Katı hal bataryalarına yönelik çığır açıcı adım

Mevcut lityum iyon bataryaların, alev almak gibi büyük sorunları var

AP
AP
TT

Katı hal bataryalarına yönelik çığır açıcı adım

AP
AP

Çığır açıcı yeni bir buluş, arkasındaki araştırmacılara göre katı hal bataryası çağını yakınlaştırabilir.

Cep telefonlarından elektrikli arabalara kadar her şeye güç sağlayan mevcut lityum iyon bataryalar sıvı elektrolitlere ihtiyaç duyuyor. Bu bataryaların beraberinde getirdiği çeşitli sorunlar arasında yanıcılık da var; yani alev alabiliyorlar.

Buna karşılık araştırmacılar mevcut teknolojide güvenlik gibi bir dizi iyileştirmeyi beraberinde getirebilecek katı hal bataryaları üzerinde çalışıyor. Ancak bunların da büyük dezavantajları var.

Katı hal bataryalarında lityumun bir anot üzerine yerleştirilmesiyle elektronların hareketleri kullanılarak elektrik üretilebiliyor. Ancak bataryalar kullanıldıkça lityumun tükenmesiyle, bataryalar performansını ve dayanıklılığını kaybedebiliyor.

Artık araştırmacılar, anotları koruyan ve bu maddenin tükenmesini engelleyen yeni bir katman yaptı. Araştırmacılar yapılan testlerin, bu tabakanın bataryanın performansını korumada işe yaradığını gösterdiğini söylüyor.

Bu, "alttan elektro birikimi" diye bilinen bir süreçle çalışıyor. Bu yöntem lityum metalin, bataryanın kullanımı boyunca verimli bir döngüye girmesini sağlayarak performansını korumasına imkan tanıyor.

Araştırmacılar daha sonraki çalışmaların bataryaların ömrünü ve güç depolama kapasitesini daha da artırmasını umuyor.

Bulgular Small adlı bilimsel dergide yayımlanan "Bottom Deposition Enables Stable All-Solid-State Batteries with Ultrathin Lithium Metal Anode" (Alttan Birikme, Ultra İnce Lityum Metal Anota Sahip Tamamen Katı Hal Bataryalara İstikrar Sağlıyor) başlıklı yeni bir makalede açıklanıyor.

 Independent Türkçe



Renkli televizyonlar rüyaları nasıl değiştirdi?

Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
TT

Renkli televizyonlar rüyaları nasıl değiştirdi?

Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)
Günümüzde çoğu kişinin renkli rüya gördüğü tahmin ediliyor (Unsplash)

İnsanların rüyalarını renkli veya siyah beyaz görmesi, doğdukları yılla yakından bağlantılı. 

1950'lerde çoğu kişinin siyah beyaz rüya gördüğü düşünülürken, toplumun büyük bir kesimi nadiren renkli rüya gördüğünü aktarıyordu. 

Ancak yapılan araştırmalar, renkli televizyonların yaygınlaşmasıyla siyah beyaz rüya görenlerin oranında ciddi bir azalma yaşandığını gösteriyor. 

2017'de Almanya'da yapılan bir çalışmada 2 bin civarındaki katılımcının yarısı rüyalarını renkli gördüğünü söylemişti. Yüzde 10'u siyah beyaz rüya gördüğünü belirtirken, yüzde 40'ı da renkleri hatırlamadığını ifade etmişti. 

Bilim insanları şirketlerin rüyalara reklam yerleştirme girişimlerini değerlendirdi: "Farkında bile olmayabiliriz"

Uzmanlar, gelişim çağında renkli veya siyah beyaz televizyon yayınları izlemenin bu veriler üzerinde etkisi olduğunu düşünüyor. 

2008'de yayımlanan bir araştırmada, 55 yaşından büyük kişilerin sadece yüzde 34 oranında renkli rüya gördüğü kaydedilmişti. 

Renkli sinema filmleri ve televizyon yayınlarının 1950 ve 1960'larda yaygınlaştığı düşünülürse, bu kişiler çocukluk dönemlerinde daha çok siyah beyaz içerikler tüketmiş olmalı. 

Aynı çalışmada 25 yaşından genç kişilerinse yüzde 68 oranında renkli rüya gördüğü tespit edilmişti. 

İki grubun rüyalarındaki renkleri hatırlamama oranlarıysa birbirine yakın çıkmıştı. 

Dundee Üniversitesi'nde yaptığı doktora çalışması kapsamında bu araştırmayı yürüten Eva Murzyn, çocukken izlenen filmlerin rüyaları şekillendirebileceğini düşünüyor. Özellikle 11 yaşından önce renkli içeriklere maruz kalan kişilerin renkli rüya görme ihtimalinin arttığını ekliyor:

Filmler duygusal yoğunluğa sahiptir ve kişiyi içine çeker; bu da renk şemalarının rüya üretimine dahil edilmesine yol açabilir.

Diğer yandan insanlar rüyayı renkli görse de daha sonradan siyah beyaz gördüğünü hatırlıyor olabilir. 

Harvard Tıp Fakültesi'nde rüyalar üzerine çalışan psikolog Deirdre Barrett, renkleri hatırlamanın dikkat ve hafızayla ilişkili olduğunu ifade ediyor. 

Örneğin bir restoranda yemek yiyen bir kişinin daha sonra garsonun ne renk gömlek giydiğini hatırlamayabileceğini söyleyen psikolog, rüyalar için de benzer bir durumun geçerli olduğunu ekliyor.

Barrett ayrıca rüyanın detaylarını anımsama becerisinin genellikle yaşla birlikte gerilediğini söylüyor. 

Uzmanlar rüyadaki renklerin öneminin kişiden kişiye değişebildiği görüşünde. Berkeley'deki Kaliforniya Üniversitesi İnsan Uyku Bilimi Merkezi'nden Eti Ben Simon "Rüyalar son derece özneldir ve genellikle rüya gören kişinin hayatını ve günlük etkileşimlerini yansıtır" diyerek ekliyor: 

Örneğin bir ressamın rüyalarındaki renkler, genel olarak renklere karşı daha kayıtsız birine göre daha büyük anlamlar taşıyabilir.

Independent Türkçe, Washington Post, Huffington Post, International Journal of Dream Research, Consciousness and Cognition