Bilim insanları, 240 milyon yıllık "ejderhanın" bütün haldeki fosilini buldu

Bilim insanları, 240 milyon yıl önceki Geç Triyas (Triassic) döneminden kalan 5 metre uzunluğundaki su sürüngenine ait bütün haldeki fosili keşfetti

(AA)
(AA)
TT

Bilim insanları, 240 milyon yıllık "ejderhanın" bütün haldeki fosilini buldu

(AA)
(AA)

BBC'nin haberine göre, Çin'in güneyindeki antik kireç taşı yatağında gün yüzüne çıkarılan fosil, uzun boynu sebebiyle bilim insanları tarafından "ejderha" olarak anılıyor.

Geç Triyas döneminden bütün halde kalan fosilin, 240 milyon yıl önce yaşayan ve ilk kez 2003'te tanımlanan "Dinocephalosaurus orientalis" türü sürüngene ait olduğu bildirildi.

Araştırmanın uluslararası ekibinde yer alan Dr. Nick Fraser, yeni keşfe ilişkin yaptığı açıklamada, 32 ayrı omura sahip sürüngenin "uzun, esnek ve bükülebilir" boynunun olduğunu söyledi.

Fraser, boyun esnekliğinin 5 metre uzunluğundaki sürüngene su altındaki kayalarda avlanma avantajı sağladığını düşündüklerini kaydetti.

Sahip olduğu yüzgeç benzeri uzuvların, fosilin su sürüngenine ait olduğunu gösterdiğini anlatan Fraser, "Bu ejderhanın boynu, vücuduyla kuyruğunun birleşiminden daha uzun." şeklinde konuştu.

Fraser, "çok garip bir hayvan" diye tanımladığı fosilin anatomisinin ilk kez tam şekilde görülmesinin mümkün olduğunu dile getirdi.

Araştırma, "Earth and Environmental Science: Transactions of the Royal Society of Edinburgh" dergisinde yayımlandı.



DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
TT

DNA analizi, insan yiyen aslanların menüsünü gözler önüne serdi

Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)
Kırık dişlerde aslan kılları da bulundu (Field Doğa Tarihi Müzesi)

Genetik analizler, 19. yüzyılda insanları yiyerek nam salan Tsavo aslanlarının menüsünde başka ne olduğunu ortaya koydu.

1898'de Kenya'daki Tsavo Nehri üzerine bir demiryolu köprüsü inşa eden Britanya'nın projesinde çalışan işçiler, aylarca iki aslanın saldırısına uğramıştı. 

"Tsavo insan yiyicileri" diye bilinen yelesiz iki aslanın, 9 aylık bir süre boyunca en az 35 kişiyi yediği tahmin ediliyor. 

9 aylık dönem içinde bir süre ara verilen çalışmalar, demiryolu projesini yürüten Britanya Ordusu yarbayı John Henry Patterson'ın iki aslanı öldürmesiyle kaldığı yerden devam etmişti. 

Aslanların cesedinden kilim yapılmış ve nihayetinde bunlar ABD'deki Field Doğa Tarihi Müzesi tarafından alınmıştı. Kilimlerin yanı sıra iki kafatası da müzenin koleksiyonuna katılmıştı. 

Daha önce iki hayvan üzerinde yapılan çalışmalarda, dişlerinde sıkıntı yaşayan aslanların diğer avlara göre daha rahat çiğnendiği için insanlara saldırdığı öne sürülmüştü. 

Current Biology adlı hakemli dergide dün (11 Ekim) yayımlanan araştırmada, Tsavo aslanlarının başka neler yediği tespit edildi.

Hayvanların kırık dişlerinde kalan kıl örnekleri üzerinde genetik analizler yürüten ekibe liderlik eden Dr. Alida de Flamingh "Dişteki oyukları, jeologların toprağı incelemesi gibi inceledik" diyerek ekliyor:

Farklı katmanlardaki kılları analiz ederek bu aslanların yaşamları boyunca nasıl beslendiği hakkında fikir ediniyoruz.

Araştırmacılar kıllardaki mitokondriyal DNA'yı analiz ederek iki aslanın, insanların yanı sıra zürafa, oriks, zebra, Afrika antilobu ve Kobus ellipsiprymnus adlı bir antilop türünü yediğini kaydetti. 

Bilim insanları aslanların dişinde özellikle Afrika antilobunun kalıntılarına rastlayınca şoke oldu. O zamanlar Tsavo bölgesinde bu hayvanın pek görülmediğini söyleyen araştırmacılar, aslanların 90 kilometre kadar yol kat etmiş olması gerektiğini belirtiyor.

Illinois Üniversitesi'nden Dr. Alida de Flamingh ya aslanların sanılandan daha uzağa gittiğini ya da Afrika antilobunun bölgede daha yaygın olduğunu ifade ediyor. 

Araştırmacılar ayrıca aslanların Afrika mandası yediğine dair bir kanıt bulamadı. Bugün bölgede yaşayan aslanlar bu hayvanlarla beslendiği için beklenmedik olan bu durumun bulaşıcı bir hastalıkla açıklanabilir.

Aslanların yaşadığı dönemde bölgede yayılan sığır vebası, Afrika mandası popülasyonunda da ciddi düşüşe yol açmıştı.

İki hayvanın insanları avlamaya başlamasının bu salgından kaynaklandığını düşünen uzmanlar da var. 

Bilim insanları yeni çalışmada iki aslanın kardeş olduğu teorisini de doğruladı. 

Dişlerde bulunan insan örneklerini daha detaylı incelemeyi planlayan ekip, bu sayede aslanların onları ne zaman yemeye başladığını daha net saptamayı umuyor.

Independent Türkçe, New York Times, Live Science, Current Biology