Google Cloud, Dammam'da cloud bölgesi açıyor

Etkinliğin açılışına Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha ve Google Cloud CEO'su Thomas Kurian katıldı.
Etkinliğin açılışına Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha ve Google Cloud CEO'su Thomas Kurian katıldı.
TT

Google Cloud, Dammam'da cloud bölgesi açıyor

Etkinliğin açılışına Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha ve Google Cloud CEO'su Thomas Kurian katıldı.
Etkinliğin açılışına Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha ve Google Cloud CEO'su Thomas Kurian katıldı.

Google Cloud dün Suudi Arabistan’ın Dammam şehrinde yeni cloud bölgesinin açıldığını duyurdu. Böylece Suudi Arabistan ve Ortadoğu’da kamu sektörü kurumlarına, büyük, küçük ve orta ölçekli şirketlere ve start-uplara üstün performans ve düşük yanıt süresiyle Google Cloud hizmetleri sunulacak. 

Açılış etkinliğine Suudi Arabistan İletişim ve Bilgi Teknolojileri Bakanı Mühendis Abdullah es-Sevaha, Google Cloud CEO'su Thomas Kurian, şirketin Orta Doğu, Türkiye ve Afrika Genel Müdürü Abdurrahman ez-Zehiban, Ortadoğu ve Kuzey Afrika Direktörü Tarık Halil, Suudi Arabistan Direktörü Bedir el-Mazi, Suudi Arabistan hükümeti yetkilileri ve teknoloji ve inovasyon alanından yetkililer katıldı.

Krallıktaki yeni cloud bölgesinin, 2023 ile 2030 yılları arasında Suudi ekonomisine toplam 109 milyar dolar değerinde brüt çıktı katkısında bulunması bekleniyor. Ülke dahilinde bulut hizmetlerinin giderek daha fazla benimsenmesiyle ortaya çıkan ekonomik faaliyetin, 2030 yılı boyunca ülke genelinde 148 bin 600'den fazla yeni iş fırsatının yaratılmasına katkıda bulunacak doğrudan ve dolaylı ekonomik etkilere sahip olacağı düşünülüyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre Thomas Kurian konuya dair şunları söyledi:

“Bugün çağdaş tarihimizin en önemli teknolojik dönüşümlerinden birine tanıklık ediyoruz. Yapay zeka, kuruluşların karşılaştıkları çeşitli zorluklara en iyi çözümleri geliştirme, müşterilerle iletişim ve etkileşim becerilerini geliştirme ve verimlilik ve üretkenlik düzeylerini artırma çabalarını destekliyor.”

Krallıktaki yeni cloud bölgesi, kamu ve özel sektör kuruluşlarının verilerden maksimum faydayı elde etmelerine, üretken yapay zeka çözümlerinin yeteneklerinden faydalanmalarına, yüksek düzeyde güvenlikle karakterize edilen modern ve sürdürülebilir bir altyapıyla desteklenen bir inovasyon kültürünün yaratılmasına yardımcı olacak.

s

Dammam'daki yeni bulut bölgesi, Krallık'taki yaklaşık 1,2 milyon KOBİ'nin büyüme hedeflerini destekleyebilir. Suudi Vizyon 2030’un, bu şirketlerin 2030 yılına kadar gayri safi yurtiçi hasılanın yüzde 35'ini karşılamasını hedefliyor.

Küçük ve orta ölçekli şirketler, program 2024'ün ilk çeyreğinde kullanıma sunulduğunda destek almak amacıyla start-uplara yönelik Google Cloud programına katılmak için başvurabilecek. Uygun start-uplar, ilk iki yıl boyunca 200 bin dolara kadar bulut hizmetleri kredisine ek olarak sektör uzmanlarından ürün desteği, teknik destek ve özel mentorluk alabilecek.

Google Cloud hizmetleri, Cognite ile Aramco arasında stratejik ortak girişim düzeyinde kurulan CNTXT aracılığıyla Krallık'taki müşterilere sunulacak.

Krallık haricindeki uluslararası şirketler, ‘cloud.google.com/gcp’ internet sitesi aracılığıyla yeni Dammam cloud bölgesinden yararlanma yolları ve nasıl başlanacağı hakkında daha fazla bilgi edinebilir.

Dammam'daki yeni bulut bölgesi, dünya çapında 200'den fazla ülke ve bölgeye bulut hizmetleri sağlayan 39 bulut bölgesi ve 118 bölgeden oluşan küresel Google Cloud ağının bir parçası niteliğinde.

Bölgedeki kuruluşlar, güvenliği yüksek düzeyde korumalarına, verileri depolayacak yerel alanların bulunmasına ve uyumluluk standartlarına bağlılığa olanak tanıyan temel kontrollerden yararlanabilecek.



Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
TT

Deepfake videoları tespit etmek giderek zorlaşıyor: Artık gerçekçi kalp atışları var

Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)
Kişilerin rızası ve bilgisi dışında üretilen deepfake görüntüler endişe yaratıyor (Reuters)

Deepfake videoların gelişmiş saptama yöntemlerini yanıltabildiği ve her geçen gün daha gerçekçi hale geldiği tespit edildi. 

Bir kişinin yüzünün ya da vücudunun dijital olarak değiştirilmesiyle oluşturulan deepfake videolar endişe yaratmaya devam ediyor. 

Bu videolar gerçek bir kişinin görüntüsünün yapay zeka kullanılarak değiştirilmesiyle yapılıyor. Aslında bu teknoloji, kullanıcıların yüzünü kediye dönüştüren veya yaşlandıran uygulamalar gibi zararsız amaçlarla da kullanılabiliyor.

Ancak insanların cinsel içerikli videolarını üretmek veya masum insanlara iftira atmak için de kullanılabilmesi ciddi bir sorun teşkil ediyor.

Bu videoların sahte olup olmadığını anlamak için kullanılan gelişmiş yöntemlerden biri kalp atışlarını izlemek. 

Uzaktan fotopletismografi (rPPP) adlı araç, deriden geçen ışıktaki küçük değişiklikleri tespit ederek nabzı ölçüyor. Nabız ölçen pulse oksimetreyle aynı prensiple çalışan bu araç, çevrimiçi doktor randevularının yanı sıra deepfake videoları tespit etmek için de kullanılıyor.

Ancak bulguları hakemli dergi Frontiers in Imaging'de bugün (30 Nisan) yayımlanan çalışmaya göre deepfake görüntülerde artık gerçekçi kalp atışları var.

Bilim insanları çalışmalarına videolardaki nabız hızını otomatik olarak saptayıp analiz eden bir deepfake dedektörü geliştirerek başladı. 

Ardından rPPP tabanlı bu aracın verilerini, EKG kayıtlarıyla karşılaştırarak hassasiyetini ölçtüler. Son derece iyi performans gösteren aracın EKG'yle arasında dakikada sadece iki-üç atımlık fark vardı. 

Ekip aracı deepfake videolar üzerinde test ettiğindeyse rPPP, videoya kalp atışı eklenmese bile son derece gerçekçi bir kalp atışı algıladı. 

Bilim insanları kalp atışlarının videoya kasten eklenebileceği gibi, kullanılan kaynak videodan kendiliğinden geçebileceğini de söylüyor.

Almanya'daki Humboldt Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Peter Eisert "Kaynak video gerçek bir kişiye aitse, bu artık deepfake videoya aktarılabiliyor" diyerek ekliyor: 

Sanırım tüm deepfake dedektörlerinin kaderi bu; deepfake'ler gittikçe daha iyi hale geliyor ve iki yıl önce iyi çalışan bir dedektör bugün tamamen başarısız olmaya başlıyor.

Araştırmacılar yine de sahte videoları saptamanın başka yolları olduğunu düşünüyor. Örneğin sadece nabız hızını ölçmek yerine, yüzdeki kan akışını ayrıntılı olarak takip eden dedektörler geliştirilebilir.

Eisert, "Kalp atarken kan, damarlardan geçerek yüze akıyor ve daha sonra tüm yüz bölgesine dağılıyor. Bu harekette gerçek görüntülerde tespit edebileceğimiz küçük bir gecikme var" diyor.

Ancak bilim insanına göre nihai çözüm deepfake dedektörlerinden ziyade, bir görüntünün üzerinde oynanıp oynanmadığını anlamaya yarayan dijital işaretlere odaklanmaktan geçiyor:

Bir şeyin sahte olup olmadığını tespit etmek yerine bir şeyin değiştirilmediğini kanıtlayan teknolojiye daha fazla odaklanmadığımız sürece, deepfake'lerin saptanmalarını zorlaştıracak kadar iyi olacağını düşünüyorum.

Independent Türkçe, BBC Science Focus, TechXplore, Frontiers in Imaging