Sözünü kesiyor, şakalaşıyor, utanıyor... GPT-4o hangi özelliklere sahip?

Gerçekçi sesli görüşmeler gerçekleştirebilen yeni model, metin ve görselleri de işleyebiliyor. (AP)
Gerçekçi sesli görüşmeler gerçekleştirebilen yeni model, metin ve görselleri de işleyebiliyor. (AP)
TT

Sözünü kesiyor, şakalaşıyor, utanıyor... GPT-4o hangi özelliklere sahip?

Gerçekçi sesli görüşmeler gerçekleştirebilen yeni model, metin ve görselleri de işleyebiliyor. (AP)
Gerçekçi sesli görüşmeler gerçekleştirebilen yeni model, metin ve görselleri de işleyebiliyor. (AP)

ChatGPT sohbet robotunun geliştiricisi OpenAI, gerçek hayatta sesli görüşme yapabilen ve metin ve görüntüleri işleyebilen GPT-40 adlı yeni bir yapay zekâ modelini piyasaya süreceğini duyurdu.

Şarku’l Avsat’ın Reuters'tan aktardığı habere göre bu, Microsoft destekli şirketin gelişmekte olan teknolojiye hâkim olma yarışında bir adım önde olmak için yaptığı son hamle.

Yeni ses özellikleri, kullanıcıların ChatGPT ile konuşmasına ve gecikme olmaksızın gerçek zamanlı yanıtlar almasına olanak tanıyor.

OpenAI CEO'su Sam Altman bir blog yazısında şöyle yazdı: “Sanki yapay zekâ bir hayal gibi... Bir bilgisayarla konuşmak benim için hiç normal olmamıştı ama artık normal.”

Şakalaşıyor ve utanıyor

OpenAI, insan benzeri yazılı içerik üretme ve bilgisayar kodu yazma becerisiyle dünyayı kendine hayran bırakan popüler sohbet robotu ChatGPT'nin kullanıcı tabanını genişletmek için artan rekabet ve baskıyla karşı karşıya.

OpenAI araştırmacıları, canlı bir etkinlikte ChatGPT'nin yeni sesli asistan yeteneklerini gösterdiler. Bir denemede ChatGPT, bir kâğıt parçası üzerindeki matematiksel bir denklemi çözmek için bir araştırmacıyla konuşmak üzere görsel ve işitsel yeteneklerini kullandı.

Bir başka denemede ise araştırmacılar GPT-40 modelinin gerçek zamanlı çeviri yapabilme yeteneğini sergiledi.

OpenAI'nin denemeleri daha çok bilim-kurgu tarzındaydı ve ChatGPT ile muhatabı bir noktada şakalaşmaya başladı. OpenAI araştırmacısı, sohbet robotuna ‘ne kadar yararlı ve şaşırtıcı olduğunu’ gösterdiği için harika bir ruh hali içinde olduğunu söyledi. ChatGPT ise araştırmacıya, “Kes şunu! Beni utandırıyorsun!” yanıtını verdi.

OpenAI'nin Baş Teknoloji Sorumlusu Mira Murati yaptığı açıklamada, yeni modelin ücretsiz olarak sunulacağını, çünkü şirketin önceki modellerine göre daha uygun maliyetli olduğunu söyledi. Bununla birlikte, GPT-40'ın ücretli versiyonunun ücretsiz olandan daha kapsamlı olacağını açıkladı.

Şirket GPT-40'ı önümüzdeki birkaç hafta içinde kullanıma sunacak.

ChatGPT, 2022'nin sonlarında piyasaya sürülmesinden kısa bir süre sonra, aylık 100 milyon aktif kullanıcıya ulaşan en hızlı uygulama olarak zirvedeki yerini koruyor.



Kuyudan çıkan insan kemikleri, 800 yıllık destandaki olayı doğruladı

Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
TT

Kuyudan çıkan insan kemikleri, 800 yıllık destandaki olayı doğruladı

Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)
Kuyudaki Adam'ın kalıntıları ilk olarak 1938'de bulunmuştu (Norveç Kültürel Miras Müdürlüğü)

Norveç'teki bir kuyuda bulunan insan kemiklerinin, 800 yıllık bir destanda adı geçen bir kişiye ait olduğu saptandı. Yeni çalışma, suyu kirletmek için kuyuya atıldığı söylenen adam hakkında beklenmedik bir gerçeği ortaya çıkardı. 

1184'ten 1202'ye kadar bugünkü Norveç'in büyük bir kısmına hükmeden Kral Sverre Sigurdsson'un hayatını anlatan Sverris Destanı'nda ülkenin iç kesimindeki bir kaleye yapılan baskından söz ediliyor. 

Kralın, Roma Katolik Kilisesi'yle bağlantılı karşıtları olan Bagler grubu, Sverresborg Kalesi'ne 1197'de düzenledikleri baskında evleri yakıp yıkıyor ve bölgenin sularını zehirlemek için ölü bir adamı kuyuya atıyor. Destana göre daha sonra kuyu taşlarla dolduruluyor. 

Özellikle kralın gözetiminde yazılmasından dolayı uzmanlar bu destanın ne kadar güvenilir olduğundan emin değildi. 

Fakat hakemli dergi iScience'ta dün (25 Ekim) yayımlanan çalışma, en azından "Kuyudaki Adam" hikayesinin doğru olduğuna işaret ediyor. 

Arkeologlar 1938'de Sverresborg Kalesi harabelerinde terk edilmiş bir kuyuda, büyük taşların altında insan kemikleri bulmuştu. Ancak bilimsel araştırma tekniklerinin yetersiz kalmasından dolayı kemiklerin detaylıca incelenmesi mümkün olmamıştı. 

2014 ve 2016'daki kazılardaysa adamın sol elinin parçaları ve bedeninden koparılmış kafatası çıkarılmıştı.

Bilim insanları yeni çalışmada genom dizileme ve radyokarbon tarihleme yönteminden yararlanarak Kuyudaki Adam'ın gizemini aydınlattı.
 

Araştırmacılar, adamın kafatasındaki darbelere dayanarak kuyuya atılmadan önce ciddi seviyede yaralandığını tahmin ediyor (Åge Hojem/NTNU Üniversite Müzesi)Araştırmacılar, adamın kafatasındaki darbelere dayanarak kuyuya atılmadan önce ciddi seviyede yaralandığını tahmin ediyor (Åge Hojem/NTNU Üniversite Müzesi)

Analizler, kemiklerin yaklaşık 800 yıl önce yaşayan ve 30-40 yaşlarında ölen bir erkeğe ait olduğunu ortaya koydu. 

Ekip, bu tarihin destandaki zamanlamayla örtüşmesinden dolayı kemiklerin baskını düzenleyenler tarafından kuyuya atılan adama ait olduğunu söylüyor. 

Norveç Bilim ve Teknoloji Üniversitesi'nden çalışmanın ortak yazarı Dr. Michael Martin, "İlk kez bir Norveç destanında anlatılan bir kişinin ya da karakterin kalıntılarının sahibi kesin bir şekilde tespit edildi" diyerek ekliyor: 

Bu aynı zamanda bir Ortaçağ metninde adı geçen belirli bir kişinin tüm genom dizisini elde ettiğimiz en eski vaka.

Bilim insanlarının yaptığı DNA analizi, Kuyudaki Adam'ın mavi gözlü, açık tenli, sarışın veya açık kahverengi saçlı olduğuna işaret ediyor. Bu pek ilginç olmasa da genetik bilgilerinin Norveç'in güneyindeki kişilerle yakından eşleşmesi araştırmacıları şoke etti. 

Daha önce kuyuya atılan kişinin baskına uğrayan iç kesimden biri olduğu düşünülüyordu. Ancak saldırıyı düzenleyen Bagler grubunun güneyli olması bu teoriye şüphe düşürüyor.

Dr. Martin "Hepimiz için en büyük sürpriz, Kuyudaki Adam'ın yerel halktan gelmemesi; aksine soyunun Norveç'in güneyindeki belirli bir bölgeye dayanmasıydı" ifadelerini kullanıyor: 

Bu da kuşatma ordusunun kendi ölülerinden birini kuyuya attığına işaret ediyor. 

Norveç'teki Stavanger Üniversitesi'nden arkeolog ve tarihçi Roderick Dale, yer almadığı çalışmanın destanda anlatılan olayları doğruluyor gibi göründüğünü söylüyor. Ancak Dale bu tür destanların "tarihten çok propagandaya" daha yakın olduğunu ekliyor:

Bu nedenle günümüzdeki bir politikacının otobiyografisine yaklaştığımız şekilde yaklaşabiliriz. Yazarın yaşamı boyunca meydana gelen tarihi olayları ele almasına rağmen kendi başına bir tarih değil.

Independent Türkçe, CNN, New York Times, Live Science, iScience