Gizemli mağarada tarih öncesi "zaman kapsülü" keşfedildi

Projeye öncülük eden Kantabria Üniversitesi'nden tarih öncesi araştırma ekibi, mağaranın "dünyadaki en iyi korunmuş Paleolitik yerleşim alanlarından biri" olduğunu söyledi

Arkeologlar, 16 bin 800 yıl önce inşa edildiği düşünülen tarihöncesi bir mağara yerleşimi keşfetti (Kantabria Üniversitesi)
Arkeologlar, 16 bin 800 yıl önce inşa edildiği düşünülen tarihöncesi bir mağara yerleşimi keşfetti (Kantabria Üniversitesi)
TT

Gizemli mağarada tarih öncesi "zaman kapsülü" keşfedildi

Arkeologlar, 16 bin 800 yıl önce inşa edildiği düşünülen tarihöncesi bir mağara yerleşimi keşfetti (Kantabria Üniversitesi)
Arkeologlar, 16 bin 800 yıl önce inşa edildiği düşünülen tarihöncesi bir mağara yerleşimi keşfetti (Kantabria Üniversitesi)

Arkeologlar, 16 bin 800 yıl önce inşa edildiği düşünülen tarih öncesi bir mağara yerleşimi buldu.

Keşif İspanya'nın, daha önce duvarlarında bulunan sanat eserleriyle ünlenen Kantabria bölgesindeki La Garma mağaralarında yapıldı.

Projeye öncülük eden Kantabria Üniversitesi'nden tarih öncesi araştırma ekibi, bunun "dünyadaki en iyi korunmuş Paleolitik yerleşim alanlarından biri" olduğunu söyledi.

Ev, taş bloklarla birlikte "çubuk ve derilerden" oluşan yapılar bulunan yaklaşık 5 metrekarelik oval alan diye tanımlanıyor.

Araştırmacılar, mekanın ortasında küçük bir kamp ateşi olduğunu ve bu ateşte pek çok günlük işin yapıldığını düşünüyor.

Keşif sırasında yerleşim alanı (Kantabria Hükümeti)
Keşif sırasında yerleşim alanı (Kantabria Hükümeti)

Alanı bir grup Magdalenian avcı ve toplayıcının paylaştığına inanan araştırmacılar, yerleşim alanında geyik, at ve bizon kemiklerinin yanı sıra 600 parça çakmaktaşı, iğne ve deniz yumuşakçalarının kabukları da dahil 6 bin 614 nesneyi belgeledi.

Keşfedilenler arasında araştırmacıların, yerleşim sakinlerinin takı olarak kullandığını düşündükleri süslü bir kemik ve birkaç kolye de vardı.

Disiplinlerarası ekip 3D haritalama, toprak analizi ve radyokarbon tarihlendirme gibi invazif olmayan teknikler de dahil yenilikçi metodolojiler kullandı ve araştırma iki yıl boyunca aralıksız sürdürüldü.

Yaşam alanının belgelenmesi iki yıllık aralıksız bir çalışma gerektirdi ve yakında yapının bir kopyası Puente Viesgo civarındaki Kaya Sanatı Merkezi'nde sergilenecek.

La Garma mağaraları uzun zamandır arkeolojik ilgi odağı olmuştu. Şimdiye kadar mağara kompleksinin 5 katı keşfedildi ve insan faaliyetlerinin 300 bin yılı aşkın bir süreye uzandığına dair kanıtlarını korumakta.

Yerel yönetim, mağaranın esas girişinin yaklaşık 16 bin yıl önce heyelanla kapanmasıyla içindeki kalıntıları koruduğu için burayı "zaman kapsülü" diye tanımlıyor.

UNESCO dünya mirası alanı olan bu yer ayrıca binlerce fosile ve 35 bin yıl öncesine kadar uzanan bir kaya sanatı koleksiyonuna ev sahipliği yapıyor.

Independent Türkçe



Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
TT

Çığır açıcı gen tedavisi, işitme kaybını tek dozla düzeltti

Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor
Araştırmacı, sağırlığa yönelik bu tür bir tedavinin "sadece başlangıç" olduğunu söylüyor

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, çığır açan bir gen tedavisi tek bir enjeksiyonla insanlardaki işitme kaybını birkaç hafta içinde tersine çevirebiliyor.

İsveç'in Karolinska Enstitüsü'nden araştırmacılar son teknoloji tedavinin, doğuştan sağırlığı veya ileri derecede işitme bozukluğu olan çocuk ve yetişkinlerin işitme yetisini iyileştirdiğini ve klinik bir deneyde 7 yaşındaki bir çocuğun duyma becerisini neredeyse tamamen geri kazandığını açıkladı.

Hakemli dergi Nature Medicine'da detaylandırılan klinik çalışma, OTOF geninin sağlıklı bir kopyasının iç kulağa enjekte edilmesiyle 10 katılımcının tümünün işitmesinin gelişme gösterdiğini ortaya koydu.

Küçük ölçekli deney, OTOF adı verilen bir gendeki mutasyonlar sonucu genetik sağırlık veya ileri seviye işitme bozukluğundan muzdarip kişileri içeriyordu.

Bu mutasyonlar, ses sinyallerinin kulaktan beyne iletilmesinde kilit rol oynayan otoferlin proteininin eksikliğine neden oluyor.

Araştırmacılar tedavinin en çok çocuklarda işe yaradığını belirtse de yetişkinlere de fayda sağlayabileceğini söylüyor.

Deneyde adeno ilişkili virüsün sentetik ve zararsız bir versiyonu kullanılarak düzgün işleyen bir OTOF geni tek bir enjeksiyonla iç kulağa verildi.

Tedavinin etkileri hastaların çoğunda belirgin biçimde görülürken, işitme yetisi sadece bir ay sonra hızla iyileşti.

Araştırmacılar 6 ay sonra tüm katılımcılarda işitmede önemli ölçüde iyileşme kaydedildiğini ve algılanabilir ortalama ses seviyesinin 106 desibelden 52 desibele düştüğünü belirtiyor.

Çalışmada tedaviye en iyi yanıt verenlerin 5 ila 8 yaşındakiler olduğu tespit edildi.

7 yaşındaki bir kız çocuğu işitme yetisini neredeyse tamamen hızla geri kazandı ve 4 ay sonra annesiyle günlük konuşmalar yapabilmeye başladı.

Karolinska Enstitüsü'nden çalışmanın ortak yazarı Maoli Duan, "Bu yöntem ilk kez ergenler ve yetişkinlerde test edildi" diyor.

Katılımcıların çoğunda işitme duyusunun büyük ölçüde iyileşmesi, yaşam kaliteleri üzerinde derin bir etki yaratabilir. Şimdi bu etkinin ne kadar kalıcı olduğunu görmek için bu hastaları takip edeceğiz.

Araştırmacılar ayrıca tedavinin güvenli olduğunu ve iyi tolere edildiğini de saptadı. Katılımcılar 6-12 aylık takip süresinde herhangi bir ciddi yan etki bildirmedi.

En yaygın reaksiyon, bir tür akyuvar olan bağışıklık sistemi nötrofillerinin sayısındaki azalmaydı.

"OTOF sadece başlangıç" diyen Dr. Duan, araştırmacıların GJB2 ve TMC1 gibi diğer yaygın sağırlık genleri üzerinde de çalıştığını ekliyor.

Bunların tedavisi daha karmaşık ancak bugüne kadarki hayvan deneyleri umut verici sonuçlar ortaya koyuyor. Farklı genetik sağırlık türlerinden muzdarip hastaların bir gün tedavi görebileceğine güvenimiz tam.

Independent Türkçe, independent.co.uk/news