Yapay zekadaki büyük atılım sayesinde "mucize malzemeden" güneş paneli üretilebilir

"Bunlar son derece heyecan verici sonuçlar"

Unsplash
Unsplash
TT

Yapay zekadaki büyük atılım sayesinde "mucize malzemeden" güneş paneli üretilebilir

Unsplash
Unsplash

Yapay zeka, mühendislerin "mucize malzemeden" güneş panelleri inşa etmesini sağlıyor.

Bilim insanları, perovskitin muazzam ölçüde geliştirilmiş verimliliğinin seri üretime taşınmasını sağlayabilecek yeni perovskit tandem güneş pilleri olasılığı hakkında uzun süredir heyecanlı. Bu güneş pilleri, geleneksel silikon güneş pillerinden önemli ölçüde daha yüksek, yüzde 33'ün üzerinde bir verimliliğe sahip.

Bu tandem güneş pilleri bir dizi başka faydayı da beraberinde getiriyor. Ucuz hammaddelerden üretiliyor ve nispeten kolay yapılabiliyorlar.

Ancak mühendisler bunları ucuza ve geniş ölçekte üretmekte bir sorunla karşı karşıya. Bunları verimli hale getirmek için üreticilerin çok ince, yüksek kaliteli bir perovskit tabakası yapması gerekiyor.

Bunu yapmaksa zor. Önemli ölçüde değişkenlik gösteren karmaşık bir sürece dayanıyor ve görünüşe göre çok az açıklama var.

Bu süreci iyileştirmeye çalışmaları genellikle deneme yanılma yoluyla yeni olasılıkların denendiği aşamalı bir sürece dayanıyordu.

Şimdiyse bilim insanları, bu katmanların nasıl daha iyi inşa edileceğini çözmek için yapay zeka kullanan yeni bir sistemi başarıyla geliştirdi. Araştırmacılar, farklı katmanların nasıl çalıştığını anlamak için video kayıtlarını incelemek yerine, iyi ve kötü kaplamaların gizli işaretlerini tespit etmesi için bir bilgisayar sistemini eğitmeyi başardı.

Araştırmacılar, sistem kurulduktan sonra, üretimi daha verimli hale getirmek için nasıl değiştirileceğini daha iyi anlamak adına kullanılabildiğini söyledi.

Karlsruhe Teknoloji Enstitüsü'nde görev yapan, yeni çalışma üzerinde çalışan  araştırmacı Ulrich W. Paetzold, "Bunlar son derece heyecan verici sonuçlar" dedi. 

Yapay zekanın birlikte kullanımı sayesinde elimizde sağlam bir ipucu var ve üretimi iyileştirmek için ilk etapta hangi parametrelerin değiştirilmesi gerektiğini biliyoruz. Artık deneylerimizi daha hedefli bir şekilde yürütebiliyoruz ve samanlıkta gözlerimiz bağlıyken iğne aramak zorunda kalmıyoruz. Bu, enerji araştırmaları ve malzeme biliminin diğer birçok yönü için de geçerli olan, takip araştırmaları için bir kılavuz.

Bu buluşu anlatan "Discovering Process Dynamics for Scalable Perovskite Solar Cell Manufacturing with Explainable AI" (Açıklanabilir Yapay Zekayla Ölçeklenebilir Perovskit Güneş Pili Üretimi için Süreç Dinamiklerinin Keşfi) başlıklı makale Advanced Materials'ta yayımlandı.

Independent Türkçe



Bilim insanları yanıtladı: Neden bebeklik anıları hatırlanmıyor?

26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)
26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)
TT

Bilim insanları yanıtladı: Neden bebeklik anıları hatırlanmıyor?

26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)
26 bebekle yapılan bir araştırma, bebeklerin neleri hatırladığını ortaya koydu (Unsplash/@michalbarhaim)

Rebecca Whittaker 

Bilim insanları, yaşamın ilk yıllarında çok şey öğrenmemize rağmen neden bebekliğimizi hatırlamadığımızı keşfetti.

Araştırmacılar uzun zamandır, beynin anıları kaydetmekten sorumlu bölümü hipokampusun ergenlik dönemine kadar gelişmeyi sürdürdüğü ve ilk yıllarımızdaki anıları kodlayamadığı için bu deneyimleri saklayamadığımıza inanıyordu.

Ancak durumun böyle olmadığını bulan Yaleli araştırmacılar, sadece onlara erişemediğimizi öne sürüyor.

Hakemli dergi Science'ta yayımlanan çalışmada araştırmacılar, 4 aydan iki yaşa 26 bebeğe yeni bir yüz, nesne ya da sahne görüntüsü gösterdi ve daha sonra bunları hatırlayıp hatırlamadıklarını test etti.

Bebeklere daha sonra başka kareler verildi ve ardından yeni bir görselin yanında daha önce gördükleri resim gösterildi.

Araştırmanın kıdemli yazarı Profesör Nick Turk-Browne, "Bebekler bir şeyi daha önce bir kez gördüyse, tekrar görünce ona daha fazla bakmalarını bekleriz" diyor.

Eğer bir bebek daha önce gördüğü görüntüye yanındaki yeni görüntüden daha uzun bakıyorsa, bu durum bebeğin resme aşina olduğu şeklinde yorumlanabilir.

Araştırmacılar, resimlere baktıkları sırada bebeklerin hipokampusundaki aktiviteyi ölçmek için fonksiyonel manyetik rezonans görüntüleme (fMRI) kullanarak beyin taramaları yaptı.
 

Bebeklere yüzlerin, nesnelerin ve sahnelerin görüntüleri gösterildi ve beyin taramaları bunları hatırlayıp hatırlayamadıklarını ortaya çıkardı (Unsplash/@huchenme)

Bebeklere yüzlerin, nesnelerin ve sahnelerin görüntüleri gösterildi ve beyin taramaları bunları hatırlayıp hatırlayamadıklarını ortaya çıkardı (Unsplash/@huchenme)

Yeni bir görüntüye bakan bir bebeğin hipokampusundaki aktivitenin yoğunluğuyla, sonrasında aynı görselle karşılaşan aynı bebeğin bakış süresinin doğru orantılı olduğu bulundu.

Bu durum tüm bebekler için geçerli olsa da en güçlü beyin aktivitesi 12 aydan büyüklerde görüldü ve bu, hipokampusun gelişerek öğrenme ve hafızayı desteklediğine işaret ediyor.

Yale'deki ekibin daha önce yaptığı bir araştırmada, henüz üç aylık bebeklerin dahi "istatistiksel öğrenme" adlı bir hafıza türü sergilediği tespit edilmişti.

Epizodik bellek belirli olaylarla ilgilenirken, istatistiksel öğrenme bir yerin neye benzediği gibi, olaylar arasındaki örüntüleri çıkarmakla ilgili.

Profesör Turk-Browne, epizodik belleğin bebekliğin ilerleyen dönemlerinde, yaklaşık bir yaş ve üzerinde ortaya çıkabileceğinden şüphelendiğini söylüyor. Bebeklerin ihtiyaçları düşünüldüğünde bu gelişimsel ilerlemenin mantıklı olduğunu savunuyor.

"İstatistiksel öğrenme, etrafımızdaki dünyadaki yapıyı ortaya çıkarmakla ilgili" diyor. 

Dil, bakış açısı, kavramlar ve daha fazlasının gelişiminde kritik önem taşıyor. Dolayısıyla istatistiksel öğrenmenin neden epizodik bellekten daha önce devreye girebileceği anlaşılabilir.

Öte yandan bu son çalışma, epizodik anıların hipokampus tarafından daha önce düşünülenden daha erken, yetişkinken aktarabileceğimiz en eski anılardan çok önce kodlanabileceğini gösteriyor. Bu da bu anılara ne olduğuna dair soru işaretlerine yol açıyor.

Profesör Turk-Browne'a göre bir ihtimal, anıların uzun süreli hafıza deposuna atılmamış olabileceği.

Ancak o, anıların kodlamadan uzun süre sonra da hâlâ orada olduğunu ancak onlara erişemediğimizi öne sürüyor.

Profesör Turk-Browne'un ekibi devam eden çalışmalarında bebeklerin, yeni emeklemeye başlayan bebeklerin ve çocukların, bebekken kendi bakış açılarından çekilen ev videolarını hatırlayıp hatırlayamadığını test ediyor ve geçici pilot sonuçlar, bu anıların kaybolmadan önce okul öncesi yaşa kadar varlığını koruyabildiğini gösteriyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news