Eğriboz'da gizli hazinelerle dolu Antik Yunan tapınağı bulundu

2 bin yıllık tapınağın altın, gümüş ve kehribarla dolu olduğu keşfedildi

2 bin yıllık tapınakta altın, gümüş ve kehribar mücevherler bulundu (Yunanistan Kültür Bakanlığı)
2 bin yıllık tapınakta altın, gümüş ve kehribar mücevherler bulundu (Yunanistan Kültür Bakanlığı)
TT

Eğriboz'da gizli hazinelerle dolu Antik Yunan tapınağı bulundu

2 bin yıllık tapınakta altın, gümüş ve kehribar mücevherler bulundu (Yunanistan Kültür Bakanlığı)
2 bin yıllık tapınakta altın, gümüş ve kehribar mücevherler bulundu (Yunanistan Kültür Bakanlığı)

Arkeologlar Yunanistan'da altın ve mücevherlerle dolu 2 bin yıllık bir tapınağı ortaya çıkardı.

Yunanistan'ın Eğriboz Adası'nda kazı yapılan alanın altın, gümüş ve kehribarla dolu olduğu keşfedildi.

MÖ 7. yüzyıla tarihlenen yaklaşık 30 metrelik yapı, 50 araştırmacıdan oluşan bir ekip tarafından 2023'te ortaya çıkarıldı.

Yunanistan Kültür Bakanlığı şöyle belirtiyor:

Antik tapınağın kazılması çok çeşitli adakları gün ışığına çıkardı: Korint kaymaktaşı, Attika vazoları ve yerel üretim ritüel testilerinin yanı sıra altın, gümüş ve mercan gibi değerli malzemelerden yapılmış mücevherler.

Tapınağın içinde muhtemelen ibadet edenlerin sunak olarak kullandığı bir dizi yapı da keşfedildi.

Eğriboz

(OpenStreetMap)
(OpenStreetMap)

At nalı şeklindeki bir sunak en eşsiz tasarıma sahipti ve kömürleşmiş kemikler bakımından zengin olan kalın kül tabakaları, sürekli kullanıldığını gösteriyordu.

Bakanlık, "Bunlardan bazılarının tapınaktan önceye ait olma ihtimali elenemez" diye ekledi.

At nalı sunağının ilk kullanıldığı katmanda MÖ 8. yüzyılın sonuna tarihlenen çömlekler bulundu.

50 araştırmacıdan oluşan ekibin ortaya çıkardığı tapınakta vazolar da bulundu (Yunanistan Kültür Bakanlığı)
50 araştırmacıdan oluşan ekibin ortaya çıkardığı tapınakta vazolar da bulundu (Yunanistan Kültür Bakanlığı)

Araştırmacılar en eski bölümlerden olduğunu düşündükleri bazı kısımlarda boğa ve koçun betimlendiği, Geometrik Dönem'e ait bronz figürinler keşfetti.

Alan genel olarak tarihin, tapınağın kendisinden bile daha derinlerine uzanırken test kesitleri, MÖ 9. yüzyıla kadar uzanan yapı kalıntılarını gösteriyor.

Açıklamada, "Bu katmanların en eskilerinin araştırılmasına henüz başlanmasına rağmen ilk keşifler, tarikatın köklerinin Miken döneminin sona ermesinden sonraki yüzyıllara dayandığına işaret ediyor" diye belirtildi.

2015'te Yunanistan'ın güneyinde 3 bin 500 yıllık bir savaşçı mezarı bulunmuş ve mezardan som altın yüzükler, incelikle yapılmış kılıçlar, ince dişli fildişi taraklar ve binden fazla değerli taş boncuk çıkmıştı.

Bakanlık bu hazineyi "Kıta Yunanistan'da 65 yıldır keşfedilen en önemli hazine" diye nitelendirmişti.

Independent Türkçe



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news