Facebook ve Instagram'dan 31 Mart önlemleri

Meta Türkiye ve Azerbaycan Kamu Politikaları Müdürü Sezen Yeşil, 31 Mart'ta yapılacak Mahalli İdareler Genel Seçimleri sırasında usulsüz müdahaleleri engellemek amacıyla uzmanlaşmış ekipler oluşturduklarını bildirdi

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA
TT

Facebook ve Instagram'dan 31 Mart önlemleri

Fotoğraf: AA
Fotoğraf: AA

Yeşil; Meta olarak platformlarında bir hafta sonra gerçekleştirilecek seçimlere yönelik kapsamlı önlemler aldıklarını söyledi.

Yapay zeka ve dijital teknikleri de kullanarak yanlış bilgilendirme ve manipülasyonla mücadele çabalarını yoğunlaştırdıklarını belirten Yeşil, Facebook veya Instagram'da sosyal meselelerle, seçimlerle veya siyasetle ilgili reklamın dijital olarak oluşturulması ya da üzerinde oynanması halinde insanların bunu anlamasına yardımcı olduklarını bildirdi.

Yeşil, şunları kaydetti:

Bir sosyal meseleye, seçimlere veya siyasete ilişkin reklam, dijital olarak oluşturulmuş veya üzerinde oynanmış gerçekçi bir görsel veya video ya da gerçekçi ses kaydı içeriyorsa reklam verenlerin bunu açıklamalarını şart koşuyoruz. Bir reklam veren, reklam verme akışında içeriğin dijital olarak oluşturulduğuna veya üzerinde oynandığına dair açıklama yaptığında Meta olarak reklama bilgi ekliyoruz. Bu bilgi Reklam Kütüphanesinde de görünüyor. Bir reklam verenin gerektiği şekilde açıklama yapmadığını tespit ettiğimiz takdirde reklamı reddediyoruz ve açıklama yapılmamasının tekrarlanması durumunda reklam veren yaptırımlarla karşılaşıyor.

Teyit ağıyla asılsız reklamlara inceleme

Yeşil, yapay zeka ya da insan tarafından oluşturulan ilkeleri ihlal eden içerikleri kaldırdıklarını ifade ederek, bağımsız haber doğrulayıcı ortaklarının viral yanlış bilgileri değerlendirip puanladığını dile getirdi.

Bir reklam "asılsız, üzerinde oynanmış, kısmen asılsız veya bağlam eksik" olarak değerlendirilirse yayınlanmasına izin vermediklerini vurgulayan Yeşil, "Dünya çapında yaklaşık 100 ortaktan oluşan bilgi teyit ağımız sayesinde 60'tan fazla dilde dolaşıma giren yanlış bilgileri inceliyor ve değerlendiriyoruz. Bu ortaklarımızdan ikisi de Türkiye'de ve Türkçe olarak destek veriyor." diye konuştu.

Türkiye'de, toplumun dijital medya okuryazarlığının artırılması alanında yapılan çalışmalara da destek olmaya çabaladıklarına dikkati çeken Yeşil, "Dogrula.org" ekibiyle 11 Mart'ta başlattıkları ve 8 hafta sürecek "#GerçeğiKeşfet Reels" kampanyasıyla doğru bilgiye ulaşma yolunda kolay ve eğlenceli ipuçları paylaştıklarını anlattı.

Meta olarak seçimlere yönelik politikalarında yaptıkları sürekli güncellemelerin ve proaktif tehdit tespitlerinin yanı sıra "Topluluk Standartları"nı ihlal eden içerikleri kaldırarak, seçimlere ve seçmene müdahale edilmesini önlediklerini belirten Yeşil, şöyle devam etti:

Seçimlere müdahaleyi engellemek için uzmanlaşmış ekipler oluşturduk. Bu ekipler sayesinde, sofistike ağlar kullanarak kamusal tartışmaya müdahale etmeye çalışan bazı sayfalar, gruplar ve hesaplara yani koordineli kötüye kullanım konusuna odaklandık. Platformlarımızda bu tarz faaliyet tespit ettiğimizde, özellikle de seçimlerle ilgili olduğu durumlarda aksiyon alıyoruz. Facebook ve Instagram'da, spam ve yanlış bilgiler de dahil 'Topluluk Standartları'na aykırı olan ve insanların seçimlere katılımına müdahale etme riskine katkıda bulunabilecek içerikler hakkında işlem yapılıyor. Ayrıca, dünya çapında WhatsApp kullanan kişiler, mesajın paylaşıldığı ülkedeki güvenilir doğruluk kontrol kuruluşlarına olası yanlış bilgileri bildirebiliyor. Bu bilgi teyit kuruluşlarına doğrudan WhatsApp üzerinden mesaj gönderildiğinde, kuruluşlar bilgi teyit makalesi paylaşarak yanıt veriyor. Türkiye'de de WhatsApp üzerinden doğrulama hizmeti sunan iki kuruluş bulunuyor.

"Seçimlerin dürüstlüğünü artırmak için çalışıyoruz"

Manipülasyon kampanyalarını çökertmek ve ortaya çıkan tehditleri belirlemek için gelişmiş güvenlik operasyonlarının bulunduğunu vurgulayan Yeşil, "Bunlardan ilki Reklam Kütüphanesi. Tüm siyasi ve seçimlere dayalı reklamlar, 7 yıl boyunca bulunacak şekilde Reklam Kütüphanemize ekleniyor. Böylece herkes hangi reklamların yayında olduğunu, hedeflemeyle ilgili bilgileri ve bunlara ne kadar harcama yapıldığını öğrenebiliyor." ifadelerini kullandı.

Facebook ve Instagram'da reklamların şeffaflığını ve seçimlerin dürüstlüğünü artırmak için sürekli olarak çalıştıklarını dile getiren Yeşil, sosyal meseleler, seçimler veya siyasetle ilgili reklamlar yayınlamak isteyenler için güvenilirliği ve meşruluğu destekleyecek önlemler aldıklarını anlattı.

Yeşil, seçimlerle veya siyasetle ilgili bir reklam yayınlamak isteyen reklam verenlerin, kim olduklarını ve nerede yaşadıklarını kanıtlamaları gerektiğini belirterek, şeffaflık ilkelerine paralel olarak paylaşımların üzerine reklam verenin kim olduğunu gösteren etiketlerin eklendiğini bildirdi.

İnsanların seçimler ve siyasetle ilgili daha az reklam görmelerini sağlayan kontroller de eklediklerini belirten Yeşil, "Kullanıcılar bu kontrolleri kullandığında etiketlenmiş reklamları görmüyor. Bununla birlikte, reklam verenlerin hem tüm içerik türlerine uygulanan Topluluk Standartları'na hem de ücretli reklamlara uygulanan Meta Reklam Standartları'na uymasını şart koşuyoruz." dedi.

 

AA, Independent Türkçe



Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)
TT

Bilim insanlarından küresel ısınma uyarısı: Uyku apnesi vakaları iki katına çıkacak

 (Pexels)
(Pexels)

Stuti Mishra Asya İklim Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, iklim krizinin yol açtığı daha sıcak geceler, yüzyılın sonuna gelindiğinde uyku apnesini çok daha yaygın ve tehlikeli hale getirebilir.

Araştırmacılar artan sıcaklıkların, dünya çapında yaklaşık 1 milyar kişiyi etkileyen ve kalp hastalığı, demans ve erken ölümle bağlantılı bir uyku bozukluğu olan obstrüktif uyku apnesini (OUA) kötüleştirebileceğini söylüyor.

Flinders Üniversitesi araştırmacılarının yürüttüğü ve hakemli dergi Nature Communications'ta yayımlanan çalışma, iklim değişikliğinin OUA'nın şiddetini ve sağlık üzerindeki etkisini nasıl artırabileceğini modelleyen ilk araştırma.

Flinders Üniversitesi FHMRI Uyku Sağlığı'ndan çalışmanın başyazarı Dr. Bastien Lechat, "Bu çalışma, ortam sıcaklıklarının OUA'nın şiddetini etkileyip etkilemediğini araştırarak iklim gibi çevresel faktörlerin sağlığı nasıl etkileyebileceğini anlamamıza katkı sağlıyor" diyor.

Araştırmacılar uyku sırasında solunum düzensizliklerini izleyen bir yatak altı sensörü aracılığıyla, 29 ülkeden en az 116 bin kişiden elde edilen 58 milyondan fazla gece uykusu verisini kaydetti.

Birkaç yılda toplanan veriler, küresel iklim modellerinden elde edilen saatlik iklim verileriyle eşleştirilerek farklı ısınma senaryoları altında OUA şiddetindeki değişikliklerinin simülasyonu oluşturuldu.

Dr. Lechat, "Genel olarak ortam sıcaklığıyla OUA şiddeti arasındaki ilişkinin büyüklüğü bizi şaşırttı" diyor.

Yüksek sıcaklıklar, kişinin belirli bir gece OUA yaşama olasılığının yüzde 45 artmasıyla ilişkiliydi.

Görsel kaldırıldı.Grafik, çeşitli uluslararası kuruluşlar tarafından ölçülen, endüstri çağından itibaren küresel ortalama sıcaklık artışını gösteriyor (WMO)


Çalışma, OUA şiddetindeki sıcaklıkla ilişkili artışın, Avustralya veya ABD'ye kıyasla Avrupa ülkelerinde bilhassa belirgin olduğunu ortaya koydu. Araştırmacılar bunun, klimaya erişimdeki farklılıklardan kaynaklanabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar engelliliğe ayarlanmış yaşam yılı (disability-adjusted life years / DALY) kullanarak iklimin şiddetlendirdiği uyku apnesinin sağlık ve ekonomi üzerindeki yükünü tahmin etti. Sadece 2023'te, sıcaklık artışının araştırmadaki 29 ülkede yaklaşık 800 bin sağlıklı yaşam yılının kaybıyla bağlantılı olduğunu saptadılar.

Dr. Lechat, "Bu rakam, bipolar bozukluk, Parkinson hastalığı veya kronik böbrek hastalıkları gibi diğer tıbbi durumlardakine yakın" ifadelerini kullanıyor.

Toplam ekonomik kayıp yaklaşık 98 milyar dolar olarak tahmin edilirken bunun 68 milyar doları sağlığın bozulmasından, 30 milyar dolarıysa işyerindeki verimlilik düşüşünden kaynaklanıyor.

Kıdemli araştırmacı Profesör Danny Eckert, veriler çoğunlukla soğutma ve sağlık hizmetlerine erişimi daha iyi olan yüksek gelirli bölgelerdeki bireylerden elde edildiğinden, örneklemin düşük gelirli ülkelerde OUA'nın gerçek dünyadaki yükünü yeterince yansıtmayabileceğini söylüyor.

Profesör Eckert "Bu, tahminlerimizi yanıltarak sağlık ve ekonomi üzerindeki gerçek maliyetin düşük tahmin edilmesine yol açmış olabilir" diyor.

Sadece Avustralya'da, OUA dahil uykuyla ilgili sağlık sorunlarının maliyeti daha önce yılda 66 milyar Avustralya doları (yaklaşık 1 trilyon 700 milyar TL) olarak tahmin edilmişti.

Ekip halihazırda soğutmaya erişimin veya davranışsal değişikliklerin, ısınan hava koşullarında uyku apnesinin şiddetini nasıl azaltabileceği gibi olası müdahaleleri araştırmayı planlıyor.

Profesör Eckert, "İleride, ortam sıcaklığının uyku apnesinin şiddetine etkisini azaltacak stratejiler araştıran ve altta yatan fizyolojik mekanizmaları inceleyen müdahale çalışmaları tasarlamak istiyoruz" diye belirtiyor.

Çalışma, daha güçlü küresel iklim eylemleri olmadan uyku apnesinin yükünün muhtemelen keskin bir şekilde artacağı ve bunun da halk sağlığı sorunlarını şiddetlendirerek ekonomileri zorlayacağı uyarısında bulunuyor.


Independent Türkçe, independent.co.uk/climate-change