Akıllı telefonlarda yapay zeka devri: Geleneksel uygulamalar tarihe karışıyor

Yeni cihazlar, gerileyen telefon endüstrisi için yeni bir yönün habercisi olabilir

Motorola'nın Adaptive Display konseptli telefonu akıllı saat olarak takılabilecek kadar esnek bir yapıya sahip (Motorola/ Lenovo)
Motorola'nın Adaptive Display konseptli telefonu akıllı saat olarak takılabilecek kadar esnek bir yapıya sahip (Motorola/ Lenovo)
TT

Akıllı telefonlarda yapay zeka devri: Geleneksel uygulamalar tarihe karışıyor

Motorola'nın Adaptive Display konseptli telefonu akıllı saat olarak takılabilecek kadar esnek bir yapıya sahip (Motorola/ Lenovo)
Motorola'nın Adaptive Display konseptli telefonu akıllı saat olarak takılabilecek kadar esnek bir yapıya sahip (Motorola/ Lenovo)

Bu hafta dünyanın en büyük telefon konferansında tanıtılan konseptlere göre akıllı telefonların yeni çağı, bileğe sarılabilen cihazların yanı sıra telefonlardaki geleneksel uygulamaların sonunu getirebilir.

Motorola ve Samsung, pazartesi günü Barselona'da düzenlenen Mobil Dünya Kongresi'nde (MWC) akıllı saat olarak da kullanılabilen esnek akıllı telefonlarını tanıtırken, Deutsche Telekom da standart uygulamalar yerine yapay zeka asistanını tercih eden bir telefon tanıttı.

Qualcomm Technologies ve Brain.ai'yla işbirliği içinde çalışan Deutsche Telekom'un "T-phone" cihazı, bir kullanıcının cihazlarıyla etkileşim kurma biçimini yeniden tasarlıyor. Ayrıca şirketin yetkilileri önümüzdeki 10 yıl içinde geleneksel uygulamaların modasının geçeceğini iddia ediyor.

Deutsche Telekom'un CPO'su Jon Abrahamson, "Yapay zeka ve Büyük Dil Modelleri (LLM) yakında mobil cihazların ayrılmaz bir parçası haline gelecek" dedi.

Bunlarla birlikte müşterilerimizin hayatlarını iyileştirecek ve kolaylaştıracağız... Bu, günlük yaşamda ihtiyaçları karşılayan ve dijital yaşamı basitleştiren gerçek bir yol arkadaşı.

Son yıllarda inovasyon eksikliği nedeniyle akıllı telefon satışları düşüş gösteriyor. 2016'da küresel sevkıyat 1,47 milyar adetle zirve yapmıştı. International Data Corporation'ın (IDC) son rakamları, bu rakamın geçen yıl sadece 1,17 milyar sevkıyata düştüğünü gösterdi.

Bu eğilim bazı analistlerin, dünyanın "akıllı telefonların zirve" dönemini çoktan geçtiğini ve üreticilerin artık sektörü yeniden oluşturmaya çalıştığını iddia etmesine yol açtı.

Yakın zamanda piyasaya sürülen diğer ürünler, akıllı telefon sonrası dönem için ekransız kenarlara sahip cihazlardan basit kare şekilli olanlara kadar çeşitli potansiyel yönler gösterdi.

Geçen ay Las Vegas'ta düzenlenen Tüketici Elektroniği Fuarı'nda yapay zeka girişimi Rabbit, müzik ve mesajlardan restoran rezervasyonları ve çevrimiçi alışverişe kadar her şeyi kontrol etmek için Amazon'un Alexa'sına veya Apple'ın Siri'sine benzer bir asistan kullanan bağımsız R1 cihazını tanıtmıştı. 

Rabbit R1'in yan tarafında bas-konuş düğmesi ve 360 derece dönebilen bir kamera bulunuyor (Rabbit//The Independent)
Rabbit R1'in yan tarafında bas-konuş düğmesi ve 360 derece dönebilen bir kamera bulunuyor (Rabbit//The Independent)

Apple, Samsung ve Huawei gibi önde gelen telefon üreticilerinin önümüzdeki yıllarda akıllı telefon serilerinde yükseltmeler yapmaya devam etmeleri bekleniyor olsa da üretken yapay zekanın kullanıcı deneyimi üzerinde bir etkisi olması muhtemel.

Qualcomm'un CEO'su Cristiano Amon yakın zamanda The Independent'a verdiği bir röportajda yapay zekanın, kullanıcıların telefonlarıyla olan ilişkilerini temelden değiştireceğine inandığını söyledi.

Amon, "Uygulama odaklı kullanıcı arayüzünde bu değişimi göreceğiz" dedi.

Üretken yapay zeka, insan ve uygulamalar arasındaki arayüz olacak. Sektördeki bir sonraki büyük değişimi, bulut ve cihaz tek bir bütün haline geldiğinde göreceğiz.

Independent Türkçe



Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
TT

Cilalı Taş Devri toplulukları sanıldığı kadar cinsiyetçi değilmiş

Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)
Neolitik Çağ diye de bilinen Cilalı Taş Devri'nde tarımcılığın yaygınlaşmasının, toplumsal cinsiyet rollerini etkilediği tahmin ediliyor (Ancient Origins)

Cilalı Taş Devri topluluklarının düşünüldüğü kadar cinsiyetçi olmadığı ortaya çıktı. Genetik analizler, bu toplumdaki bireylerin geniş alanlara yayıldığını da gösterdi.

MÖ 10 bin civarında başlayıp MÖ 2 bin 200'lerde biten Cilalı Taş Devri'nden kalma erkek mezarlarının, ok gibi aletler içermesi ve erkeklerin avlandığını gösteren mağara çizimleri, cinsiyetler arasında bir eşitsizlik olduğu düşüncesine yol açıyordu. 

Bilim insanları, ilk tarım toplumlarının ortaya çıkmasıyla kadın ve erkekler arasında hiyerarşik bir düzen oluşmaya başladığını tahmin ediyordu. 

Ancak Viyana, York ve Harvard üniversitelerinden araştırmacıların yeni çalışması, bu kanıyla çelişen güçlü kanıtlar buldu. 

Bilim insanları, Avrupa'daki Lineer Çömlek Kültürü'nün görüldüğü bölgelerden en az 250 kişinin DNA'sını analiz etti. Spiral şeklinde düzenlenmiş paralel çizgilerle süslenen çömlekleriyle bilinen Lineer Çömlek Kültürü, MÖ 5500-5000 civarında Avrupa'da geniş bir alana yayılmıştı. 

Araştırmacılar bu topluluklara ait farklı kişilerin mezarlarını ve beslenme biçimlerini inceledi.

Bulgularını hakemli dergi Nature Human Behaviour'da dün (29 Kasım) yayımlayan ekip, kadın ve erkek mezarları arasında kayda değer bir fark saptayamadı.

Ayrıca genetik veriler, toplulukların sadece birkaç nesil içinde kilometrelerce uzağa gittiğini gösterdi. Çalışmada, doğduğu yerden uzak yere gömülen kadın sayısının da erkeklerden fazla olduğu kaydedildi. 

Makalenin yazarlarından Dr. Ron Pinhasi "Slovakya'daki Nitra ve Macaristan'daki Polgár-Ferenci-hát kazı alanlarındaki ailelerin tükettikleri gıdalar, birlikte gömüldükleri mezar eşyaları veya kökenleri açısından farklılık göstermediğini ilk kez bildiriyoruz" diyor:

Bu da sözkonusu Cilalı Taş Devri bölgelerinde yaşayanların aile ya da biyolojik cinsiyet temelinde tabakalaşmadığını ve kaynaklara veya alanlara farklı seviyede erişim diye bilinen eşitsizlik belirtilerine rastlamadığımızı gösteriyor. 

Ekip bazı kişilerin aile üyelerinden çok uzakta yaşamasının Cilalı Taş Devri'nde "özgür" bir toplumun varlığına işaret ettiğini düşünüyor. 

Diğer yandan genetik bulgular, geniş ailenin de önemini ortaya koyuyor. Üç kişiyi içeren bir mezarda daha önce anne ve iki çocuğunun yattığı sanılırken, yeni çalışma kadının çocukların halası olduğunu saptadı. 

Makalenin bir diğer yazarı Dr. Penny Bickle "Üçü birbirine yakın gömülmüş ve kadının çocukları kucaklaması, bariz bir şefkat eylemini gösteriyor" diye açıklıyor. 

Arkeolog "Ayrıca mezarlara bırakılan taş aletler ve çanak çömlek gibi eşyalardan, kadınların tarım işlerinde daha önce düşünülenden çok daha aktif bir rol oynadığını ve bazı kadınların erkeklerden daha fazla seyahat ederken, diğer bölgelerdeki kadınların evden pek uzaklaşmadığını biliyoruz" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da belki de düşündüğümüzden çok daha dinamik bir topluluk olduğunu gösteriyor.

"Gizem devam ediyor"

Yeni çalışma, nasıl sona erdiği bilinmeyen Lineer Çömlek Kültürü'ne dair soru işaretlerine yenilerini ekliyor.  

Daha önce Avusturya'da bu kültürden en az 100 kişiyi içeren bir mezar bulunması topluluğun katliamla silindiği düşüncesine yol açmıştı.

Fakat son çalışmada mezardaki çoğu kişi arasında genetik bağ olmadığının tespiti, şiddetin tek bir gruba yöneldiği fikrine meydan okuyor. 

Mezarda çocuklar da bulunurken, genç kadın sayısı azdı. Dr. Bickle "Daha büyük bir topluluktan seçilip taşınmış olabilirler mi? Genç kadınlar vardı ama öldürülmediler mi ya da başka bir yerde esir mi tutuldular? Neden yetişkinlerin yanı sıra çocuklar da vardı?" diye sorarak ekliyor:

Gizem devam ediyor.

Arkeolog daha fazla çalışmayla bu soruların yanıtlanacağını umuyor.

Independent Türkçe, Telegraph, New York Post, York Üniversitesi, Nature Human Behaviour