Devasa Güneş fırtınası iletişimi aksatabilir

Uzay havası tahmincileri pazartesi boyunca jeomanyetik fırtına gözlemi yapacaklarını duyurdu

Jeomanyetik fırtına (NASA)
Jeomanyetik fırtına (NASA)
TT

Devasa Güneş fırtınası iletişimi aksatabilir

Jeomanyetik fırtına (NASA)
Jeomanyetik fırtına (NASA)

Uzay havası tahmincileri, devasa bir Güneş fırtınasının iletişimi bozabileceğini ve gökyüzüne ışıklar gönderebileceğini söylüyor.

Güneş püskürtüsünden kaynaklanan plazma patlamasının yol açtığı jeomanyetik fırtına Dünya'daki radyo iletimlerini engelleyebilir ve uzaydaki uydular ve insanlar için de muhtemel sorunlara neden olabilir. Ayrıca kuzey ışıklarının Amerika'nın kuzeyi ve hatta Birleşik Krallık gibi daha yüksek enlemlerde görülebileceği anlamına da gelebilir.

Bilim insanları, Güneş'in yaklaşan yoğun döneminin önemli iletişimleri riske atabileceği ve dünyanın hazırlanmak için daha fazlasını yapması gerekebileceğine dair tekrar tekrar uyarıda bulunuyor.

Fakat ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer Dairesi'nin Colorado eyaletinin Boulder kentinde yer alan Uzay Hava Tahmin Merkezi'nin cumartesi günü yayımladığı uyarıya göre halkın bu fırtınadan endişelenmesine gerek yok.

Fırtına, uzaktaki trafik kontrol kuleleriyle iletişim kurmaya çalışan uçaklarınki gibi yüksek frekanslı radyo iletimlerini kesintiye uğratabilir. Uzay Hava Tahmin Merkezi'nde tahminci görevi yapan Jonathan Lash, çoğu ticari uçağın yedek olarak uydu iletimini kullanabileceğini söyledi.

Lash, uydu operatörlerinin uzay araçlarını takip etmekte sorun yaşayabileceğini ve elektrik şebekelerinin de hatlarında bir miktar "indüksiyon akımı" görebileceğini ancak üstesinden gelemeyecekleri bir şey olmadığını söyledi.

Halk için, eğer geceleri gökyüzünüz açıksa ve yüksek enlemlerdeyseniz, bu gökyüzündeki ışıkları görmek için harika bir fırsat olacaktır.

Her 11 yılda bir Güneş'in manyetik alanı değişir, yani kuzey ve güney kutupları yer değiştirir. Güneş aktivitesi bu döngü sırasında değişir ve halihazırda solar maksimum diye adlandırılan en aktif dönemine yakın.

Lash, böyle zamanlarda, pazar günü meydana gelen türden jeomanyetik fırtınaların yılda birkaç kez Dünya'yı vurabileceğini söyledi. Solar minimum sırasında, fırtınalar arasında birkaç yıl geçebilir.

Aralıkta, son yılların en büyük Güneş patlaması radyo iletişimini kesintiye uğratmıştı.

Ajanslardan da yararlanılmıştır

. Independent Türkçe



Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
TT

Muzun nesli tükenmesin diye uğraşan bilim insanlarından müjde

Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)
Bugün satılan muzlarla, 1950'lerdekiler aynı değil (Pexels)

Dünya genelindeki muzlar halihazırda iki hastalıktan dolayı yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. 

Fakat sevilen meyvenin soyunun tükenmesini önlemeye çalışan bilim insanları son dönemde önemli adımlar atıyor. Uzmanlar başarıya ulaşmaları halinde halkın hiçbir şeyi fark etmeyeceğini söylüyor. 

1950'lerde üretilen Gros Michels muzları, bir mantar türünün yol açtığı Panama hastalığı yüzünden yok olmuştu.

Bu yüzden şirketler, hastalığa dirençli Cavendish muzlarını yetiştirmeye başlamış ve krizin üstesinden gelinmişti. Bu muz çeşidi halihazırda küresel muz ihracat pazarının yüzde 99'unu oluşturuyor.

Ancak aynı hastalığın farklı bir versiyonu 1990'lardan beri Cavendish cinsini de tehdit ediyor. Marketlerde satılan muzlar birbirinin kopyası olduğu için bir bitkinin hastalığa yakalanması diğerlerini de tehlikeye atıyor. 

Başka bir mantar türünün yol açtığı siyah sigatoka hastalığı da muzları tükenme riskiyle karşı karşıya bırakıyor. 

Bu hastalık halihazırda fungisitler sayesinde tedavi edilse de bazı bölgelerdeki mantarlar kimyasallara direnç göstermeye başladı. 

Bilim dünyası bir yandan hastalıkların çözümünü ararken diğer yandan da yeni muz türleri yetiştirmeye çalışıyor. 

Ağustosta yapılan bir çalışmada bugünkü Panama hastalığına yol açan varyantın, 20. yüzyıldakinden evrimleşmediği bulunmuştu. 

Bilim insanları, hastalığın arkasındaki mekanizmayı artık daha iyi anladıkları için tedavi umudu doğduğunu düşünüyor.

ABD merkezli muz üreticisi Chiquita Brands International ise araştırma şirketi KeyGene, Musaradix adlı girişim ve Hollanda'daki Wageningen Üniversitesi'yle işbirliği içinde yürütülen projede, Yelloway 1 adlı yeni bir muz türü geliştirdiğini geçen ay duyurmuştu. 

İki hastalığa da dirençli bu bitkinin serada yetiştirildiği ancak henüz mevye vermediği aktarılmıştı. 

Bu yılın sonunda Filipinler'e ekilmesi planlanan Yelloway 1 bitkileri, daha sonra Cavendish muzlarıyla çiftleştirilecek. Bu sayede hem tadı ve görüntüsü halihazırda satılan muzlara benzeyen hem de hastalığa dirençli meyveler üretilmesi amaçlanıyor. 

Chiquita Sürdürülebilirlik Direktörü Peter Stedman şöye diyor:

Birkaç yıl içinde muzunuzda herhangi bir değişiklik görmezseniz, harika bir iş çıkardık demektir. 

Avustralya'daki Queensland Üniversitesi'nden araştırmacılar ise yabani bir muz bitkisinden bir geni Cavendish'e yerleştirerek Panama hastalığına dirençli, genetiği değiştirilmiş bir muz geliştirdi.

Meyvenin tadı ve görüntüsünün aynı kalması beklense de genetiğinin değiştirilmiş olması endişe yaratıyor. 

Halk, genetiği değiştirilmiş gıdalara karşı temkinli davranırken, Avrupa gibi bölgelerde bu ürünlerle ilgili katı düzenlemeler olması engel teşkil ediyor.

Queensland Üniversitesi'nden Andre Drenth "Orada öylece duruyor. Belki yurtdışından birileri almak isteyebilir" diyerek ekliyor:

Bir pazarlama sorunu var, yasal bir sorun var ama teknik bir sorun yok.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, Popular Science, Nature Microbiology