İnsan dışkısından uçak yakıtı üretmek için anlaşma sağlandı

Sürdürülebilir havacılık yakıtı, karbon salımlarının azaltılmasında önemli rol oynayacak

İnsan dışkısından uçak yakıtı üretmek için anlaşma sağlandı
TT

İnsan dışkısından uçak yakıtı üretmek için anlaşma sağlandı

İnsan dışkısından uçak yakıtı üretmek için anlaşma sağlandı

Birleşik Krallık (BK) merkezli biyoyakıt şirketi Firefly, insan dışkısını uçak yakıtına dönüştürmeye hazırlanıyor.

Firefly, kanalizasyon atıklarının sürdürülebilir havacılık yakıtına (sustainable aviation fuel / SAF) dönüştürülmesini sağlayacak ticari bir rafineri kurmak üzere Macaristan merkezli havayolu şirketi Wizz Air'la anlaşmaya vardı. 

BK'nin Essex bölgesine kurulacak rafineri, 2028'de Londra'daki havalimanlarına hizmet vermek üzere ticari amaçlı SAF tedarikine başlayabilecek. Fakat Firefly'ın ürettiği SAF, hâlâ yasal denetim sürecinden geçiyor. 

Biyoyakıt şirketi ürünlerinin, jet yakıtından "kimyasal açıdan ayırt edilemediğini" öne sürüyor. Firefly CEO'su James Hygate "Kanalizasyon atıklarını jet yakıtına dönüştürüyoruz. Bundan daha havalı pek bir şey düşünemiyorum" diyor. 

Düşük maliyetli havayolu şirketi Wizz, Firefly'ın atık bazlı yakıtından gelecek 15 yıl için 525 bin tona kadar sipariş vererek yatırım yaptığını açıkladı.

SAF üretmenin çeşitli yolları olsa da bunların çoğu normal jet yakıtı kerosenden çok daha pahalı ve kullanılmış yemeklik yağ gibi atık hammaddelerin tedariki sınırlı. Firefly Baş İşletme Görevlisi Paul Hilditch, kanalizasyon atığından dönüştürülen SAF'in daha ucuza ve daha çok miktarda üretileceğini iddia ediyor. 

Wizz Air'ın çevresel, sosyal ve kurumsal yönetim sorumlusu Yvonne Moynihan şöyle diyor:

SAF, filo yenileme ve operasyonel verimlilikle birlikte, havacılıktan kaynaklanan karbon salımlarının azaltılmasında kritik rol oynuyor.

Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği'ne göre SAF, 2050'de net sıfır karbondioksit salımına ulaşmak için havacılığın azaltması gereken emisyonların yaklaşık yüzde 65'inin azaltılmasını sağlayabilir. Uluslararası Enerji Ajansı, küresel çaptaki enerji kaynaklı karbon salımlarının yüzde 2'sini havacılığın oluşturduğunu ve bu oranın diğer taşımacılık sektörlerinden daha hızlı arttığını belirtiyor.

Independent Türkçe, RT, Guardian, Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği, Uluslararası Enerji Ajansı



Kafa üstü kara dalan tilkiler yaralanmamayı nasıl başarıyor?

Tilkiler, avlarını kar tabakasının derinlerinde bile rahat bırakmıyor (Unsplash)
Tilkiler, avlarını kar tabakasının derinlerinde bile rahat bırakmıyor (Unsplash)
TT

Kafa üstü kara dalan tilkiler yaralanmamayı nasıl başarıyor?

Tilkiler, avlarını kar tabakasının derinlerinde bile rahat bırakmıyor (Unsplash)
Tilkiler, avlarını kar tabakasının derinlerinde bile rahat bırakmıyor (Unsplash)

Bilim insanları kara dalıp yaralanmamayı başaran tilkilerin bu beceriyi burunlarının şekline borçlu olduğunu tespit etti.

Soğuk iklimlerde fareler gibi küçük kemirgenler, karın altında sığınacak yerler buluyor. Ancak kızıl tilki (Vulpes vulpes) ve kutup tilkileri (Vulpes lagopus), geliştirdikleri özel bir teknikle bu hayvanları avlamayı başarıyor. 

Güçlü kulaklarıyla kemirgenlerin yerini saptayıp havaya zıplayan tilkiler, saniyede 4 metreye varan hızla yüksek kar yığınlarına yüzüstü dalarak onları gafil avlıyor. 

Cornell Üniversitesi'nden Sunghwan Jung, bu "ilginç ve benzersiz" davranışı bütün tilkilerin sergilemediğini ifade ediyor.

Hayvanların kara dalınca yüzlerinin nasıl yaralanmadığını anlamak isteyen Jung ve ekip arkadaşları bir araştırma yürüttü.

Bulgularını hakemli dergi PNAS'te yayımlayan bilim insanları, müzelerdeki puma gibi büyük kedi türleri ve tilkilerin kafataslarını tarayarak üç boyutlu yazıcıdan çıkardı. 

Ardından kafataslarına çarpma kuvvetini ölçen sensörler yerleştirerek bunları laboratuvarda karın içine attılar.

Jung, karın sıkıştığı zaman kartopu gibi katı veya bir araba camından silindiği zamanki gibi sıvı özellikler sergileyebildiğini açıklıyor. 

Araştırmada tilkilerin keskin burnunun karı sıkıştırmak yerine sıvı gibi kenara ittiği gözlemlendi. Bu sayede çarpma kuvveti azalarak yaralanma ihtimali düşüyor.

Diğer yandan kedigillerin, tilkilere kıyasla daha geniş ve kısa burunları karı sıkıştırıyor. Jung bu burun tipinin, daha iyi ısırma avantajı sağlayarak genellikle yalnız avlanan kedigillerin işine yaradığını söylüyor.

Sürüler halinde avlanan tilkilerinse daha uzun burunları, ısırma becerilerini zayıflatıyor. Ancak karın içine dalma imkanı veriyor.

Jung, "Tilki böylece bilincini kaybetmeden avlanma görevine odaklanabiliyor" diyerek ekliyor:

Uzun burunları, karda daha derine inerek avlarına daha erken ve daha hızlı ulaşmalarına yardımcı oluyor.

Independent Türkçe, Wall Street Journal, New Scientist, PNAS