En yüksek enerjili ikinci ışın keşfedildi: "Samanyolu'nun ötesinden geliyor"

Yeni ışın, "Aman Tanrım" parçacığına rakip oldu

Işının kaynağı belirlenemedi (İllüstrasyon: Kyoto Üniversitesi)
Işının kaynağı belirlenemedi (İllüstrasyon: Kyoto Üniversitesi)
TT

En yüksek enerjili ikinci ışın keşfedildi: "Samanyolu'nun ötesinden geliyor"

Işının kaynağı belirlenemedi (İllüstrasyon: Kyoto Üniversitesi)
Işının kaynağı belirlenemedi (İllüstrasyon: Kyoto Üniversitesi)

Güçlü kozmik ışınların esrarengiz kökenlerini anlamaya çalışan gökbilimciler, Samanyolu Galaksisi'nin ötesinden Dünya'ya geldiğine inandıkları son derece nadir, ultra yüksek enerjili bir parçacık tespit etti.

Hakemli bilimsel dergi Science'ta yayımlanan ve keşfin detaylandırıldığı makalede çıplak gözle görülemeyen bu atom altı parçacığın enerjisinin, son derece yüksek olduğu vurgulandı.

Araştırma ekibine göre bu parçacık, şimdiye kadar gözlemlenen en enerjik kozmik ışın olan ve 1991'de tespit edilen "Aman Tanrım" (Oh-My-God) adlı parçacığa rakip oluyor.

Halihazırda bilim insanları bu yeni parçacığı en yüksek enerjili ikinci ışın diye niteliyor.

Kozmik ışınlar, uzayda dolaşan ve sürekli Dünya'ya yağan enerji yüklü parçacıklardan oluşuyor.

Düşük enerjili kozmik ışınlar Güneş'ten yayılabiliyor. Ancak yüksek enerjili olanlara çok nadiren rastlanıyor. Bu parçacıkların diğer galaksilerden ve galaksi dışı kaynaklardan Dünya'nın yer aldığı noktaya kadar "seyahat ettikleri" düşünülüyor.

ABD'deki Utah Üniversitesi'nde araştırma profesörü ve makalenin ortak yazarı John Matthews, "Elinizi uzatırsanız, her saniye avucunuzun içinden bir kozmik ışın geçer. Ancak bunlar gerçekten düşük enerjili şeylerdir" dedi.

Çok yüksek enerjili kozmik ışınlara gelirsek… Bunlar ancak yüzyılda bir, kilometrekare başına bir tane düşecek şekilde gözlemlenebilir. Hiçbir zaman elinizin içinden geçmez.

Yıllar süren araştırmalara rağmen bu yüksek enerjili parçacıkların kökenleri halen kesinleştirilemedi.

Yine de gökbilimciler, bunların kara delikler, gama ışını patlamaları ve aktif galaktik çekirdekler gibi evrendeki en enerjik nesne ve olaylarla bağlantılı olduğuna inanıyor.

Öte yandan, şimdiye kadar keşfedilen en enerjik parçacıklar, bu türden kaotik gök cisimlerinin olmadığı uzay boşluklarından gelmiş gibi görünüyor. Bu da konuyla ilgili soru işaretlerini güçlendiriyor.

Matthews, "Bunların gökyüzünde nereden geldiklerini görebilmemiz gerekiyor" diye ekledi:

Fakat kaynağına kadar takip ediyorsunuz ve onları üretecek kadar yüksek enerjiye sahip hiçbir şey göremiyorsunuz. İşin gizemi de bu.

Independent Türkçe



Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
TT

Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)

Kurbanlarını "dehşet verici" bir yolla öldüren bir yaban arısı türü keşfedildi. Meyve sineklerinin içine bıraktıkları larvalar büyüyerek sineğin karnını patlatıyor. 

Parazitoid yaban arıları, genellikle yumurtalarını henüz gelişim aşamasındaki sineklere bırakıyor. Bu dönemde konakçıların daha savunmasız olması arıların işini kolaylaştırıyor. 

Yumurtadan çıkan arılar, gelişimi devam eden sineklerin içinde büyüyerek onları içeriden yiyor. Sinekler genellikle yetişkinliğe varmadan ölüyor.

Fakat araştırmacılar ilk defa yetişkin sinekleri hedef alan bir parazitoid yaban arısı türü tespit etti. 

Mississippi Eyalet Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Logan Moore, bahçesinden topladığı meyve sineklerinin karnında, bilinmeyen bir türde yaban arısı larvası olduğunu gördü. 

Moore ve ekip arkadaşları, Syntretus perlmani adı verdikleri türün gelişim süreçlerini laboratuvar ortamında inceledi. 

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da 11 Eylül'de yayımlayan ekip, arının iğnesiyle yetişkin meyve sineklerinin karnına yumurtasını bıraktığını kaydetti. 

Daha sonra yumurtanın larvaya dönüşerek sineğin karnında 18 gün kaldığı ve konakçısının karnını patlatarak onu terk ettiği gözlemlendi.

Ardından birkaç saat ortalıkta gezinen arı, koza evresine geçerek 23 günün ardından yetişkin olarak kozadan çıktı.

Moore, "Sineğin yan tarafından dışarı çıkıyor" diyerek ekliyor: 

Ve durumu daha dehşet verici kılan şey de sineğin genellikle bundan sonraki birkaç saat boyunca canlı kalması.

Yeni bulunan yaban arısının, dünyanın en yaygın sinek türlerinden meyve sineğini (Drosophila melanogaster) hedef alması bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Araştırmacılar, böyle bir keşfin nasıl şimdiye kadar yapılmadığını anlamaya çalışıyor. 

Moore, "Belki de bu kadar uzun süre keşfedilmemesinin nedeni, kimsenin bunu beklememesiydi" ifadelerini kullanıyor.

Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)
Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)

Bilim insanları laboratuvar testlerinde Syntretus perlmani'nin, Drosophila cinsindeki başka sinekleri de konakçı olarak seçtiğini gözlemledi.

Makalenin ortak yazarı Matthew Ballinger "Sinekleri hedef alan bilinen tüm parazitoid yaban arıları olgunlaşmamış yaşam evrelerindeki sineklere saldırır ve onun içinde gelişir" diyor: 

Drosophila ve diğer sinekleri hedef alan parazitoid yaban arıları hakkında 200 yıldır araştırmalar yürütülmesine rağmen, bugüne kadar yetişkinlere saldıran bir türe hiç rastlamamıştık.

Araştırmacılar Syntretus perlmani'nin, yetişkin sinekleri konakçı haline getirecek şekilde nasıl evrimleştiğini bulmayı amaçlıyor. 

Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)
Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)

Ballinger "Yeni tür hakkında daha fazla bilgi edinmek için sabırsızlanıyoruz" diyerek ekliyor: 

Umarız diğer araştırmacılar da önümüzdeki yıllarda kendi projelerine başlayarak bu türün enfeksiyon biyolojisini, ekolojisini ve evrimini daha iyi anlamaya çalışır.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Nature