Hubble Uzay Teleskobu bir haftada üçüncü kez arızalandı

Uzayda süzülürken yaşlanan gözlemevinin zaman zaman yerden onarılması gerekiyor

NASA
NASA
TT

Hubble Uzay Teleskobu bir haftada üçüncü kez arızalandı

NASA
NASA

Hubble Uzay Teleskobu bir haftada üçüncü kez "güvenli moda" geçti.

15 yıllık bir ömre sahip olması beklentisiyle 1990'da fırlatılan ve en son bakımı 2009'da uzay mekiğiyle yapılan bu yaşlanan, uzayda süzülen gözlemevinin sorunlarla karşılaştığında zaman zaman yerden tamir edilmesi gerekiyor.

NASA bu kez "süregelen bir jiroskop sorunu" nedeniyle uzay teleskobunun güvenli moda girdiğini açıkladı. Uzay ajansı "bilimsel operasyonlarını yeniden başlatmak için çalıştığını" belirtti.

Mevcut sorunların 23 Kasım'da başladığı ve Hubble'ın hâlâ çevrimiçi olmadığı belirtildi. Teleskop daha önceki günlerde de iki kez aynı sorunla karşılaşmış, o zaman da güvenli moda alınmış fakat tekrar çevrimiçi hale gelmişti.

NASA, Hubble'ın bunun dışında iyi durumda olduğunu ve araçlarının sabit durduğunu ifade etti. Teleskop tek bir jiroskopla da çalışabiliyor fakat bu durumda daha az verimli oluyor.

Uzay mekiğinin 2009'daki 5. ve son ziyaretinde teleskop bakıma alındığında, astronotlar Hubble'a 6 yeni jiroskop takmıştı. Halihazırda sorun yaşayan da dahil bunlardan üçü hâlâ çalışıyor.

Jiroskoplar, teleskobu uzayda bir hedefe yöneltmek için kullanılıyor. Bu araçlar Hubble'ın uzayda hareket edebilmesi için dönüşünü ölçerek nereye yöneldiğini bulmasını sağlıyor.

NASA, Webb gibi diğer teleskoplarla birlikte Hubble'ın "bu 10 yıllık dönemde ve muhtemelen bir sonraki 10 yılda da" çalışmaya devam edeceğine inandığını belirtiyor.

Artık işlevini kaybettiğinde Hubble, Dünya'nın atmosferine yeniden girecek fakat bunun en azından 2030'ların ortalarından sonlarına kadar gerçekleşmesi beklenmiyor. Hubble'a bir tahrik sisteminin eklenmesi ve bu sistemin onu aşağı iterek Pasifik Okyanusu'na kontrollü bir şekilde düşmesini sağlaması ya da daha yüksek bir yörüngeye taşıması bekleniyor.

Independent Türkçe



Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
TT

Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)

Dünya genelindeki muzlar halihazırda iki hastalıktan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Fakat sevilen meyvenin soyunun tükenmesini önlemeye çalışan bilim insanları son dönemde önemli adımlar atıyor. Uzmanlar başarıya ulaşmaları halinde halkın hiçbir şeyi fark etmeyeceğini söylüyor. 

1950'lerde üretilen Gros Michels muzları, bir mantar türünün yol açtığı Panama hastalığı yüzünden yok olmuştu.

Bu yüzden şirketler, hastalığa dirençli Cavendish muzlarını yetiştirmeye başlamış ve krizin üstesinden gelinmişti. Bu muz çeşidi halihazırda küresel muz ihracat pazarının yüzde 99'unu oluşturuyor.

Ancak aynı hastalığın farklı bir versiyonu 1990'lardan beri Cavendish cinsini de tehdit ediyor. Marketlerde satılan muzlar birbirinin kopyası olduğu için bir bitkinin hastalığa yakalanması diğerlerini de tehlikeye atıyor. 

Başka bir mantar türünün yol açtığı siyah sigatoka hastalığı da muzları tükenme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. 

Bu hastalık halihazırda fungisitler sayesinde tedavi edilse de bazı bölgelerdeki mantarlar kimyasallara direnç göstermeye başladı. 

Bilim dünyası bir yandan hastalıkların çözümünü ararken diğer yandan da yeni muz türleri yetiştirmeye çalışıyor. 

Ağustosta yapılan bir çalışmada bugünkü Panama hastalığına yol açan varyantın, 20. yüzyıldakinden evrimleşmediği bulunmuştu. 

Bilim insanları, hastalığın arkasındaki mekanizmayı artık daha iyi anladıkları için tedavi umudu doğduğunu düşünüyor.

ABD merkezli muz üreticisi Chiquita Brands International ise araştırma şirketi KeyGene, Musaradix adlı girişim ve Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi'yle işbirliği içinde yürütülen projede, Yelloway 1 adlı yeni bir muz türü geliştirdiğini geçen ay duyurmuştu. 

İki hastalığa da dirençli bu bitkinin serada yetiştirildiği ancak henüz mevye vermediği aktarılmıştı. 

Bu yılın sonunda Filipinler'e ekilmesi planlanan Yelloway 1 bitkileri, daha sonra Cavendish muzlarıyla çiftleştirilecek. Bu sayede hem tadı ve görüntüsü halihazırda satılan muzlara benzeyen hem de hastalığa dirençli meyveler üretilmesi amaçlanıyor. 

Chiquita Sürdürülebilirlik Direktörü Peter Stedman şöye diyor:

Birkaç yıl içinde muzunuzda herhangi bir değişiklik görmezseniz, harika bir iş çıkardık demektir. 

Avustralya'daki Queensland Üniversitesi'nden araştırmacılar ise yabani bir muz bitkisinden bir geni Cavendish'e yerleştirerek Panama hastalığına dirençli, genetiği değiştirilmiş bir muz geliştirdi.

Meyvenin tadı ve görüntüsünün aynı kalması beklense de genetiğinin değiştirilmiş olması endişe yaratıyor. 

Halk, genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı temkinli davranırken, Avrupa gibi bölgelerde bu ürünlerle ilgili katı düzenlemeler olması engel teşkil ediyor.

Queensland Üniversitesi'nden Andre Drenth "Orada öylece duruyor. Belki yurtdışından birileri almak isteyebilir" diyerek ekliyor:

Bir pazarlama sorunu var, yasal bir sorun var ama teknik bir sorun yok.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Popular Science, Nature Microbiology