350 milyon yıllık ağaç fosili bilim insanlarını şaşkına çevirdi

"Dinozorlardan da eski"

Bilim insanları, çalışmanın yapıldığı taş ocağının sahibi Laurie Sanford'un anısına, ağaca "sanfordiacaulis" adını koyduklarını belirtti (Matthew Stimson)
Bilim insanları, çalışmanın yapıldığı taş ocağının sahibi Laurie Sanford'un anısına, ağaca "sanfordiacaulis" adını koyduklarını belirtti (Matthew Stimson)
TT

350 milyon yıllık ağaç fosili bilim insanlarını şaşkına çevirdi

Bilim insanları, çalışmanın yapıldığı taş ocağının sahibi Laurie Sanford'un anısına, ağaca "sanfordiacaulis" adını koyduklarını belirtti (Matthew Stimson)
Bilim insanları, çalışmanın yapıldığı taş ocağının sahibi Laurie Sanford'un anısına, ağaca "sanfordiacaulis" adını koyduklarını belirtti (Matthew Stimson)

Kanada'da keşfedilen ağaç fosili, bilim insanlarını şaşkınlığa uğrattı. 

Ülkenin doğusundaki Yeni Brunswick eyaletinde yer alan Norton şehrindeki bir taş ocağında bulunan fosil, 350 milyon yıl öncesine ait.

Bilim insanları, bu ağacın meydana gelen büyük bir depremle adeta "diri diri gömüldüğünü" söyledi. 

Bilimsel dergi Current Biology'de dün yayımlanan araştırmanın ortak yazarlarından Matthew Stimson, "Deprem olduğunda bu ağaçlar canlıydı. Depremden sonra çok hızlı bir şekilde gölün dibine gömüldüler ve sonra göl normale döndü" dedi.

ABD'deki Colby College'dan jeoloji uzmanı Robert Gastaldo, "zaman kapsülü" diye nitelediği fosillerin dünyanın Paleozoyik dönemdeki oluşumuna dair bilgi sağlayabileceğini belirtti.

Araştırmacılar ağacın üç boyutlu modelini de hazırladı (​​​​​​​Tim Stonesifer)
Araştırmacılar ağacın üç boyutlu modelini de hazırladı (Tim Stonesifer)

251.9 ila 541 milyon yıl önceye denk gelen Paleozoyik dönemde henüz dinozorlar yoktu. Çalışmada yer almayan Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden Peter Wilf, tam bir ağaç fosili bulmanın, bütünlüklü bir dinozor fosili bulmaktan çok daha zor olduğunu söyledi. 

Gastaldo, Latince adı sanfordiacaulis densifolia olan ağacın boyunun yaklaşık 4,5 metre uzunluğunda, taç kısmınınsa yaklaşık 5,5 metre çapında olduğunu belirtti. 

Akademisyen, şimdiye dek Paleozoyik dönemden taç kısmı da muhafaza edilmiş yalnızca 6 ağaç fosilinin bulunduğuna dikkat çekerek keşif karşısında "şaşkına döndüklerini" söyledi.

Fosilde yaptıkları incelemelerde, ağacın palmiyeye benzediğini ve yaklaşık 250 yaprağı olduğunu tahmin ettiklerini belirten bilim insanı, her yaprağın 1,7 metre uzunluğunda olabileceğini ifade etti. 

Araştırmaya katılmayan Kaliforniya Üniversitesi Berkeley'den paleobotani uzmanı Cindy Looy da "Bu ağacın altında dursaydınız, büyük ihtimalle size devasa bir şemsiye gibi görünürdü. Yaprakları neredeyse ışık geçirmezdi. Alışılmadık ve oldukça havalı bir bitki" ifadelerini kullandı.

Independent Türkçe



Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
TT

Mars'ta bir zamanlar kar ve yağmur yağıyormuş

Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)
Bilim insanları Mars'ın yağışları mümkün kılacak bir iklime nasıl sahip olduğunu anlamaya çalışıyor (NASA)

Mars'ta bir zamanlar yağmur ve kar yağdığına dair bulgular ortaya çıktı. 

Bilim insanları Mars'ta bir zamanlar büyük miktarda su bulunduğunu ve çarpıcı yüzey şekillerinin bu şekilde oluştuğunu gösteren kanıtlar keşfediyor. 

Özellikle 4,1 milyar ila 3,7 milyar yıl önce Kızıl Gezegen'de su olduğu üzerinde büyük ölçüde fikir birliği sağlanmış durumda.

Ancak bu suyun nereden geldiği ayrı bir tartışma konusu. Bazı bilim insanları gezegenin her zaman soğuk ve kuru olduğunu, suyu da buz tabakalarının sağladığını savunuyor.

Öte yandan diğer uzmanlar, gezegenin yağışları mümkün kılacak kadar ılıman bir iklime sahip olabileceği ihtimali üzerinde duruyor.

Bilim insanları bu soruya cevap vermek adına gezegenin bugünkü jeolojik yapısının nasıl meydana geldiğini anlamalarını sağlayacak bir bilgisayar modeli kullandı. 

Dünya'da yağışla şekillendiği bilinen bölgelerin Mars'ın bazı kısımlarına benzerliğinden yola çıkan ekip, yerbilimleri için geliştirilmiş bir modelden yararlandı.

Araştırmacılar yağışa dair en güçlü kanıtların bulunduğu ekvator bölgesine odaklanarak Mars arazisinin bir simülasyonunu oluşturdu. Ardından suyun birinde yağış, diğerinde buz tabaklarından geldiği iki ayrı senaryoyu yüzbinlerce yıl boyunca simüle ettiler.

Bulguları hakemli dergi Journal of Geophysical Research: Planets'ta 21 Nisan Pazartesi günü yayımlanan çalışmaya göre iki senaryoda ortaya çok farklı iki gezegen çıktı.

Suyun buzullardan geldiği simülasyonda vadilerin en üst kısımları, buz tabakalarının yakınında, çok yüksek rakımlarda oluştu. Yağış senaryosundaysa su kaynakları çok daha geniş bir alana yayıldı. 

Colorado Boulder Üniversitesi'ne doktorasını tamamlayan Amanda Steckel, liderliğini üstlendiği çalışmayı "Buz tabakalarından gelen su, yalnızca dar bir yükseklik şeridinde vadi oluşumunu başlatıyor" diye açıklıyor: 

Oysa yağışlar geniş bir alana dağılmışsa, her yerde vadi başları oluşabiliyor.

Bilim insanları daha sonra NASA'nın Mars Global Surveyor ve Mars Odyssey araçlarının verilerini, elde ettikleri bulgularla karşılaştırdı. Buz tabakası senaryosu, bugünkü Mars'tan çok farklı bir manzara ortaya çıkarırken, yağış modeli çok daha yakın bir sonuç verdi.

Ekip bu nedenle Kızıl Gezegen'de bir zamanlar kar ve yağmur yağdığından şüpheleniyor. Steckel, "Kesin bir sonuca varmak çok zor" diyerek ekliyor: 

Ancak bu vadilerin çok farklı yüksekliklerde başladığını görüyoruz. Bunu sadece buzla açıklamak zor.

Ancak araştırmacılar, gezegende bu yüzey şekillerini oluşturacak yağışın nasıl gerçekleştiğini henüz bilmiyor.

Bulgular Mars'ın geçmişteki iklimine dair tartışmaya son noktayı koymuyor. Ancak ekip, yeni çalışmanın Dünya'nın geçmişi hakkında da fikir verebileceğini söylüyor.

Makalenin bir diğer yazarı Brian Hynek "Akan suyun yol açtığı erozyon durduğunda Mars adeta zamanda dondu ve muhtemelen 3,5 milyar yıl önceki Dünya'ya çok benziyor" diyor.

Independent Türkçe, Debrief, Phys.org, Journal of Geophysical Research: Planets