Pasifik'teki antik kentler düşünülenden çok daha eski çıktı

Bulgular Pasifik'teki ilk toplumlar hakkındaki anlayışımızı geliştiriyor

Yüksek teknolojili haritalama, Tongatapu'da MS 300 civarında, yani daha önce düşünülenden yaklaşık 700 yıl önce toprak yapıların inşa edildiğini gösteriyor (Phillip Parton/Avustralya Ulusal Üniversitesi)
Yüksek teknolojili haritalama, Tongatapu'da MS 300 civarında, yani daha önce düşünülenden yaklaşık 700 yıl önce toprak yapıların inşa edildiğini gösteriyor (Phillip Parton/Avustralya Ulusal Üniversitesi)
TT

Pasifik'teki antik kentler düşünülenden çok daha eski çıktı

Yüksek teknolojili haritalama, Tongatapu'da MS 300 civarında, yani daha önce düşünülenden yaklaşık 700 yıl önce toprak yapıların inşa edildiğini gösteriyor (Phillip Parton/Avustralya Ulusal Üniversitesi)
Yüksek teknolojili haritalama, Tongatapu'da MS 300 civarında, yani daha önce düşünülenden yaklaşık 700 yıl önce toprak yapıların inşa edildiğini gösteriyor (Phillip Parton/Avustralya Ulusal Üniversitesi)

Vishwam Sankaran Bilim ve Teknoloji Muhabiri 

Yeni bir araştırmaya göre, Pasifik'teki ilk şehirler daha önce düşünülenden çok daha önce kurulmuş.

Avustralya Ulusal Üniversitesi'nden (ANU) araştırmacılar havadan lazer taramasıyla Tonga'nın Tongatapu adasındaki arkeolojik alanların haritasını çıkardı.

Pasifik'teki kentleşmenin, Batı etkisinden önce yerlilerin elinden çıkan bir yenilik olduğunu buldular.

Çalışmanın ortak yazarı Phillip Parton yaptığı açıklamada, "Tongatapu'da MS 300 civarında toprak yapılar inşa ediliyordu. Bu, daha önce düşünülenden 700 yıl öncesine denk geliyor" dedi.

Yerleşimler büyüdükçe, artan nüfusu desteklemek için yeni yollar bulmak zorunda kaldılar. Düşük yoğunluklu kentleşme diye adlandırdığımız bu tür bir yapılanma, muazzam bir sosyal ve ekonomik değişimi harekete geçiriyor. İnsanlar daha fazla etkileşime giriyor ve farklı türde işler yapıyor.

Veri toplamadaki zorluklar nedeniyle Pasifik'te kentleşmeyi incelemek zor.

Ancak araştırmacılar yüksek teknolojili haritalama ve arkeolojik saha çalışmalarını birleştirerek bu engellerin üstesinden geliyor.

Mezoamerika ve Güneydoğu Asya'da lidar (lazer darbeleri kullanılarak bir nesne veya bir yüzeyin uzaklığını anlamaya yarayan teknoloji -çn.) haritalama kullanılarak yapılan çalışmalar, sosyal kurumların yükselişi, kümelenme etkileri ve yerleşimlerin büyümesi gibi derin toplumsal değişimlerle ilişkili olan eskiden inşa edilmiş çevrelerdeki örüntüleri ortaya çıkarıyor.

Bu son bulgu, Pasifik'teki ilk toplumlar hakkındaki anlayışımızı geliştiriyor.

Parton, "Tongatapu'nun etkisinin 13. ve 19. yüzyıllar arasında Pasifik Okyanusu'nun güneybatısı boyunca yayıldığına dair ipuçları görebiliyoruz" dedi.

İnsanlar ilk şehirleri düşündüğünde genellikle dip dibe konutları ve kaldırım taşı döşenmiş rüzgarlı sokakları olan geleneksel eski Avrupa şehirlerini düşünür. Bu çok farklı bir şehir türü.

Araştırmacılar, Tonga'daki bu tür düşük yoğunluklu kentleşmenin çöküşünün Avrupalıların gelişine bağlı olduğunu söylüyor.

Parton, "Sistem kusurlu olduğu için çökmedi; daha çok Avrupalıların gelişi ve hastalıklar getirişiyle ilgiliydi" diye açıkladı.

Bu, ilk Pasifik yerleşimleri açısından sadece bir başlangıç. Muhtemelen daha keşfedilecek çok şey var.

Independent Türkçe-.independent.co.uk/news



Dünya'nın bir uydusu daha oluyor

Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)
Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)
TT

Dünya'nın bir uydusu daha oluyor

Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)
Uzmanlar, yeni çalışmanın Dünya'nın çevresinin ne kadar yoğun bir güzergah olduğunu gösterdiğini söylüyor (ESA)

Dünya, uzaydaki bir göktaşını yakalayarak iki ay boyunca uydusu yapmaya hazırlanıyor. 

Gezegene yaklaşan asteroitler bazen atmosfere girmeden uzaklaşıp gidiyor, bazen de Dünya'ya çarparak yanıyor.

Fakat bazen de gezegenin yörüngesine takılıp kısa süreliğine Ay'a eşlik ediyorlar. 

NASA'nın fonladığı Asteroit Karasal Etkili Son Uyarı Sistemi (ATLAS) teleskoplarını kullanan gökbilimciler son sınıfta yer alan bir asteroit keşfetti. 

7 Ağustos'ta gözlemlenen gökcismine 2024 PT5 adı verildi. 

Madrid Complutense Üniversitesi'nden Carlos de la Fuente Marcos ve Raúl de la Fuente Marcos, 2024 PT5'in 29 Eylül'den 25 Kasım'a kadar Dünya'nın yörüngesinde döneceğini tespit etti. 

Research Notes of the American Astronomical Society adlı hakemli dergide yayımladıkları çalışmada, yaklaşık 10 metre çapındaki asteroidin 56,6 günün ardından tekrar Güneş'in yörüngesine girerek yolculuğuna devam edeceğini aktardılar. 

Dünya'nın yörüngesine bu şekilde giren asteroitlere mini uydu adı veriliyor. Ancak zaman zaman uzay çöpleri gibi yapay cisimler de mini uydu sanılabiliyor.

Raúl de la Fuente Marcos "Ne zaman yörüngesi Dünya'ya bu kadar benzeyen bir cisim keşfedilse, onun aslında bir uzay enkazı olma ihtimali var" diyor. 

Fakat yapılan gözlemlerin 2024 PT5'in doğallığına "şüphe bırakmadığını" ekliyor. 

Diğer yandan bazı bilim insanları, bu küçük asteroidin aslında mini uydu olmadığını savunuyor. Mini uyduların Dünya'nın çevresinde en az bir tam tur atması gerekiyor ve 2024 PT5, tam bir daire çizmeden yörüngeden ayrılacak.

İlginç bir şekilde Ay'ın kısa süreli yoldaşının kendisinden kopmuş olma ihtimali de var. 

NASA'nın Jet İtki Laboratuvarı'ndan Paul Chodas, asteroidin geçmiş hareketlerinin, Ay'ın geçirdiği bir çarpışmadan kopmuş bir parça olabileceğine işaret ettiğini söylüyor. Fakat bu kesin bir şekilde doğrulanmadı.

Kasımda Dünya'nın yörüngesini terk edecek 2024 PT5'in Ocak 2025'te geri dönmesi bekleniyor. Bu ziyaretini daha kısa tutacak asteroit, muhtemelen 2055'te tekrar gelecek.

2024 PT5, küçüklüğü ve pek ışık yaymaması nedeniyle muhtemelen amatör teleskoplarla gözlemlenemeyecek. 

Independent Türkçe, IFL Science, New York Times, Research Notes of the American Astronomical Society