SpaceX uzaya "sıfır yakıtlı" motor fırlattı

Kuantum iticili tahrik sistemi Güneş'ten "sınırsız güç" sağlıyor ancak bazı fizikçiler bunun imkansız olduğunu söylüyor

(Reuters)
(Reuters)
TT

SpaceX uzaya "sıfır yakıtlı" motor fırlattı

(Reuters)
(Reuters)

SpaceX, geliştiricilerinin uzay endüstrisinde devrim yaratacağını iddia ettikleri yeni bir tür sıfır yakıtlı tahrik sistemini yörüngeye fırlattı.

ABD'li girişim IVO Ltd tarafından üretilen Kuantum iticili motoru, SpaceX'in Kaliforniya'daki Vandenberg Uzay Kuvvetleri Üssü'nden havalanan ve Transporter 9 göreviyle yörüngeye giren bir mikro uyduya takıldı.

IVO, teknolojisinin uzayda çalışan ve "Güneş'ten itiş için sınırsız güç" sağlayan dünyanın ilk ticari olarak uygulanabilir saf elektrikli tahrik teknolojisi olduğunu iddia ediyor.

Bu teknoloji, Isaac Newton'un hareket yasalarına meydan okuyan Kuantize Eylemsizlik (Quantized Inertia) denen tartışmalı bir teoriye dayanıyor ve bazı fizikçiler bu teknolojiyi imkansız olarak görüyor.

QI teorisi ilk olarak Newton'un birinci hareket yasasında tanımlanan eylemsizliği yeni bir anlayışla açıklamak için kuantum mekaniğinin gizemli özelliklerinden yararlanan fizikçi Mike McCulloch tarafından 2007'de ortaya atılmıştı.

IVO CEO'su Richard Mansell, şirketinin fırlatmadan önce 100 saatlik vakum odası testi gerçekleştirdiğini ve bu sırada kuantum sürücünün az miktarda itme kuvveti ürettiğini söyledi.

Mansell, "Kuantum iticinin SpaceX Transporter 9 üzerindeki bir Rogue uydusunda yörüngeye yerleştirilmesi uzay itiş gücünün geleceği için bir kilometre taşıdır" dedi.

Kuantum iticinin kapasitesi Rogue'un sınırsız Delta-V'siyle yeni uydu araçları üretmesine olanak tanıyor.

Bir çift Kuantum iticisi, yörüngesini 100 kilometre yükseltmek amacıyla BARRY-1 küp uydusuna takıldı ve bunun da yeni nesil itiş sisteminden önce yörüngesine yerleşmesi yaklaşık bir ay sürecek. 

Eğer bu başarılı olursa geliştiricileri bunun yalnızca fiziğin önemli ilkelerini yeniden yazmakla kalmayacağını, aynı zamanda yeni bir uzay yolculuğu ve keşif çağının da temelini oluşturacağını söylüyor.

Mansell, "Uzay araştırmalarını engelleyen pek çok şey var, bunlardan biri de elbette güç ve itici güç" dedi.

IVO'nun kuantum iticisi, yakıtı ortadan kaldırarak bu itici güç sorununu çözüyor. Aslında yakıtı ortadan kaldırdığınızda sınırsız bir itiş gücüne sahip oluyorsunuz.

Independent Türkçe



Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
TT

Sadece 300 ışık yılı uzakta devasa gaz bulutu keşfedildi

Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)
Bilim insanları Orion gibi bulutsularda yıldız oluşumunu incelese de sürecin öncesi hakkında daha az gözlem yapılabiliyor (NASA)

Dünya'ya beklenmedik kadar yakın bir mesafede devasa bir gaz bulutu keşfedildi. Moleküler gaz bulutu, bilim insanlarına yıldız oluşum sürecini incelemeleri için eşsiz bir fırsat sunuyor.

Moleküler bulutlar içindeki toz ve gaz kümeleri çökerek yıldızları meydana getiriyor. Hidrojen ve karbonmonoksit molekülleri içeren bu bulutları, yıldız oluşturmalarından önce görmek zorlu bir iş.

Bilim insanları moleküler hidrojen gazı neredeyse görünmez olduğu için bu bulutları ararken karbonmonoksite odaklanıyor. Ancak karbonmonoksit miktarı azsa bulut kolayca gözden kaçabiliyor.

Araştırmacılar yeni keşfedilen moleküler gaz bulutunun bugüne kadar saptanmamasını da buna bağlıyor.

Bulguları hakemli dergi Nature Astronomy'de dün (28 Nisan) yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, bulutu daha önce hiç kullanılmamış bir yöntemle tespit etti. Araştırmacılar, buluttaki hidrojenin yaydığı ultraviyole ışık sayesinde keşfi yaptı.

Güney Kore'nin STSAT-1 uydusunun verilerini inceleyen araştırmacılar, hidrojenin doğal olarak yaydığı uzak ultraviyole ışığı fark etti. Normalde bu spektrumdaki ışığı yakalamak epey zor ancak uydunun spektrografı, bunu analiz edilebilecek dalga boylarına ayırmayı başardı. 

Rutgers Üniversitesi'nden çalışmaya liderlik eden Blakesley Burkhart, "Bu, moleküler hidrojenin uzak ultraviyole emisyonunu doğrudan bularak keşfedilen ilk moleküler bulut. Bu bulut, kelimenin tam anlamıyla karanlıkta parıldıyor" diyor.

Yunan mitolojisindeki şafak tanrıçası Eos'un adı verilen gaz bulutu Dünya'dan sadece 300 ışık yılı uzakta. Yaklaşık 3 katrilyon kilometrelik bu mesafe insan ölçeğinde muazzam bir büyüklüğe denk düşse de galaktik ölçekte çok yakın kabul ediliyor. Dünya'ya en yakın yıldız oluşum bölgesi olan Orion Bulutsusu yaklaşık 1300 ışık yılı uzakta. 

Hilale benzeyen bulutun kütlesi Güneş'in kütlesinin yaklaşık 3 bin 400 katı ve yaklaşık 40 Ay çapına (140 bin kilometre) sahip. 

Makalenin yazarlarından Thomas Haworth "Bu şey adeta kozmik arka bahçemizde ve biz onu kaçırdık" diyor.

Güneş Sistemi'nin yakın çevresini ifade eden Yerel Kabarcık'ta yer alan Eos, bugüne kadar bulunan en yakın moleküler bulut. 

Bilim insanları bu sayede yıldız ve yıldız sistemlerinin nasıl oluştuğunu çok daha iyi anlayabilecekleri bir imkana sahip. 

Burkhart, "Teleskoplarımızla baktığımızda, oluşum aşamasındaki tüm yıldız sistemlerini görebiliyoruz ancak bunun nasıl gerçekleştiğini ayrıntılı olarak bilmiyoruz" diyerek ekliyor: 

Eos'u keşfetmemiz heyecan verici çünkü artık moleküler bulutların nasıl oluştuğunu ve ayrıştığını, bir galaksinin yıldızlararası gaz ve tozu yıldızlara ve gezegenlere nasıl dönüştürdüğünü doğrudan ölçebiliyoruz.

Araştırmacılar ayrıca yeni yöntemi kullanarak yakınlarda gizlenen başka moleküler bulutları da keşfetmeyi umuyor.

Çalışmanın bir diğer yazarı Thavisha Dharmawardena "Bu teknik yıldızlararası ortam hakkında bildiklerimizi baştan yazabilir, galaksideki gizli bulutları ortaya çıkarabilir ve hatta kozmik şafağın algılanabilen en uzak sınırlarına kadar ulaşabilir" ifadelerini kullanıyor.

Independent Türkçe, Space.com, CNN, Nature Astronomy