Google atıl hesapları silecek

Google önümüzdeki ay etkin olmayan Gmail hesaplarını silmeye başlayacak.

Gmail simgesi, Google e-posta (DPA)
Gmail simgesi, Google e-posta (DPA)
TT

Google atıl hesapları silecek

Gmail simgesi, Google e-posta (DPA)
Gmail simgesi, Google e-posta (DPA)

İnternet hizmetleri ve teknoloji şirketi Google, önümüzdeki Aralık ayında Gmail e-posta hizmetindeki etkin olmayan hesapları silmeye başlayacağını duyurdu. Bu da Gmail hesabını uzun süredir kullanmayan herkesin hesabının silinmesini önlemek için şimdi erişmesini gerektiriyor.

Şarku’l Avsat’ın Alman Haber Ajansı'ndan (DPA) aktardığı habere göre Google, geçtiğimiz Mayıs ayında duyurduğu aktif olmayan hesapları silme planının bir parçası olarak, kullanıcının hesabına iki yıl boyunca erişmemesi halinde hesabının silinebileceğini ve içeriğinin silineceğini söylüyor.

Gmail kullanıcıları için bu, yalnızca e-posta adreslerini değil, aynı zamanda kullanıcının hesabına kaydedilen fotoğrafları, e-postaları, Google Docs dosyalarını ve notları da kaybetmek anlamına geliyor.

Ancak hesabın silinmesi için kullanıcının en az iki yıl boyunca hesaba erişmemesi ve Google'ın kendisine gönderdiği, kullanılmadığı takdirde hesabın silineceği uyarısını içeren çok sayıda uyarı mesajını görmezden gelmesi gerekiyor.

Kullanıcının uzun süre kullanmadığı, ancak saklamak istediği ücretsiz hesapların da kullanılmadan uzun bir süre geçmesi halinde silinme riskiyle karşı karşıya kalması dikkat çekiyor, bu nedenle silinmesini önlemek için arada bir hesaba giriş yapması gerektiğini hatırlatmak için takvim hizmetine başvurabilir.

Aynı zamanda, hesabı silmek için kullanmadan geçmesine izin verilen süreler bir hizmetten diğerine değişir. Microsoft ve Google hesapları yaklaşık iki yıl sonra silinirken, X platformu (eski adıyla Twitter) hesabı kullanmadan sadece 30 gün geçmesi halinde hesabı silmekte.



2023'ün en iyi hoparlörleri

"Echo" (4. nesil)
"Echo" (4. nesil)
TT

2023'ün en iyi hoparlörleri

"Echo" (4. nesil)
"Echo" (4. nesil)

Çoğu ‘akıllı telefon’ kullanıcısının temel akıllı ev ekipmanlarını kontrol etmesine izin verir ancak akıllı bir hoparlör eklemek deneyimi bir sonraki seviyeye taşıyacaktır.

Akıllı hoparlörler

Akıllı hoparlörler ucuz ve çok yönlü cihazlar haline geldi. En sevdiğiniz melodileri ve podcast'leri dinlemenize ve uyumlu cihazlarınızı yalnızca sesinizi kullanarak kontrol etmenize olanak tanıyor. Dahası, akıllı hoparlörler size tek bir düğmeye tıklamanıza gerek kalmadan akıllı bir asistan aracılığıyla komutlar verme ve sorular sorma fırsatı sunuyor. Ancak bu işe girmeden önce doğru akıllı hoparlörü bulmanız gerekiyor.

Çok sayıda seçenek olması nedeniyle ilk başta zor gelebilir, ancak ilk ortaya çıktıkları günden bu yana akıllı hoparlörleri test eden ve deneyen CNET web sitesi, önemli avantajları göz önünde bulundurarak ses kalitesinden, aynı anda birden fazla amplifikatör kurma ve ayarlama kolaylığına kadar tüm tüketicilere uygun en iyi seçeneklerin bir listesini sizler için derledi;

 "Amazon Echo (4. nesil)":

- Şimdiye kadarki en iyi akıllı hoparlör.

Amazon, Alexa asistanı ve dördüncü nesil Echo hoparlörü (100 $) sayesinde akıllı hoparlör dünyasına liderlik ediyor.

Bu cihaz, Alexa akıllı özelliklerini harika bir hoparlör ve ayrı bir merkezi cihaza ihtiyaç duymadan Zigbee markalı ışıklara, kilitlere ve sensörlere bağlayabileceğiniz yerleşik bir Zigbee radyo ile birleştiriyor.

Evin dışındayken bile Echo’dan yararlanabilirsiniz. Buna ek olarak mikrofon kırılan camın sesini algılarsa veya duman tespit edilirse Alexa bildirim gönderiyor.

Ancak Echo’nun hak ettiği öncelik, şaşırtıcı ses kalitesi, saflığı, netliği ve "bas" üzerindeki yüksek kontrolünden kaynaklanıyor. Sonos Era 100 ve Echo Studio gibi daha iyi ses kalitesine sahip hoparlörler bulabilirsiniz, ancak dördüncü nesil Echo fiyat açısından en iyisi olmaya devam ediyor.

"Sonos Era 100" - ses kalitesi açısından en iyi akıllı hoparlör:

Bu cihaz, Bluetooth bağlantısına ek olarak Apple'ın AirPlay2 teknolojisini ve Sonos çok odalı sistemini içeriyor ve bu da onu bu kategorinin zirvesine çıkarıyor.

Bu cihazın bir dezavantajı var; kullanıcılarını "Google Akıllı Asistan" ve "Alexa" arasında seçim yapma özgürlüğünden mahrum bırakıyor, ancak bu sorun, akıllı ev sistemlerine bir "Nest Mini" hoparlör ünitesi ekleyerek Google Asistan’a bağlı kalmakta ısrar eden tüketiciler için çözülebilir.

Her durumda, Era 100 hoparlör Alexa hayranları için harika bir seçim olmaya devam ediyor

5t6h
"Homepod mini"

Diğer seçenekler

* "Apple HomePod Mini" - HomeKit kullanıcıları için en iyi akıllı hoparlör:

Apple'ın akıllı asistan Siri tarafından desteklenen küçük ses hoparlörü, 100 doları aşmayan fiyatı sayesinde Google'ın Nest Audio ve Amazon Echo gibi diğer öne çıkan seçeneklerle arasında gözle görülür bir fark yarattı ve hoparlörler kategorisinde en ucuz olanı olarak öne çıkıyor.

Cihaz kullanıcılarına; dahili telefon, ses kontrolü ve stereo eşleştirme gibi dikkat çekici avantajlar sunarak alanındaki en pratik cihaz olma özelliğini taşıyor. Kısaca; HomePod Mini harika bir görünüm ve muhteşem bir ses vaat ediyor.

Ancak "Siri" ve HomePod Mini’nin "Home Kit" ile uyumlu cihazlarla sınırlı olduğunu unutmamalıyız.

"HomeKit" ile uyumlu çok az akıllı ev cihazı var ve "Google Assistant" veya "Alexa" ile uyumlu olanlardan çok daha azı, ancak bu yılın sonunda Matter’ın girişiyle bu durum değişecek. Apple ve Siri ürünlerini seviyorsanız ve HomeKit akıllı ev platformunu tercih ediyorsanız, Apple'ın küçük akıllı hoparlörünü seveceğinize şüphe yok.

Son olarak; bu hoparlörü eklemenin iPhone, Apple TV ve orijinal HomePod kullanıcılarının verebileceği en iyi karar olduğuna söz veriyoruz.


Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi

Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi
TT

Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi

Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi

Sanal gerçeklik fikri 1990’lı yıllarda ilgi odağı haline geldiğinden bu yana, kullanıcıyı tamamen dijital bir dünyaya taşıyan bir kaskın içinde kısıtlı kaldı. Kullanıcının görüşünü, gerçek dünyadan yeni dijital manzaraya değiştiren birleşik bir deneyimde kullanıcının hareket etmesine, oyun oynamasına veya spor aktiviteleri yapmasına olanak sağlanır.

İnsan-bilgisayar araçları

Bugün, insan-bilgisayar araçları üzerinde çalışan araştırmacılar, bu görsel arayüzü dokunma hissi ile sağlamanın etkili, gerçekçi ve ucuz bir yolunu bulmayı başardı.

Ekip, sanal gerçeklik uygulamalarına gerçekçi bir fiziksel temas hissi getiren, çığır açan yeni bir teknoloji olan duyusal bir eldiven geliştirdi. Bu yeni araç, Carnegie Mellon Üniversitesi’ndeki Future Interface grubu tarafından geliştirildi. Daha sonra dokunmayı sanal gerçekliğin bir parçasına dönüştürme yarışına liderlik etmek için hızla çalışan Fluid Reality’ye devredildi.

rgtyh56u7

Future Interface Group Başkanı Chris Harrison, "Uzayda, ayda ve su altında bilim alanında keşifler yapmak istiyorsak, uzun mesafelerde etkileşim kurmanın yollarına ihtiyacımız var ve bunu etkili ve doğru bir şekilde başarmak için dokunma hissi gerekiyor” dedi.

Şimdiye kadar sanal gerçeklik sensör sistemleri, büyük ve hantal cihazlarla sınırlıydı. Meta şirketi, CEO’su Mark Zuckerberg’in, insanların yaşam destek ünitelerini andıran bir şekilde, bir dizi uzun kabloya bağlı olan duyusal bir eldiven içeren sürükleyici bir dijital ortamda çalıştığı ve oyun oynadığı, sanal gerçeklik benzeri ünlü ‘Metaverse’ vizyonuna büyük yatırım yapıyor. Yeni kurulan şirket Haptics, kullanıcının çalışırken ekipmanla dolu bir sırt çantası taşımasını gerektiren benzer bir duyusal eldiven geliştirdi. (Apple’ın yakında ‘Vision Pro’ kaskına buna benzer bir eldiven eklemesi bekleniyor)

Dokunma sensörlü eldivenler

Bu duyusal sistemlerin boyutu eldivenin dokunma hissini nasıl sağladığına bağlı oluyor. Basınçlı hava, eldivenin dokusunu parmak uçlarına bastıran, kullanıcının sanal gerçeklikte gördüğü ve deneyimlediği dokunma hissini taklit eden eldivendeki küçük motorları harekete geçirmek için kullanılıyor. Ancak basınçlı hava kullanmak büyük hava tankları, büyük tüp demetleri ve çok fazla elektrik gerektiriyor.

xscd

Harrison, “Bu startup’ların ve Meta’nın ne yaptığına baktık ama bunun ileriye doğru giden doğru yol olmadığını hissettik. Hava basıncı sistemini küçültmenin bir yolu yoktur ve ne kadar küçük olursa olsun bir sırt çantasının bulunması gerekir. Bize göre yanlış yoldan gidiyorlardı” dedi.

Optimize edilmiş sanal gerçeklik

Harrison ve grubu tarafından geliştirilen sistem, parmak uçlarına yerleştirilen duyu ağındaki küçük motorları hareket ettirmek için hava yerine sıvıları kullanıyor. Araştırma ekibi, hafif bir elektrik yüküyle çalışan küçük pompalar kullanarak motorlara sıvı sağlayan bir sistem geliştirdi. Pompalar yalnızca küçük bir batarya gerektiriyor ve devre kartlarında yaygın olarak kullanılan hazır parçalardan üretilebiliyor.

Harrison, “Bu devre kartlarını bir üreticiden aldık, pompalarımızı yapmak için bir araya getirdik ve işe yaradılar. Bu durum, kartlardan iki veya üç büyük sipariş ile maliyetleri azaltabileceğimiz anlamına geliyor” dedi.

Fluid Reality, eldiveninin mevcut maliyetinin yaklaşık bin dolar olduğunu tahmin ediyor. Haptics sistemi 5 bin 500 dolar ve Meta sistemi ise 15 bin dolar maliyet çıkarıyor.

Fluid Reality’nin teknolojisinin açıklandığı bir video, bu cihazın sanal gerçeklikteki nesnelerin manipülasyonundan farklı nesnelerin dokularını ayırt etmeye ve keman çalmaya kadar çeşitli ön kullanımlarını gösteriyor.

“Dokunsal eldivenlerin ilk uygulamaları arasında farklı nesne dokularını ayırt etmek ve hatta keman çalmak yer alıyor.”

Tıp ve uzay uygulamaları

Harrison, hafif duyusal eldivenin doktorların uzaktan ameliyat yapmasına, bomba imha ekiplerinin patlayıcıları uzaktan etkisiz hale getirmesine ve bilim adamlarının diğer gezegenlerdeki görevleri gerçekleştirmek için uzay tabanlı robotları kullanmasına olanak sağlayabileceğini söylüyor.

Ancak bundan önce bu teknolojinin sanal gerçeklik dünyasının eğlence alanına girmesi muhtemel görülüyor. Harrison, “Günümüzde satılan çoğu sanal gerçeklik, kulaklık, basit oyunlar veya sanal gerçekliğe yeni başlayanlar için tasarlandı. Kısacası eğlence, en azından öngörülebilir gelecekte öncelikli uygulama alanı olacak” dedi.

Fluid Reality eldiveni teknolojisi, 5 araştırmacıdan oluşan bir ekip tarafından bir yıl içinde geliştirildi. Yakın zamanda San Francisco’daki ACM Kullanıcı Arayüzü Yazılımı ve Teknolojisi Sempozyumunda gösterildi. Harrison fikrinin büyük ilgi gördüğünü belirtti.

Harrison “Firmalar teknolojinin eldivenlerde kullanılması konusunda bizimle görüşmelere başladı. Ne yazık ki isim veremiyorum ancak belki hangi şirketlerin bu teknolojiye yatırım yaptığını tahmin edebilirsiniz” dedi.

Yeni teknolojinin Meta’yı kendi teknolojisini gözden geçirmeye sevk edip etmeyeceğini zaman gösterecek ancak Harrison, dokunma duyusunu harekete geçirmeye yönelik yeni yaklaşımının bu alanda daha fazla ilerlemeye kapı aralayacağından oldukça emin olduğunu belirtti. Sözlerini “Bunun bu sektördeki araştırmaları artıracağına inanıyorum” ifadeleri ile sonlandırdı.

* Fast Company, Tribune Medya hizmetleri.


OpenAI'daki kaosun arkasında "süper güçlü" yeni yapay zeka mı var?

Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)
Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)
TT

OpenAI'daki kaosun arkasında "süper güçlü" yeni yapay zeka mı var?

Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)
Altman yönetiminde şirketin değeri yaklaşık 80 milyar dolara ulaştı (AFP)

ABD'li yapay zeka firması OpenAI'nın kurucu ortağı ve CEO'su Sam Altman'ın önce kovulup bir hafta sonra yeniden göreve getirilmesinin yankıları sürüyor.

İddiaya göre Altman'ın 4 günlüğüne koltuğundan olmasının arkasında gizlice geliştirilen süper güçlü yeni bir yapay zeka modeli var.

Sohbet botu ChatGPT ve görsel üretim aracı Dall-E'yi geliştiren şirketin yüzü olarak da gösterilen Altman, 18 Kasım'da yönetim kurulu tarafından kovulmuştu.

Şirketten yapılan açıklamada, Altman'a güvenin kaybedildiği ifade edilirken, "yönetim kuruluyla iletişim kurarken samimi davranmadığı" gerekçesiyle görevden alındığı bildirilmişti.

Kovulmasının ardından şirket çalışanlarının yaklaşık yüzde 95'i, Altman'ın göreve iade edilmemesi durumunda istifa edeceklerini açıkladıkları bir mektuba imza atmıştı.

Kovulduktan sadece 4 gün sonra, 22 Kasım'da Altman, yeniden CEO olarak görevine geri dönmüştü.

Tüm bu çalkantılı süreçte ortaya bir sürü iddia atıldı ancak Altman'ın neden kovulduğu hâlâ gizemini koruyor.

Ortaya atılan iddialardan en ilgi çekici olanı, Altman'ın OpenAI'nın yönetim kurulunu panikletebilecek ve ortalığı kasıp kavuracağı düşünülen son derece gelişmiş bir yapay zeka üzerinde gizlice çalışıyor olduğu.

Hedefteki yapay genel zekaya yaklaşılıyor mu?

OpenAI'nin uzunca süredir karmaşık görevleri insanlar kadar, hatta yer yer daha iyi yerine getirebileceği öne sürülen yapay genel zeka üzerinde çalıştığı biliniyor.

Şirketin yapay genel zeka hedefine ne kadar yaklaştığı hâlâ belirsizliğini koruyor ve bu teknolojinin ne zaman piyasaya sürüleceğine dair net bir tarih verilmiş değil.

Fakat ortaya atılan yeni bir teori, OpenAI'nın ileriye doğru büyük bir sıçramanın eşiğinde olduğunu söylüyor.

Ve bu sıçramanın yaşananlarla bir ilgisi olabileceği belirtiliyor.

Yeni atılım endişe yaratmış olabilir

Reuters ve The Information'da yer alan haberlere göre, OpenAI liderleri, şirketin üzerinde çalıştığı Q* adlı yeni yapay zekadan korkmuş olabilir. 

Bu yeni sisteminin yapay genel zeka hedefine doğru önemli bir adım olarak görüldüğü ifade ediliyor.

Buna göre Q*, ilkokul matematik problemlerini çözebilecek bir algoritmaya sahip.

Reuters'ın aktardığına göre Altman'ın görevden alınmasının ardından kısa süreliğine CEO'luğu üstlenen Mira Murati, çalışanlara gönderdiği şirket içi mesajda bu yeni teknolojinin varlığını bildiklerini söyledi. 

Reuters'a konuşan kaynaklara göre, bu yeni teknolojinin Q*'nun Altman'ın kovulmasına neden olacak birçok faktörden biri olduğu belirtildi.

Daha ileri teknolojiler için önemli bir adım

Evet, ilkokul düzeyindeki matematik kulağa çığır açıcı bir başarı gibi gelmiyor.

Fakat araştırmacılar, bu yeteneği önemli bir ölçüt olarak görüyor.

Bu yetenek, daha ileri teknolojinin geliştirilmesi için önemli bir adım olarak görülüyor.

Yapay zeka eğitimi girişimi Tromero'nun kurucu ortaklarında Charles Higgins, "Eğer soyut kavramlar hakkında mantık yürütme yeteneğine sahipse gerçekten muhteşem bir ilerleme" dedi.

Dil modellerinin bu konuda zorlandığını belirten Higgins, "Çünkü mantıksal olarak akıl yürütemiyorlar, sadece etkili sezgilere sahipler" dedi.

Dünyanın sonunu getirmeyebilir

Peki Q* gerçekten insanlık için bir tehdit oluşturuyor mu?

Uzmanlar bundan pek emin değil.

Cambridge Üniversitesi'nde matematik ve yapay zeka alanında çalışmalarını sürdüren Katie Collins, "Bunun bizi hemen yapay genel zekaya eriştireceğine ya da korkutucu durumlara sürükleyeceğine inanmıyorum" dedi.

Tromero'nun kurucu ortağı Sophia Kalanovska da son gelişmenin sembolik olarak çok önemli olduğunu belirtti ve ekledi:

Fakat pratik anlamda dünyanın sonunu getireceğini düşünmüyorum.

Peki Altman'ın kovulmasının ardındaki tek faktör bu mu?

Son yaşananlar, teknoloji dünyasının gündemini uzun süre daha meşgul edecek gibi görünüyor. Şirketin geleceğine dair iç anlaşmazlıklar da dahil olmak üzere perde arkasında birçok şeyin döndüğü biliniyor.

Independent Türkçe


Çinli bilim insanları: "Kara delikler nükleer enerji kaynağı olabilir"

Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)
Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)
TT

Çinli bilim insanları: "Kara delikler nükleer enerji kaynağı olabilir"

Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)
Dünyanın içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi'nde 10 milyon ila 1 milyar kara delik olabileceği tahmin ediliyor (Temsili görsel / NASA)

Çinli bilim insanları, ufacık kara deliklerin güç kaynağı olarak kullanılabileceğini öne sürdü.

Çin'in Tianjin Üniversitesi'nden fizikçiler Zhan-Feng Mai ve Run-Qiu Yang'ın hesaplamarına göre, Schwarzschild kara deliği şarj edilebilir piller ve nükleer reaktörleri çalıştırmak üzere değerlendirilebilir.

ArXiv'e yüklenen çalışmanın ilerleyen günlerde hakemli bilimsel dergi Physical Review'de yayımlanması planlanıyor.

Milyonlarca kara delik var

Evrenin kara deliklerle dolu olduğu düşünülüyor ancak bunların tespit edilmesi her zaman kolay değil.

Bilinen en küçük kara deliklerin, Güneş'in yaklaşık 5 katı kütleye sahip olduğu belirtiliyor. 

En büyüklerinin de Güneş'in kütlesinin yaklaşık 65 katı kadar olduğu düşünülüyor.

Öte yandan teorik olarak bir tane daha kara delik sınıfı daha daha var. Bunlar, atom altı boyutlara kadar ulaşabilen çok küçük ilkel kara delikler.

İlkel kara deliklerin, evrenin oluşumundaki Büyük Patlama'nın ilk başlarında ya da sonraki aşamalarında oluştuğu düşünülüyor. 

Bazı gökbilimciler ilkel kara deliklerin var olduğunu söylese de bu fikir henüz kanıtlanmış değil. 

Karanlık maddelerden faydalanabilir

Fakat eğer gerçekten varlarsa, birçok olasılığın önünü açabilirler. 

Bunlardan en ilgi çekici olanı da ilkel kara deliklerin barındırdığı düşünülen karanlık maddeler.

Karanlık madde, elektromanyetik dalgalarla etkileşime girmiyor. Bu nedenle varlığı sadece diğer maddeler üzerindeki kütleçekimsel etkisiyle gözlemlenebiliyor.

Son araştırmaya göre bu varsayımsal maddelerden bir şekilde faydalanabilir.

Piller, elektrik dışı enerjiyi elektrik enerjisine dönüştürüyor. Nükleer reaktörler, enerji üretmek için nükleer reaksiyonların gücünden faydalanıyor.

Mai ve Yang, küçük bir kara deliğin teorik olarak her ikisini de yapabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, kara deliğin son derece güçlü bir çekim kuvvetine sahip olduğu göz önüne alındığında şu soruların ortaya çıktığını dile getirdi: 

Teorik olarak düşünürsek kara deliklerin çekim kuvvetini elektrik enerjisi üretmek için kullanabilir miyiz? Kara delikleri pil olarak kullanabilir miyiz?

Mai ve Yang makalelerinde, teorik olarak Schawarzschild kara deliğinin şarj edilebilir pil olarak kullanılıp kullanılamayacağı üzerine kafa yorduklarını aktardı.

Güneş panelleri veriminden daha yüksek

Bilim insanlarına göre, belirli bir kütlenin üzerindeki ilkel bir kara delik, yüklü parçacıklarla doldurulduğunda yeniden elektrik enerjisi üretebilir. 

Araştırmacılar, kara deliğin maksimumda kütlesinin yüzde 25'ini enerjiye dönüştürebileceğini hesapladı. 

Bu yüzde 25'lik verimlilik oranı anlamına geliyor. Örnek verilecek olursa, piyasada satılan çoğu güneş panelinin verimlilik oranı yüzde 23'ün altında.

Öte yandan bilim insanları, nükleer bir reaktörle de benzer bir verim elde edileceğini söylüyor. 

Hesaplamalarda, ilkel bir kara deliğin yakınında, radyoaktif bozunmayla ortaya çıkan alfa parçacığının kütlesinin yüzde 25'inin kinetik enerjiye dönüştürülebileceği ortaya kondu.

Öne sürülen bu teori gidip test edilebilecek bir şey değil. Öte yandan varlıklarından bir gün emin olunsa bile ilkel kara deliklerin kullanılmak üzere tutulması pek kolay olmayacaktır.

Fakat şüphesiz son çalışma, üzerine düşünülecek yeni fikirleri ortaya atıyor.

Independent Türkçe


Nörologlar "Beyin kendini yeniden yapılandırıyor" kabulüne karşı çıktı

Bilim insanları, beynin kendini yeniden yapılandırdığına dair yaygın kabullerin doğruluğunu kanıtlayan hiçbir sonuç bulamadıklarını ifade etti (Unsplash)
Bilim insanları, beynin kendini yeniden yapılandırdığına dair yaygın kabullerin doğruluğunu kanıtlayan hiçbir sonuç bulamadıklarını ifade etti (Unsplash)
TT

Nörologlar "Beyin kendini yeniden yapılandırıyor" kabulüne karşı çıktı

Bilim insanları, beynin kendini yeniden yapılandırdığına dair yaygın kabullerin doğruluğunu kanıtlayan hiçbir sonuç bulamadıklarını ifade etti (Unsplash)
Bilim insanları, beynin kendini yeniden yapılandırdığına dair yaygın kabullerin doğruluğunu kanıtlayan hiçbir sonuç bulamadıklarını ifade etti (Unsplash)

ABD'li ve Britanyalı bilim insanlarından oluşan uluslararası bir ekip, yaygın kanının aksine görme kaybı, ampütasyon ya da felç sonrasında beynin kendini yeniden yapılandırma yeteneğine sahip olmadığını öne sürdü.

Birleşik Krallık'taki Cambridge Üniversitesi'nden nörolog Prof. Tamar Makin ve ABD'de Johns Hopkins Üniversitesi'nden John Krakuer'in konuyla ilgili araştırmaları, 21 Kasım'da hakemli bilimsel dergi eLife'da yayımlandı.

Çalışmaya göre bilim insanları, beynin herhangi bir yaralanma ya da tıbbi duruma reaksiyon olarak kendini yeniden yapılandıracağına dair genel kabulün temelden kusurlu olduğunu savunuyor.

Bilim insanları, bunun yerine beynin halihazırda var olan ancak gizli olan yetenekleri ortaya çıkardığını öne sürüyor. 

Bilimsel yayınlarda sık sık dile getiriliyor

Bilimsel ders kitaplarında beynin bazı bölgelerinin yeni işlevler için kendini yeniden yapılandırdığı sık sık dile getirilir. 

Örneğin birçok kişi, bir kişi görme yeteneğini kaybettiğinde beynin, sesleri işleyecek şekilde görsel korteksi yeniden yapılandırabildiği ve bu sayede yön bulmayı kolaylaştırdığına inanıyor. 

Buna insanların cisimlerden gelen yankıları hissedip o cisimleri tespit etmesini sağlayan ekolokasyon kabiliyeti deniyor. 

Araştırmada bu duruma bir başka örnek olarak, felç geçiren bir kişinin başlangıçta uzuvlarını hareket ettiremediği zaman beynin bazı kısımlarının kendini düzenleyerek kontrolü yeniden kazandığı fikri gösteriliyor. 

Yeni yetenekler mucize değil, her zaman oradaydı

Krauker, insan beyninin kendini yeniden yapılandırma ve düzenleme konusunda müthiş bir yeteneğe sahip olduğu fikrinin çok çekici olduğunu dile getirdi ve ekledi: 

Özellikle de körlerin neredeyse insanüstü ekolokasyon yeteneği geliştirdiğine ya da felç geçirenlerin kaybettikleri motor becerilerini mucizevi bir şekilde geri kazandıklarına dair hikayeler umut veriyor.

Bu düşüncenin basit bir uyum sağlama ya da plastisitenin (beynin yapısal veya fizyolojik değişikliklere uğrama yeteneği) ötesine geçtiğini aktaran Krauker, "Bu, beyindeki bölgelerin komple yeniden tasarlanması anlamına geliyor. Bu hikayeler doğru olsa bile, aslında orada olan biten yanlış açıklanıyor" dedi. 

Daha önce yapılan çalışmalar, beynin uyum sağlama yeteneğine sahip olduğunu gösteriyor. 

Fakat Makin ve Krauker, beynin daha önce öne sürüldüğü gibi aktif olarak yeni işlevler yaratmadığını, kullanılan alanların aslında doğumdan beri var olduğunu söyledi. 

Daha önceki araştırmalar da incelendi

1980'lerde yapılan bir çalışmada, parmak ampütasyonun vücuda etkisi incelendi. 

Araştırmaya göre beynin daha önce parmağa verdiği uyarının parmak kesildikten sonra yeniden görüldüğünü belirtti. 

Ekip, bunun beynin değişime tepki olarak kendini nasıl yeniden yapılandırdığını gösterdiğini savundu.

Fakat Prof. Makin 2022'de yaptığı bir çalışmada bu durumun böyle olmayacağına dair kanıtlar ortaya koymuştu. 

İşaret parmağının kesilmesinin etkisini geçici olarak taklit etmek için sinir engelleyicileri kullandı.

Makin, ampütasyondan önce, diğer parmaklardan gelen sinyallerin beynin işaret parmağından sorumlu olduğu söylenen bölgesiyle eşleştiğini gördü. 

Buna göre beynin bu bölgesinin ilk olarak işaret parmağından gelen sinyalleri işlediği ancak bunu tek başına yapmadığı ortaya kondu. 

Çalışmada, simülasyonun ardından, diğer parmaklardan gelen mevcut sinyallerin de arttığı görüldü. 

Bu bölgelerde yeni bilgilerin baştan ortaya çıkmadığını belirten Makin, "Beynin incelenen bu bölgesinde diğer parmaklara ilişkin yetenekler ampütasyondan önce de vardı" dedi.

Bilim insanları makalelerinde, kendi araştırmalarının yanı sıra başka çalışmaları da inceleyerek yaygın kabullerin doğru olduğunu kanıtlayan hiçbir sonucun olmadığını belirtti. 

"Bizler bilim insanıyız, sihre inanmıyoruz" diyen Makin, beynin belli işlevleri yerine getirmek için temelden bu yeteneklere sahip olduğunu belirtiyor. 

Independent Türkçe


Meta Instagram’dan milyonlarca çocuk kullanıcının verilerini toplamakla suçlanıyor

Meta şirket logosu (AP)
Meta şirket logosu (AP)
TT

Meta Instagram’dan milyonlarca çocuk kullanıcının verilerini toplamakla suçlanıyor

Meta şirket logosu (AP)
Meta şirket logosu (AP)

ABD'nin 33 eyaletinde savcılar, Meta şirketi hakkında yasal şikayette bulunarak, 13 yaşın altındaki çocukların "Instagram" uygulamasını kullanmasına izin vermek ve ebeveynlerinin izni olmadan kişisel verilerini "rutin olarak" toplamakla suçladı.

Şarku’l Avsat’ın New York Times gazetesinden aktardığı habere göre savcıların 2019 yılının başından bu yana şirketin Instagram'da 13 yaşın altındaki kullanıcılara ait hesapların varlığına ilişkin 1,1 milyondan fazla suç duyurusu aldığı belirtildi. Ancak Meta bu hesapların "yalnızca bir kısmını devre dışı bıraktı"; Çocukların Çevrimiçi Gizliliğini Koruma Yasasını ihlal ederek, ebeveyn izni olmadan çocukların konumları ve e-posta adresleri gibi kişisel verilerini rutin olarak topladı.

Hazırlanan iddianamede "Meta, etkili yaş doğrulama sistemlerinin geliştirilmesini sürekli olarak bir öncelik haline getirmemiş ve bunun yerine 13 yaşın altındaki kullanıcıların Instagram'da hesap oluşturmak için yaşları hakkında yalan söylemelerine olanak sağlamıştır” ifadeleri kullanıldı.

sdhyju6ı8k
Instagram uygulama logosu (AP)

Savcılar ayrıca Meta'nın yöneticilerinin Kongre önünde verdikleri ifadede şirketin yaş doğrulama sürecinin çok etkili olduğunu ve Instagram'da reşit olmayan milyonlarca kullanıcı olduğunu bilmelerine rağmen şirketin reşit olmayanların hesaplarını fark ettiklerinde kaldırdıklarını kamuoyuna açıkladıklarını belirttiler.

Şikayette bu iddiaları doğrulamak için şirket içi e-postalardan, çalışan konuşmalarından ve şirket sunumlarından alıntılar kullanıldı.

Suçlamalar kanıtlanırsa, Meta yüz milyonlarca dolar para cezasına çarptırılabilir.

Buna cevaben Meta dün (Cumartesi) yaptığı açıklamada, on yıldır "çevrimiçi platformlarını kullanma deneyimini tüm gençler için güvenli ve uygun hale getirmek için çalıştığını" belirterek, bu şikayetin "seçici alıntılar ve seçilmiş belgeler kullanarak çalışmalarımızı yanlış nitelendirdiğini" kaydetti.

Bu suçlamalar, geçen ay 40'tan fazla ABD eyaleti tarafından Kaliforniya'daki bir mahkemede Meta aleyhine açılan ve Facebook ve Instagram uygulamalarını "gençlerin ruhsal ve fiziksel sağlığına" zarar vermekle suçlayan daha geniş kapsamlı federal bir davanın parçası olma özelliğini taşıyor.

Savcılar, Kaliforniya'daki bir mahkemeye sunulan iddianamede "(Meta'nın) gençleri ve ergenleri cezbetmek ve nihayetinde kar elde etmek amacıyla onları tuzağa düşürmek için güçlü ve benzeri görülmemiş tekniklerden yararlandığını" doğruladı.


90 milyon yıl önce yaşamış mosazor türü keşfedildi

Keşfedilen mosazorun illüstrasyonu (Luis Rey / Museo del Desierto)
Keşfedilen mosazorun illüstrasyonu (Luis Rey / Museo del Desierto)
TT

90 milyon yıl önce yaşamış mosazor türü keşfedildi

Keşfedilen mosazorun illüstrasyonu (Luis Rey / Museo del Desierto)
Keşfedilen mosazorun illüstrasyonu (Luis Rey / Museo del Desierto)

Meksika'da yaklaşık 90 milyon önce yaşamış, 5,2 metre uzunluğunda yeni bir mosazor türü keşfedildi.

Hakemli bilimsel dergi South American Earth Sciences'da 16 Kasım'da yayımlanan araştırmaya göre bu yeni tür, dinozorlarla aynı dönem denizde yaşayan mozasorların alt türü Yaguarasaurus regiomontanus.

Yaguarasaurus regiomontanus'un büyük ölçüde eksiksiz ve iyi korunmuş kafatası fosili, 2023'te Meksika'nın kuzeydoğusundaki Nuevo Leon eyaletinde bulundu.

Mosazorlar denizde yaşayabilmelerini sağlayan yüzgeçlere sahip dev kertenkelelerdi.

66 ila 100 milyon önceki Geç Kretase Devri'nde yaşayan bu canlılar, denizlerin en büyük yırtıcılarıydı. 

Diğerlerine göre daha kısa

Paleontologlara göre keşfedilen yeni tür, yaklaşık 90-94 milyon önceye tekabül eden Geç Kretase'nin Turoniyen döneminde yaşadı.

Mosazorların Halisaurinae, Mosasaurinae, Tylosaurinae ve Plioplatecarpinae adlı en az 4 alt aileden oluştuğunu belirten bilim insanları, keşfedilen türün Plioplatecarpine'ye ait olduğunu söyledi.

Diğer mozasorlara göre daha kısa bir gövdeye sahip Plioplatecarpinae aynı zamanda kuvvetli bir yüzücüydü.

Çalışmaya göre, uzunluğu ortalama 5,2 metre olduğu belirtilen ailenin üyesi Yaguarasaurus, ince, uzun bir gagaya ve minik dişlere sahipti (South American Earth Sciences)
Çalışmaya göre, uzunluğu ortalama 5,2 metre olduğu belirtilen ailenin üyesi Yaguarasaurus, ince, uzun bir gagaya ve minik dişlere sahipti (South American Earth Sciences)

Museo del Desierto'dan paleontolog Hector Rivera-Sylva liderliğindeki ekip, Geç Kretase döneminde 40'tan fazla mozasor türü olduğunu ve en büyüğünün ve en büyüğünün uzunluğunun 12 metreye vardığını belirtti. 

12 metre uzunluğundaki Mosasaurus hoffmani, bu boyutlarıyla günümüzdeki en büyük köpekbalıklarının yaklaşık iki katı büyüklükteydi.

Uzun ve ince gövdeleriyle hızlı bir şekilde ilerleyebilen mozasorlar, yüzlerce dişe sahip çeneleriyle avlarını rahat bir şekilde yakalayabiliyordu.

Independent Türkçe


HP Ortadoğu Genel Müdürü Oganesyan Şarku’l Avsat'a konuştu: ‘Hibrit çalışma’ güvenli ve sürdürülebilir teknolojiler gerektirir

Şirketlerin uzaktan çalışırken üretken ve güvenli olabilmelerini sağlamak için bilgisayar, baskı ve iletişim cihazları geliştiriliyor (Shutterstock)
Şirketlerin uzaktan çalışırken üretken ve güvenli olabilmelerini sağlamak için bilgisayar, baskı ve iletişim cihazları geliştiriliyor (Shutterstock)
TT

HP Ortadoğu Genel Müdürü Oganesyan Şarku’l Avsat'a konuştu: ‘Hibrit çalışma’ güvenli ve sürdürülebilir teknolojiler gerektirir

Şirketlerin uzaktan çalışırken üretken ve güvenli olabilmelerini sağlamak için bilgisayar, baskı ve iletişim cihazları geliştiriliyor (Shutterstock)
Şirketlerin uzaktan çalışırken üretken ve güvenli olabilmelerini sağlamak için bilgisayar, baskı ve iletişim cihazları geliştiriliyor (Shutterstock)

Dünya, koronavirüs krizinin yarattığı yeni bir hibrit çalışma çağına girerken, büyük teknoloji şirketleri üretkenlik, güvenlik ve sürdürülebilirlik hakkındaki düşüncelerimizi yeniden tanımlamak için cesur adımlar atıyor.

Son iki yılda dünya, çalışanların artık esneklik talep etmeleri ve her yerden çalışma, işbirliği yapma ve iletişim becerisi nedeniyle geleneksel ofis çalışmasından, hibrit çalışma modellerine doğru bir değişime tanık oldu. Bu gereksinimleri karşılamak için büyük teknoloji şirketleri ve hatta yeni kurulan şirketler, şirketlerin üretkenliği ve güvenliği sürdürebilmelerini sağlamak amacıyla bilgi işlem ve iletişim cihazlarını içeren ‘hibrit çalışma’ dönemi için kapsamlı çözümler geliştirmeye çalışıyor.

xzcsdfe
HP, siber saldırılara karşı koruma sağlamak için bilgisayar ve yazıcılarda bir dizi güvenlik teknolojisi geliştiriyor (Shutterstock)

Müşterileri seçim yapmaları için güçlendirmek

HP'nin müşteri odaklılığı, müşterilerin her yerden, her cihazda sorunsuz bir şekilde çalışmasına olanak tanıyan kapsamlı bir teknoloji paketini yönlendiriyor. HP Ortadoğu Genel Müdürü Peter Oganesyan, Dubai'de Şarku’l Avsat'a verdiği özel röportajda, "Müşterilerin aradıkları her yerden üretken ve güvenli olmalarını sağlayan bir çözüm sunmak önemlidir. HP çözümleri, entegre hibrit sistemler ve baskı, bilgi işlem ve işbirliği cihazlarından sunulan ürün ve hizmet yelpazesi, uzaktan çalışma için gereken tüm ihtiyaçları karşılamaktadır” dedi.

İşbirliği araçlarının önemi

HP'nin kapsamlı bir hibrit çalışma çözümü oluşturma yolculuğundaki en önemli anlardan biri, işbirliği araçlarının öneminin farkına varmasıydı. Bu sorunu çözmek için HP, lider bir iletişim ve işbirliği çözümleri şirketi olan Poly'yi satın aldı. İki şirket arasındaki birleşme, HP'nin şirketi 3,3 milyar dolara satın almasının ardından Ağustos 2022'de resmen tamamlandı. HP CEO'su Enrique Loris, hibrit çalışma çözümleri alanında lider bir sağlayıcı yaratma hedefiyle gerçekleştirilen bu satın almayı tarihi bir gün olarak nitelendirdi.

Birleşme ile HP, Poly'nin video konferans ve diğer işbirliği teknolojilerindeki uzmanlığına erişirken, Poly de HP'nin küresel erişiminden ve ölçeğinden yararlanacak.

Ortadoğu, HP için benzersiz ve dinamik bir pazarı temsil ediyor. Birden fazla ülke ve farklı müşteri ihtiyaçları ile şirket, ‘tekliflerini her müşteriye göre özelleştiriyor.’ Bölgede yüz yüze etkileşimlerin öneminin farkında olan HP, uzaktan iletişim araçlarının kritik hale gelmesiyle hibrit çalışmanın ortaya çıkışına uyum sağlıyor ve sürekli seyahat etmeye gerek kalmadan müşterilerle verimli toplantılar ve etkileşimler sağlıyor.

Sürdürülebilirlik ve siber güvenlik

Üretkenlik ve güvenliğin yanı sıra, müşteriler artık çevreye duyarlı çözümler aradıklarından, sürdürülebilirlik, özellikle teknoloji olmak üzere çok sayıda şirketin stratejisinin çok önemli bir yönüdür. HP, geri dönüştürülebilir ürünler ve çevresel etkiyi azaltmaya odaklanma açısından sürdürülebilirlik hedeflerini karşılayan ürünler sağlamayı taahhüt etmektedir.

Sürdürülebilirlik gibi siber güvenlik de değişen iş ortamı göz önüne alındığında ön plana çıkmıştır.

Yapay zekanın artan önemi

Yapay zeka sadece moda bir sözcük değil, birçok kişinin hayatını değiştiren ve etkileyen somut ve dönüştürücü bir teknolojidir. Yapay zeka, bireyleri güçlendirmek, daha canlı ve işbirlikçi hale getirmek için bir araç olarak görülürken, ürün tasarımını doğrudan etkilemesi, yapay zeka destekli video konferansı geliştirmesi ve cihazların verimliliğini uzaktan izlemesi bekleniyor. Şarku’l Avsat'a özel bir röportaj veren HP veri bilimi uzmanı Cecile Montsell, akıllı bilgisayarların yapay zeka uygulamalarının performansını ve verimliliğini artırmada rol oynayacağını söyledi.

HP'nin işin geleceğine yönelik vizyonu, uyarlanabilirlik, yenilikçilik ve müşteri odaklılık ile karakterize ediliyor. Dünya hibrit çalışma modellerini benimserken, HP'nin kapsamlı çözümü müşterilerin talep ettiği esnekliği, güvenliği ve sürdürülebilirliği sağlıyor ve şirket, bireylerin ve kuruluşların gelişen iş dünyasında başarıya ulaşmalarını sağlamak için çalışıyor.


Elon Musk'un yarın İsrail'e gitmesi bekleniyor

Elon Musk (DPA)
Elon Musk (DPA)
TT

Elon Musk'un yarın İsrail'e gitmesi bekleniyor

Elon Musk (DPA)
Elon Musk (DPA)

Tesla, SpaceX ve sosyal medya platformu X'in sahibi Elon Musk’ın yarın İsrail’e gitmesi bekleniyor.

İsrail gazetesi Yedioth Ahronoth  bugün, Musk'un İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile görüşme planladığını bildirdi.

Geçtiğimiz Ekim ayında Musk, SpaceX'e bağlı Starlink uydu iletişim sisteminin İsrail'in kara saldırısını genişletmesinin ardından iletişimlerin kesildiği Gazze'de çalışan uluslararası kabul görmüş yardım kuruluşlarının kesilen iletişimlerinin yeniden sağlanmasına yardımcı olacağını söyledi.

Musk, medyada kendisini Yahudi karşıtlığıyla suçlayan son haberlere tepki gösterdi.


Ortama ve kullanıma uyum sağlayabilen robot: Tetraflex

Tetraflex’i geliştiren ekip, robotun çeşitli ortamlarla hareket etme ve etkileşim kurma yeteneğini artırmak için yeni öğrenme algoritmalarını entegre etmeyi amaçlıyor. (Peter Wharton- Bristol Üniversitesi)
Tetraflex’i geliştiren ekip, robotun çeşitli ortamlarla hareket etme ve etkileşim kurma yeteneğini artırmak için yeni öğrenme algoritmalarını entegre etmeyi amaçlıyor. (Peter Wharton- Bristol Üniversitesi)
TT

Ortama ve kullanıma uyum sağlayabilen robot: Tetraflex

Tetraflex’i geliştiren ekip, robotun çeşitli ortamlarla hareket etme ve etkileşim kurma yeteneğini artırmak için yeni öğrenme algoritmalarını entegre etmeyi amaçlıyor. (Peter Wharton- Bristol Üniversitesi)
Tetraflex’i geliştiren ekip, robotun çeşitli ortamlarla hareket etme ve etkileşim kurma yeteneğini artırmak için yeni öğrenme algoritmalarını entegre etmeyi amaçlıyor. (Peter Wharton- Bristol Üniversitesi)

Robotik dünyasındaki muazzam ilerlemeye rağmen zorlu ortamlara sorunsuz bir şekilde uyum sağlama yeteneği robotlarda aranan en önemli özellikler arasında olmaya devam ediyor. Yeniliklerin başında, farklı arazilerde en iyi şekilde çalışmak üzere tasarlanan çok yönlü robotlar geliyor.

İngiltere'deki Bristol Üniversitesi'ne bağlı Bristol Robotik Laboratuvarı, ‘Tetraflex’ adı verilen robot sayesinde bu alanda büyük atılımlar gerçekleştirdi.

Esnek tüplerden oluşan dörtgen şekilli robot, dar alanlarda kolaylıkla gezinebildiği gibi esnek gövdesi içinde yumurta gibi hassas malzemelerden oluşan nesneleri dahi güvenli bir şekilde sararak taşıyabiliyor.

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre yakın zamanda IEEE Robotics and Automation Letters'da yayınlanan deneysel araştırmalar, Tetraflex'in özel ortamlarda birden fazla hareket gerçekleştirme yeteneğini gösterdi. Bu özellikler, robotun depremde kurtarma görevlerini, karmaşık petrol sondaj kulesi incelemelerini ve belki de dünya dışı keşifleri içerebilecek operasyonlarda etkili olacağı anlamına geliyor.

scdf
Tetraflex, Bristol Üniversitesi'nde geliştirildi. (Bristol Üniversitesi)

Tetraflex, taşımanın ötesinde, çevresel araştırmalar veya tehlikeli radyasyona sahip yerlerde çalışmak gibi zor görevler de dahil olmak üzere ulaşılması zor bölgelerden ağır nesneleri taşıyabiliyor.

Bristol Üniversitesi Mühendislik, Matematik ve Teknoloji Fakültesi'nden robotun baş tasarımcısı Peter Wharton şu açıklamada bulundu:

Tetraflex sert düğümlerle birbirine bağlanan yumuşak desteklerden oluşuyor. Her destekte sızdırmaz bir lastik körük var. Tetraflex'in uzunluğu, içindeki hava basıncı değiştirilerek ayarlanabiliyor. Bu da şeklinin ve boyutlarının kontrol edilmesine olanak tanıyor. Çalışma ekibi, yuvarlanma veya emekleme gibi fonksiyonel hareketler üretmek için çeşitli desenler deneyerek bu özellikleri akıllıca kullandı.

İskoçya'nın Edinburgh kentinde düzenlenen ‘RoboSoft 2022 Locomotion’ yarışmasına katılan Tetraflex’ üçüncü oldu. Prototipi, kumlu arazide, dar alanlarda ve çeşitli engellerde özel yetenekler sergiledi.

Tetraflex’i geliştiren ekip, robotun hareket etme ve çeşitli ortamlarla daha fazla etkileşim kurma yeteneğini artırmak için yeni öğrenim algoritmalarını entegre etmeyi amaçlıyor.