Robot cerrahlar 10 yıl içinde kafa nakli gerçekleştirebilir

Robot cerrahlar 10 yıl içinde kafa nakli gerçekleştirebilir
TT

Robot cerrahlar 10 yıl içinde kafa nakli gerçekleştirebilir

Robot cerrahlar 10 yıl içinde kafa nakli gerçekleştirebilir

Robotların 10 yıl içinde, bir insan kafasını başka birinin vücuduna nakledebileceği öne sürüldü. 

Nörobilim ve biyomedikal mühendisliği girişimi BrainBridge, yapay zeka ve robotları kullanarak yüksek hızda nakil işlemi gerçekleştirecek yeni bir teknoloji geliştirmeyi planladığını duyurdu. Dokuların bozulmasını önleme açısından hız, beyin nakli yapmayı amaçlayan projelerde kritik öneme sahip.

BrainBridge'in yöntemi yapay zeka algoritmalarının kontrolündeki robotların bir donörün kafasını çıkarıp onun vücuduna, anı ve bilişsel becerilerini koruyan başka birinin kafasının takılmasını öngörüyor. 

Robotlar omuriliği, sinirleri ve kan damarlarını bağlayacak ve kopan nöronları yeniden bağlamak için polietilen glikol kullanılacak. Bu maddenin çevresel sinir hasarı tedavisinde fayda sağladığını gösteren bazı araştırmalar olsa da kafa nakli gibi kapsamlı bir işlemde nasıl sonuç vereceğini kestirmek zor.

Beyin ölümü gerçekleşmiş genç ve sağlıklı kişilerin bedeninin, kanser veya felçten muzdarip kimselerin kafasına takılmasıyla hastalara yeni bir hayat sunulması planlanıyor. 

Projenin arkasındaki moleküler biyolog Hashem Al-Ghaili, "tam kafa ve yüz nakli" gerçekleştireceğini söylediği teknoloji hakkında şöyle diyor: 

Bu son teknoloji sistem; 4. evre kanser, felç veya Alzheimer ve Parkinson benzeri nörodejeneratif hastalıklar gibi tedavi edilemeyen rahatsızlıklardan muzdarip hastalara yeni bir umut sunuyor.

Al-Ghaili bu projesinden ilk kez geçen yıl ekimde bahsederken, önünde 8 yıllık bir yol haritası olduğunu belirtmişti. BrainBridge halihazırda fikir aşamasında olduklarının altını çiziyor.

Şirket ayrıca bu beyinlerin ömrünün "birkaç yüzyıl" olduğunu iddia ediyor. Bu mümkün olursa, genç vücutlara yapılacak kafa nakilleri sayesinde insanların yaşamını uzatacak yeni bir kapı aralanabilir. 

Bilim dünyasındaki beyin ve kafa nakli çabaları yeni sayılmaz. 2017'de beyin cerrahı Sergio Canavero iki kadavra arasında beyin nakli yaptığını söyleyerek gündem olmuştu. Canavero geçen yıl da yaşayan insanlar arasında beyin nakli yapmanın artık mümkün olduğunu öne sürmüştü. 

Öte yandan beyin gibi karmaşık bir organın nakliyle ilgili bazı endişeler var. BrainBridge kafa nakli geçiren hastaların bilincini koruyacağını iddia etse de bilince dair cevaplanması gereken pek çok soru var. Anılar için de benzer bir durum söz konusuyken, nakil geçiren bir hastanın planlandığı şekilde uyanıp uyanmayacağını bilmek için henüz erken olduğu söylenebilir.

Independent Türkçe, New Atlas, IFL Science 



Paskalya Adası toplumunun çöküşüne dair yeni teori

MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)
MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)
TT

Paskalya Adası toplumunun çöküşüne dair yeni teori

MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)
MS 12. yüzyıldan 17. yüzyılın ikinci yarısına kadar yapılan moai heykellerinin, Paskalya Adası'nın ilk sakinlerinin atalarını temsil ettiği düşünülüyor (AP)

Paskalya Adası halkının çöküşüne ekokırımın yol açmadığı ve topluluğun hiçbir zaman sanıldığı kadar büyümediği öne sürüldü. 

Büyük Okyanus'un güneydoğusunda yer alan adadaki ilk yerleşimin MS 1000 civarında başladığı düşünülüyor. 

Rapa Nui diye bilinen bölgenin Polinezya kökenli yerli halkının palmiye ağaçlarını kesip çevreye zarar vermesiyle çöktüğü kabul ediliyor. 18. yüzyılda adaya gelen Avrupalıların yıkıma uğramış bir toplumla karşılaştığı iddia ediliyor.

Öte yandan 2020'de yayımlanan bir araştırmada moai adlı devasa taş heykelleriyle tanınan Rapa Nui halkının, Avrupalılar bölgeye geldiğinde faaliyetlerine, özellikle de heykel yapımına devam ettiği bulunmuştu.

Cuma günü Science Advances adlı hakemli dergide yayımlanan araştırma da Paskalya Adası halkının çöküşüne dair genel kabule meydan okuyor. Araştırmacılar, Avrupalıların karşılaştığı manzaranın çökmüş bir toplumun kalıntısı değil, ada sakinlerinin normal popülasyonu olduğunu öne sürüyor.

Bilim insanları kızılötesi uydu görüntüleri ve yapay zekaya başvurarak yerli halkın yaptığı kayalık bahçeleri tespit etti. Paskalya Adası'nın yüzlerce yıl önceki sakinleri toprağın verimini artırmak için bu bahçeleri yapıyordu. 

Araştırmacılar kayalık bahçelerin daha önce düşünülenden çok daha az olduğunu tespit etti. 164 kilometre karelik alanın sadece binde 76'sının kayalık bahçelere ayrıldığını bulan ekip, bu yolla en fazla 4 bin kişilik bir halkın var olabileceğini düşünüyor. 

Daha önceki tahminlerse, Rapa Nui halkının zirve yaptığı 15. yüzyılda 16 bin kişinin burada yaşadığı yönündeydi. 

Makalenin ortak yazarı Dr. Dylan Davis "Ekokırımla ilgili en önemli argümanlardan biri, bütün bu moai heykellerini inşa etmek için çok büyük bir nüfus olması gerektiğiydi" diyor:

Ancak büyük bir nüfusu destekleyen arkeolojik kanıtlar yok ve moai'ler üzerinde yapılan çalışmalar, küçük bir nüfusun onları inşa edip taşıyabileceğini gösteriyor. Sadece işbirliği gerekiyordu.

Öte yandan bazı uzmanlar bu çalışmanın yeterince güçlü bir kanıt sunmadığı görüşünde. Paskalya Adası Heykel Projesi Direktörü Jo Anne Van Tilburg, Live Science'a yaptığı açıklamada yeni çalışmanın tek bir veriye dayanmasını eleştiriyor:

Rapa Nui halkının geçim modellerinin tüm bileşenlerini hesaba katmadan (kronolojiden bahsetmiyorum bile) sistemin sürdürülebilir olduğu ya da olmadığı sonucuna varmak nasıl mümkün olabilir? 

University College London'dan Rapa Nui uzmanı Prof. Sue Hamilton da çalışmadaki bu sınırlamaya değiniyor. Yine de ekokırım teorisini boşa düşüren çalışmalar olduğunu belirten Prof. Hamilton şöyle diyor:

Rapa Nui'de nüfus artışı ve peyzajın kötü yönetimi yoluyla ekokırım yapıldığı fikri, en az 10 yıldır giderek daha ikna edici bir şekilde sorgulanıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Live Science, Science Advances, Arkeofili