Intel'den Şarku’l Avsat’a: Yeni teknolojiler altıncı nesil interneti gerektiriyor

Yapay zeka, bilgisayarların bir parçası haline gelecek.

Intel: Yeni uygulamalar altıncı nesil ağ hızına ihtiyaç duyacak. (Shutterstock)
Intel: Yeni uygulamalar altıncı nesil ağ hızına ihtiyaç duyacak. (Shutterstock)
TT

Intel'den Şarku’l Avsat’a: Yeni teknolojiler altıncı nesil interneti gerektiriyor

Intel: Yeni uygulamalar altıncı nesil ağ hızına ihtiyaç duyacak. (Shutterstock)
Intel: Yeni uygulamalar altıncı nesil ağ hızına ihtiyaç duyacak. (Shutterstock)

Beşinci nesil (5G) teknolojisinin ortaya çıkışı, ülkelerin söz konusu teknolojiyle başa çıkma yöntemlerinde devrim yaratarak ve ekonomilerini, toplumlarını ve hatta endüstrilerini dönüştürerek yeni bir iletişim çağını başlattı. Beşinci nesil kablosuz teknoloji, öncekilere göre bir yükseltme olmanın ötesinde, küresel ölçekte ülkelerin dijital dönüşümü için bir katalizör olma özelliği taşıyor.

Altıncı nesil (6G) teknolojisi

6G ağının 5G teknolojisine kıyasla çok daha yüksek veri hızları sağlaması bekleniyor. Saniyede terabayt (Tbps) olarak ölçülen en yüksek veri hızlarını sunarak son derece yüksek kaliteli akış, gerçek zamanlı artırılmış ve sanal gerçeklik deneyimleri ile hızlı veri aktarımı sağlayabiliyor. 6G ağı ayrıca erişim süresini mikro saniyelere indirmeyi hedefliyor. Muhtemelen terahertz (THz) spektrumu da dahil olmak üzere daha yüksek frekanslardan faydalanıyor.

Intel Servis Sağlayıcılar Küresel İş Geliştirme Direktörü Ahmed İbrahim, Birleşik Arap Emirlikleri'nin Dubai kentinden Şarku’l Avsat'a verdiği özel röportajda, altıncı nesil ağın beşinci nesle kıyasla yaratacağı etkiye dikkat çekti.

Yapay zeka entegrasyonu

Yapay zeka ve makine öğrenimi 6G ağlarında önemli bir rol oynayacak. Yapay zeka kullanımı, kaynak tahsisi ve cihazların ve hizmetlerin akıllı yönetimi için ağı optimize edecek. Altıncı nesil ağların, telekonferans ve iletişimde devrim yaratabilecek gerçek zamanlı konuşmalarda gerçekçi 3D görüntülere olanak tanıyan 3D iletişim sağlaması bekleniyor.

Fotoğraf Altı: Intel: Yapay zeka ve makine öğrenimi altıncı nesil ağlarda önemli bir rol oynayacak. (Shutterstock)
Intel: Yapay zeka ve makine öğrenimi altıncı nesil ağlarda önemli bir rol oynayacak. (Shutterstock)

Yapay zekanın merkezi işlem birimlerine (CPU) entegrasyonu, kişisel bilgisayarların işleyişini büyük ölçüde etkiliyor. Ancak bunu başarmak için CPU'nun yapay zeka çalışmalarını yürütmek üzere optimize edilmiş özel donanım hızlandırıcılarla donatılması gerekiyor. CPU'lar ayrıca yapay zeka işlemeyi mümkün kılan yazılım kütüphanelerini ve çerçevelerini de çalıştırabiliyor. TensorFlow, PyTorch ve ONNX Runtime gibi popüler yapay zeka çerçeveleri, CPU'larda yapay zeka iş yüklerini verimli bir şekilde yürütmek için zaten optimize edilmiş bulunuyordu.

Günümüzün 5G teknolojisi, ultra yüksek hızlar ve benzersiz güvenilirlik sunarak cihazlar arasında kesintisiz bağlantı sağlıyor ve bir inovasyon dalgasını serbest bırakıyor. Etkisi akıllı telefonlardaki yüksek indirme hızlarının ötesine geçiyor. Endüstrileri yeniden şekillendiriyor, kamu hizmetlerini geliştiriyor ve sürdürülebilir kalkınmayı destekliyor. Ancak bu teknolojinin çoğu ülkede aynı kalitede bulunmaması ve müşterilerin söz konusu teknolojiyi kullanma becerilerinin farklılık göstermesi, Intel gibi uluslararası şirketleri bu konuda yardımcı olabilecek programlar oluşturmaya yöneltiyor.

Intel OpenVINO, derin öğrenme modellerini optimize etmek ve dağıtmak için Intel tarafından geliştirilen açık kaynaklı bir çerçeve olarak biliniyor. Geliştiricilerin bu modelleri çok çeşitli Intel platformlarına dağıtmasına olanak tanıyor. Ayrıca, geliştiricilerin derin öğrenme modellerini Intel cihazları için optimize edilmiş bir formata dönüştürmelerine yardımcı olan bir dizi araç ve kütüphane sağlıyor.

OpenVINO, bilgisayarla görme, doğal dil işleme ve konuşma tanıma dahil olmak üzere çok çeşitli uygulamalarda kullanılıyor.

Mevcut beşinci nesil ve daha sonra altıncı nesil teknolojiler, kablosuz iletişim nesillerinden daha fazlasını teşkil ediyor. Alkelerin dijital dönüşümünün arkasındaki itici güç olarak ön plana çıkıyor. Bu ağların etkisi küresel ölçekte hissediliyor, daha iyi bağlantılı, verimli ve sürdürülebilir bir geleceğe doğru yaşama, çalışma ve iletişim kurma şeklini yeniden şekillendiriyor.



Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

TT

Bilim insanları düzenli tüketimle ömrü uzatan besinleri açıkladı

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Her gün çay, kırmızı orman meyveleri, elma, portakal veya üzümlere yer veren bir beslenme biçimi, erken ölüm riskini azaltabilir ve uzun yaşamı destekleyebilir.

Hakemli dergi Nature Food'da yayımlanan yeni bir araştırmada, flavonoid moleküller açısından zengin olan çeşitli gıdalar tüketen kişilerde kronik sağlık sorunları görülme riskinin daha düşük, uzun yaşama potansiyelininse daha yüksek olabileceği sonucuna varıldı.

Queen's Belfast Üniversitesi'nden isimlerin de aralarında olduğu bilim insanları çay, kırmızı orman meyveleri, bitter çikolata ve elma gibi flavonoid içeren gıdaları tüketmenin tip 2 diyabet, kanser, kalp ve nörolojik hastalıklar gibi rahatsızlıkların ortaya çıkmasını önleyebileceğini söylüyor.

Çalışmanın ortak yazarı Aedín Cassidy, "Birçok yiyecek ve içecekte doğal şekilde yer alan güçlü biyoaktif maddeler olan flavonoidlerin beslenme yoluyla alınmasının kalp hastalığı, tip 2 diyabet ve Parkinson gibi nörolojik hastalıkların görülme riskini azaltabileceğini uzun zamandır biliyoruz" diye açıklıyor.

Ayrıca laboratuvar verileri ve klinik çalışmalardan farklı flavonoidlerin farklı şekillerde etki ettiğini, bazılarının tansiyonu iyileştirdiğini, diğerlerinin kolesterol seviyelerini düşürdüğünü ve iltihaplanmayı azalttığını da biliyoruz.

Flavonoid molekülleri yaban mersini, çilek, portakal, elma, üzümün yanı sıra çay, kırmızı şarap ve bitter çikolatada dahi bol miktarda bulunuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Benjamin Parmenter, "Günde yaklaşık 500 mg flavonoid alımı, herhangi bir nedenden ölüm riskinde yüzde 16, kardiyovasküler hastalık, tip 2 diyabet ve solunum yolu hastalıkları riskinde yüzde 10 azalmayla ilişkilendirildi" diyor.

Bu, aşağı yukarı iki fincan çay içerek tüketilen flavonoid miktarına eşit.

40 ila 70 yaşındaki en az 120 bin kişiyi 10 yıldan uzun süre boyunca izleyen bu çalışma, sadece yüksek miktarda flavonoid tüketmenin ötesinde, flavonoidlerin çeşitli kaynaklardan alınmasının faydalarını vurgulayan ilk çalışma.

Bulgular, daha fazla flavonoid içeren gıdaları bunları daha da çeşitlendirerek tüketmenin, tek bir kaynaktan tüketmeye kıyasla sağlık sorunlarını azaltmakta daha iyi olabileceğini gösteriyor.

Araştırma, renk çeşitliliğine sahip gıdalar tüketmenin sağlığı korumada paha biçilmez olduğu yönündeki yaygın inanışla da örtüşüyor.

Çalışmanın yazarı Tilman Kuhn, "Flavonoid açısından zengin olanlar da dahil çeşitli renklerde meyve ve sebze tüketmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek için ihtiyaç duyulan vitamin ve besinleri alma ihtimalini artırıyor" diyor.

Dr. Cassidy, "Sonuçlar, net bir halk sağlığı mesajı veriyor" ifadelerini kullanıyor. 

Örneğin daha fazla çay içmek ve daha fazla çilek ve elma yemek gibi basit ve uygulanabilir beslenme değişikliklerinin, flavonoid açısından zengin gıdaların çeşitliliğini ve tüketimini artırmaya katkı sağlayarak uzun vadede sağlığı iyileştirme potansiyeli taşıdığını gösteriyor.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news