FOO Genel Müdürü Cihad er-Ris, Şarku’l Avsat'a konuştu: ‘Dijital cüzdanların birbirine bağlı bir finansal teknoloji sistemine ihtiyacı var’

Cihad er-Ris: Bölgede finansal teknolojinin geleceği dinamik ve dönüştürücü.

Dijital cüzdan uygulamaları işletmeler, bankalar ve tüccarlar için müşteri deneyimini geliştirmek, gelir artışını desteklemek ve finansal katılımı iyileştirmek için güçlü araçlar olarak ortaya çıkıyor. (Shutterstock)
Dijital cüzdan uygulamaları işletmeler, bankalar ve tüccarlar için müşteri deneyimini geliştirmek, gelir artışını desteklemek ve finansal katılımı iyileştirmek için güçlü araçlar olarak ortaya çıkıyor. (Shutterstock)
TT

FOO Genel Müdürü Cihad er-Ris, Şarku’l Avsat'a konuştu: ‘Dijital cüzdanların birbirine bağlı bir finansal teknoloji sistemine ihtiyacı var’

Dijital cüzdan uygulamaları işletmeler, bankalar ve tüccarlar için müşteri deneyimini geliştirmek, gelir artışını desteklemek ve finansal katılımı iyileştirmek için güçlü araçlar olarak ortaya çıkıyor. (Shutterstock)
Dijital cüzdan uygulamaları işletmeler, bankalar ve tüccarlar için müşteri deneyimini geliştirmek, gelir artışını desteklemek ve finansal katılımı iyileştirmek için güçlü araçlar olarak ortaya çıkıyor. (Shutterstock)

Ortadoğu bölgesi, teknolojik ilerleme ve yenilikçi finansal çözümlere yönelik artan talebin etkisiyle bankacılık sektöründe köklü bir dönüşüme tanıklık ediyor. Bu finansal gelişmenin merkezinde yer alan birçok devrim niteliğindeki teknoloji arasında ‘tokenizasyon’ süreci, oyunun kurallarını değiştirebilecek bir faktör olarak öne çıkıyor. Bu dönüşüm sadece bankaların çalışma şeklini yeniden şekillendirmekle kalmadı, aynı zamanda müşteriler için bankacılık deneyiminde de devrim yarattı.

FOO'nun kurucu ortağı ve genel müdürü er-Ris, Şarku’l Avsat'a verdiği özel röportajda tokenizasyon sürecinin finans sektöründe, özellikle de dijital cüzdanlar alanında likiditenin artırılması, erişilebilirliğin iyileştirilmesi ve maliyetlerin azaltılması gibi çeşitli avantajlar sunduğunu söyledi. “Müşteriler açısından tokenizasyon, mobil dijital cüzdanlarını kullanan müşterilerin kolayca varlık satın almaları ve kartlarını yönetmeleri için daha iyi bir deneyim sağlıyor’ dedi.

Fotoğraf Altı: Cihad er-Ris: Bölgede finansal teknolojinin geleceği dinamik ve dönüştürücü dijital cüzdanların çalışmasında kodlamanın rolü büyük. (Şarku’l Avsat)
Cihad er-Ris: Bölgede finansal teknolojinin geleceği dinamik ve dönüştürücü dijital cüzdanların çalışmasında kodlamanın rolü büyük. (Şarku’l Avsat)

Dijital cüzdanların yaygınlaşması

Dijital cüzdan uygulamaları, işletmeler, bankalar ve tüccarlar için müşteri deneyimini geliştirmek, gelir artışını desteklemek ve yoksul ve düşük gelirli insanlar da dahil olmak üzere herkes için temel finansal hizmetlerin kullanılabilirliği olan finansal katılımı iyileştirmek için güçlü araçlar olarak ortaya çıkıyor. Bu uygulamalar müşterilere akıllı telefonlarından ödeme yapma, finansal konuları yönetme ve hizmetlere erişme kolaylığı sağlıyor. Dijital cüzdan sayesinde müşteriler ödeme bilgilerini güvenli bir şekilde saklayabiliyor; bu da banka kartı veya nakit taşıma ihtiyacını azaltıyor.

Peki ya güvenlik bileşeni?

Er-Ris, güvenliğe ilişkin şu açıklamada bulundu:

“Bir dijital cüzdanı hacklemek birden fazla varlığı ele geçirmek anlamına geldiğinden güvenlik, dijital cüzdanların karşılaştığı en önemli zorluklardan biridir. Ayrıca, cihazdaki herhangi bir teknik arıza sorun yaratabilir veya pil bitebilir, bu da ödeme yeteneğimizi kaybetmemize neden olabilir. Örnek olarak (Apple Pay) tüketicinin finansal davranışını görebildiği için gizlilik faktöründen bahsetmiyorum bile."

Aralarında er-Ris'in de bulunduğu pek çok uzman, dijital kimliklerin ve finansal işlemlerin siber tehditlerden korunmasının önemine ilişkin farkındalığın arttığını kabul ediyor. Hükümetler, finans kurumları ve şirketler siber güvenliği arttırmak için çeşitli tedbirler uyguluyor. Hükümetler ayrıca bu endişeleri gidermek için düzenleyici çerçeveler geliştiriyor ve hayata geçiriyor. Güvenlik çerçeveleri genellikle dijital kimliklerin ve finansal işlemlerin güvenliğini sağlamaya yönelik kılavuz ilkeleri ve standartları içeriyor. Birçok Ortadoğu ülkesi de siber güvenliği arttırmak için, finansal sistemler ve dijital kimliklerin ve finansal işlemlerin güvenliğini arttırmak için şifreleme dahil olmak üzere kritik altyapıyı korumak için çok çeşitli önlemler içeren ulusal stratejiler geliştirdi.

Fotoğraf Altı: Hükümetler ve finans kurumları siber saldırı endişelerini gidermek için düzenleyici çerçeveler geliştiriyor ve uyguluyor. (Shutterstock)
Hükümetler ve finans kurumları siber saldırı endişelerini gidermek için düzenleyici çerçeveler geliştiriyor ve uyguluyor. (Shutterstock)

Hızlı teknik değişikliklere uyum sağlama

Ortadoğu'daki bankalar büyük ölçüde mobil bankacılık uygulaması geliştirmeye odaklanıyor. Kullanımı kolay ve rahat ve erişilebilir finansal hizmetlere yönelik artan talebi karşılıyor. Bu uygulamalar genellikle mobil ödemeler, hesap yönetimi ve gerçek zamanlı işlem takibi gibi özellikler sunuyor. Uygulama programlama arayüzü (API) sağlayan açık bankacılık hizmetlerine de vurgu yapılıyor; böylece üçüncü taraf sağlayıcılar veya fintech şirketleri varlıkları entegre edebiliyor.

Ancak bazı ülkelerde banka hesabı açmak için hala kağıt imza gerekiyor; bu da tam dijital rehabilitasyonun bazı durumlarda hala mümkün olmadığı anlamına geliyor. Er-Ris konuya dair şunları söyledi:

"Merkez bankaları ve düzenleyicilerin yeni girişimi, gerekli düzenleyici çerçeveyi sağlamayı ve bankalara dijital doğrulama ve dijital cüzdan gibi özellikler sunmalarını sağlamak için yeni hizmetler sunmayı amaçlıyor. Dijital para birimini etkinleştirerek ve yerel bankalarda kullanımı için pratik çözümler sunarak merkez bankalarına entegre çözümler sağlamaya katkıda bulunuyor.”

Gelecek beklentileri

Er-Ris, Ortadoğu'da fintech ve dijital bankacılığın geleceğini ‘dinamik ve dönüştürücü; teknolojik ilerlemeler, düzenleyici gelişmeler ve değişen tüketici davranışlarının bir sonucu’ olarak tanımlıyor.

Fotoğraf Altı: Cihad er-Ris: Tokenizasyon süreci finans sektöründe çeşitli avantajlar sunuyor. (Shutterstock)
Cihad er-Ris: Tokenizasyon süreci finans sektöründe çeşitli avantajlar sunuyor. (Shutterstock)

Er-Ris sözlerine şöyle devam etti:

“Geleneksel finans kurumları ve finansal teknoloji şirketleri arasındaki iş birliğini geliştiren açık bankacılık girişimlerinin yaygınlaşmasıyla birlikte önümüzdeki on yıl içinde birçok trend genel manzarayı değiştirebilir. Bu, ‘daha birbirine bağlı bir finansal ekosisteme yol açabilir. Bu sayede müşterilerin açık API'ler aracılığıyla çeşitli hizmet sağlayıcılardan çok çeşitli hizmetlere erişmesi sağlanır. Güvenli ve şeffaf işlemler gerçekleştirme olasılığı nedeniyle blok zinciri teknolojisi ve dijital para birimlerinin benimsenmesinin artmasın bekliyorum. Bölgedeki merkez bankaları merkez bankası dijital para birimlerini (CBDC'ler) keşfedebilir veya uygulayabilir. Bu da ödeme sistemlerinde ve sınır ötesi işlemlerde değişikliklere yol açar."

Er-Ris, Foo'nun danışmanlık rolü oynadığını ve her müşterinin özel gereksinimlerini karşılamak üzere bir araya getirilebilen hassas dijital hizmetler üzerine inşa edilmiş programlar aracılığıyla açık bankacılık hizmetleri üzerinde kontrol sağladığını belirtiyor. Biyometrik kimlik doğrulama ve çok faktörlü kimlik doğrulama gibi gelişmiş dijital kimlik çözümlerinin uygulanmasının güvenliği önemli ölçüde artırması ve kullanıcı deneyimini basitleştirmesi beklendiğinden, bankaların gelişmekte olan teknolojilere odaklanmasının önemini vurguluyor. Bu, kimlik hırsızlığını önlemek ve yalnızca yetkili kullanıcıların finansal hizmetlere erişimini sağlamak için kritik önem taşıyor.

Er-Ris açıklamalarının sonunda, düzenleyici teknoloji (RegTech) alanında bankaların gelişmelere uyum sağlamasına ve uyum süreçlerini kolaylaştırmasına yardımcı olacak çözümler olduğunu belirtti. Bu da mali suç riskini azaltıyor. Otomatik uyum izleme, kara para aklamayı önleme (AML) çözümleri ve dolandırıcılık tespit araçları, güçlü bir düzenleyici teknoloji çerçevesinin önemli bir parçasını teşkil ediyor.



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news