NASA, Mars yüzeyinin altında radyoaktif bir deniz buldu

"Dünya'daki hiçbir şeye benzemiyor"

NASA, uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de muhtemel yaşam formlarını da arıyor (NASA)
NASA, uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de muhtemel yaşam formlarını da arıyor (NASA)
TT

NASA, Mars yüzeyinin altında radyoaktif bir deniz buldu

NASA, uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de muhtemel yaşam formlarını da arıyor (NASA)
NASA, uzay araçlarıyla Kızıl Gezegen'de muhtemel yaşam formlarını da arıyor (NASA)

NASA'nın Mars'taki uzay aracı InSight'tan alınan sismik verilerin yeni analizleri, Kızıl Gezegen'in yüzeyinin altında geniş bir radyoaktif magma okyanusunun gizlendiğini ortaya koydu.

Bu magma denizinin keşfi, saygın bilimsel dergi Nature'da yayımlanan iki ayrı makalede ayrıntılı biçimde açıklanıyor. Bulgular, Mars'ın olağanüstü büyüklükteki çekirdeğinin neden beklendiği kadar yoğun görünmediğini de açıklayabilir.

Zira yeni kanıtlar, bu çekirdeğin tıpkı Dünya'nınki gibi küçük ve yoğun olabileceğini ama magma tabakasının bunun gerçek boyutunu gizlediğini düşündürüyor.

Araştırmacılara göre yaklaşık 310 kilometre derinliğe ulaşan bu katman, Dünya'daki hiçbir şeye benzemiyor.

Makalelerden birinin başyazarı ve İsviçre'deki ETH Zürih'ten jeofizikçi Amir Khan, "Bu tür bir şey, Dünya'da mevcut değil" dedi.

Araştırmada 2021'in ağustos ve eylül aylarında Kızıl Gezegen'de meydana gelen iki büyük sarsıntının yarattığı güçlü titreşimler analiz edildi.

Bu titreşimler InSight uzay aracı tarafınan yakalanmıştı.

Önceki hesaplamalar, Mars çekirdeğinin yarıçapının 1850 kilometre olduğunu gösteriyordu.

Ancak bu sismik verileri gelişmiş bilgisayar simülasyonlarına aktaran ekip, çekireğin yarıçapının aslında 1050 kilometre olabileceğini ortaya çıkardı.

Çalışmalardan birinin ortak yazarı ve yine ETH Zürih'ten gezegenbilimci Paolo Sossi, "Bu, Mars çekirdeğinin ortalama yoğunluğunun halen biraz düşük olduğu ama en azından tipik gezegen oluşumu senaryolarıyla açıklanabileceği anlamına geliyor" dedi.

Yeni bir gizem

Devasa magma okyanusunun varlığı çekirdeğin boyutlarına dair esrarı aydınlatsa da yeni bir gizem ortaya çıkardı.

Halihazırda çorak topraklara ev sahipliği yapan Mars'ın, yaklaşık 4 milyar yıl önce yüzeyi kavurucu Güneş ışınlarından koruyan bir manyetik alana sahip olduğu düşünülüyor.

Bilim insanları, Dünya'da ve diğer karasal gezegenlerde olduğu gibi, Mars çekirdeğinin de kademeli olarak soğuduğunu ve onu oluşturan sıvı demirin girdap üreterek manyetik alanı yarattığına inanıyordu.

Ancak yeni araştırmada ortaya çıkan magma denizinin, çekirdeğin soğuması için fazla sıcak koşullar yarattığı düşünülüyor.

Başka bir deyişle, yeni verilere göre Mars'ın manyetik alanını başka bir faktörün üretmiş olması gerekiyor ve an itibarıyla bilim insanları bunun ne olduğunu bilmiyor.

InSight

Mars'taki sismik verilere ulaşmak isteyen NASA, InSight'ı 2018'de Kızıl Gezegen'e göndermişti. Ekvatorun yakınlarına iniş yapan uzay aracı, Mars depremlerini dinlemeye başlamıştı. Ve uzay aracındaki sensörler bugüne kadar yaklaşık 500 depremin sismik verilerini gönderdi.

InSight görevi, Aralık 2022'de sona ermiş olsa da toplanan veriler hâlen analiz ediliyor.

Araştırmacılara göre InSight, gelecek yıllarda da Mars'ın oluşumu ve evrimine dair yeni bilgiler sunmaya devam edecek.

Independent Türkçe



Yıldızın yuttuğu gezegene yapılan otopsiden şoke edici bir sonuç çıktı

Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])
Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])
TT

Yıldızın yuttuğu gezegene yapılan otopsiden şoke edici bir sonuç çıktı

Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])
Bir gezegenin yavaş yavaş ev sahibi yıldızın içine doğru spiral çizdiğini gösteren sanatçı tasviri. Bilim insanları Jüpiter büyüklüğündeki bu gezegenin yıldızın atmosferini sıyırmaya başladıktan sonra "içine düştüğünü" söylüyor (R. Hurt & K. Miller [Caltech/IPAC])

Birçok yıldız milyarlarca yıl yaşayıp yakıtlarını tüketince kırmızı devler diye bilinen ölmekte olan yıldızlara dönüşür. Yıldızlar genişler ve yakındaki gezegenleri yutarak onları yakıp yok edebilir.

Yaklaşık 5 milyar yıl içinde, Dünya'nın kendi Güneş'i de kırmızı deve dönüşecek ve mavi bilyemiz de dahil gezegenleri yutacak.

Gökbilimciler bu kırmızı dev yıldızların birçoğunu tanımlasa da bir gezegeni yeme süreci, ancak kısa bir süre önce doğrudan gözlemlenebildi.

Gökbilimciler birçok kırmızı dev yıldız tanımladı ve bazı durumlarda yakındaki gezegenleri tükettiklerinden şüphelendi ancak bu fenomen daha önce hiç doğrudan gözlemlenmemişti. Bilim insanları 2023'te, ömrünün sonuna yaklaşan bir yıldızın şiştiğini ve muhtemelen Jüpiter büyüklüğünde bir gezegeni yuttuğunu keşfetti.

NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, kayıtlara geçen ilk gezegen yutulması olayı olduğu düşünülen bir olayı gözlemledi. Gözlemler şaşırtıcı sonuçlar verdi (NASA, ESA, CSA, R. Crawford [STScI])NASA'nın James Webb Uzay Teleskobu, kayıtlara geçen ilk gezegen yutulması olayı olduğu düşünülen bir olayı gözlemledi. Gözlemler şaşırtıcı sonuçlar verdi (NASA, ESA, CSA, R. Crawford [STScI])

Araştırmacılar James Webb Uzay Teleskobu'ndan gelen ek gözlemlerin ardından, "şaşırtıcı bir ters köşe" yaşandığını söylüyor. Webb'in gözlemleri yıldızın gezegeni yemediğini, gezegenin yörüngesinin milyonlarca yıl boyunca daralarak gökcismini ölümüne yaklaştırdığını ve sonra tamamen yutulduğunu gösteriyor.

Arizona'nın Tucson kentindeki ABD Ulusal Bilim Vakfı Ulusal Optik-Kızılötesi Astronomi Araştırma Laboratuvarı'ndan gökbilimci Ryan Lau yaptığı açıklamada, "Bu yepyeni bir olay olduğu için teleskobu ona çevirmeye karar verdiğimizde ne bekleyeceğimizi tam olarak bilmiyorduk" diyor.

Kızılötesindeki yüksek çözünürlüklü görüntüsü sayesinde muhtemelen bizimki de dahil gezegen sistemlerinin nihai kaderi hakkında değerli bilgiler öğreniyoruz.

Lau, perşembe günü The Astrophysical Journal'da yayımlanan yeni makalenin başyazarı.

Araştırmacılar teleskobun Orta Kızılötesi Enstrümanı ve Yakın Kızılötesi Spektrografı'nı kullanarak Samanyolu Galaksisi'nde yer alan, Dünya'dan yaklaşık 12 bin ışık yılı uzaklıktaki sahneyi inceledi.

Yıldızın daha çok bizim Güneş'imize benzediği kabul ediliyordu fakat Orta Kızılötesi Enstrüman'la yapılan bir ölçüm, yıldızın kırmızı bir deve dönüşmesi durumunda olması gerektiği kadar parlak olmadığını ortaya koydu. Bu bulgu araştırmacılara, bir zamanlar inanıldığı gibi gezegeni yutacak bir şişme yaşanmadığını gösterdi.

Harvard-Smithsonian Astrofizik Merkezi ve Massachusetts Teknoloji Enstitüsü'nden, araştırma ekibi üyesi Morgan MacLeod "Gezegen nihayetinde yıldızın atmosferini sıyırmaya başladı. O andan itibaren de kontrolden çıkarak daha hızlı bir şekilde içine düşmeye başladı" diye açıklıyor.

Gezegen düşerken bir nevi yıldızın etrafında yayılmaya başladı.

Gezegen, yıldızın dış katmanlarından gaz püskürtmüş olabilir.

Yakın Kızılötesi Spektrograf, yıldızı çevreleyen sıcak bir moleküler gaz diskini ortaya çıkardı ve burada karbonmonoksit tespit edildi.

Vassar College'dan ötegezegen araştırmacısı Colette Salyk, ortak yazarı olduğu yeni makale hakkında, "Webb gibi dönüştürücü bir teleskopla yıldızın yakın çevresinde ne bulacağımıza dair herhangi bir beklentiye sahip olmak benim için zordu" diyor. 

Burada gezegenler oluşmasa bile, bir yutulma sonrasında gezegen oluşum bölgesinin özelliklerine sahip bir şey görmeyi bekleyemediğimi söyleyebilirim.

Independent Türkçe, independent.co.uk/space