Mısırlı eski bakan, "mumya laneti" söylentilerine açıklık getirdi

"Laneti" kaldırmak için havalandırmak şart

Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (AFP)
Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (AFP)
TT

Mısırlı eski bakan, "mumya laneti" söylentilerine açıklık getirdi

Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (AFP)
Tutankamon, Mısır'ın Krallar Vadisi'ndeki mezarında yüzünde altın bir maskeyle yatıyor (AFP)

Mısırlı arkeolog ve eski Tarihi Eserler Bakanı Zahi Havas, "mumya lanetinin" asıl gerekçesini açıkladı.

Havas, ortada herhangi bir lanet bulunmadığını ve basit enfeksiyonların ölüme neden olduğunu söyledi.

Sözde lanet ayrım yapmıyor

Antik Mısır'da yaşamış bir kişinin mumyalanmış bedenini rahatsız edenlerin üstüne, Firavunların lanetinin salınacağına inanılıyor.

İddiaya göre bu lanet, arkeologlar ya da hırsızlar arasında ayrım da yapmıyor.

Firavunların lanetinin kötü şans, hastalık ve hatta ölüme bile yol açtığı iddia ediliyor.

Özellikle bu lanetin MÖ 1332 ila 1323'te hüküm sürmüş çocuk firavun Tutankamon'un 1922'de açılan mezarıyla ilgili olduğunun da altı çiziliyor.

Fakat bunların hepsi şehir efsanesi.

Hangi ölümler örnek olarak gösterildi?

Kazıyla ilişkili isimlerin farklı zamanlarda beklenmedik şekilde ölümleri, lanet söylentilerinin abartılmasına neden oldu.

1922'de Krallar Vadisi'nde Tutankamon'un bozulmamış mezarını ortaya çıkaran Britanyalı arkeolog Howard Carter'ın kanaryasını aynı gün yılan yedi.

Kazıyı finanse eden George Herbert 5 Nisan 1923'te bir sivrisinek ısırığı sonucu enfekte olduğu için öldü.

1923'te mezarı gördükten sonra kazıların Amerikalı sponsoru George Jay Gould zatürreden öldü.

Diğerleri arasında Londra'da mumyanın röntgenini çeken Archibald Douglass Reid ve 1935'te Mısır'a yaptığı son geziden sonra enfeksiyondan ölen Amerikalı arkeolog James Henry Breasted yer aldı.

Arkeolog Carter da hemen sonra olmasa bile 17 yıl sonra Hodgkin hastalığından hayatını kaybetti.

Lanetle ilişkilendirilen çeşitli araba kazaları, çatışma, yangın, intihar gibi vakalar da basında geniş yer bulmuştu. 

Tutankamon'un Krallar Vadisi'nde üstü örtülmüş mumyası (Reuters)
Tutankamon'un Krallar Vadisi'nde üstü örtülmüş mumyası (Reuters)

Öte yandan çok sayıda Mısırlı işçi de kazılarda yer almıştı. Fakat hem Carter'ın onları çok anmaması hem de Batı basınının pek yer vermemesi nedeniyle hastalıkları ve ölümleri nadiren duyuldu.

"Acele etmemek gerekiyor"

Havas, beklenmedik ölümlerin lanetle değil, yalnızca bilimle açıklanabileceğini söylüyor:

Bir mezarda mumya varsa, bu mumyada görülemeyen mikroplar vardır.

Arkeologların eskiden alelacele mezarlıklara girdiğini söyleyen Havas, gerekli önlemleri almadıkları için mikroplara maruz kaldıklarını ve ardından öldüklerini söyledi.

Yakın zamanda kendisinin de dahil olduğu bir keşif çalışmasından örnek veren Havas, şunları söyledi:

İki hafta önce yerin yaklaşık 18 metre altında, 25 ton ağırlığında kilitli bir lahit keşfettim. İki işçi daha sonra benim için kapağı açtı. Açtıklarında, kötü hava çıkıp temizi girene kadar yarım saat kadar havalandırdım. Firavunların laneti bu.

Lanetin eski mikroplardan kaynaklandığının altını çizen Havas, Tutankamon'un mezarı keşfedildiğinde haberlerin telif haklarının London Times'a verildiğini hatırlattı.

Havas bu nedenle diğer kuruluşlardaki muhabirlerin farklı bir şeyler yazamadığını söyledi. Bu durum, lanet söylentilerinin daha çok kişi tarafından dillendirilmesine neden olmuştu. 

Independent Türkçe



Yapay zekanın "düşüncelerini" açığa çıkaran elektronik dil geliştirildi

Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)
Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)
TT

Yapay zekanın "düşüncelerini" açığa çıkaran elektronik dil geliştirildi

Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)
Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)

Bilim insanları farklı tatları insandan daha iyi ayırt edebilen elektronik bir dil geliştirdi.

ABD'deki Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden bir ekip, grafen bazlı cihazın kimyasal ve çevresel değişikliklerin tespitinde "devrim yaratma" potansiyeline sahip olduğunu iddia ederken bu, tıbbi teşhislerden yiyeceklerin bozulduğunu tespit etmeye kadar her türlü alanda kullanılabilir.

Yeni teknoloji ayrıca yapay zekanın "içsel düşünceleri" hakkında benzersiz bir içgörü sunuyor. Kara kutu sorunu denen bir durum nedeniyle bu alan bugüne kadar büyük ölçüde karanlıkta kalmıştı.

Ekip, sinir ağının çeşitli süt, kahve ve gazlı içecek türleri arasındaki farkları belirlerken nihai karara varma yolu üzerinde tersine mühendislik yaparak bunu başardı.

Bu süreç araştırmacıların "sinir ağının karar verme sürecine ışık tutmasını" sağlarken, bunun daha iyi bir yapay zeka güvenliği ve gelişimine yol açabileceğini öne sürüyorlar.

Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nde mühendislik bilimi ve mekanik profesörü Saptarshi Das, "Yapay bir dil yapmaya çalışıyoruz fakat farklı yiyecekleri deneyimleme sürecimize sadece dil dahil olmuyor" diyor.

Elimizde, gıda türleriyle etkileşime girerek bilgileri biyolojik sinir ağı olan tat alma korteksine gönderen tat reseptörlerinden oluşan dilin kendisi var.

Elektronik dil tarafından kullanılan sinir ağı, insan seçimi parametrelere kıyasla en az yüzde 95 daha yüksek bir tat alma doğruluğuna ulaşmayı başardı.

Araştırmacılar, Shapley eklemeli açıklamalar adlı bir yöntem kullanarak sinir ağının karar verme sürecini derinlemesine inceledi.

Sinir ağı farklı tatları değerlendirirken, insan tarafından atanan parametreleri tek tek incelemek yerine, en önemli olduğunu belirlediği verileri dikkate aldı.

Profesör Das, "Ağın verilerdeki daha ince özelliklere, biz insanların düzgün bir şekilde tanımlamakta zorlandığımız şeylere baktığını gördük" diyor.

Ve sinir ağı, sensör özelliklerini bütünsel olarak değerlendirdiği için günden güne meydana gelebilecek değişiklikleri azaltıyor. Süt örneğinde, sinir ağı sütün değişen su içeriğini saptayarak bu bağlamda herhangi bir bozulma göstergesinin, gıda güvenliği sorunu olarak değerlendirilecek kadar anlamlı olup olmadığını belirleyebilir.

Araştırma, hakemli dergi Nature'da yayımlanan "Robust chemical analysis with graphene chemosensors and machine learning" (Grafen kemosensörler ve makine öğrenimiyle güçlü kimyasal analiz) başlıklı çalışmada detaylandırılıyor.

Independent Türkçe