NASA'nın paylaşımı korku yarattı

Uzmanlar bunun daha sık yaşanacağını söylüyor

Clear Lake'teki alg patlaması sağlık ve çevreyle ilgili endişelere yol açıyor (NASA)
Clear Lake'teki alg patlaması sağlık ve çevreyle ilgili endişelere yol açıyor (NASA)
TT

NASA'nın paylaşımı korku yarattı

Clear Lake'teki alg patlaması sağlık ve çevreyle ilgili endişelere yol açıyor (NASA)
Clear Lake'teki alg patlaması sağlık ve çevreyle ilgili endişelere yol açıyor (NASA)

ABD'nin Kaliforniya eyaletinin en büyük tatlı su gölünün görüntüleri endişe yarattı. NASA'nın yayımladığı uydu görüntülerinde yemyeşil gözüken Clear Lake, alg patlamasıyla boğuşuyor. 

Alg (su yosunu) patlaması, tatlı veya tuzlu sularda alglerin sayısının hızla artmasını ifade ediyor. NASA'nın Operasyonel Arazi Görüntüleyici-2 aracıyla 15 Mayıs'ta çektiği görüntülerde gölün bu yosunlar tarafından kaplandığı görülüyor. 

Yaklaşık 180 kilometre karelik Clear Lake'teki patlamaya büyük ölçüde mavi-yeşil algler diye de bilinen siyanobakterilerin yol açtığı düşünülüyor. Bu tek hücreli organizmalar özellikle fosfor ve azot gibi besinlerin bol olduğu ortamlara gelişiyor.

Geniş bir balık popülasyonuna ev sahipliği yapan ve çeşitli kuş türlerini çeken Clear Lake, zaman zaman alg patlamalarına sahne oluyor. Öte yandan yerel gazete Press Democrat'ın aktardığı üzere göldeki mavi-yeşil alg miktarı alışılmışın üzerinde.

NASA yaptığı açıklamada gölde 130'dan fazla mavi-yeşil alg türü tespit edildiğini ve bunların üçünün insan sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini belirtti.

Sudaki bazı algler mikrosistin denen zehirli maddeler üreterek hem insanlara hem de hayvanlara zarar verebiliyor. Mikrosistin cildin tahriş olmasına, karaciğer hasarına ve hatta böbrek yetmezliğine yol açabiliyor.

Bu zehirli maddeler olmasa bile algler sudaki oksijeni tüketerek burada yaşayan canlıların nefessiz kalmasına neden olabilir. Birleşik Krallık'taki Portsmouth Üniversitesi Deniz Bilimleri Enstitüsü'nden Ian Hendy şöyle diyor:

Bu süreç sudaki oksijen seviyelerini çok düşürerek balık ve omurgasızlar gibi suda yaşayan organizmalar için yaşamı çok tehlikeli hale getiriyor.

Sağlık yetkilileri, hem insanların hem de evcil hayvanların sudan uzak durması gerektiğini belirterek halkı uyardı. 

Madencilik ve tarım gibi insan faaliyetleri sudaki besin miktarını artırarak Clear Lake'teki bu türden alg patlamalarının yaşanmasına ortam hazırlıyor. NASA yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:

Yakındaki çiftliklerden, üzüm bağlarından, hatalı septik sistemlerden, çakıl madenlerinden ve terk edilmiş bir açık ocak cıva madeninden gelen akıntı, göldeki su kalitesi sorunlarına katkıda bulunuyor.

Sıcak sular da alg patlamalarına yol açtığı için son görüntülerde iklim krizinin de payı olduğu söylenebilir. Uzmanlar küresel ısınma ve endüstriyel tarım nedeniyle alg patlamalarının daha sık ve daha tehlikeli olacağı uyarısı yapıyor.

Independent Türkçe, Guardian, Newsweek, NASA



"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
TT

"Esrarengiz" kehribarda 116 milyon yıllık tsunaminin izleri keşfedildi

Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)
Japonya'nın Minamisoma kıyılarına 2011'de tsunami dalgaları vurmuştu (AFP)

Rachel Clun 

Bilim insanları 116 milyon yıllık bir tsunaminin kanıtını bir kehribar içinde bulduklarını ve bunun muhtemelen bu doğa olayına dair en eski kayıt olduğunu düşünüyor.

Japonya'nın kuzeyindeki Hokkaido Adası'nda derin deniz tortularını inceleyen araştırmacılar Aya Kubota, Yusuke Takeda, Keewook Yi, Shin-ichi Sano ve Yasuhiro Iba, erken Kretase dönemine ait tortularda 114 ila 116 milyon yıl öncesine tarihlenen "olağanüstü zengin kehribar konsantrasyonları" keşfetti.

Nature'ın Scientific Reports'unda yayımlanan bulgulara ilişkin raporda araştırmacılar, kehribarın bir veya daha fazla tsunami tarafından okyanusa sürüklenerek havayla çok az temas etmiş olabileceğini öne sürüyor.

Fosilleşmiş ağaç reçinesi olan kehribar, nispeten hızlı kuruyan bir madde. Araştırmacılar, kehribarın havaya maruz kaldığında genellikle bir hafta gibi kısa bir sürede katılaştığını söylüyor.

Ancak araştırmacıların incelediği tortularda, "belirgin şekilde deforme olmuş" kehribar birikintileri bulundu. Bazıları reçinenin akan su tarafından değiştirildiğini gösteren, alev yapıları denen bir şekilde deforme olmuşken, diğerleri yumuşak reçinenin "akarak deniz tabanına kıvamlı bir şekilde yayıldığına" işaret eden düz kehribar şeritlere sahipti.
 

Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)Araştırmacılar, eski okyanus tortularını inceleyerek tsunamiye dair olası kanıtlar buldu (Aya Kubota/Yusuke Takeda/Keewook Yi/Shin-ichi Sano/Yasuhiro Iba)

Araştırmacılar, "Bu esrarengiz kehribarın derin deniz ortamında bulunmasının en muhtemel nedeni, büyük çaplı tsunamiler" diyor.

Bu reçine deformasyonlarının su altında meydana gelmesi, ormandan pelajik deniz tabanına doğrudan taşındıklarını ima ediyor. Karadan okyanusa bu kadar hızlı ve doğrudan bir taşıma, bir tsunamiyle tetiklenmiş olabilir.

Araştırmacılar, antik tortulardaki diğer kanıtların da bu teoriyi desteklediğini belirtiyor. Bunlar arasında, karadan gelen büyük miktarda bitki kalıntıları ve büyük dalgaların sürüklediği odun parçaları da vardı ve bunların çok az çürüme izi taşıması, açık okyanusa "hızla taşındıklarına" işaret ediyor.

Makalede, "Kiltaşındaki kütüklerin varlığı, çok sayıda odunun bulanık akıntılarla taşınmak yerine kopup sürüklenerek pelajik deniz tabanına battığını gösteriyor" ifadeleri kullanılıyor.

Bilim insanları açık okyanuslardaki diğer tortuların, büyük ölçekli eski tsunamiler veya benzer olaylar hakkında daha fazla kanıt sağlayabileceğini öne sürüyor.

Araştırmacılar, Holosen döneminden, yani yaklaşık 4 bin 200 yıl öncesinden daha eski bir tarihten kalma tsunami tortularının normalde tespit edilmediğini ve bunun da kısmen, yol açtıkları geniş çaplı yıkımdan geriye net belirtilerin kalmamasından kaynaklandığını söylüyor.

Independent Türkçe,independent.co.uk/news