OpenAI hızla büyüyor

OpenAI", sürekli büyüme ve GPT-5 gibi yeniliklerin beklentisiyle gelirlerinde artış elde etti. (AP)
OpenAI", sürekli büyüme ve GPT-5 gibi yeniliklerin beklentisiyle gelirlerinde artış elde etti. (AP)
TT

OpenAI hızla büyüyor

OpenAI", sürekli büyüme ve GPT-5 gibi yeniliklerin beklentisiyle gelirlerinde artış elde etti. (AP)
OpenAI", sürekli büyüme ve GPT-5 gibi yeniliklerin beklentisiyle gelirlerinde artış elde etti. (AP)

Hızlı değişimler ve sürekli inovasyonlara tanık olunan günümüzde OpenAI, yapay zeka alanında lider şirketlerden biri olarak öne çıkıyor. İnanılmaz finansal başarılar elde ediyor ve gelirdeki büyük sıçramalarla beklentileri aşıyor. Şimdi gelin OpenAI'ın son dönemdeki başarı yolculuğuna, bu büyümenin ardındaki etkenlere ve şirketin gelecek beklentilerine bakalım…

Kayıplardan rekor kârlara

OpenAI kısa süre içinde, 2022 yılında ciddi mali kayıplar yaşayan bir şirketten 1,6 milyar doları aşan gelire sahip bir kuruluşa dönüştü. Bu dramatik dönüşüm, şirketin yapay zeka teknolojilerine yönelik artan talebi karşılama ve yenilik yapma konusundaki olağanüstü yeteneğini yansıtıyor.

ChatGPT Plus'ın lansmanı: Bir dönüm noktası

ChatGPT Plus olarak bilinen ChatGPT'nin ücretli sürümünün Şubat 2023'te piyasaya sürülmesi önemli bir dönüm noktası oldu. Bu lansman sadece gelirleri önemli ölçüde artırmakla kalmadı, aynı zamanda OpenAI’ın gelişmiş yapay zeka çözümlerinin lider sağlayıcısı olarak konumunu da güçlendirdi.

Yatırımlar ve değerlemeler: Geleceğe güvenle bakmak

Şarku’l Avsat’ın edindiği bilgilere göre önemli bir finansal başarı elde eden OpenAI, şu an 100 milyar dolara varan bir değerleme üzerinden yeni finansman sağlamaya çalışıyor. Bu meblağ sadece mevcut başarının kanıtı değil, aynı zamanda yatırımcıların şirketin büyüme ve sürekli yenilik yapma yeteneğine olan büyük güvenini de yansıtıyor.

Büyümeyi etkileyen faktörler

-Sürekli yenilik: GPT-5 ve ötesi. Sürekli yenilik yapma yeteneği OpenAI'ın başarısının arkasındaki ana faktörlerden biri. Şirket, GPT-5'in geliştirildiğinin duyurulmasıyla birlikte teknolojinin ön saflarında yer alma ve daha gelişmiş ve etkili ürünler sunma konusundaki kararlılığını ortaya koyuyor.

- Artan talep: Bu, büyüme için bir teşvik niteliğinde. İster şirketlerden ister bireylerden gelsin, yapay zekaya yönelik artan talep OpenAI'ın büyümesinde önemli bir itici güç. Yapay zekanın sunduğu faydalar ve potansiyel hakkında farkındalık genişledikçe, bu talebin de büyümeye devam etmesi bekleniyor.

Gelecek beklentileri: Yeni ufuklara doğru

Şimdiye kadar elde ettiği başarıya bakılırsa OpenAI'ın gelecekteki beklentileri parlak görünüyor. Bazı yöneticiler, şirketin yıllık yinelenen gelirinin yıl sonuna kadar neredeyse dört katına çıkmasını bekliyor ve beş milyar dolara ulaşabileceğini öne sürüyor.

İnovasyon ve genişleme: sürekli başarının anahtarı

Bu ivmeyi korumak için OpenAI'ın tekliflerini genişletmeye ve yapay zeka alanında yeni alanlar keşfetmeye devam etmesi bekleniyor. Sürekli inovasyon ve stratejik genişleme yoluyla şirket, bu gelişen alanda küresel bir lider olarak konumunu güçlendirebilir.



Kuyudan çıkan insan kemikleri, 800 yıllık destandaki olayı doğruladı

Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
TT

Kuyudan çıkan insan kemikleri, 800 yıllık destandaki olayı doğruladı

Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)

Norveç'teki bir kuyuda bulunan insan kemiklerinin, 800 yıllık bir destanda adı geçen bir kişiye ait olduğu saptandı. Yeni çalışma, suyu kirletmek için kuyuya atıldığı söylenen adam hakkında beklenmedik bir gerçeği ortaya çıkardı. 

1184'ten 1202'ye kadar bugünkü Norveç'in büyük bir kısmına hükmeden Kral Sverre Sigurdsson'un hayatını anlatan Sverris Destanı'nda ülkenin iç kesimindeki bir kaleye yapılan baskından söz ediliyor. 

Kralın, Roma Katolik Kilisesi'yle bağlantılı karşıtları olan Bagler grubu, Sverresborg Kalesi'ne 1197'de düzenledikleri baskında evleri yakıp yıkıyor ve bölgenin sularını zehirlemek için ölü bir adamı kuyuya atıyor. Destana göre daha sonra kuyu taşlarla dolduruluyor. 

Özellikle kralın gözetiminde yazılmasından dolayı uzmanlar bu destanın ne kadar güvenilir olduğundan emin değildi. 

Fakat hakemli dergi iScience'ta dün (25 Ekim) yayımlanan çalışma, en azından "Kuyudaki Adam" hikayesinin doğru olduğuna işaret ediyor. 

Arkeologlar 1938'de Sverresborg Kalesi harabelerinde terk edilmiş bir kuyuda, büyük taşların altında insan kemikleri bulmuştu. Ancak bilimsel araştırma tekniklerinin yetersiz kalmasından dolayı kemiklerin detaylıca incelenmesi mümkün olmamıştı. 

2014 ve 2016'daki kazılardaysa adamın sol elinin parçaları ve bedeninden koparılmış kafatası çıkarılmıştı.

Bilim insanları yeni çalışmada genom dizileme ve radyokarbon tarihleme yönteminden yararlanarak Kuyudaki Adam'ın gizemini aydınlattı.
 

Araştırmacılar, adamın kafatasındaki darbelere dayanarak kuyuya atılmadan önce ciddi seviyede yaralandığını tahmin ediyor (Åge Hojem/NTNU Üniversite Müzesi)Araştırmacılar, adamın kafatasındaki darbelere dayanarak kuyuya atılmadan önce ciddi seviyede yaralandığını tahmin ediyor (Åge Hojem/NTNU Üniversite Müzesi)

Analizler, kemiklerin yaklaşık 800 yıl önce yaşayan ve 30-40 yaşlarında ölen bir erkeğe ait olduğunu ortaya koydu. 

Ekip, bu tarihin destandaki zamanlamayla örtüşmesinden dolayı kemiklerin baskını düzenleyenler tarafından kuyuya atılan adama ait olduğunu söylüyor. 

Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Dr. Michael Martin, "İlk kez bir Norveç destanında anlatılan bir kişinin ya da karakterin kalıntılarının sahibi kesin bir şekilde tespit edildi" diyerek ekliyor: 

Bu aynı zamanda bir Ortaçağ metninde adı geçen belirli bir kişinin tüm genom dizisini elde ettiğimiz en eski vaka.

Bilim insanlarının yaptığı DNA analizi, Kuyudaki Adam'ın mavi gözlü, açık tenli, sarışın veya açık kahverengi saçlı olduğuna işaret ediyor. Bu pek ilginç olmasa da genetik bilgilerinin Norveç'in güneyindeki kişilerle yakından eşleşmesi araştırmacıları şoke etti. 

Daha önce kuyuya atılan kişinin baskına uğrayan iç kesimden biri olduğu düşünülüyordu. Ancak saldırıyı düzenleyen Bagler grubunun güneyli olması bu teoriye şüphe düşürüyor.

Dr. Martin "Hepimiz için en büyük sürpriz, Kuyudaki Adam'ın yerel halktan gelmemesi; aksine soyunun Norveç'in güneyindeki belirli bir bölgeye dayanmasıydı" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da kuşatma ordusunun kendi ölülerinden birini kuyuya attığına işaret ediyor. 

Norveç'teki Stavanger Üniversitesi'nden arkeolog ve tarihçi Roderick Dale, yer almadığı çalışmanın destanda anlatılan olayları doğruluyor gibi göründüğünü söylüyor. Ancak Dale bu tür destanların "tarihten çok propagandaya" daha yakın olduğunu ekliyor:

Bu nedenle günümüzdeki bir politikacının otobiyografisine yaklaştığımız şekilde yaklaşabiliriz. Yazarın yaşamı boyunca meydana gelen tarihi olayları ele almasına rağmen kendi başına bir tarih değil.

Independent Türkçe, CNN, New York Times, Live Science, iScience