fazla bilgi edinilmesine fayda sağlayabilir" diyor. 

Independent Türkçe, Space.com, Debrief, Lund Üniversitesi, The Astrophysical Journal Letters