WhatsApp, hesapları e-postayla bağlama özelliğini kullanıma sunuyor
WhatsApp hesabını bir e-postaya bağlamak güvenliği artırıyor, hesap kurtarmayı kolaylaştırıyor ve alternatif oturum açma seçenekleri sunuyor (AFP)
WhatsApp platformu, kullanıcıların hesaplarını e-postaya bağlamalarına olanak tanıyan yeni bir özelliği sunarak dijital iletişim alanında önemli bir adım attı. Bu adım, uygulama tarihinde bir devrim niteliğinde kabul edilirken, platformun güvenilir ve çok yönlü bir iletişim aracı olarak konumunu güçlendirdi.
Uygulamanın son güncellemesi olan 23.24.0 sürümüyle iPhone kullanıcılarının kullanabileceği bu özelliğin yakın zamanda Android kullanıcılarının da kullanımına sunulması planlanıyor. Hesabın bir e-postaya bağlanması, kullanıcıların 6 haneli doğrulama kodunu SMS yoluyla alamamaları durumlarda e-posta yoluyla almalarına olanak tanıyor.
Bu özellik, temel olarak SMS mesajlarına dayanan geleneksel oturum açma yöntemine bir alternatif sağlıyor. Bununla birlikte, hesabı oluşturmak için telefon numarasının kullanılması hala önem taşıyor. E-posta, hesabınıza erişim için ek bir kanal görevi görürken, telefon numarasının yerine geçmiyor. WhatsApp, kullanıcıların gizliliğini korumak için, hesapla ilişkili e-posta başkaları tarafından görülmemesini sağladı ve bu da, kullanıcıların herhangi bir güvenlik riskine veya gizlilik ihlaline maruz kalmamasını güvence altına almış oldu.
Hesabı e-postaya bağlamak için kullanıcıların uygulama içindeki ayarlara girmesi, ardından hesap bölümüne girip ‘E-postanızı ekleyin’ seçeneğini seçmesi gerekiyor. E-postanızı yazıp ‘İleri’ seçeneğine tıkladıktan sonra uygulama, bağlantıyı tamamlamak için e-postaya bir kod gönderiyor.
Bu güncelleme, WhatsApp’ın esnekliğini artırma ve kullanıcı deneyimini iyileştirme konusunda önemli bir adımını teşkil ediyor. Ayrıca şirketin yüksek düzeyde güvenlik ve gizliliği korurken birden fazla hesap erişim seçeneği sunma konusundaki kararlılığını gösteriyor. Bu yeni özelliğin, özellikle internet üzerindeki veri güvenliği ve mahremiyetle ilgili artan zorluklar gölgesinde, kullanıcıların platforma yönelik güvenini artırması bekleniyor.
Yapay zekanın fikir babası “pişman”: İnsan ırkını 10 yıl içinde yok edebilirhttps://turkish.aawsat.com/teknoloji%CC%87/5096101-yapay-zekan%C4%B1n-fikir-babas%C4%B1-%E2%80%9Cpi%C5%9Fman%E2%80%9D-i%CC%87nsan-%C4%B1rk%C4%B1n%C4%B1-10-y%C4%B1l-i%C3%A7inde-yok-edebilir
Yapay zekanın fikir babası “pişman”: İnsan ırkını 10 yıl içinde yok edebilir
Bir yapay zeka sergisinde sergilenen insan beyninin bir kopyası (DPA)
Yapay zekanın (AI/YZ) fikir babası Profesör Geoffrey Hinton, YZ'nin önümüzdeki on yıl içinde insan ırkını yok edebileceği uyarısında bulundu. İngiltere merkezli The Telegraph gazetesine göre Hinton, YZ teknolojisinin yaratılmasındaki rolünden pişmanlık duyduğunu itiraf etti.
Makinelerin hızlı gelişimini ‘sanayi devrimine’ benzeten İngiliz-Kanadalı bilgisayar bilimcisi olan Profesör Hinton (77), ancak bu kez ‘kontrolü ele geçirebileceklerine’ karşı uyardı.
Bu yıl Nobel Fizik Ödülü'nü kazanan Profesör Hinton, hükümetlerin yapay zeka şirketlerine yönelik daha sıkı düzenlemeler yapması çağrısında bulundu.
Hinton daha önce YZ’nin otuz yıl içinde insanlığın çöküşüne yol açma ihtimalinin yüzde 10 olduğunu öngörmüştü.
BBC Radio 4'te yayınlanan Today programında kendisine analizini değiştiren bir şey olup olmadığı sorulduğunda Profesör Hinton, “Pek sayılmaz. Sanırım 10 ila 20 yıl önce kendimizden daha zeki şeylerle uğraşmak zorunda kalmıyorduk” ifadelerini kullandı.
Profesör Hinton, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Daha zeki bir şeyin daha az zeki bir şey tarafından kontrol edildiğine dair kaç örnek biliyorsunuz? Çok az örnek var.”
YZ’nin fikir babası Profesör Geoffrey Hinton (Reuters)
Profesör Hinton, 1980'lerde modern yapay zekanın temelini oluşturan, verilerdeki özellikleri bağımsız olarak bulabilen ve görüntülerdeki belirli öğeleri tanımlayabilen bir yöntem icat etti.
Teknolojinin beklediğinden ‘çok daha hızlı’ geliştiğini vurgulayan Profesör Hinton, insanları 3 yaşındaki çocuklara, yapay zekayı ise yetişkinlere dönüştürebileceğini söyledi.
Profesör Hinton, şunları söyledi:
“Bence bu Sanayi Devrimi’ne benziyor. Sanayi Devrimi'nde insan gücü daha az önemli hale geldi, çünkü makineler daha güçlüydü. Eğer bir hendek kazmak istiyorsanız, onu bir makine ile kazarsınız. Şu anda sahip olduğumuz şey insan zekasının yerini alan bir şey. Sıradan insan zekası artık ön planda olmayacak, makineler ön planda olacak.”
Dickensvari değişim
Profesör Hinton, Charles Dickens’ın ifade ettiği üzere tıpkı Sanayi Devrimi'nin yaptığı gibi, yapay zekanın da sıradan insanların hayatlarını önemli ölçüde değiştireceğini öngördü.
Gelecekte teknoloji ile yaşamın ne getireceğinin daha çok siyasi sistemlerimizin bununla ne yapacağına bağlı olacağını söyleyen Profesör Hinton, “Yapay zekanın toplum için iyi olması gereken üretkenlikte büyük artışlara yol açacak olmasına rağmen, tüm faydaların zenginlere gitmesi ve birçok insanın işini kaybedip daha da fakirleşmesi durumunda toplum için çok kötü olabilecek olması beni endişelendiriyor” ifadelerini kullandı.
Profesör Hinton, şöyle devam etti:
“Bu şeyler bizden daha akıllı. Yani Sanayi Devrimi'nde makinelerin sırf daha güçlü oldukları için insanların yerini alma ihtimali yoktu. Kontrol hala bizdeydi çünkü zeka bizdeydi. Şimdi ise bu şeylerin kontrolü ele geçirmesi gibi bir tehdit var.”
Hükümetlerin rolü
Görünmez bir elin bizi güvende tutmayacağını düşünen Profesör Hinton, bu işi büyük şirketlerin kâr güdülerine bırakmanın güvenli bir şekilde geliştiklerinden emin olmak için yeterli olmayacağını vurguladı. Profesör Hinton, sadece hükümetler tarafından alınacak tedbirlerin bu büyük şirketleri güvenlik konusunda daha fazla araştırma yapmaya zorlayabileceğinin altını çizdi.
Yapay zeka insan ırkını sonunu getirmekle mi tehdit ediyor? (Reuters)
Profesör Hinton, hükümetlerin büyük şirketleri güvenlik konusunda çok fazla araştırma yapmaya zorlaması gerektiğine inanıyor.
Pişmanlık
Bu teknolojiyi dünyaya tanıtmakla ilgili bazı pişmanlıkları olduğunu söyleyen Profesör Hinton, iki tür pişmanlıktan söz etti. Bunlardan ilkinin yapmamanız gerektiğini bildiğiniz bir şeyi yaptığınız için kendinizi suçlu hissettiğiniz, aynı koşullar altında tekrar yapacağınız, ama sonunda pek de iyi sonuçlanmayabilecek türden bir pişmanlık olduğunu belirten Profesör Hinton, ikincisinin ise aynı koşullar altında yine aynı şeyi yapıp genel sonucun bizden daha akıllı sistemlerin önünde sonunda yönetimi ele geçirmesi olması endişesiyle duyduğu pişmanlık olduğunu ifade etti
