Japonya, Dünya'nın yörüngesindeki asteroidi saptıracak uzay aracı teknolojisini test ediyor

Hayabusa2, yörüngesi Dünya'nınkiyle kesişen ve hızla dönen 1998 KY26 asteroidinin yakınından uçacak

(Jaxa)
(Jaxa)
TT

Japonya, Dünya'nın yörüngesindeki asteroidi saptıracak uzay aracı teknolojisini test ediyor

(Jaxa)
(Jaxa)

Japonya'nın Jaxaspace ajansının, Hayabusa2 uzay aracını, Dünya'ya doğru ilerleyen ve hızla hareket eden bir asteroidi durdurup saptırabileceğini kanıtlamak üzere yeniden kullanmak için testler planladığı bildiriliyor.

2014'te fırlatılan Hayabusa2 uzay aracı, 2018'de Dünya'dan 300 milyon kilometre uzaklıktaki Ryugu diye de adlandırılan 1999 JU3 asteroidine iki kez iniş yapmıştı.

Yaklaşık 18 ay boyunca göktaşını inceleyen uzay aracı, aynı zamanda asteroidin yüzeyine mermi fırlatmış ve saçılan örnekleri toplayarak 2020'de Avustralya'nın taşrasına bırakılmak üzere bir kapsül içinde Dünya'ya indirmişti.

Bilim insanları asteroidin bileşimi hakkında bilgi edinmek üzere uzay aracının gönderdiği örnekleri incelemeye hâlâ devam ediyor.

Bu arada Hayabusa2 halihazırda 2026'ya kadar uzatılmış görevinde; yaklaşık 500 metre çapında ve Dünya'dan 12 milyon kilometre uzakta olan 2001 CC21 asteroidine doğru uçuyor.

Jaxa'ya göre Hayabusa2'nin 2031'de, yörüngesi Dünya'nın yörüngesiyle kesişen ve hızla dönen okul otobüsü büyüklüğündeki 1998 KY26 asteroidinin yakınından uçması planlanıyor.

SCMP'ye göre Jaxa, "'Küçük ve hızlı' özelliği asteroidin yüzeyinin yakınında çok özel bir fiziksel ortam yaratıyor çünkü dönüşten kaynaklanan merkezkaç kuvveti asteroidin yerçekimini aşıyor" dedi.

Jaxa bu asteroidi incelemeyi umuyor çünkü bu büyüklükteki göktaşları her 100 ila bin yılda bir Dünya'yla çarpışıyor ve ciddi derecede hasara neden olabiliyor.

Jaxa, bu iki uçuş görevinde de testlerin, bir uzay aracını bir asteroide çarptırmak için gereken teknolojinin eşdeğerini göstereceğini umuyor.

Japon uzay ajansı yaptığı açıklamada, "Bu tür bir teknoloji, yörüngesini ayarlamak üzere uzay aracını asteroitle çarpıştırmak için gereken teknolojiye eşdeğerdir, bu da uçuş görevini gezegensel savunmaya da katkıda bulunabilecek bir görev haline getiriyor" dedi.

Hayabusa2 esasen asteroit buluşması için üretildiği ve asteroitlerin yüksek bağıl hızlardaki geçişini uzaktan gözlemlemeyi içeren uçuş görevleri için tasarlanmadığından, bu özellikle zorlayıcı olacak.

Jaxa, örneğin 2026 görevinde 2001 CC21 asteroidiyle Hayabusa2'nin birbirlerinin yanından 5 kilometre/saniye (18 bin kilometre/saat) gibi son derece yüksek bir hızla geçeceğini söyledi.

NASA, bir asteroitle uzay aracını çarpıştırmanın göktaşının yörüngesini değiştirebileceğini zaten göstermişti.

Kasım 2021'de fırlatılan Dart yani Çift Asteroit Yönlendirme Testi, Dimorphos asteroidini hedef almak için aylar süren bir yolculuk yapmış ve geçen yıl eylülde saatte 14.400 mil (yaklaşık 23 bin kilometre) hızla ona çarpmıştı.

NASA'nın testi, kinetik çarpıştırma tekniğinin bir gün Dünya'yı tehdit edebilecek asteroitleri saptırma potansiyelini ortaya koydu.

Gökbilimciler ayrıca asteroitleri Dünya'yla çarpışma rotasından uzaklaştırmak için üzerlerinde nükleer düzenekler patlatmanın yollarını araştırıyor.

Jaxa'nın yakında gerçekleşecek denemesi, gezegensel savunmaya katkıda bulunmak üzere bu deneylere eklenebilir.

Independent Türkçe



DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
TT

DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)

Genetik analizler, 19. yüzyılda insanları yiyerek nam salan Tsavo aslanlarının menüsünde başka ne olduğunu ortaya koydu.

1898'de Kenya'daki Tsavo Nehri üzerine bir demiryolu köprüsü inşa eden Britanya'nın projesinde çalışan işçiler, aylarca iki aslanın saldırısına uğramıştı. 

"Tsavo insan yiyicileri" diye bilinen yelesiz iki aslanın, 9 aylık bir süre boyunca en az 35 kişiyi yediği tahmin ediliyor. 

9 aylık dönem içinde bir süre ara verilen çalışmalar, demiryolu projesini yürüten Britanya Ordusu yarbayı John Henry Patterson'ın iki aslanı öldürmesiyle kaldığı yerden devam etmişti. 

Aslanların cesedinden kilim yapılmış ve nihayetinde bunlar ABD'deki Field Doğa Tarihi Müzesi tarafından alınmıştı. Kilimlerin yanı sıra iki kafatası da müzenin koleksiyonuna katılmıştı. 

Daha önce iki hayvan üzerinde yapılan çalışmalarda, dişlerinde sıkıntı yaşayan aslanların diğer avlara göre daha rahat çiğnendiği için insanlara saldırdığı öne sürülmüştü. 

Current Biology adlı hakemli dergide dün (11 Ekim) yayımlanan araştırmada, Tsavo aslanlarının başka neler yediği tespit edildi.

Hayvanların kırık dişlerinde kalan kıl örnekleri üzerinde genetik analizler yürüten ekibe liderlik eden Dr. Alida de Flamingh "Dişteki oyukları, jeologların toprağı incelemesi gibi inceledik" diyerek ekliyor:

Farklı katmanlardaki kılları analiz ederek bu aslanların yaşamları boyunca nasıl beslendiği hakkında fikir ediniyoruz.

Araştırmacılar kıllardaki mitokondriyal DNA'yı analiz ederek iki aslanın, insanların yanı sıra zürafa, oriks, zebra, Afrika antilobu ve Kobus ellipsiprymnus adlı bir antilop türünü yediğini kaydetti. 

Bilim insanları aslanların dişinde özellikle Afrika antilobunun kalıntılarına rastlayınca şoke oldu. O zamanlar Tsavo bölgesinde bu hayvanın pek görülmediğini söyleyen araştırmacılar, aslanların 90 kilometre kadar yol kat etmiş olması gerektiğini belirtiyor.

Illinois Üniversitesi'nden Dr. Alida de Flamingh ya aslanların sanılandan daha uzağa gittiğini ya da Afrika antilobunun bölgede daha yaygın olduğunu ifade ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca aslanların Afrika mandası yediğine dair bir kanıt bulamadı. Bugün bölgede yaşayan aslanlar bu hayvanlarla beslendiği için beklenmedik olan bu durumun bulaşıcı bir hastalıkla açıklanabilir.

Aslanların yaşadığı dönemde bölgede yayılan sığır vebası, Afrika mandası popülasyonunda da ciddi düşüşe yol açmıştı.

İki hayvanın insanları avlamaya başlamasının bu salgından kaynaklandığını düşünen uzmanlar da var. 

Bilim insanları yeni çalışmada iki aslanın kardeş olduğu teorisini de doğruladı. 

Dişlerde bulunan insan örneklerini daha detaylı incelemeyi planlayan ekip, bu sayede aslanların onları ne zaman yemeye başladığını daha net saptamayı umuyor.

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Current Biology