Epson, Şarku’l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu: ‘Sürdürülebilirliği sağlamak ve atıkları azaltmak için aylık abonelik sistemiyle mürekkep sağlayacağız’

Micro-Piezo teknolojisi, daha temiz ve enerji açısından daha verimli bir yaklaşım için baskı mekanizmasının içinde ısı olmadan çalışıyor. (Shutterstock)
Micro-Piezo teknolojisi, daha temiz ve enerji açısından daha verimli bir yaklaşım için baskı mekanizmasının içinde ısı olmadan çalışıyor. (Shutterstock)
TT

Epson, Şarku’l Avsat'a özel açıklamalarda bulundu: ‘Sürdürülebilirliği sağlamak ve atıkları azaltmak için aylık abonelik sistemiyle mürekkep sağlayacağız’

Micro-Piezo teknolojisi, daha temiz ve enerji açısından daha verimli bir yaklaşım için baskı mekanizmasının içinde ısı olmadan çalışıyor. (Shutterstock)
Micro-Piezo teknolojisi, daha temiz ve enerji açısından daha verimli bir yaklaşım için baskı mekanizmasının içinde ısı olmadan çalışıyor. (Shutterstock)

Çevresel zorluklara ilişkin artan farkındalık, teknoloji ve inovasyon sektörünü sürdürülebilir çözümlere yönelik artan talebe uyum sağlamaya zorluyor. Baskı teknolojisi, daha az enerji tüketerek, atıkları ve çevresel etkileri azaltarak bu trendi yönlendiren birçok inovasyon alanından biri konumunda.

Geleneksel mürekkep püskürtmeli yazıcılar mürekkebi ısıtmak için önemli ölçüde enerji gerektirdiğinden, baskı endüstrisi önemli çevresel sorunlar yaratıyor. Kullanılmış mürekkep kartuşlarının atılması da elektronik atıklara sebep oluyor.

Epson da dahil olmak üzere birçok uluslararası şirket, iklim değişikliği ve kaynakların korunmasıyla ilgili artan küresel endişeler göz önüne alındığında, bu zorlukların üstesinden gelmeye çalışıyor.

Fotoğraf Altı: Epson: Araştırma ve geliştirmeye günde 14,1 milyon euro harcıyor ve sürdürülebilir teknolojiye 700 milyon euronun üzerinde yatırım yapıyoruz. (Shutterstock)
Epson: Araştırma ve geliştirmeye günde 14,1 milyon euro harcıyor ve sürdürülebilir teknolojiye 700 milyon euronun üzerinde yatırım yapıyoruz. (Shutterstock)

Yenilikçi ‘Mikro Piezo’ teknolojisi

Epson'un patentli ‘Micro Piezo’ teknolojisi, baskı teknolojisinde sürdürülebilirliğe yönelik önemli sıçramalardan birini teşkil ediyor.

Epson Orta Doğu ve Afrika Başkan Yardımcısı Neil Colquhoun, Dubai'den Şarku’l Avsat'a verdiği özel röportajda şunları söyledi:

"Mürekkebi ısıtmaya dayanan geleneksel inkjet yazıcıların aksine, Micro Piezo teknolojisi baskı kafasının içinde ısı olmadan çalışıyor. Bu, baskıyı daha temiz ve daha verimli hale getiren önemli bir değişimi temsil ediyor."

EcoTank teknolojisi ile atıkların azaltılması

Baskıda sürdürülebilirliğin bir diğer önemli yönü de atıkların azaltılması. Epson'un EcoTank teknolojisi, geleneksel mürekkep kartuşlarına bir alternatif sunarak bu zorluğu ele alıyor.

Colquhoun konuya ilişkin açıklamasında standart yazıcılar genellikle sık sık değiştirilmesi gereken yazıcı kartuşlarına dayanırken, Epson'un ‘EcoTank’ yazıcılarının 79 mürekkep kartuşuna eşdeğer mürekkep tanklarıyla donatıldığını, böylece ambalaj atıklarını ve nakliye emisyonlarını azalttığını söyledi.

Mürekkep için abonelik sistemi

Neil Colquhoun, EcoTank teknolojisini kullanarak satış yapma yönteminin satışları azaltmaya ve para kazanmaya yol açıp açmayacağına ilişkin soruya yanıt olarak, buna yardımcı olan şeyin, ‘Epson’ şirketi ile aralarında devam eden ilişki sonucunda tüketicinin ihtiyaç duyduğu mürekkep miktarlarını tahmin etme yeteneği olduğunu söyledi.

Tüketicinin tüketimine bağlı olarak her dönem ihtiyacı olan mürekkep miktarını alacağı bir ‘abonelik’ sistemi getirmeyi planladıklarını da sözlerine ekledi.

Colquhoun, Epson Ready Print adı verilen bu sistemin şu an birçok Avrupa ve Amerika ülkesinde onaylandığını ve önümüzdeki yıllarda Ortadoğu bölgesine de tanıtılacağını açıkladı.

Yazıcının ömrünü uzatın

Yenilikçi mürekkep teknolojisiyle atıkları azaltmak çok önemli olsa da Epson, elektronik atık sorununu doğrudan ele almak için de çalışıyor.

Geleneksel yazıcılar genellikle sınırlı bir kullanım ömrüne sahip ve bozulduklarında atılıyor ve değiştiriliyor. Colquhoun, Epson'un ürünlerinin ömrünü uzatmak için satış sonrası hizmetleri ve yazıcı modernizasyon seçeneklerini aktif olarak araştırdığını söyledi.

Sürdürülebilirlik ve Vizyon 2030

Baskı teknolojisinde sürdürülebilirlik, dünyanın dört bir yanındaki ülkelerin iddialı sürdürülebilirlik hedefleri belirlemesiyle bireysel tüketicilerin ötesine geçiyor ve Suudi Arabistan bu konuda ön saflarda yer alıyor. Suudi Arabistan, Vizyon 2030 kapsamında, çevresel etkilerini ve enerji tüketimini azaltmanın yollarını bulmaya çalışıyor.

Colquhoun, Epson'un sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığının bu hedeflerle tamamen uyumlu olduğunu söyledi. Epson'un yenilikçi teknolojilerinin yalnızca enerji tüketimini azaltmakla kalmadığını, aynı zamanda işletme maliyetlerinin düşürülmesine de katkıda bulunduğunu kaydetti.

Belge yönetimi ve tarama

Baskıda sürdürülebilirlik sadece baskı sürecinin kendisiyle ilgili değil, aynı zamanda etkili belge yönetimi ve ofis dijitalleştirmesi şirketlerin çevresel ayak izini azaltmada oldukça önemli bir rol oynuyor.

Birinci sınıf tarama çözümleri minimum elektrik tüketiyor; Epson'un geçtiğimiz eylül ayında piyasaya sürdüğü bazı modeller bekleme modunda 3 watt'ın biraz üzerinde güç kullanıyor.

Colquhoun konuya dair şunları söyledi:

"Şirket bu tarayıcıların üretiminde yüzde 30'a varan oranda geri dönüştürülmüş plastik kullanıyor ve bu da sürdürülebilirlik konusundaki kararlılığını ve kağıt kullanımını ve atıkları azaltmak için ofis işlemlerini dijitalleştirme yönündeki daha geniş eğilimi yansıtıyor.

Fotoğraf Altı: Epson: Teknolojilerimiz yalnızca enerji tüketimini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda işletme maliyetlerinin düşürülmesine de katkıda bulunuyor. (Shutterstock)
Epson: Teknolojilerimiz yalnızca enerji tüketimini azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda işletme maliyetlerinin düşürülmesine de katkıda bulunuyor. (Shutterstock)

İklim değişikliği karşısında iyimserlik

Epson İklim Gerçekliği Barometresi, KİK ülkeleri ile Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde dikkate değer düzeyde bir iyimserlik olduğunu ortaya koydu. Örneğin, Suudi Arabistan'da katılımcıların yüzde 79 gibi şaşırtıcı bir oranı, yaşamları boyunca bir iklim felaketinin önlenebileceği konusunda iyimser olduklarını ifade etti.

Bu oran yüzde 47 olan küresel ortalamanın çok üzerinde. Mısır, Suudi Arabistan, Hindistan ve Kenya'nın ardından, araştırmaya dahil edilen 39 pazar arasında iyimserlik açısından (yüzde 69) en büyük pazarlar arasında dördüncü sırada yer alıyor.

Anket, insanların iklim değişikliğiyle mücadelede şirketlerin oynamasını bekledikleri rolü vurguluyor.

KİK katılımcıları, şirketlerin çevre teknolojilerine yatırım yaparak büyük bir fark yaratabileceğine inanıyor. Suudi Arabistan'da bu oran yüzde 49.

Ürün ve malzemelerin geri dönüşümü ve yeniden kullanımının iyileştirilmesi de Suudi katılımcıların yüzde 39'unun vurguladığı gibi oldukça önemli görülüyor.



Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
TT

Konakçılarını "dehşet verici" bir şekilde öldüren arı türü keşfedildi

Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)
Syntretus perlmani larvası, günlerce yaşadığı konağın karnından çıkıyor (Matthew Ballinger)

Kurbanlarını "dehşet verici" bir yolla öldüren bir yaban arısı türü keşfedildi. Meyve sineklerinin içine bıraktıkları larvalar büyüyerek sineğin karnını patlatıyor. 

Parazitoid yaban arıları, genellikle yumurtalarını henüz gelişim aşamasındaki sineklere bırakıyor. Bu dönemde konakçıların daha savunmasız olması arıların işini kolaylaştırıyor. 

Yumurtadan çıkan arılar, gelişimi devam eden sineklerin içinde büyüyerek onları içeriden yiyor. Sinekler genellikle yetişkinliğe varmadan ölüyor.

Fakat araştırmacılar ilk defa yetişkin sinekleri hedef alan bir parazitoid yaban arısı türü tespit etti. 

Mississippi Eyalet Üniversitesi'nden doktora öğrencisi Logan Moore, bahçesinden topladığı meyve sineklerinin karnında, bilinmeyen bir türde yaban arısı larvası olduğunu gördü. 

Moore ve ekip arkadaşları, Syntretus perlmani adı verdikleri türün gelişim süreçlerini laboratuvar ortamında inceledi. 

Bulgularını önde gelen hakemli dergi Nature'da 11 Eylül'de yayımlayan ekip, arının iğnesiyle yetişkin meyve sineklerinin karnına yumurtasını bıraktığını kaydetti. 

Daha sonra yumurtanın larvaya dönüşerek sineğin karnında 18 gün kaldığı ve konakçısının karnını patlatarak onu terk ettiği gözlemlendi.

Ardından birkaç saat ortalıkta gezinen arı, koza evresine geçerek 23 günün ardından yetişkin olarak kozadan çıktı.

Moore, "Sineğin yan tarafından dışarı çıkıyor" diyerek ekliyor: 

Ve durumu daha dehşet verici kılan şey de sineğin genellikle bundan sonraki birkaç saat boyunca canlı kalması.

Yeni bulunan yaban arısının, dünyanın en yaygın sinek türlerinden meyve sineğini (Drosophila melanogaster) hedef alması bilim insanlarını şaşkına çevirdi. Araştırmacılar, böyle bir keşfin nasıl şimdiye kadar yapılmadığını anlamaya çalışıyor. 

Moore, "Belki de bu kadar uzun süre keşfedilmemesinin nedeni, kimsenin bunu beklememesiydi" ifadelerini kullanıyor.

Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)
Sinekler, larva vücuttan ayrıldıktan sonra genelde bir süre daha yaşıyor (Matthew Ballinger)

Bilim insanları laboratuvar testlerinde Syntretus perlmani'nin, Drosophila cinsindeki başka sinekleri de konakçı olarak seçtiğini gözlemledi.

Makalenin ortak yazarı Matthew Ballinger "Sinekleri hedef alan bilinen tüm parazitoid yaban arıları olgunlaşmamış yaşam evrelerindeki sineklere saldırır ve onun içinde gelişir" diyor: 

Drosophila ve diğer sinekleri hedef alan parazitoid yaban arıları hakkında 200 yıldır araştırmalar yürütülmesine rağmen, bugüne kadar yetişkinlere saldıran bir türe hiç rastlamamıştık.

Araştırmacılar Syntretus perlmani'nin, yetişkin sinekleri konakçı haline getirecek şekilde nasıl evrimleştiğini bulmayı amaçlıyor. 

Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)
Ekip, Syntretus perlmani'nin ABD'nin doğu kısmında geniş bir yaşam alanına yayıldığını söylüyor (Matthew Ballinger)

Ballinger "Yeni tür hakkında daha fazla bilgi edinmek için sabırsızlanıyoruz" diyerek ekliyor: 

Umarız diğer araştırmacılar da önümüzdeki yıllarda kendi projelerine başlayarak bu türün enfeksiyon biyolojisini, ekolojisini ve evrimini daha iyi anlamaya çalışır.

Independent Türkçe, Popular Science, Live Science, Nature