Yüzgeci kopan köpekbalığının son hali bilim insanlarını şaşırttı

Sırt yüzgecinin yüzde 20'si yırtılmıştı

Bilim insanları, sırt yüzgecinin iyileşme sürecini fotoğrafladı (Josh Schellenberg ve John Moore / Miami Üniversitesi)
Bilim insanları, sırt yüzgecinin iyileşme sürecini fotoğrafladı (Josh Schellenberg ve John Moore / Miami Üniversitesi)
TT

Yüzgeci kopan köpekbalığının son hali bilim insanlarını şaşırttı

Bilim insanları, sırt yüzgecinin iyileşme sürecini fotoğrafladı (Josh Schellenberg ve John Moore / Miami Üniversitesi)
Bilim insanları, sırt yüzgecinin iyileşme sürecini fotoğrafladı (Josh Schellenberg ve John Moore / Miami Üniversitesi)

Karayip resif köpekbalığının (Carcharhinus falciformis) yırtılan yüzgecinin bir yıl sonra yerine gelmesi bilim insanlarını şaşırttı. 

ABD'nin Florida eyaleti açıklarındaki beyaz köpekbalığının yüzgecinin iyileşerek neredeyse eski biçimine döndüğü yaklaşık bir yıllık süreç, araştırmacılar tarafından fotoğraflandı. 

Araştırmacılar, önceden üzerine etiket takılmış sırt yüzgecinin hasar aldığını ilk kez Temmuz 2022'de görüntülemişti. Yüzgecin yaklaşık yüzde 20'si parçalanmıştı. 

Bilim insanları, hayvanın balıkçılar tarafından yanlışlıkla yakalandığını, avcıların da yüzgeci keserek etiketi çıkardığını düşünüyor. 

Miami Üniversitesi'nden Chelsea Black, köpekbalığının hayatta kalmasına şaşırdıklarını belirterek, ilk görüntülemeden 332 gün sonra, hasar görmüş sırt yüzgecinin yaklaşık yüzde 87'sinin tekrar yerine geldiğini söyledi.

Ancak bilim insanları, sürecin nasıl işlediğini henüz tam anlamıyla çözemedi. Araştırmacılar, iyileşmenin yüzgeçte yeni bir dokunun ortaya çıkmasıyla ya da yaralı kısmın zaman içinde küçülerek kapanmasıyla gerçekleşmiş olabileceğini düşünüyor.

Black, iyileşen kısımlardaki dokunun daha koyu renkte olduğunu belirterek, yüzgecin üst kısmıyla alt tarafındaki parçaların birleşip ortada yeni doku yaratma ihtimaline işaret etti. 

Ayrıca bu iyileşen bölgenin, yüzgecin diğer kısımlarındaki gibi kıkırdak yapısına sahip olup olmadığı da bilinmiyor. 

Black bunun, köpekbalıklarının sırt yüzgeçlerinin yeniden iyileştiğinin belgelendiği ikinci çalışma olduğunu söyledi. 

Bilim insanları, 2017'de Massachusetts eyaleti açıklarında yine sırt yüzgeci parçalanmış bir beyaz balinayla karşılaşmıştı. Ancak 2022'de tekrar görüntülenen balığın yüzgecinin iyileştiği görülmüştü. 

Independent Türkçe



Büyük Okyanus'un altında "kayıp dünyalar" keşfedildi

Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)
Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)
TT

Büyük Okyanus'un altında "kayıp dünyalar" keşfedildi

Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)
Araştırmacılar, mantoda bu tür bölgelerin sanılandan daha yaygın olduğunu düşünüyor (ETH Zürih)

Bilim insanları Büyük Okyanus'un altında ve kıtaların içinde açıklayamadıkları yapılar tespit etti.

Tektonik levhalar çarpıştığı zaman biri, diğerinin altına girerek Dünya'nın mantosuna dalıyor. Mantodaki bu yapılar, yitim veya dalma-batma zonu diye adlandırılıyor.

Bilim insanları mantoyu açıp bakmak mümkün olmadığından, bu yapıların yerini ve bileşenlerini saptamak için sismik dalgaların hızından yararlanıyor. 

Genellikle sadece bir tür deprem dalgası incelenirken, ETH Zürih ve Caltech'ten araştırmacılar, yeni çalışmada bütün sarsıntı dalgalarını analiz etti. 

Bulguları hakemli dergi Scientific Reports'ta yayımlanan çalışmayı yürüten ekip, "kayıp dünyalar" dedikleri gizemli yapılarla karşılaştı. Tektonik levha hareketlerinin olmadığı yerlerde yitim zonları saptandı.

Ekibin modeline göre, okyanus tabanlarının altında ve kıtaların içinde yitim zonları var. 

ETH'den Andreas Fichtner, ortak yazarı olduğu çalışma hakkında 7 Ocak'ta yaptığı açıklamada "Bu, bir doktorun onlarca yıl ultrasonla kan dolaşımını inceleyip atardamarı tam olarak beklediği yerde bulmasına benziyor" diyerek ekliyor: 

Daha sonra yeni ve daha iyi bir muayene aracı kullanan doktor, aniden kalçada aslında oraya ait olmayan bir atardamar görüyor. Biz de yeni bulgular karşısında tam olarak böyle hissediyoruz.

Araştırmacılar özellikle Büyük Okyanus'un altındaki bir yitim zonunu ilginç buluyor. Jeolojik açıdan yakın bir dönemde bu bölgede yitim zonları oluşmasının imkansız olduğunu düşünüyorlar.

Makalenin başyazarı Thomas Schouten, "Yaşadığımız ikilem de bu" diyor: 

Yüksek çözünürlüklü yeni modelle, mantonun her yerinde bu tür anomalileri görebiliyoruz. Ancak bunların tam olarak ne olduğunu ya da ortaya çıkardığımız desenleri hangi maddelerin yarattığını bilmiyoruz.

Bu bölgelerde sismik dalgaların farklı şekillerde hareket etmesi, çevredeki kayalardan daha soğuk ve farklı bir bileşime sahip olduklarına işaret ediyor. Araştırmacılar bu gizemli yapıların içeriğini de henüz bilmiyor.

Diğer yandan farklı zamanlarda, farklı süreçler sonucu ortaya çıkmış olmaları muhtemel.

Schouten, "Alt mantodaki anomalilerin çeşitli kökenleri olduğunu düşünüyoruz" diye açıklıyor: 

Yaklaşık 4 milyar yıl önce mantonun oluşumundan beri orada bulunan ve mantodaki konvektif hareketlere rağmen hayatta kalan eski, silika bakımından zengin maddeler veya milyarlarca yıl boyunca manto hareketleri sonucu demir bakımından zengin kayaların biriktiği bölgeler olabilirler.

Araştırmacılar bundan sonraki çalışmalarda sismik dalgaları daha detaylı incelemeyi umuyor. Schouten ayrıca mevcut veriler sadece dalga hızına odaklandığı için gelecekteki çalışmaların kıymetli veriler sunmasını umuyor:

Farklı dalga türlerinde gözlemlenen hızı üretebilecek farklı malzeme parametrelerini hesaplamamız gerekiyor. Esasen, dalga hızının arkasındaki malzeme özelliklerine daha derinlemesine dalmak zorundayız.

Independent Türkçe, IFLScience, Debrief, Scientific Reports, ETH Zürih