Yeni hack, ekran kaydırırken çıkan sesten parmak izini kopyalıyor

PrintListener hack tekniği, kişilerin parmak izlerini akıllı telefonun mikrofonu aracılığıyla çalabiliyor

Araştırmacılar biyometrik güvenlik önlemlerini kırmanın yeni bir yöntemini buldu (Unsplash)
Araştırmacılar biyometrik güvenlik önlemlerini kırmanın yeni bir yöntemini buldu (Unsplash)
TT

Yeni hack, ekran kaydırırken çıkan sesten parmak izini kopyalıyor

Araştırmacılar biyometrik güvenlik önlemlerini kırmanın yeni bir yöntemini buldu (Unsplash)
Araştırmacılar biyometrik güvenlik önlemlerini kırmanın yeni bir yöntemini buldu (Unsplash)

Araştırmacılar, bir kişinin parmak izini dokunmatik ekranı kaydırırken çıkardığı sesten nasıl yeniden oluşturabileceklerini keşfetti.

ABD ve Çin'den bir ekip tarafından yapılan bu keşif, akıllı telefonlardan kapı giriş kilitlerine kadar her şeyde kullanılan biyometrik güvenlik sistemleri üzerinde derin etkilere sahip olabilir.

PrintListener adı verilen teknik, parmağın kabarcıklı çizgilerinin desenini, ekran boyunca kayarken ürettiği akustik sinyaller aracılığıyla yeniden oluşturuyor.

Araştırmacılara göre bilgisayar korsanları akıllı telefondaki mikrofonu kullanarak sesi kaydedebilir ve kurbanın parmak izini çalabilir.

Araştırmacılar bulgularını detaylandırdıkları makalede, "Yaygın kullanımı nedeniyle, parmak izi sızıntısı hassas bilgi hırsızlığına, muazzam ekonomik ve personel kayıplarına ve hatta ulusal güvenliğin potansiyel olarak tehlikeye girmesine yol açabilir" dedi.

PrintListener'ın saldırı senaryosu kapsamlı ve gizlidir. Yalnızca kullanıcıların parmak ucu sürtünme sesini kaydetmesi yeterlidir ve çok sayıda sosyal medya platformundan yararlanılarak başlatılabilir.

PrintListener'ı "gerçekçi senaryolarda" kullanan araştırmacılar, bir kişinin parmak izinin yüzde 27,9 oranında kısmen, yüzde 9,3 oranındaysa tamamen yeniden oluşturulabildi.

Yöntem, ABD'deki Colorado Üniversitesi ve Çin'deki Tsinghua Üniversitesi, Wuhan Üniversitesi ve Huazhong Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden isimlerin yer aldığı ekibin kaleme aldığı "PrintListener: Uncovering the vulnerability of fingerprint authentication via the finger friction sound" (PrintListener: Parmak sürtünme sesi aracılığıyla parmak izi kimlik doğrulamasının güvenlik açığının ortaya çıkarılması) başlıklı araştırma makalesinde detaylandırıldı.

Araştırmacılar, parmak izi kopyalamasına karşı korunmanın muhtemel arasında mobil cihazlarda özel ekran koruyucuların yer aldığını ancak yeni ses analiz tekniklerinin de geliştirilebileceğini belirtti.

Parmak izlerinin çalınmasını önlemek için alınabilecek en iyi önlem, akıllı telefonlar ve ekranlarla etkileşim şeklimizi değiştirmek. Makalede, "Örneğin, kullanıcıların sosyal medya platformlarında sesli ve görüntülü arama yaparken parmaklarını telefon ekranında kaydırmamaya çalışmaması" dendi.

Allied Market Research'ün yakın tarihli raporuna göre, 2022'de 21 milyar dolar olan küresel parmak izi biyometri pazarının 2032'ye kadar yaklaşık 75 milyar dolar değerinde olması bekleniyor.

Raporda ayrıca bu öngörünün "gizlilik ve güvenlikle ilgili operasyonel kaygılardan" etkilenebileceği de kaydedildi.

Independent Türkçe



Yapay zekanın "düşüncelerini" açığa çıkaran elektronik dil geliştirildi

Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)
Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)
TT

Yapay zekanın "düşüncelerini" açığa çıkaran elektronik dil geliştirildi

Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)
Elektronik dil, grafen ve yapay sinir ağı kullanarak farklı tatları algılıyor (Das Lab)

Bilim insanları farklı tatları insandan daha iyi ayırt edebilen elektronik bir dil geliştirdi.

ABD'deki Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nden bir ekip, grafen bazlı cihazın kimyasal ve çevresel değişikliklerin tespitinde "devrim yaratma" potansiyeline sahip olduğunu iddia ederken bu, tıbbi teşhislerden yiyeceklerin bozulduğunu tespit etmeye kadar her türlü alanda kullanılabilir.

Yeni teknoloji ayrıca yapay zekanın "içsel düşünceleri" hakkında benzersiz bir içgörü sunuyor. Kara kutu sorunu denen bir durum nedeniyle bu alan bugüne kadar büyük ölçüde karanlıkta kalmıştı.

Ekip, sinir ağının çeşitli süt, kahve ve gazlı içecek türleri arasındaki farkları belirlerken nihai karara varma yolu üzerinde tersine mühendislik yaparak bunu başardı.

Bu süreç araştırmacıların "sinir ağının karar verme sürecine ışık tutmasını" sağlarken, bunun daha iyi bir yapay zeka güvenliği ve gelişimine yol açabileceğini öne sürüyorlar.

Pensilvanya Eyalet Üniversitesi'nde mühendislik bilimi ve mekanik profesörü Saptarshi Das, "Yapay bir dil yapmaya çalışıyoruz fakat farklı yiyecekleri deneyimleme sürecimize sadece dil dahil olmuyor" diyor.

Elimizde, gıda türleriyle etkileşime girerek bilgileri biyolojik sinir ağı olan tat alma korteksine gönderen tat reseptörlerinden oluşan dilin kendisi var.

Elektronik dil tarafından kullanılan sinir ağı, insan seçimi parametrelere kıyasla en az yüzde 95 daha yüksek bir tat alma doğruluğuna ulaşmayı başardı.

Araştırmacılar, Shapley eklemeli açıklamalar adlı bir yöntem kullanarak sinir ağının karar verme sürecini derinlemesine inceledi.

Sinir ağı farklı tatları değerlendirirken, insan tarafından atanan parametreleri tek tek incelemek yerine, en önemli olduğunu belirlediği verileri dikkate aldı.

Profesör Das, "Ağın verilerdeki daha ince özelliklere, biz insanların düzgün bir şekilde tanımlamakta zorlandığımız şeylere baktığını gördük" diyor.

Ve sinir ağı, sensör özelliklerini bütünsel olarak değerlendirdiği için günden güne meydana gelebilecek değişiklikleri azaltıyor. Süt örneğinde, sinir ağı sütün değişen su içeriğini saptayarak bu bağlamda herhangi bir bozulma göstergesinin, gıda güvenliği sorunu olarak değerlendirilecek kadar anlamlı olup olmadığını belirleyebilir.

Araştırma, hakemli dergi Nature'da yayımlanan "Robust chemical analysis with graphene chemosensors and machine learning" (Grafen kemosensörler ve makine öğrenimiyle güçlü kimyasal analiz) başlıklı çalışmada detaylandırılıyor.

Independent Türkçe