Dokunma duyusunda önemli rol oynayan bir protein keşfedildi

"Kronik ağrı tedavisinde de çığır açıcı olabilir"

Bilim insanları, insan hücreleri üzerindeki deney için küçük cam borular geliştirdi (Max Delbrück Merkezi)
Bilim insanları, insan hücreleri üzerindeki deney için küçük cam borular geliştirdi (Max Delbrück Merkezi)
TT

Dokunma duyusunda önemli rol oynayan bir protein keşfedildi

Bilim insanları, insan hücreleri üzerindeki deney için küçük cam borular geliştirdi (Max Delbrück Merkezi)
Bilim insanları, insan hücreleri üzerindeki deney için küçük cam borular geliştirdi (Max Delbrück Merkezi)

Bilim insanları, dokunma duyumuzu etkileyen bir protein keşfetti.

Almanya'nın başkenti Berlin'deki Max Delbrück Moleküler Tıp Merkezi'nden araştırmacılar, dokunma duyusunda önemli rol oynayan bir iyon kanalı tespit etti.

İyon kanalları, hücre zarında gözenek oluşturan ve elektrik sinyallerini iletmekle sorumlu membran proteinler.

Araştırmayı yürüten Gary Lewin, 20 yıllık çalışma sonunda, dokunma sırasında mekanik uyarıları elektrik sinyallerine dönüştüren yeni bir protein buldu.

Elkin1 adı verilen protein, derideki reseptörlerin dokunma sinyallerini sinirler aracılığıyla merkezi sinir sistemine ve beyne iletilmesinde rol oynuyor.

Proteini aslında birkaç yıl önce fareler üzerinde çalışırken keşfettiklerini bildiren Lewis, yeni çalışmada bunun insanların dokunma duyusu üzerindeki etkilerini belirlediklerini söyledi. 

Bilimsel dergi Science'ta 29 Şubat'ta yayımlanan çalışmada araştırmacılar, genetiği değiştirilmiş fareler üretti. Elkin1 barındırmayan bu fareler üzerinde yapılan deneylerde bilim insanları, kemirgenlerin arka pençelerine pamuklu bir çubuk değdirdi. 

Lewin, Elkin1'e sahip farelerin bu temasa yüzde 90 oranında tepki gösterdiğine fakat söz konusu proteini barındırmayan kemirgenlerde oranın yüzde 47,5'e gerilediğine işaret etti.

Araştırmacı, kemirgenlerin sıcaklık gibi mekanik olmayan uyaranlara tepkilerininse değişmediğini belirtti.

Çalışmaya, Avustralya'daki Wollongong Üniversitesi'nden bilim insanları da katıldı. Bu üniversitede görev yapan Mirella Dottori, laboratuvar ortamında insan kök hücrelerinden geliştirilmiş duyu nöronlarını inceledi. 

Birkaç mikron çapındaki parçalarla baskı uygulandığında bu nöronlarda tetiklenen iyon akınlarında da Elkin1'in rol oynadığı tespit edildi.

Lewin araştırmaya ilişkin şunları söyledi: 

Şimdiye kadar Piezo2 iyon kanalının dokunma algısı için gerekli olduğunu biliyorduk ancak bu proteinin tek başına dokunma hissinin tamamını açıklayamayacağı barizdi. Elkin1 ve Piezo2, dokunmanın yüzde 50'lik kısımlarını temsil eden ve birbirlerini tamamlayan niteliğe sahip.

Araştırmacılar, Elkin1'in acı hissinin iletiminde de rol oynadığına ilişkin bulgular olduğunu fakat bunların henüz tam olarak kanıtlanamadığını söyledi. Bİlim insanları, bunun doğrulanması durumunda proteinin kronik ağrı tedavisinde de önemli bir yeri olacağını belirtti.

Independent Türkçe, El Pais, Eurekalert



Venüs'ün devasa kraterleri göz önünde saklanıyor olabilir

Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
TT

Venüs'ün devasa kraterleri göz önünde saklanıyor olabilir

Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)
Kütle, yapı ve boyut olarak benzerliklerinden dolayı Venüs, Dünya'nın "kötü ikizi" diye anılıyor (NASA)

Bilim insanları Venüs'ün uzun zamandır aranan devasa kraterlerinin göz önünde olabileceğini öne sürdü. 

Güneş Sistemi'nin ilk oluşum döneminde Dünya da dahil iç kısımdaki karasal gezegenler asteroit bombardımanına maruz kalıyordu.

Dünya'da bu yolla oluşan çarpma kraterleri rüzgar ve levha hareketleri gibi süreçlerle silinirken, Merkür, Ay ve Mars'ta devasa kraterler hâlâ mevcut.

Venüs'teyse bugüne kadar bin civarında krater keşfedildi. Ancak bunların genişliği 300 kilometreyi geçmediği için bilim insanları büyük çarpma kraterlerinin nereye gittiğini anlamaya çalışıyor. 

Journal of Geophysical Research: Planets adlı hakemli dergide 28 Ekim'de yayımlanan makaleye göre hiçbir yere gitmemiş olabilirler. 

Bilim insanları Venüs yüzeyinde Haasttse-baad Tessera adı verilen bir bölgeye odaklandı. Tessera adı verilen yüzey şekilleri büyük ölçüde bozunmuş, buruşukluklar ve oluklar taşıyan alanları ifade ediyor.

Bilim insanları 1500 kilometre genişliğindeki Haasttse-baad Tessera'nın haritalarını kullanarak nasıl oluştuğunu anlamak için bilgisayar modellerine başvurdu.

Venüs'ün bugün 112 kilometre kalınlığa sahip kabuğu milyarlarca yıl önce sadece 10 kilometreydi. 

Yeni çalışmadaki modele göre bu ince kabuk nedeniyle gezegene çarpan büyük bir asteroidin ardında krater yerine tesserayı bırakması muhtemel.

Kabuğu delip altındaki mantoya ulaşan asteroit, buradaki lavların yukarı çıkmasına ve yeni oluşan kratere dolmasına yol açmış olabilir. Daha sonra yüzeyde soğuyan lavların altında meydana gelen plato, manto hareketleri sonucu silinip gitmiş ve lav tabakasının tekrar yüzey seviyesine inmesine yol açmış olabilir.

ABD'nin Arizona eyaletindeki Gezegen Bilimleri Enstitüsü'nden, çalışmanın ortak yazarı Vicki Hansen, bu süreci "bezelye çorbasının üstünde tabaka oluşmasına" benzetiyor.

Aratırmacılar ayrıca Haasttse-baad Tessera'nın eşmerkezli halkalar içerdiğini de kaydetti. Jüpiter'in bazı uydularında da görülen bu halkalar, altında daha yumuşak bir katman olan sert bir kabuğa bir cismin çarpması sonucu oluşuyor.

Bilim insanları, Venüs'teki bu halkaların peş peşe iki ayrı asteroidin çarpması sonucu meydana geldiğini öne sürüyor. Modele göre ikinci asteroit 70 kilometre civarında bir çapa sahipti.

Bilim insanları bu dev çarpma kraterlerinin 1,5 milyar ila 4 milyar yıl önce oluştuğunu düşünüyor. Ancak bulguların doğrulanması için daha fazla veriye ihtiyaç var.

Hansen çalışmayı şu şekilde değerlendiriyor:

Eğer bu gerçekten çarpma sonucu oluştuysa, Venüs'ün en eski ve en büyük çarpma krateri olacak ve bize Venüs'ün geçmişine dair nadir bir bakış açısı sunarak gezegenin erken dönem süreçleri hakkında bilgi verecek.

Independent Türkçe, Space.com, EarthSky, Journal of Geophysical Research: Planets