Güneş'te 60 Dünya büyüklüğünde delik açıldı

Doğrudan gezegenimize bakıyor

Güneş rüzgarları, görseldeki karanlık bölgeden oklar yönünde hareket ederek uzaya savruluyor (NASA)
Güneş rüzgarları, görseldeki karanlık bölgeden oklar yönünde hareket ederek uzaya savruluyor (NASA)
TT

Güneş'te 60 Dünya büyüklüğünde delik açıldı

Güneş rüzgarları, görseldeki karanlık bölgeden oklar yönünde hareket ederek uzaya savruluyor (NASA)
Güneş rüzgarları, görseldeki karanlık bölgeden oklar yönünde hareket ederek uzaya savruluyor (NASA)

Güneş'in yüzeyinde muazzam büyüklükte karanlık bir delik açıldı ve doğrudan Dünya'ya doğru radyoaktif dalgalar yayıyor.

Bilim insanlarının hesaplamalarına göre, deliğin boyutu 60 Dünya'ya denk. Bu dev boşluk, benzeri görülmemiş özelliklerden biri.

Koronal delik olarak bilinen dev karanlık bölge, 2 Aralık'ta yıldızın ekvatorunun yakınında şekillendi ve 24 saat içinde yaklaşık 800 bin kilometre genişliğe ulaştı.

Spaceweather.com'a göre, karanlık boşluk 4 Aralık'tan beri doğrudan Dünya'yı işaret ediyor.

Bu geçici delikler, Güneş'teki manyetizmanın aniden değişmesiyle meydana geliyor ve yıldızın üst yüzeyindeki radyoaktif plazmanın uzay boşluğuna fırlatılmasına neden oluyor.

Bu da radyoaktif plazma parçacıklarının uzayda yol alarak Dünya'ya ulaşmasına neden oluyor. Bu durumda parçacıklar Güneş fırtınası adını alıyor.

Güneş lekesinden farkı ne?

Koronal delikler çevredeki plazmadan daha soğuk ve daha az yoğun oldukları için koyu lekeler halinde görünüyor.

Güneş lekeleri de aynı sebeple daha koyu. Ancak Güneş lekelerinden farklı olarak koronal delikler, sadece ultraviyole ışıkta gözlemlenebiliyor.

Uzmanlara göre, koronal deliklerden gelen radyasyon akımları lekelerden kaynaklanan plazma dalgalarından çok daha hızlı.

Martta ortaya çıkan, Güneş'te bundan önce gözlemlenmiş son koronal delik, Dünya'da son yılların en güçlü jeomanyetik fırtınasına neden olmuştu.

Yeni deliğin yıldızda ne kadar süre kalacağı bilinmiyor. Ancak önceki koronal deliklerin 27 günden daha uzun süre dayandığı görülmüştü.

Güneş'teki aktivite şiddetleniyor

Bilim insanları, Güneş'teki patlamaların birkaç yıl içinde giderek artacağını ve zirve noktasına ulaşacağını belirtiyor. Çünkü Güneş, şu anda hareketli bir evrede.

Yıldız her 11 yılda bir, sakin veya fırtınalı geçen bir döngüsünü tamamlıyor ve yenisini başlatıyor. Güneş'in 2019'da 25. döngüsüne girdiği biliniyor. Bu döngülerden sakin olanına, yani yıldızdaki patlamaların ve lekelerin minimum seviyeye indiği dönemlere "solar minimum" adı veriliyor.

Güneş lekelerinin arttığı ve patlamaların sıklaştığı evrelerse "solar maksimum" diye adlandırılıyor.

NASA'ya göre yıldız, şu anda hareketli bir dönemden geçiyor. Bu yüzden Güneş'te bu tür dev lekelerin oluşması beklenen bir durum.

Bilim insanları 2025'te solar maksimum evresi zirve noktasına ulaştığında Güneş'teki lekelerin sayısının 115'e çıkabileceğini söylüyordu.

Ancak leke sayısı şimdiden bu rakamı geçti.

Verilere göre Güneş, sadece haziranda 60'tan fazla leke üretti. Bu 20 yılı aşkın süredir en yüksek sayı.

Gökbilimciler buradan hareketle Güneş'in bu döngüsünün beklenenden hareketli geçeceğine inanıyor.

Independent Türkçe



DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
TT

DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)

Genetik analizler, 19. yüzyılda insanları yiyerek nam salan Tsavo aslanlarının menüsünde başka ne olduğunu ortaya koydu.

1898'de Kenya'daki Tsavo Nehri üzerine bir demiryolu köprüsü inşa eden Britanya'nın projesinde çalışan işçiler, aylarca iki aslanın saldırısına uğramıştı. 

"Tsavo insan yiyicileri" diye bilinen yelesiz iki aslanın, 9 aylık bir süre boyunca en az 35 kişiyi yediği tahmin ediliyor. 

9 aylık dönem içinde bir süre ara verilen çalışmalar, demiryolu projesini yürüten Britanya Ordusu yarbayı John Henry Patterson'ın iki aslanı öldürmesiyle kaldığı yerden devam etmişti. 

Aslanların cesedinden kilim yapılmış ve nihayetinde bunlar ABD'deki Field Doğa Tarihi Müzesi tarafından alınmıştı. Kilimlerin yanı sıra iki kafatası da müzenin koleksiyonuna katılmıştı. 

Daha önce iki hayvan üzerinde yapılan çalışmalarda, dişlerinde sıkıntı yaşayan aslanların diğer avlara göre daha rahat çiğnendiği için insanlara saldırdığı öne sürülmüştü. 

Current Biology adlı hakemli dergide dün (11 Ekim) yayımlanan araştırmada, Tsavo aslanlarının başka neler yediği tespit edildi.

Hayvanların kırık dişlerinde kalan kıl örnekleri üzerinde genetik analizler yürüten ekibe liderlik eden Dr. Alida de Flamingh "Dişteki oyukları, jeologların toprağı incelemesi gibi inceledik" diyerek ekliyor:

Farklı katmanlardaki kılları analiz ederek bu aslanların yaşamları boyunca nasıl beslendiği hakkında fikir ediniyoruz.

Araştırmacılar kıllardaki mitokondriyal DNA'yı analiz ederek iki aslanın, insanların yanı sıra zürafa, oriks, zebra, Afrika antilobu ve Kobus ellipsiprymnus adlı bir antilop türünü yediğini kaydetti. 

Bilim insanları aslanların dişinde özellikle Afrika antilobunun kalıntılarına rastlayınca şoke oldu. O zamanlar Tsavo bölgesinde bu hayvanın pek görülmediğini söyleyen araştırmacılar, aslanların 90 kilometre kadar yol kat etmiş olması gerektiğini belirtiyor.

Illinois Üniversitesi'nden Dr. Alida de Flamingh ya aslanların sanılandan daha uzağa gittiğini ya da Afrika antilobunun bölgede daha yaygın olduğunu ifade ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca aslanların Afrika mandası yediğine dair bir kanıt bulamadı. Bugün bölgede yaşayan aslanlar bu hayvanlarla beslendiği için beklenmedik olan bu durumun bulaşıcı bir hastalıkla açıklanabilir.

Aslanların yaşadığı dönemde bölgede yayılan sığır vebası, Afrika mandası popülasyonunda da ciddi düşüşe yol açmıştı.

İki hayvanın insanları avlamaya başlamasının bu salgından kaynaklandığını düşünen uzmanlar da var. 

Bilim insanları yeni çalışmada iki aslanın kardeş olduğu teorisini de doğruladı. 

Dişlerde bulunan insan örneklerini daha detaylı incelemeyi planlayan ekip, bu sayede aslanların onları ne zaman yemeye başladığını daha net saptamayı umuyor.

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Current Biology