NASA, Güneş tutulması sırasında neden üç roket fırlatacak?

Bilim insanları, atmosfere sondaj roketleri gönderecek

Gökbilimciler, tutulma sırasında iyonosferdeki manyetik alanların nasıl etkilendiğini gözlemleyecek (NASA)
Gökbilimciler, tutulma sırasında iyonosferdeki manyetik alanların nasıl etkilendiğini gözlemleyecek (NASA)
TT

NASA, Güneş tutulması sırasında neden üç roket fırlatacak?

Gökbilimciler, tutulma sırasında iyonosferdeki manyetik alanların nasıl etkilendiğini gözlemleyecek (NASA)
Gökbilimciler, tutulma sırasında iyonosferdeki manyetik alanların nasıl etkilendiğini gözlemleyecek (NASA)

NASA, 8 Nisan'da gerçekleşecek Güneş tutulması sırasında üç roket fırlatacak. Bilim insanları, atmosferdeki değişimleri incelemeyi hedefliyor. 

NASA'dan pazartesi günü yapılan açıklamada, APEP adlı proje kapsamında tutulma sırasında atmosfere üç sondaj roketi fırlatılacağını duyurdu.

Araştırmacılar, tutulma sırasında Dünya'nın atmosferinde gerçekleşecek değişimleri gözlemlemeyi amaçlıyor. 

Sondaj roketleri, yaklaşık 48 kilometre ila 965 kilometre irtifada yer alan iyonosfer tabakasına gönderilecek. Atmosferin bu bölümünde elektromanyetik dalgaları yansıtacak miktarda iyon ve serbest elektron var. 

Roketler, ABD'nin Atlas Okyanusu sahilindeki Virginia eyaletine bağlı Wallops Adası'nda yer alan Wallops Uçuş Tesisi'nden fırlatılacak. 

Güneş tutulması yerel saatle 14.06-16.33'te gerçekleşecek. Tesisin bulunduğu yerde tutulma surasunda Güneş ışınlarının yaklaşık yüzde 81'inin engelleneceği öngörülüyor. Tutulmanın zirve noktası olarak nitelenen bu an yerel saatle 15.33'te yaşanacak.

NASA, roketleri üç farklı zamanda fırlatacak. Bunlardan ilki tutulma başlamadan 45 dakika önce, ikincisi tutulma sırasında, üçüncüsüyse tutulma bittikten 45 dakika sonra iyonosfere gönderilecek. 

Bilim insanları, Güneş ışınlarının aniden kesilmesinin, iyonosferde yaratacağı etki nedeniyle Dünya'daki telekomünikasyon sistemlerinin geçici olarak arızalanabileceğini düşünüyor.

NASA'nın göndereceği roketler azami 420 kilometreye çıkacak. Sondaj roketleri, iyonosfere ulaştıklarında taşıdıkları cihazlar yardımıyla yüklü ve nötr parçacıkların yoğunluğunun yanı sıra manyetik ve elektrik alanlarının davranışlarını da ölçecek. 

Görevi yönetecek bilim insanı Aroh Barjatya, projeye dair şunları söyledi: 

İyonosfer, radyo sinyallerini yansıtan ve dağıtan bir bölge. Sinyallerin geçişi sırasında uydu iletişimi de etkileniyor. İyonosferi anlamak, burada yaşanacak sorunları öngörmemizi mümkün kılacak modeller geliştirmek ve giderek iletişim sistemlerine bağımlı hale gelen dünyamızda işlerin ters gitmemesini sağlamak açısından için çok önemli.

Independent Türkçe, Forbes, NASA



Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)
TT

Her şeyin nasıl başladığını ortaya çıkarabilecek bir sinyal belirlendi

(Hans Lucas/AFP)
(Hans Lucas/AFP)

Andrew Griffin 

Evrenin erken dönemlerinden gelen bir radyo sinyali, çevremizdeki her şeyin nasıl başladığını anlamamızı sağlayabilir.

21 santimetre sinyali diye bilinen bu sinyal, ilk yıldızların ve galaksilerin nasıl yanmaya başladığını ve evreni karanlıktan ışığa nasıl çıkardığını nihayet anlamamızı mümkün kılabilir.

Cambridge Üniversitesi'nden makalenin ortak yazarı Anastasia Fialkov yaptığı açıklamada, "Bu, karanlık evrendeki ilk ışığın nasıl ortaya çıktığını öğrenmek için eşsiz bir fırsat" diyor. 

Soğuk, karanlık bir evrenden yıldızlarla dolu bir evrene geçiş hikayesini yeni yeni anlamaya başlıyoruz.

Sinyal, 13 milyar yıldan fazla bir süre önceden, Büyük Patlama'nın sadece 100 milyon yıl sonrasından bize ulaşıyor. Zayıf parıltı, yıldızların oluştuğu uzay bölgeleri arasındaki boşluğu dolduran hidrojen atomları tarafından yaratılıyor.

Bilim insanları artık bu sinyalin doğasını kullanarak erken evreni daha iyi anlayabileceklerine inanıyor. Bunu, evrenin başlangıcıyla ilgili verileri ortaya çıkarmak için radyo sinyallerini yakalamaya çalışacak REACH (Radio Experiment for the Analysis of Cosmic Hydrogen / Kozmik Hidrojen Analizi için Radyo Deneyi) adlı radyo anteniyle yapacaklar.

Araştırmacılar bu projenin nasıl işleyeceğini daha iyi anlamak için REACH ve Kilometre Kare Dizisi adlı başka bir projenin, ilk yıldızların kütleleri ve diğer ayrıntıları hakkında nasıl bilgi sağlayabileceğini öngören bir model oluşturdu.

Profesör Fialkov, "İlk yıldızların kütlelerinin 21 santimetre sinyaline bağımlılığını ve ilk yıldızlar öldüğünde üretilen, X ışını ikililerinden gelen ultraviyole yıldız ışığı ve X ışını emisyonlarının etkisi de dahil olmak üzere tutarlı bir şekilde modelleyen ilk grubuz" diyor.

Bu bilgiler, Büyük Patlama'nın ürettiği hidrojen-helyum bileşimi gibi, evrenin ilkel koşullarını birleştiren simülasyonlardan elde edildi.

REACH teleskobunun baş araştırmacısı ve çalışmanın ortak yazarı Eloy de Lera Acedo, "Bildirdiğimiz tahminler, evrendeki ilk yıldızların doğasını anlamamız açısından muazzam önem taşıyor" ifadelerini kullanıyor.

Radyo teleskoplarımızın, ilk yıldızların kütlesi ve ilk ışıkların bugünkü yıldızlardan ne kadar farklı olabileceği hakkında ayrıntılı bilgiler verebileceğine dair kanıt sunuyoruz.

REACH gibi radyo teleskopları, evrenin bebeklik döneminin gizemlerini çözme yolunda umut vaat ediyor ve bu tahminler, Güney Afrika'daki Karoo'dan yaptığımız radyo gözlemlerine rehberlik etmesi açısından hayati önemde.

Çalışma, hakemli dergi Nature Astronomy'de yayımlanan "Determination of the mass distribution of the first stars from the 21-cm signal" (21 santimetre sinyalinden ilk yıldızların kütle dağılımının belirlenmesi) başlıklı yeni bir makalede anlatılıyor.

 Independent Türkçe, independent.co.uk/space