Bill Gates, yapay zekanın dünyayı nasıl değiştireceğini açıkladı

"5 yılı var"

Ünlü Amerikalı milyarder Bill Gates (Reuters)
Ünlü Amerikalı milyarder Bill Gates (Reuters)
TT

Bill Gates, yapay zekanın dünyayı nasıl değiştireceğini açıkladı

Ünlü Amerikalı milyarder Bill Gates (Reuters)
Ünlü Amerikalı milyarder Bill Gates (Reuters)

Microsoft'un kurucu ortağı Bill Gates, yapay zekanın 5 yıl içinde herkesin hayatını nasıl değiştireceğini açıkladı.

Gates, ABD'nin tanınmış medya kuruluşlarından CNN'e verdiği röpotajda, yapay zekanın gelişimiyle farklı sektörlerde yeni iş imkanları oluşacağını belirtti.

IMF Başkanı Kristalina Georgieva, pazartesi günkü açıklamasında, yapay zekanın "genel eşitsizliği daha da kötüleştireceğini" söylemiş, teknolojinin dünya çapındaki tüm işlerin yaklaşık yüzde 40'ını etkileyeceğini bildirmişti.

Gates, insanlık tarihinde her devrimci teknolojinin ilk başta korku yarattığına dikkat çekerek, şunları söyledi:

1900'lerde tarımda yaşanan gelişmelerin ardından 'İnsanlar ne yapacak şimdi?' denmişti. Aslında birçok yeni iş kategorisi yaratıldı ve herkesin çiftçilikle uğraştığı zamanlardan çok daha iyi durumdayız. Yapay zekada da aynısı olacak.

Amerikalı milyarder, yapay zekanın çok fazla yeni donanımı gerektirmediğine işaret ederek, bu teknolojilere akıllı telefonlar ve internet üzerinden kolayca ulaşılacağını belirtti.

OpenAI'ın ünlü sohbet botu ChatGPT'de kaydedilen gelişmelerin de çok önemli olduğunu vurgulayan Gates, bu yapay zeka destekli yazılımın yakında öğretmenlik yapabileceğini ve sağlık sektörüne destek sağlayabileceğini söyledi. Microsoft'un OpenAI ile yaklaşık 10 milyar dolarlık ortaklığı var.

68 yaşındaki teknoloji milyarderi, Gates Vakfı'nın bu geçiş sürecinin yoksul ülkelere gecikmeden ulaşmasını sağlamayı hedeflediğini belirterek, "Ne de olsa doktor ve öğretmen açığı Afrika'da Batı'ya kıyasla çok daha ciddi boyutlarda" dedi.

140 milyar dolar servete sahip Gates, söyleşide bunu kaybetmekten korkmadığını ifade ederek, "Kendi harcayabileceğimden çok daha fazla param var" dedi. Gates, yılda 9 milyar doları farklı projelerle değerlendireceğini ve hayır kurumlarına vereceğini, 20 yıl içinde de tüm servetini dağıtmış olacağını söyledi.



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour