NASA ve Mars arasındaki iletişim, Güneş'in araya girmesi nedeniyle iki haftalığına kesildi

ABD Havacılık ve Uzay Ajansı (NASA), Mars yörüngesindeki uyduları ve yüzeyde araştırma yapan Perseverance ve Curiosity keşif araçlarına, Güneş'in araya girmesi nedeniyle yaklaşık iki hafta süreyle komuta sinyali gönderemiyor

(AA)
(AA)
TT

NASA ve Mars arasındaki iletişim, Güneş'in araya girmesi nedeniyle iki haftalığına kesildi

(AA)
(AA)

CNN'nin haberine göre, her iki yılda bir, Mars ve Dünya yörüngelerinin arasına Güneş'in girmesiyle meydana gelen yaklaşık 2 haftalık iletişim kesintisi, 11 Kasım'da başladı ve 25 Kasım'a kadar sürecek.

Söz konusu kesinti süresince, Güneş'in dış atmosferinden sürekli olarak uzaya püskürttüğü sıcak, enerji yüklü gaz, NASA'nın Mars'taki keşif araçlarıyla iletişim kurmak maksadıyla göndereceği radyo sinyallerini bozabilecek.

NASA tarafından bu dönemde gönderilecek komutlardaki bozulma yörünge ve Mars yüzeyindeki keşif araçlarının görevlerini tehlikeye atabilecek.

Mars yörüngesi ve yüzeydeki keşif araçları görevlerine devam edecek

Kesinti öncesinde Mars'ta yaklaşık 11 yılını tamamlayan Curiosity Gezgini'nin Gale Krateri'nde, ondan 3 bin 700 kilometre uzaklıktaki Perseverance Gezgini'nin de Jezero Krateri'nde park ettiği ve önceden aldıkları talimatlar gereği Mars'ın hava durumunu, yüzey koşullarını ve radyasyondaki değişiklikleri takip edecek.

Perseverance'ın çevredeki kayaları inceleyeceği, kameralarını kullanarak bulutları ve "toz şeytanları" adı verilen, Dünya'daki kasırgalardan daha zayıf ve küçük olan hava hortumlarını tespit etme fırsatını değerlendirecek.

Perseverance Gezgini'nin hava keşif aracı Ingenuity Helikopteri, söz konusu süreçte uçuş yapmayacak ve bu sürede renkli kamerasını kullanarak, Mars görevlerinin önündeki en büyük ve en zorlu engellerden biri olduğu düşünülen kumun hareketini inceleyecek.

Mars yörüngesindeki Reconnaissance ve Odyssey uzay araçları, gezegenin yüzey fotoğraflarını çekmeye devam ederek "Mars Atmosferi ve Değişen Evrimi" (MAVEN) uzay aracının Güneş'in Mars atmosferinde yaptığı değişiklikleri izleyecek.

NASA Mars'taki görevlerin sağlıklı biçimde sürdüğünü kontrol edecek

Öte yandan NASA'dan yapılan yazılı açıklamada, bu süreçte Kızıl Gezegen'in, Güneş'in arkasında kalması nedeniyle iki gün iletişimin tamamen kesileceği ancak NASA'nın yörüngedeki Mars uzay araçlarından sinyal alabileceği, keşif araçlarının ise görevlerine NASA müdahalesi olmadan devam edeceği vurgulandı.

Açıklamada, "Moratoryum" olarak adlandırılan kesintinin sona ermesiyle Mars yörüngesindeki uzay araçlarının, bekleyen tüm bilimsel verileri Dünya'ya ileteceği ve uzay araçlarının yeniden talimat almaya başlayabileceği kaydedildi.

NASA'nın Güney California'daki Jet Tahrik Laboratuvarı (JPL) Mars Aktarma Ağı yöneticisi Roy Gladden, "Görev ekiplerimiz tüm Mars uzay araçlarımız için aylarca yapılacaklar listeleri hazırladı. Biz önümüzdeki haftalarda onlardan sinyal alabileceğiz ve sağlıklı biçimde çalışıp çalışmadıklarını kontrol edebileceğiz." ifadelerini kullandı.



Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
TT

Nadir balina dişi fosili, İberlerin sırlarını açığa çıkarıyor

Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)
Bakır Çağı İberyası'nda bulunan ispermeçet balinası dişi, türünün ilk örneği (PLOS One)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

İspanya'da Bakır Çağı'na ait bir "mega köy"de ortaya çıkarılan nadir bir balina dişi, 4 bin yıl önce Akdeniz bölgesinde yaşayan İber halkının sanatsal yeteneklerine ışık tuttu.

2018'de İspanya'nın güneybatısındaki Valencina arkeolojik kazı alanında bulunan diş, kendi türü içinde geçmişi o döneme dayanıp İberya'da rastlanan ilk fosil oldu.

PLOS One'da yayımlanan araştırmaya göre diş muhtemelen antik bir kıyı şeridinden toplanarak Bakır Çağı zanaatkarları tarafından özenle işlendi.

4 bin 150 ila 5 bin 300 yıl önce bir sahil köyünde yaşayan zanaatkarlar, dişi muhtemelen kişisel süs eşyaları veya sembolik anlam taşıyan eserler yaparken kullanmıştı.

Çalışmanın belirttiğine göre fosil işlendikten sonra, üzerindeki aşınma ve yıpranma izleri ve yüzeyini kaplayan sert kabuktan anlaşıldığı üzere kasten gömüldü.

Bulgular, yaklaşık 40 bin yıl önce başlayan Eski Taş Çağı'ndan beri fildişinin süs eşyaları, müzik aletleri ve heykellerin yapımında kullanımı hakkındaki anlayışımızı derinleştiriyor.

Fildişi çarpıcı görünümü, dayanıklılığı ve sağlamlığıyla antik toplumların ticaret ve sosyokültürel faaliyetlerinin ayrılmaz bir parçası haline gelmişti.

Ancak tarih öncesi çağlarda fildişinin kullanımı hakkında bildiklerimizin çoğu, fil, suaygırı, geyik ve ayılar gibi kara hayvanlarından elde edilen fildişinin incelenmesiyle elde edildi.

Daha önceki araştırmalar, İspanya'nın güneyindeki Eski Taş Çağı ve Bakır Çağı toplumlarında fillerden gelen fildişinin kullanıldığını vurgulasa da deniz memelilerinden elde edilen bu malzemenin önemi hakkında pek bir şey bilinmiyor.

Valencina'da bulunan 17 santimetre uzunluğuna, 7 santimetre genişliğine ve 0,5 kilogram ağırlığa sahip balina dişi, geçmişe eşsiz bir bakış sunuyor.

Fosilin analizi, yetişkin bir ispermeçet balinasından geldiğini ortaya çıkarırken, solucanlar ve sülükayaklılardan kaynaklanan aşınma belirtilerinin yanı sıra köpekbalığı ısırığı şüphesi doğuran izler bulundu. Bu izler, fosilin deniz tabanında bir süre kaldığını gösteriyor.

Araştırmacılar ayrıca dişte doğal yollarla oluşamayacak delikler ve belirgin kesik izleri gibi insan faaliyetine dair belirtiler tespit etti.

Araştırmacılar bu gözlemlere dayanarak balinanın muhtemelen doğal nedenlerle öldüğü, ardından cesedinin deniz tabanına battığı ve dişlerinden birinin kıyıya vurmasıyla antik İberler tarafından bulunup kullanıldığı sonucuna vardı.

Makalede şu ifadelere yer veriliyor:

Henüz bir ispermeçet balinası dişinden geldiği tespit edilen fildişi eser bulunmamasına rağmen son zamanlarda Avrupa'daki arkeolojik bağlamlarda deniz kaynaklı fildişi bulgularının ortaya çıkması, tarih öncesi toplumların deniz kaynaklarını kullanımına yönelik araştırmalara yeni bir odak noktası kazandırıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/news