22 ışık yılı ötede Dünya benzeri gezegen bulundu

Araştırmacılar gök cisminin yoğunluğunu ölçerek onun da Dünya gibi karasal kütlelere sahip olduğu sonucuna vardı (Avrupa Uzay Ajansı)
Araştırmacılar gök cisminin yoğunluğunu ölçerek onun da Dünya gibi karasal kütlelere sahip olduğu sonucuna vardı (Avrupa Uzay Ajansı)
TT

22 ışık yılı ötede Dünya benzeri gezegen bulundu

Araştırmacılar gök cisminin yoğunluğunu ölçerek onun da Dünya gibi karasal kütlelere sahip olduğu sonucuna vardı (Avrupa Uzay Ajansı)
Araştırmacılar gök cisminin yoğunluğunu ölçerek onun da Dünya gibi karasal kütlelere sahip olduğu sonucuna vardı (Avrupa Uzay Ajansı)

Bilim insanları 22 ışık yılı uzaklıkta küçük bir yıldızın etrafında dönen Dünya boyutunda bir gezegen keşfetti.

LTT 1445 Ac diye adlandırılan bu gök cismi, Güneş Sistemi'ne en yakın Dünya boyutundaki gezegen unvanını aldı.

Bir kırmızı cücenin yörüngesinde yer alan gezegen Dünya'nın yaklaşık 1,37 katı kütleye ve 1,07 katı yarıçapa sahip.

Gezegenin Dünya'yla benzerliği olası uzaylı yaşamının bulunabileceğini akla getirse de bilim insanları buna pek ihtimal vermiyor.

Zira bu gök cismi, bilinen şekliyle yaşam formlarına ev sahipliği yapamayacak kadar sıcak.

Yine de Dünya'ya boyut açısından epey benzemesi ve son derece yakın bir noktada keşfedilmesi, gezegenlerin nasıl geliştiğine dair önemli ipuçları sunabilir.

Aynı zamanda Dünya'yı yaşama ev sahipliği yapabilecek kadar farklı kılan faktörlerin ne olduğunu incelemek için faydalı bir model olabilir.

LTT 1445 Ac, ilk olarak 2021'de TESS teleskobuyla fark edilmişti. Bu teleskop ötegezegenlerin keşfinde önemli atılımlara sahne olsa da LTT 1445 Ac'ye dair yeterli netlikte veri sağlayamamıştı. Bu yüzden cismin tam olarak nasıl bir nesne olduğu anlaşılamamıştı.

Harvard & Smithsonian Astrofizik Merkezi'nden astrofizikçi Emily Pass ve meslektaşları, Hubble Uzay Teleskobu'nu kullanarak daha net veriler elde etmeyi başardı.

Gök cismi, Hubble'ın üç numaralı Geniş Alan Kamerasının topladığı yeni veriler ışığında Dünya benzeri bir gezegen diye sınıflandırdı.

LTT 1445 Ac, aynı zamanda son derece farklı bir sistemde yer alıyor.

Bulgulara göre LTT 1445 Ac'nin yörüngesinde döndüğü kırmızı cüce, aslında üçlü bir yıldız sisteminin parçası.

Ötegezegen yıldızına son derece yakın. Öyle ki yıldızın etrafındaki dönüşü sadece 3,12 gün sürüyor. Bu yüzden sıcaklığı 260 dereceye kadar çıkıyor.

Pass, "Ölçümlerimiz önemli çünkü bize bunun muhtemelen çok yakın bir kayalık gezegen olduğunu söylüyor" diye konuştu:

Diğer yıldızların etrafındaki gezegen çeşitliliğini daha iyi anlamamızı sağlayacak yeni gözlemleri sabırsızlıkla bekliyoruz.

Independent Türkçe, Science Alert, Avrupa Uzay Ajansı



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy