Golden Retriever cinsi köpeklerin bir gen sayesinde daha uzun yaşadığı ortaya çıktı

"İnsanlarda 12-14 yıla eşdeğer"

Golden Retriever, orta büyüklükte bir İskoç av köpeği cinsi (Pixabay)
Golden Retriever, orta büyüklükte bir İskoç av köpeği cinsi (Pixabay)
TT

Golden Retriever cinsi köpeklerin bir gen sayesinde daha uzun yaşadığı ortaya çıktı

Golden Retriever, orta büyüklükte bir İskoç av köpeği cinsi (Pixabay)
Golden Retriever, orta büyüklükte bir İskoç av köpeği cinsi (Pixabay)

Golden Retriever cinsi köpeklerin kanserden ölme ihtimali yüzde 65'e kadar çıkıyor. Bununla birlikte uzun ve sağlıklı bir yaşam süren pek çok Golden da var. ABD'deki Kaliforniya Davis Üniversitesi'nden bir araştırma ekibi, bu farkı yaratan biyolojik özelliğin ne olduğunu bulmaya çalıştı.

Bilimsel dergi GeroScience'ta yayımlanan yeni çalışmada bu cinsin aynı zamanda daha uzun yaşamayı sağlayabilecek anahtar bir gen taşıdığı ortaya kondu.

Araştırmanın yazarlarından Robert Rebhun, "Golden Retriever'ların çoğunun kansere genetik yatkınlığı olduğunu varsayıyoruz. Ancak bazıları 14, 15 veya 16 yaşına kadar yaşıyor. Bu yüzden kötü genlerin etkilerini hafifleten başka bir genetik faktör olabileceğini düşündük" diye konuştu.

Rebhun ve ekibi 304 Golden Retriever'ın DNA'sını analiz ederek, özellikle 14 yaşında hayatta olan köpeklerle 12 yaşına gelmeden ölenler arasındaki farklılıkları karşılaştırdı.

Bunun sonucunda uzun yaşayan köpeklerin HER4 adlı bir genden yararlandığı tespit edildi.

Ekip, bu genin belirli varyantlarına sahip Golden cinsi köpeklerin ortalama iki yıl daha uzun yaşadığını saptadı.

Dişiler ve erkekler arasındaki farklılıklar da göze çarptı. Araştırmacılar, genin dişi köpeklerde uzun ömür açısından erkek köpeklere göre daha etkili olduğunu buldu.

Araştırmanın ortak yazarı Danika Bannasch, "İki yıl bir köpeğin hayatında önemli bir farktır" dedi:

Hepimiz sevgili evcil hayvanlarımızın iki yıl daha yaşamasını istemez miyiz? Golden'larda iki yıl, yaşam süresinde yaklaşık yüzde 15-20'lik bir artış anlamına gelir. İnsanlarda 12-14 yıla eşdeğer.

Araştırmanın bulguları insanlarla ilgili kanser araştırmaları için de önemli ipuçları taşıyor.

Zira Golden'lardaki bu anahtar gen, insanlarda da mevcut ve kanser hücrelerinin hızlı büyümesiyle ilişkili olan HER2 geniyle aynı aileden.

Yine de bilim insanları, Golden Retriever'ların kansere yakalanma ihtimalinin neden yüksek olduğunu henüz tam olarak bilmiyor.

İnsanlar ve köpekler aynı kanser türlerine yakalanabildiğinden bu gizemi çözmek, yeni kanser tedavilerinin kapısını aralayabilir.

 

Independent Türkçe, IFL Science, Newsweek



Dünyanın en gelişmiş biyonik eli: Koldan ayrılıp kendi başına hareket ediyor

Open Bionics'in patronu Samantha Payne, Hero Pro'nun önde gelen biyonik ellerden iki kat daha hızlı ve iki kat daha güçlü olduğunu söylüyor (Open Bionics)
Open Bionics'in patronu Samantha Payne, Hero Pro'nun önde gelen biyonik ellerden iki kat daha hızlı ve iki kat daha güçlü olduğunu söylüyor (Open Bionics)
TT

Dünyanın en gelişmiş biyonik eli: Koldan ayrılıp kendi başına hareket ediyor

Open Bionics'in patronu Samantha Payne, Hero Pro'nun önde gelen biyonik ellerden iki kat daha hızlı ve iki kat daha güçlü olduğunu söylüyor (Open Bionics)
Open Bionics'in patronu Samantha Payne, Hero Pro'nun önde gelen biyonik ellerden iki kat daha hızlı ve iki kat daha güçlü olduğunu söylüyor (Open Bionics)

Birleşik Krallık merkezli bir girişim, kullanıcıdan ayrıldığında bile çalışabilen, dünyanın ilk kablosuz biyonik kolunu tanıttı.

Bristol merkezli Open Bionics, dünyanın en gelişmiş robotik uzvu olduğunu iddia ettiği yeni Hero biyonik kolunu geliştirmeye 4 yıl harcadı.

Open Bionics'in kurucu ortağı ve CEO'su Samantha Payne, The Independent'a yaptığı açıklamada, "Önde gelen biyonik ellerden iki kat daha hızlı ve iki kat daha güçlü olmasının yanı sıra halihazırda en hafif el ve bütünüyle su geçirmez ve tamamen kablosuz olan ilk el” dedi.

Bu, sektör için büyük bir değişim adımı ve hem tıp alanından hem de hastalardan gelen ilgi ve heyecan bizi gerçekten memnun ediyor. Bilimkurgudan fırlamış gibi.

MyoPods adı verilen kablosuz EMG elektrotlarını kullanan cihaz, ampute kişinin kolunun üstünde duruyor ve kas sinyallerini okuyor. Daha sonra bu sinyallerle biyonik parmaklara hareket komutu veriyor.

Menenjit yüzünden küçük bir çocukken iki elini de kaybeden 19 yaşındaki Tilly Lockey, son 9 yıldır Open Bionics tarafından geliştirilen biyonik kolları kullanıyor.

Lockey, geri bildirimleriyle geliştirilmesine yardımcı olduğu son modelin işlevsellik ve teknoloji açısından rakipsiz olduğunu söylüyor.

Lockey "Yeni teknolojinin iyi olacağını bilsem de ilerleme düzeyi karşısında şoke olmayı beklemiyordum" diyor.

Kollar çok daha güçlü. Kendi elimi çıkarabiliyorum ve soketimdeki kablosuz sensörler aracılığıyla onu kontrol ederek bir masanın üzerinden sürünmesini ve bana geri dönmesini sağlayabiliyorum. Bu teknolojinin ne kadar epik olduğunu hayal bile edemezsiniz.

2014'te açıldığından bu yana en az bin kullanıcıya ulaşan Open Bionics, 3D tarama ve 3D baskı yöntemlerini kullanarak ampute kişilere özel biyonik kollar üretiyor.

En son model, kullanıcıların ellerini başka eklentilerle değiştirebilmelerine olanak tanıyarak farklı aktiviteler arasında kolayca geçiş yapabilmelerini sağlıyor.

Lockey "Artık bileklerimi 360 derece döndürebiliyorum ve esnetebiliyorum. Gerçekten de bunu yapabilen başka bir kol yok" dedi.

Başka hiçbir kol, kablosuz ve su geçirmez değil ve diğer her şeyden daha hızlı ve halihazırda en hafif biyonik el. Bunu nasıl başardılar bilmiyorum. Hiç olmadığım kadar güçlüyüm.

Independent Türkçe