Dinozorlarda tüyün evrimleşme süreci aydınlatıldı

"Gizli bir cevher gibi"

Yaklaşık bir köpek büyüklüğündeki Psittacosaurus'un, papağana benzer bir gagası vardı (Arşiv/Reuters)
Yaklaşık bir köpek büyüklüğündeki Psittacosaurus'un, papağana benzer bir gagası vardı (Arşiv/Reuters)
TT

Dinozorlarda tüyün evrimleşme süreci aydınlatıldı

Yaklaşık bir köpek büyüklüğündeki Psittacosaurus'un, papağana benzer bir gagası vardı (Arşiv/Reuters)
Yaklaşık bir köpek büyüklüğündeki Psittacosaurus'un, papağana benzer bir gagası vardı (Arşiv/Reuters)

Bilim insanları nadir rastlanan bir deri fosili sayesinde tüyün dinozorlardaki evrimine ışık tuttu. Bazı tüylü dinozorların derilerinin bir kısmının pulla kaplı olduğu ortaya çıktı.

Pek çok dinozorun tüyü olduğu bilinirken, kuşlar da bu canlılardan evrimleşti. Öte yandan pullu deriden tüylü olana geçiş hakkında bilim insanlarının elinde net bir resim yok. 

İrlanda'daki Cork Üniversitesi Koleji'nden bir ekip ve Çin'deki Nankin Üniversitesi'nden araştırmacılar bir dinozor derisini inceleyerek bu sürece dair bazı soruları cevapladı. 2021'de Nankin Üniversitesi'ne bağışlanan fosil, erken Kretase döneminde yaşayan tüylü bir dinozor olan Psittacosaurus cinsine aitti. Yaklaşık 120 ila 140 milyon yıl önceye denk gelen bu dönemde dinozorlar kuşlara evrimleşmeye başlamıştı.

Nadir bulunan bu deri örneğini ultraviyole ışık altında inceleyen bilim insanları göğüs ve karın kısmını kaplayan pullu deri parçalarıyla karşılaştı. Hakemli dergi Nature Communications'ta dün yayımlanan çalışmanın ortak yazarı Dr. Zixiao Yang "Fosil gerçekten gizli bir cevher gibi" diyerek şöyle ekliyor:

Deri sadece ultraviyole ışık altında, turuncu-sarı renkli çarpıcı bir parıltıyla görülebiliyor.

Araştırmacılar Psittacosaurus'un kuyruğunda kıl gibi sert ve kısa tüyler varken, vücudunun geri kalanının pulla kaplı olduğu sonucuna vardı. Bilim insanlarının elinde dinozorun tüylü bölgelerinin kalıntıları olmasa da bu kısımlardaki derinin kuşlara benzediğini düşünüyorlar. 
Görsel kaldırıldı.

Fosilleşmiş deri örneğinin alt kısmına tutulan ultraviyole ışık, dinozorun pullarını gözler önüne serdi (Zixiao Yang)


Makalenin kıdemli yazarı Prof. Maria McNamara "Keşfimiz bu kuş benzeri yumuşak derinin ilk başta sadece vücudun tüylü bölgelerinde geliştiğini, derinin geri kalanınınsa bugünkü sürüngenlerdeki gibi pullu kaldığını gösteriyor" ifadelerini kullanarak şöyle ekliyor:

Bu bölgesel gelişim aşınma, dehidrasyon ve parazitlere karşı koruma gibi temel cilt işlevlerini sürdürmüş olabilir.

Çin'de keşfedilen fosilleşmiş derinin camla aynı bileşikten meydana geldiğini gören araştırmacılar şaşkına döndü. Omurgalı canlıların fosillerinde bu şekilde korunmuş bir örneğe daha önce rastlamadıklarını belirten Dr. Yang "Muhtemelen gizli yumuşak dokulara sahip keşfedilmeyi bekleyen daha birçok fosil var" diyor. 

Fosilleşmiş tüy üzerine pek çok çalışma yapılmasına karşın bu şekilde deri örneklerine epey nadir rastlanıyor. Bu nedenle dinozorların pullu derilerinin tüylü bir yapıya dönüşme süreci, omurgalı canlıların evriminde aydınlatılmayı bekleyen bir dönem ve yeni araştırma önemli bir boşluğu dolduruyor. 

Independent Türkçe, Reuters, Popular Science, Science Daily, Nature Communications



"Tuhaflığın sınırlarını zorlayan" bir dinozor keşfedildi

Yaklaşık 78 milyon yıl önce yaşayan Lokiceratops rangiformis, bulunan en büyük ve gösterişli boynuzlardan birine sahip (Andrey Atuchin/Maribo Evrim Müzesi)
Yaklaşık 78 milyon yıl önce yaşayan Lokiceratops rangiformis, bulunan en büyük ve gösterişli boynuzlardan birine sahip (Andrey Atuchin/Maribo Evrim Müzesi)
TT

"Tuhaflığın sınırlarını zorlayan" bir dinozor keşfedildi

Yaklaşık 78 milyon yıl önce yaşayan Lokiceratops rangiformis, bulunan en büyük ve gösterişli boynuzlardan birine sahip (Andrey Atuchin/Maribo Evrim Müzesi)
Yaklaşık 78 milyon yıl önce yaşayan Lokiceratops rangiformis, bulunan en büyük ve gösterişli boynuzlardan birine sahip (Andrey Atuchin/Maribo Evrim Müzesi)

Bilim insanları kafatasının arkasında bugüne kadar görülen en büyük boynuzu taşıyan bir dinozor türü keşfetti. Adını İskandinav mitolojisindeki kurnazlık tanrısı Loki'den alan dinozor, "tuhaflığın sınırlarını zorluyor". 

Hakemli dergi PeerJ'de dün yayımlanan bir makalede Ceratopsidae familyasına ait yeni bir otobur dinozor türü tespit edildiği açıklandı. 

Yaklaşık 92 milyon yıl önce ortaya çıkan ve 66 milyon yıl önce dinozorların sonunu getiren kitlesel yok oluşa kadar yaşayan bu familya burunlarındaki boynuzlarıyla biliniyor.

Lokiceratops rangiformis adı verilen yeni dinozorunsa burnunda boynuzları yok. Bunun yerine kafatasının arkasındaki yaka denen kısımda bıçak gibi boynuzlar taşıyan canlı, bunların hem gösterişli hem de büyük olmasıyla dikkat çekiyor. 

Çalışmanın ortak başyazarı Joseph Sertich "Bu yeni dinozor, bir ceratopsia türünde bugüne kadar görülen en büyük yaka boynuzlarına sahip olmasıyla tuhaf ceratopsia başlıklarının sınırlarını zorluyor" diyor:

Bu kafatası süsleri, boynuzlu dinozor çeşitliliğinin kilidini açmanın anahtarlarından biri ve evrimsel seçilimin Kretase ekosistemlerinin baş döndürücü zenginliğine katkıda bulunarak gösterişli bir görünüme yol açtığını gösteriyor.

Ceratopsidae familyasını içine alan ceratopsia grubunun en meşhur üyesi Triceratops, Lokiceratops'tan 12 milyon yıl sonra ortaya çıktı. 

2019'da ABD'nin Montana eyaletinde bulunan kalıntıları bir araya getiren bilim insanları, yeni keşfettikleri Lokiceratops'un yaklaşık 7 metre uzunluğunda ve 5 ton ağırlığında olduğunu tahmin ediyor. Yaka boynuzlarının uzunluğuysa yaklaşık 1 metre. 

Araştırmacılar bu canlının, Centrosaurinae adlı boynuzlu dinozorların Kuzey Amerika'da bugüne kadar bulunan en büyük örneği olduğunu söylüyor.

Sertich, ağzında en az 200 dişi bulunan Lokiceratops için "Muhtemelen günümüzdeki gergedan ve fillere benzer şekilde davranan 4 ayaklı bir otoburdu" ifadelerini kullanıyor:

Keskin gagasıyla sert bitkileri kesiyor ve yanağındaki dişlerle de bunları dilimliyordu.

Dinozorun boynuzlarınınsa kuşların tüylerine benzer bir amaç taşıdığını düşünen Sertich "Muhtemelen yaka ve boynuzlarını, partner bulmak, rakiplerini korkutmak veya kendi türünün üyelerinin onu tanıması için süs olarak kullanıyordu" diyor.

Bıçak gibi boynuzları olan dinozorun ismi, İskandinav mitolojisinde kılıç kullanan tanrı Loki'ye referansla kondu. Lokiceratops rangiformis, "Loki'nin ren geyiğine benzeyen boynuzlu yüzü" anlamına geliyor. 

Bilim insanları ayrıca Lokiceratops'un 78 milyon yıl önce, ikisi Centrosaurinae grubundan 4 farklı boynuzlu dinozorla beraber yaşadığını saptadı. Yakın akraba olan üç türe bu bölge dışında hiç rastlanmadı. 

Makalenin ortak başyazarı Mark Loewen "Daha önce paleontologlar aynı yer ve zamanda en fazla iki ayrı boynuzlu dinozor türünün bir arada var olabileceğini düşünüyordu" diyor: 

İnanılmaz bir şekilde, aynı anda birlikte yaşayan 5 tür tespit ettik.

Araştırmacılar Lokiceratops'un keşfinin, bu türlerin küçük bir alanda hızla evrimleştiğine dair kanıt sunduğunu belirtiyor.

Independent Türkçe, Science Daily, Newsweek, PeerJ