Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi

Tıp, havacılık ve eğlence uygulamaları için insan-bilgisayar araçları

Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi
TT

Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi

Dokunma hissini sanal gerçekliğe taşıyan bir teknoloji geliştirildi

Sanal gerçeklik fikri 1990’lı yıllarda ilgi odağı haline geldiğinden bu yana, kullanıcıyı tamamen dijital bir dünyaya taşıyan bir kaskın içinde kısıtlı kaldı. Kullanıcının görüşünü, gerçek dünyadan yeni dijital manzaraya değiştiren birleşik bir deneyimde kullanıcının hareket etmesine, oyun oynamasına veya spor aktiviteleri yapmasına olanak sağlanır.

İnsan-bilgisayar araçları

Bugün, insan-bilgisayar araçları üzerinde çalışan araştırmacılar, bu görsel arayüzü dokunma hissi ile sağlamanın etkili, gerçekçi ve ucuz bir yolunu bulmayı başardı.

Ekip, sanal gerçeklik uygulamalarına gerçekçi bir fiziksel temas hissi getiren, çığır açan yeni bir teknoloji olan duyusal bir eldiven geliştirdi. Bu yeni araç, Carnegie Mellon Üniversitesi’ndeki Future Interface grubu tarafından geliştirildi. Daha sonra dokunmayı sanal gerçekliğin bir parçasına dönüştürme yarışına liderlik etmek için hızla çalışan Fluid Reality’ye devredildi.

rgtyh56u7

Future Interface Group Başkanı Chris Harrison, "Uzayda, ayda ve su altında bilim alanında keşifler yapmak istiyorsak, uzun mesafelerde etkileşim kurmanın yollarına ihtiyacımız var ve bunu etkili ve doğru bir şekilde başarmak için dokunma hissi gerekiyor” dedi.

Şimdiye kadar sanal gerçeklik sensör sistemleri, büyük ve hantal cihazlarla sınırlıydı. Meta şirketi, CEO’su Mark Zuckerberg’in, insanların yaşam destek ünitelerini andıran bir şekilde, bir dizi uzun kabloya bağlı olan duyusal bir eldiven içeren sürükleyici bir dijital ortamda çalıştığı ve oyun oynadığı, sanal gerçeklik benzeri ünlü ‘Metaverse’ vizyonuna büyük yatırım yapıyor. Yeni kurulan şirket Haptics, kullanıcının çalışırken ekipmanla dolu bir sırt çantası taşımasını gerektiren benzer bir duyusal eldiven geliştirdi. (Apple’ın yakında ‘Vision Pro’ kaskına buna benzer bir eldiven eklemesi bekleniyor)

Dokunma sensörlü eldivenler

Bu duyusal sistemlerin boyutu eldivenin dokunma hissini nasıl sağladığına bağlı oluyor. Basınçlı hava, eldivenin dokusunu parmak uçlarına bastıran, kullanıcının sanal gerçeklikte gördüğü ve deneyimlediği dokunma hissini taklit eden eldivendeki küçük motorları harekete geçirmek için kullanılıyor. Ancak basınçlı hava kullanmak büyük hava tankları, büyük tüp demetleri ve çok fazla elektrik gerektiriyor.

xscd

Harrison, “Bu startup’ların ve Meta’nın ne yaptığına baktık ama bunun ileriye doğru giden doğru yol olmadığını hissettik. Hava basıncı sistemini küçültmenin bir yolu yoktur ve ne kadar küçük olursa olsun bir sırt çantasının bulunması gerekir. Bize göre yanlış yoldan gidiyorlardı” dedi.

Optimize edilmiş sanal gerçeklik

Harrison ve grubu tarafından geliştirilen sistem, parmak uçlarına yerleştirilen duyu ağındaki küçük motorları hareket ettirmek için hava yerine sıvıları kullanıyor. Araştırma ekibi, hafif bir elektrik yüküyle çalışan küçük pompalar kullanarak motorlara sıvı sağlayan bir sistem geliştirdi. Pompalar yalnızca küçük bir batarya gerektiriyor ve devre kartlarında yaygın olarak kullanılan hazır parçalardan üretilebiliyor.

Harrison, “Bu devre kartlarını bir üreticiden aldık, pompalarımızı yapmak için bir araya getirdik ve işe yaradılar. Bu durum, kartlardan iki veya üç büyük sipariş ile maliyetleri azaltabileceğimiz anlamına geliyor” dedi.

Fluid Reality, eldiveninin mevcut maliyetinin yaklaşık bin dolar olduğunu tahmin ediyor. Haptics sistemi 5 bin 500 dolar ve Meta sistemi ise 15 bin dolar maliyet çıkarıyor.

Fluid Reality’nin teknolojisinin açıklandığı bir video, bu cihazın sanal gerçeklikteki nesnelerin manipülasyonundan farklı nesnelerin dokularını ayırt etmeye ve keman çalmaya kadar çeşitli ön kullanımlarını gösteriyor.

“Dokunsal eldivenlerin ilk uygulamaları arasında farklı nesne dokularını ayırt etmek ve hatta keman çalmak yer alıyor.”

Tıp ve uzay uygulamaları

Harrison, hafif duyusal eldivenin doktorların uzaktan ameliyat yapmasına, bomba imha ekiplerinin patlayıcıları uzaktan etkisiz hale getirmesine ve bilim adamlarının diğer gezegenlerdeki görevleri gerçekleştirmek için uzay tabanlı robotları kullanmasına olanak sağlayabileceğini söylüyor.

Ancak bundan önce bu teknolojinin sanal gerçeklik dünyasının eğlence alanına girmesi muhtemel görülüyor. Harrison, “Günümüzde satılan çoğu sanal gerçeklik, kulaklık, basit oyunlar veya sanal gerçekliğe yeni başlayanlar için tasarlandı. Kısacası eğlence, en azından öngörülebilir gelecekte öncelikli uygulama alanı olacak” dedi.

Fluid Reality eldiveni teknolojisi, 5 araştırmacıdan oluşan bir ekip tarafından bir yıl içinde geliştirildi. Yakın zamanda San Francisco’daki ACM Kullanıcı Arayüzü Yazılımı ve Teknolojisi Sempozyumunda gösterildi. Harrison fikrinin büyük ilgi gördüğünü belirtti.

Harrison “Firmalar teknolojinin eldivenlerde kullanılması konusunda bizimle görüşmelere başladı. Ne yazık ki isim veremiyorum ancak belki hangi şirketlerin bu teknolojiye yatırım yaptığını tahmin edebilirsiniz” dedi.

Yeni teknolojinin Meta’yı kendi teknolojisini gözden geçirmeye sevk edip etmeyeceğini zaman gösterecek ancak Harrison, dokunma duyusunu harekete geçirmeye yönelik yeni yaklaşımının bu alanda daha fazla ilerlemeye kapı aralayacağından oldukça emin olduğunu belirtti. Sözlerini “Bunun bu sektördeki araştırmaları artıracağına inanıyorum” ifadeleri ile sonlandırdı.

* Fast Company, Tribune Medya hizmetleri.



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news