Yapay zeka çevreyi korumak için bir araç mı yoksa çevre sorunlarının kaynaklarından mı?

Yenilenebilir kaynakları kullanma teknolojisine dayalı olarak elle yetiştirilen ağaçlar (Shutterstock)
Yenilenebilir kaynakları kullanma teknolojisine dayalı olarak elle yetiştirilen ağaçlar (Shutterstock)
TT

Yapay zeka çevreyi korumak için bir araç mı yoksa çevre sorunlarının kaynaklarından mı?

Yenilenebilir kaynakları kullanma teknolojisine dayalı olarak elle yetiştirilen ağaçlar (Shutterstock)
Yenilenebilir kaynakları kullanma teknolojisine dayalı olarak elle yetiştirilen ağaçlar (Shutterstock)

Yapay zeka (YZ) dünyamızı hızla değiştiriyor; sağlık hizmetlerinin iyileştirilmesinden ulaşım ve nakliye rotalarının verimliliğinin artırılmasına ve hava durumu, sel ve yangınlar hakkında doğru tahminler yapılmasına kadar her şeyde devrim yaratıyor.

Yapay zekanın, karbon emisyonlarının azaltılması ve gıda sağlanması gibi gezegenin en acil sorunlarından bazılarının çözümünde önemli bir rol oynaması bekleniyor. Öte yandan, yapay zeka modellerinin eğitilmesi ve çalıştırılması büyük miktarda enerji ve temiz su gerektiriyor, bu da çevre üzerinde olumsuz etkilere sebep oluyor.

Yapay zeka geliştiricileri sayılarını saklıyor

YZ modellerinin genel karbon ayak izini ölçmek zordur, ancak hepsi üretimi hammadde çıkarımı gerektiren, emek yoğun ve çevresel olarak maliyetli olan gelişmiş bilgisayarlara dayanıyor. Geliştiriciler ihtiyaç duydukları donanıma sahip olduktan sonra, bir yapay zeka modelini eğitmek önemli miktarda enerji tüketebiliyor.

Yapay zeka şirketleri enerji tüketimlerinde tam bir şeffaflık göstermedikleri için araştırmacılar ellerindeki verilere göre bu tüketimi tahmin etmekle yetiniyor. Bir çalışma, Microsoft'un ABD'deki veri merkezlerinin sıcaklığını düşürmek için 700 bin litre tatlı su tüketiminin gerektiğini tahmin ediyor.

Ayrıca GPT3, soruları yanıtlama veya metin oluşturma gibi görevler için GPT sohbetini kullanırken ortaya çıkan akıl yürütme sürecinde büyük miktarda su tüketiyor. Basit bir 20 ila 50 soruluk sohbet için tüketilen su yarım litrelik bir şişeye eşdeğer ve milyarlarca kullanıcı göz önüne alındığında durum çok daha büyük hale geliyor.

Karbon emisyonlarına gelince, Massachusetts Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, tek bir yapay zeka modelinin eğitim sürecinin 280 tondan fazla karbondioksit üretebileceğini, bunun da yaklaşık 62 benzinli otomobilin bir yıllık sera gazı emisyonuna eşdeğer bir miktar olduğunu keşfetti.

Bu bağımsız tahminleri inceledikten sonra en popüler yapay zeka dil modelleriyle görüştük: Microsoft'un finansmanına katkıda bulunduğu "ChatGPT" ve "Google" tarafından geliştirilen "Bard" ile karbon ayak izleri hakkında görüştük. Her iki durumda da iki model de geliştirici şirketler için rakamları açıklamadı ve araştırma kurumları tarafından tahminler sağlamakla sınırlı kaldı.

ChatGPT, bu tahminlerin kesin olmadığını ve yapay zeka dil modellerinin eğitildiği grafik göstergelerin miktarı veya bu modelleri barındıran veri merkezlerindeki enerji tüketiminin verimliliği gibi çeşitli faktörlere bağlı olarak değiştiğini belirtti.

Bard, Google'ın Bard ve diğer yapay zeka modellerini çalıştıran veri merkezlerinin çevresel etkisini azaltmak için çalıştığını doğruladı.

Bard, bu sistemin henüz geliştirilme aşamasında olduğunu, ancak çevre sorunlarına çözüm bulmaya yardımcı olmak için yeteneklerini kullanmaya kararlı olduğunu belirtiyor.

Yapay zeka ve bulut bilişim sistemlerini destekleyen veri merkezleri, karbon ayak izlerini raporlayan diğer sektörlere kıyasla kapalı bir kutu. Bu, yapay zeka sektörünün hızlı büyümesinin sınırlı şeffaflıkla birleştiğinde, özellikle büyük bulut sağlayıcıları yeterli bilgi sağlamadığı için, yapay zekaya atfedilen elektrik kullanımını ve karbon emisyonlarını insanların bilgisinin kapsamı dışında bıraktığı anlamına geliyor.

Yapay zekanın çevresel etkilerini ele almanın bir yolu, makine öğrenimi sistemlerinin geliştirilmesi ve işletilmesinde daha fazla şeffaflık çağrısında bulunuyor.

Araştırmacıların enerji kullanımlarını ölçmelerine yardımcı olmak için bazı bilim insanları, araştırma ekiplerini yeşil alanlarda deneyler yapmaya, enerji ve karbon ölçümleri hakkında tutarlı güncellemeler sağlamaya ve enerji yoğun yapay zeka modellerini kullanmadan önce enerji kullanımı ile performans arasında ödünleşim yapmaya teşvik eden halka açık çevrimiçi araçlar yayınladı.

Yapay zekada daha fazla hesap verebilirliğin teşvik edilmesinde bireyler de kritik bir rol oynuyor. Bunu yapmanın bir yolu, yeni yapay zeka sistemlerine sınırlarını kabul eden rasyonel bir şekilde yaklaşmaktan geçiyor. Yeteneklerini bir bağlama oturtarak ve potansiyel olumsuz etkilerini kabul ederek, yalnızca daha büyük, daha karmaşık yapay zeka modelleri geliştirmeye dayanmayan yeni araştırma yollarının keşfedilmesini teşvik edebiliriz.

Çevrenin korunmasında yapay zekadan yararlanma

Yapay zeka şu anda çevresel olayların incelenmesine ve çeşitli sorunlarına çözümler geliştirilmesine önemli ölçüde katkıda bulunuyor. Yapay zekanın çevreyi korumak için kullanılabileceği umut verici yollardan biri veri analizleri olarak göze çarpıyor. Yapay zeka, çıplak gözle tespit edilmesi zor veya imkansız olan eğilimleri ve kalıpları belirlemek için uydu görüntüleri ve hava durumu modelleri gibi büyük miktarda veriyi elemek için kullanılabilir. Bu bilgilerden daha sonra daha etkili kaynak yönetimi stratejileri geliştirmek ve olumsuz çevresel etkileri azaltmak için de yararlanılabilir.

Google 5 yıl önce sosyal etkiye yönelik yapay zeka projelerine fon sağlamaya başladı. Uganda'da motosiklet taksilere yerleştirilen düşük maliyetli hava kalitesi sensörlerinden Hindistan'da çiftçilerin zararlıları azaltmasına ve ürün verimini artırmasına yardımcı olan yapay zeka uygulamalarına kadar çeşitli çabaları destekledi.

Google ayrıca, dünya çapında sera gazı emisyonlarını izlemek ve takip etmek için istihbarat sistemleri tarafından desteklenen uydular gibi iddialı küresel projeleri de finanse etti. Şirketin ekibi, 17 sürdürülebilir kalkınma hedefine ulaşmada kaydedilen ilerlemeyi izlemek ve stratejilerin geliştirilmesini ve veriye dayalı karar vermeyi kolaylaştırmak amacıyla kamuya açık bir veri tabanı geliştirmek için Birleşmiş Milletler İstatistik Bölümü ile birlikte çalışıyor.

Flood Hub platformu, nehirlerin davranışını bir hafta önceden tahmin edebilen yapay zeka sayesinde dünya çapında 80 ülkede nehir taşkın tahminlerini göstererek, özellikle Afrika'da yaklaşık 460 milyon insanın sellerden korunmasını sağlıyor.

Birçok şirket, robotları kullanarak geri dönüştürülebilir malzemeleri belirlemek ve geri kazanmak için yapay zeka araçlarını kullanıyor. Robotlar, geri dönüştürülebilir malzemeleri ortalama olarak insanlardan iki kat daha hızlı ve daha tutarlı bir şekilde toplayabiliyor. AMP Robotics, bu alandaki teknolojisinin 10 yıl içinde yaklaşık 5 milyon ton sera gazı salınımının önlenmesine yardımcı olduğunu belirtiyor.

Kaliforniya'daki bilim insanları orman yangınlarıyla mücadelede yapay zekadan yararlanıyor. Kameralara bağlandığında dumanı algılayabiliyor ve orman yangınlarını daha geniş alana yayılmadan tespit edebiliyor. İtfaiyeciler orman yangını tahmin bilgilerini oyunun kurallarını değiştiren bir unsur olarak görüyor.

Birleşmiş Milletler Çevre Programı (UNEP), atmosferdeki karbondioksit konsantrasyonunun yanı sıra buzul kütlesindeki değişiklikleri ve deniz seviyesindeki yükselmeyi analiz ve tahmin etmeye yardımcı olmak için yapay zeka kullanıyor. UNEP'in Uluslararası Metan Emisyonları Gözlemevi, gezegeni ısıtan güçlü bir sera gazı olan metan emisyonlarını izlemek ve azaltmak için yapay zeka kullanıyor.



Bilim insanları eski bir Anadolu geleneğinin peşine düştü: Karınca yoğurdu

Geleneksel tarifte, ılık süte 4 kırmızı orman karıncası eklenerek mayalanmaya bırakılıyor (David Zilber)
Geleneksel tarifte, ılık süte 4 kırmızı orman karıncası eklenerek mayalanmaya bırakılıyor (David Zilber)
TT

Bilim insanları eski bir Anadolu geleneğinin peşine düştü: Karınca yoğurdu

Geleneksel tarifte, ılık süte 4 kırmızı orman karıncası eklenerek mayalanmaya bırakılıyor (David Zilber)
Geleneksel tarifte, ılık süte 4 kırmızı orman karıncası eklenerek mayalanmaya bırakılıyor (David Zilber)

Bilim insanları eski bir Anadolu yöntemiyle karıncaları kullanarak yoğurt yaptı. 

Danimarkalı mikrobiyolog Leonie Jahn, Kopenhag'daki iki Michelin yıldızlı Alchemist restoranında Bulgarların eski bir yoğurt tarifiyle ilgili deneyler yapıldığını öğrendiğinde merakı uyanmış. Dünyanın En İyi 50 Restoranı listesinde 5. sırada yer alan Alchemist, kendini "kısmen bilim laboratuvarı" diye tanımlıyor.

Danimarka Teknik Üniversitesi'nden Jahn, restoranda yapılan yoğurtların içine karınca konduğunu duyunca bu yöntemi derinlemesine araştırmaya karar vererek çeşitli kurumlardan araştırmacılarla işbirliği yaptı.

Münih Üniversitesi'nde doktora öğrencisi olan Türkiye ve Bulgaristan yurttaşı Sevgi Mutlu Sirakova'yla iletişime geçince, "karınca yoğurdunun" bölgede çok eskiye dayanan bir geçmişi olduğunu öğrendi.

Bulguları hakemli dergi iScience'ta dün (3 Ekim) yayımlanan çalışmaya göre sütün fermente edilerek peynir ve yoğurt elde edilmesi yaklaşık 9 bin yıl öncesine, bugünkü Türkiye ve Bulgaristan'a dayanıyor.

Mutlu Sirakova yüksek lisans tezinde bu konuyu araştırırken, büyüdüğü Yeni Mahalle (Nova Mahala) köyünde yoğurt yapımında karıncaların kullanıldığını öğreniyor. 

Yeni çalışmada Mutlu Sirakova, Jahn ve diğer bilim insanları, köyü ziyaret ederek bu tarifi denedi. Araştırmacılar 4 kırmızı orman karıncasını ılık süt dolu küçük bir kaba koydu. Kabı kapatıp karınca yuvasına gömdüler ve bir gece orada bıraktılar.

Ertesi gün kısmen katılaşmış karışımdan böcekleri çıkarıp tadına baktılar. Makaleye göre "hafif ekşimsi ve hafif otsu bir tada" sahipti.

Jahn ve ekibi, Danimarka'daki benzer bir orman karıncası türünü kullanarak laboratuvar ortamında bu süreci tekrarladı ve karıncaların neyi değiştirdiğini anlamaya çalıştı. Ekip, daha fazla enzim ve mikroorganizma salınması için bu sefer karıncaları ezdi.Karıncaların salgıladığı çeşitli asit ve enzimlerin birlikte çalışarak sütü koyulaştırdığını tespit ettiler. Bunlar arasında karıncaların savunma mekanizması olarak ürettiği formik asit ve bağırsaklarında yaşayan bakterilerin ürettiği laktik ve asetik asit türleri de var.

Yoğurdun mayalanma sürecinde çeşitli mikroorganizmalar rol oynayabiliyor. Ancak araştırmacılar, 1900'lü yılların başında laboratuvarda yoğurt üretilmeye başlandığından beri genellikle sadece iki tür laktik asit bakterisi kullanıldığını söylüyor.

Sirakova "Çeşitliliği canlı tutmak son derece önemli" diyor.

Bilim insanları, sunduğu farklı bileşenlerden dolayı karınca yoğurdunun farklı bir tadı olduğunu söylüyor. Çalışmanın ortak yazarı Nabila Rodríguez Valerón şöyle diyor: 

Bir mikroorganizma belirli bir aroma bileşiği üretir ancak örneğin karıncaların taşıdığı tüm mikroorganizmalar gibi birçok farklı bileşik kullanınca, ekşi maya, miso veya soya sosundaki gibi bir bileşim ortaya çıkıyor.

Alchemist'te servis edilen dondurma, mascarpone peyniri ve kokteyl gibi çeşitli ürünlerde bu yoğurt kullanılıyor. Çalışmanın yazarı Veronica Marie Sinotte, denediği kokteyl için "Kesinlikle inanılmaz" diyerek ekliyor:

Karıncaların verdiği asit limonumsu bir tat yaratıyor ama bu limondan daha karmaşık bir aroma.

Bilim insanları uygun koşullarda yapılmadığında sağlık riskleri yaratabileceği için bu tarifin evde denenmemesi gerektiğinin altını çiziyor. 

Ayrıca kırmızı orman karıncalarının nesli tükenme riskiyle karşı karşıya olduğu için onları öldürmeyi yanlış bulduklarını da belirtiyorlar. 

Sinotte, "Bu karıncalar ekosistemlerin önemli bir parçası" diyerek ekliyor: 

Dolayısıyla, belki de bu karıncalardaki bakterilerden bazılarını toplayıp diğer yiyecekleri nasıl mayalayacaklarını görebileceğimizi düşünebiliriz.

Independent Türkçe, New York Times, CNN, iScience


Üst düzey yetkiliden yapay zeka uyarısı: "İzlemesi ilginç olacak"

(Unsplash)
(Unsplash)
TT

Üst düzey yetkiliden yapay zeka uyarısı: "İzlemesi ilginç olacak"

(Unsplash)
(Unsplash)

Anthony Cuthbertson Teknoloji Editör Yardımcısı @ADCuthbertson 

Goldman Sachs'in veri şefine göre OpenAI'ın ChatGPT'si ve Google'ın Gemini'ı gibi yapay zeka modellerinin eğitim verileri tükendi.

Bankacılık devinin baş veri sorumlusu ve veri mühendisliği başkanı Neema Raphael, bu sorunun yapay zekanın gelişimini engelleyebileceğini söyledi.

Bankanın Exchanges adlı podcast'inde konuşan Raphael, yapay zeka modellerinin yapay zeka tarafından üretilip sentetik veri diye adlandırılan verilere giderek daha fazla yöneldiğini belirterek "Verilerimiz halihazırda tükenmiş durumda" dedi:

Bence ilginç olabilecek şey, insanların yaratıcılıkta bir duraklama olabileceğini düşünmeleri... Tüm verilerin sentetik olarak üretilmesi halinde ne kadar insan verisi dahil edilebilir? Felsefi bir bakış açısından bakıldığında bunu izlemenin ilginç olacağını düşünüyorum.

grafik

Sektörün üst düzey isimleri, yapay zeka modellerinin internetin geniş bilgi birikiminin tamamını tükettiği, "veri zirvesi" diye adlandırılan meseleyle ilgili endişelerini daha önce de dile getirmişti.

Aralıkta Nature adlı bilimsel dergide yayımlanan bir makale, bir "kriz noktasına" 2028'e kadar ulaşılabileceğini öngörmüştü. Makalede, "İnternet, insan bilgisinin engin bir okyanusu olsa da sonsuz değil" ifadeleri yer alıyor:

Yapay zeka araştırmacıları onu neredeyse kuruttu.

OpenAI kurucu ortağı Ilya Sutskever eğitim verilerinin eksikliğinin yapay zekanın hızlı gelişiminin "tartışmasız sona ereceği" anlamına geleceğini geçen yıl söylemişti.

Sutskever'e göre insan kaynaklı içerik tıpkı petrol ve kömür gibi sınırlı bir kaynak olduğu için durum fosil yakıtlarla benzerlik gösteriyor:

Veri zirvesine ulaştık ve daha ötesine geçilmeyecek. Elimizdeki verilerle ilgilenmek zorundayız. Yalnızca tek bir internet var.

Yeni verilerin eksikliği, yapay zeka şirketlerini mevcut eğitim modellerinden uzaklaşmaya zorlayabilir ve odağı ChatGPT gibi büyük dil modellerindense aracılı (agentic) yapay zekaya daha fazla çevirebilir.

Halihazırda çoğu büyük yapay zeka firması tarafından geliştirilip piyasaya sürülmekte olan yapay zeka aracıları, insan gözetimi olmadan internet ortamında kararlar alabilen ve görevleri yerine getirebilen otonom sistemler olarak hizmet veriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/tech


Her üç Amerikalıdan biri, yapay zekayla "romantik ilişki" yaşıyor

Yeni bir araştırmaya göre, Amerikalıların neredeyse üçte biri, bir yapay zeka sohbet botuyla "samimi veya romantik bir ilişki" yaşadığını söylüyor. Bu tür ilişkiler, Joaquin Phoenix'in başrolünde oynadığı Aşk gibi filmlerle medyada ve popüler kültürde giderek daha fazla yer buluyor (Warner Bros.)
Yeni bir araştırmaya göre, Amerikalıların neredeyse üçte biri, bir yapay zeka sohbet botuyla "samimi veya romantik bir ilişki" yaşadığını söylüyor. Bu tür ilişkiler, Joaquin Phoenix'in başrolünde oynadığı Aşk gibi filmlerle medyada ve popüler kültürde giderek daha fazla yer buluyor (Warner Bros.)
TT

Her üç Amerikalıdan biri, yapay zekayla "romantik ilişki" yaşıyor

Yeni bir araştırmaya göre, Amerikalıların neredeyse üçte biri, bir yapay zeka sohbet botuyla "samimi veya romantik bir ilişki" yaşadığını söylüyor. Bu tür ilişkiler, Joaquin Phoenix'in başrolünde oynadığı Aşk gibi filmlerle medyada ve popüler kültürde giderek daha fazla yer buluyor (Warner Bros.)
Yeni bir araştırmaya göre, Amerikalıların neredeyse üçte biri, bir yapay zeka sohbet botuyla "samimi veya romantik bir ilişki" yaşadığını söylüyor. Bu tür ilişkiler, Joaquin Phoenix'in başrolünde oynadığı Aşk gibi filmlerle medyada ve popüler kültürde giderek daha fazla yer buluyor (Warner Bros.)

Yeni bir araştırmaya göre Amerikalıların neredeyse üçte biri, bir yapay zeka sohbet botuyla "samimi veya romantik bir ilişki" yaşadığını söylüyor.

Ankete katılanların yarısından fazlası (yüzde 54) bir yapay zeka platformuyla bir tür ilişki yaşadığını belirtiyor fakat bunlar arasında botun iş arkadaşı, arkadaş, hatta bir aile üyesi gibi davranması da var.

Ancak çalışmayı yürüten Vantage Point Danışmanlık Hizmetleri'ne göre, katılımcıların yüzde 28'i ilişkilerinin bunun ötesine geçtiğini ve "samimi veya romantik" olduğunu söyledi.

Katılımcılara yapay zekayla ilişkilerini romantik veya samimi ilişki dışında sınıflandırabilecekleri arkadaşlık, iş arkadaşı veya meslektaş, kişisel antrenör, terapist, kardeş veya ebeveyn gibi çeşitli seçenekler sunuldu.

Vantage Point bazı katılımcıların, ilişkilerinin samimi olmadığını ve bu bağlantıların sahte olduğunu bildiklerini açıklamak için "ellerinden geleni yaptığını" kaydetti.

Öte yandan diğerleri, "rahat, seksi bir sohbet", flört etmek gibi ciddi olmayan ama bağlılık içeren bir ilişki veya bağlılık içeren bir birliktelik gibi çeşitli etkileşimlere girdiklerini dile getirdi.

Yapay zeka sohbet botlarının romantik ilişki amaçlı kullanımındaki artış, Aile Çalışmaları Enstitüsü'nün ABD'nin bir "Cinsel Durgunluk" dönemine girdiğini ve Amerikalı yetişkinlerin haftada bir seks yapma oranının son 15 yılda istikrarlı bir şekilde azaldığını açıklamasının ardından geldi.

Bu tür ilişkiler, Joaquin Phoenix'in başrolünde oynadığı Aşk (Her), Ex Machina ve Kusursuz Arkadaş (Companion) gibi filmlerle medyada ve popüler kültürde giderek daha fazla yer buluyor. Haziranda, yapay zeka kız arkadaşıyla yaptığı 100 bin kelimelik konuşmayı neredeyse kaybettiği için büyük üzüntü yaşayan bir adam, halihazırda bir partneri ve iki yaşında bir çocuğu olmasına rağmen sohbet botuna evlenme teklif etmişti.

xcdfvg
Vantage Point'in araştırmasında katılımcıların ilişki içinde olduğunu iddia ettikleri 30 farklı yapay zeka platformu listelendi. Yetişkinlerin ilişki yaşadığı en popüler platform ChatGPT (AP)

Vantage Point'in araştırmasında katılımcıların ilişki kurduğunu iddia ettiği 30 farklı yapay zeka platformu listelendi. Yetişkinlerin ilişki yaşadığı en popüler platform ChatGPT oldu. Listede ikinci sırada Character.ai, üçüncü sıradaysa Amazon'un Alexa'sı yer aldı.
 

Apple'ın Siri'si 4, Google'ın Gemini'ı ise 5. sıraya oturdu.

Vantage Point araştırması ayrıca yapay zekayla samimi veya romantik bir ilişki yaşayanların yarısından fazlasının (yüzde 53) uzun süreli ilişki veya evlilik de dahil, halihazırda başka bir insanla başarılı ve ciddi bir ilişki içinde olduğunu saptadı.

Katılımcıların yüzde 37,5'i halihazırda bir insan ilişkisi aramadığını veya yakın geçmişte insanlarla romantik bir ilişki kurmayı başaramadığını belirtti.

Vantage Point'in anketi, 1012 ABD'li yetişkinden bilgi topladı ve yüzde 3'lük bir hata payı var.

Independent Türkçe